Nükleer Santraller Korkunç Mu?

523
Yazarlık Başvurusu

Dünya’nın en önemli enerji kaynağı tartışmasız nükleer güç. Liyakatli kişi ve kurumlarca yönetilen bir nükleer reaktör neredeyse yenilenebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgar enerjisi vb.) kadar temiz. Bunun yanında ürettiği enerji miktarı muazzam. Gelişmiş ülkelerde ise oldukça rağbet gören bir enerji kaynağı bu. Öyle ki 100 civarında nükleer santrale sahip olan ABD bu santrallerden 1998 yılı itibariyle 676 tW/s enerji üretmiştir. (1 tW/s 1 milyar kW/s enerjiye eşittir.) Bu alanda lider olan ABD’yi Fransa, Japonya, Almanya, Rusya, İngiltere ve Güney Kore izliyor.

Peki tüm bu nükleer reaktörler korkulan gibi tehlike arz etseydi bu kadar yaygın kullanılır mıydı? Elbette hayır. Peki nasıl oluyor da bu kadar tehlikeli bir işi bu kadar güvenli yapabiliyorlar? İşte bu noktada ciddi bir ayrım yapmak zorundayız.

Tehlike Bu İşin Neresinde?

Nükleer enerji, 1896 yılında Fransız fizikçi Henri Becquerel tarafından, uranyum maddesinin fotoğraf plakaları ile yan yana durması ve karanlıkta yayılan radyoaktif ışınların fark edilmesi ile kazara keşfedilmişti.

Esasen topraktan çıkarılan bir parça cevherin gözle görülmeyen yüksek enerjili ışınlar saçması olarak tarif edebileceğimiz radyoaktivite tıpkı bir kurşun gibi geçtiği yerlere ağır hasarlar bırakıyordu. Keşfedildiği dönemde fizikçi ve kimyacılar tarafından ilgi ile karşılanan bu etki maalesef çok sonraları farkedilecek, radyoaktivite çalışmaları ile 1903’te Becquerel ile birlikte Nobel Fizik ödülünü alan Marie Curie ise maruz kaldığı aşırı radyasyon yüzünden ölecekti. Evet, artık biliyoruz ki radyasyon çok tehlikelidir.

Peki neden? Nasıl?

Yukarıda da belirttiğimiz gibi gözle görülmeyen kurşunlara benzeyen radyasyon, birçok sebeple enerji ile doldurulmuş bazı atomaltı parçacıkların yüksek enerjileri ile atom çekirdeğine çarpıp atomun yapısını bozarak yine etrafa yüksek enerjili atomaltı parçacıklar saçılmasına neden olur. Bu şekilde oluşan bir zincirleme reaksiyon hızla etrafa yüksek enerji saçar ve devasa yıkım oluşturabilir. (örneğin atom bombası) Ve bu gerçekten yadsınamaz bir tehlikedir.

Öyleyse Nükleer Enerji Santrali Tehlikeli Midir?

Hayır. İnsanoğlu olarak adına radyasyon dediğimiz bu tehlikeli güç ile acı tatlı bir sürü olay yaşayarak onu kullanmada kelimenin tam manasıyla ustalaştık. Ülkeler bu enerji kaynağının potansiyelini gördüklerinde bu gücü ellerine alabilmek için kıyasıya yarıştılar. Bu emperyal güçler elbette radyasyonun zararlarından da kaçınmayı akıl etmişlerdi. Böylece bu devasa enerji kaynağını kontrol ederek mükemmel bir kaynağa çevirdiler.

Tehlikeyi nasıl bertaraf ettiler?

Zincirleme reaksiyon nükleer enerjinin temelini oluşturur. Bunu yanında tüm bu işin en tehlikeli kısmı da yine zincirleme reaksiyondur. Yani zincirleme reaksiyona hem gereklidir hem de ölümcül. İşte bu noktada kontrol çubukları devreye girer. Kontrol çubukları özel bazı materyallerden üretilmiştir ve görevliler tarafından reaktörün kalbine saplanırlar. Yapıları nötron emecek şekilde tasarlanmıştır. Böylece zincirleme reaksiyon esnasında yayılan nötronların çoğunu yakalarlar ve bu nötronların başka atomları parçalamasını engellerler. Böylece nükleer santralde yalnızca görevlilerin izin verdiği kadar zincirleme reaksiyon oluşur.

E Hani Elektrik?

Buraya dek hep kafa karıştırıcı şeylerden bahsettik. Şehir yıkan bir güçten nasıl buzdolabı çalıştıran elektrik üretildiği ise gayet basit. Zincirleme reaksiyon esnasında oluşan enerji dev bir kazanı kaynatmak için kullanılıyor. Bu kazandaki su kaynayıp daracık bir geçitten geçerek buhar turbininin dönmesi sağlanıyor. Şaft etrafına düzenlenmiş mıknatıslı bobin düzeneği ise dönerek elektrik oluşturuyor. Böylece yemeklerimiz bozulmuyor.

Tüm bunların yanında, enerji için kontrol altında tutulan zincirleme reaksiyondan gözlerini ayıran bir görevli, bir şehri yok edecek bir patlamaya sebep olabilir. Ayrıca gayet düzgün çalışan bir reaktörün atıklarının özenli şekilde bertaraf edilmemesi de çevresel bir faciayı tetikleyecektir. Yetkin, özenli, dikkatli ve tedbirli bir yönetim sayesinde işletilen bir nükleer reaktörün çevreye hiçbir zararı yoktur.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

2 YORUMLAR

  1. Yazı fazla yüzeysel kalmış. Radyasyona zararlı bir şey demek doğru olmaz. Her radyasyon türü zararlı değildir. Örnek olarak görünür ışını verebiliriz, bu da bir radyasyondur. Radyoaktivite esnasında yayılan zararlı radyasyonların (özellikle gama ışınları) zararından bahsetmek mümkün olacaktır. Radyoaktivite ve zincirleme reaksiyonların bilimsel tanımlarından bahsedilmeliydi. Herkesin anlayabileceği bir seviyeye indirgemek için yazıyı böyle yazdıysan da ben böyle yapmanın yanlış olduğu kanısındayım.

  2. Fukişima Çernobil neydi peki atık dediklerin yüzlerce yıl radyasyon saçıyor Almanya ve pek çok Amerikan eyaleti santralları kapattı bu yazdıkların ortaokul düzeyinde malumatlar yani az bilgi bol keseden atış ve iddia laf çok çalışman kanıtlı hipotez kurmayı öğrenmen hayırlı olacaktır

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz