Hollanda’da Yükselen Yıldız “Thierry Baudet”a Karşı Medyakrasi Darbesi

972
Yazarlık Başvurusu
2016 yılında genç siyasetçi Thierry Baudet tarafından kurulan FvD (Forum voor Democratie), 2017 yılında genel seçimlere (Parlamento Seçimleri) katılarak 2 koltuk kazanmıştır. FvD partisi 2019 yılındaki yerel seçimlerde ise (Eyalet Seçimleri), 3 yaşında bir parti olmasına rağmen Hollanda’nın en büyük partisi olarak seçimlerden zaferle çıkmıştır. FvD, yüzde 14,4 oy alarak birinci olmuştur. Hollanda’da Başbakan Mark Rutte başkanlığındaki koalisyon hükümeti, Hollanda Senatosu’ndaki (Eerste Kamer) çoğunluğu kaybetmiştir. 4 partiden oluşan koalisyon ortaklarının, senatodaki üye sayısı 38’den 31’e düşmüştür. FvD ise ilk yerel seçimleri olmasına rağmen tek başına 10 senatör çıkarmıştır. Ayrıca 2007 yılında 1.863 üyesi olan FvD partisinin 2020 yılında tam olarak 42.794 üyesi bulunmaktadır.
Bu üye sayısı ile Hollanda’da en fazla üyeye sahip parti, FvD partisidir. Siyaset arenasına bu kadar kısa bir sürede büyük başarılarla giren Thierry Baudet önderliğindeki FvD partisi, bugünlerde büyük bir skandal ile karşı karşıya kalmıştır. Bir yandan parti içindeki isyan bayraklarını çekip parti yönetimini tümüyle ele geçirmek isteyen bir kesim, diğer yandan ise sol endeksli Hollanda medyasının Thierry Baudet’e uyguladıkları baskı yöntemleri akıllara pek çok soru işareti getirmektedir. Bu yazıda FvD partisindeki WhatsApp Krizi’nin partide yol açtığı düalist bölünmüşlük ele alınacaktır. Fakat öncelikle, yazının başlığında da belirtildiği üzere medyakrasinin tanımı  ile başlanacaktır.

Medyakrasi Nedir? 

Medyakrasi, en basit tanımıyla, “medya iktidarı”, “medyanın hegemonyası”, “medya totaliterliği”, “medya manipülasyonu” demektir. Medyanın siyasetçileri etkisi altına alıp ülkenin siyasal gündemini belirlemesi, egemen olması anlamına gelmektedir. Bu düzende medya, iktidarları, hatta liderleri belirleyip halkın gündemini tayin etmektedir. Medyakrasinin bir diğer tanımı da; siyasilerin bilgilendirme sürecinde medyayı kullanma girişimleri yoğunlaştıkça, medyanın onları manipüle etmesine (medyakrasi eğilimine) daha çok imkân verdikleri şeklindedir (Mutlu, 2005:40). 

WhatsApp Krizi 

FvD partisinin alt ve gençlik organı olan JFVD’e üye olan 2 genç üyenin, Whatsapp grup konuşmalarında antisemitik ve homofobik içerikli mesajlar atmaları ve bu mesajların medyaya sızdırılması sonrası ortaya çıkan Whatsapp Krizi ile birlikte FvD partisi büyük oranda medyanın baskısına maruz kalmıştır.
[irp posts=”27634″ name=”Aum Shinrikyo Terör Örgütü: Kuruluşu, İdeolojisi ve Saldırıları”]
Hollanda’daki medya kuruluşlarının neredeyse tümü, FvD partisinin lideri Thierry Baudet’i bu olaydan sorumlu tutarcasına baskı uygularken, parti içinden de bir çok önemli ismin Thierry Baudet’i eleştirmeleri Baudet’i istifaya sürüklemiştir. Hangi üyelerin ne paylaştıkları hala belirtilmemiştir. Fakat Whatsapp grubunda yer alan birinin bu bilgiyi medyaya taşıdığı kesinlik kazanmıştır. Söz konusu WhatsApp grubunda bulunan kişi; Utrecht Senatörü ve Hollanda Senatosu üyesi Nicki Pouw Verweij’dır.

Parti İçinden Birilerinin Olma Olasılığı 

Thierry Baudet istifa ettikten sonra FvD’nin Kuzey Hollanda Senatörü ve Hollanda Senatosu

(Eerste Kamer) üyesi Annabel Nanninga parti içerisindeki isyan bayrağını çekmiş vaziyetteydi. 24 Kasım 2020 tarihinde FvD parti lideri Thierry Baudet’i hedef alan FvD Kuzey Hollanda Senatörü Nanninga, The Post Online adlı sitede Baudet’in partiyi mahvettiğini ve derhal partiden uzaklaşması gerektiğini, gitmediği taktirde kendisinin istifa edeceğini beyan etmişti.

En başta Utrecht Senatörü Nicki Pouw-Verweij olmak üzere diğer önemli isimlerin de Nanninga’nin ifadelerine destek vermeleri soru işaretlerini beraberinde getirmiştir. Zira partinin gençlik örgütünde bulunan 2 üyenin, Utrecht Senatörü Nicki Pouw- Verweij’in de içerisinde bulunduğu Whatsapp grubundaki antisemitik ve homofobik mesajları önce basına sızdırılmış, sonrasında ise olayla alakası olmayan FvD parti lideri Thierry Baudet sorumlu tutulmuştur. Zira parti yönetiminde bulunan bazı isimler, Thierry Baudet’e bir ültimatom sunarak iktidarına meydan okudular. Ültimatoma göre 24 saat içinde FvD patisinin alt ve gençlik örgütü olan JFVD’nin başkanı Freek Jansen’ın istifası istenilmiş ve neredeyse beş bin üyesi bulunan JFVD’yle organik ve resmi bağın kesilmesi istenilmiştir. Fakat kimliği belirsiz iki genç üyenin, herhangi bir Whatsapp grubu konuşmasında gönderdikleri mesajlar yüzünden beş bin üyeye sahip koca bir gençlik örgütünü partiden ihraç etme fikri Thierry Baudet’e adil ve mantıklı gelmemiştir. Hâl böyle olunca, eleştiri okları “Thierry Baudet, homofobi ve Antisemitizme karşı durmadı” şeklinde kendisine çevirilmiştir. Bu olaydan sonra gerek medyanın baskısı gerekse parti içindeki bazı önemli isimlerin Baudet’in istifasını istemeleri pek manidar gözükmektedir. Bu olaylar silsilesi, bizlere söz konusu olayların parti içerisinden birilerinin işi olduğunu göstermektedir.

Baudet’in İstifası Ve Geri Dönüşü 

FvD lideri Thierry Baudet istifa ettikten sonra Baudet karşıtı cephe daha da güçlenmiş ve parti bu cephe tarafından ele geçirilmek istenmiştir. Fakat bu durumun farkına varan Baudet 25 Kasım 2020 tarihinde geri döneceğini ilan ederek tekrar partisinin lideri olmak istediğini beyan etmiştir. Bu açıklamasından sonra FvD yönetimi Baudet’in dönüşünü kabul etmediklerini ilan ettiler. Aynı günde NOS’e konuşan Thierrry Baudet: ”Partiyi kuran ve şekillendiren benim. Başka bir şey istiyorlarsa, neden başka bir parti kurmuyorlar?” ifadelerini kullanarak kendisine karşı ayaklanan yönetim üyelerini eleştirmiştir. Diğer yönetim üyeleri Thierry Baudet’in bu açıklamasını tek taraflı bir açıklama olarak ilan ederek bu gelişmeyi tanımadıklarını beyan ettiler. Bu açıklamadan sonra Lennart van de Linden, Astrid de Groot ve Rob Rooken adlı FvD yönetim üyeleri, Thierry Baudet’ı parti yönetiminden ihraç etmek istediler. Fakat bu söz konusu ihraç ugulaması sadece Genel Üyeler Toplantısı (Algemene Ledenvergadering) aracılığı ile verilebilecek bir karar olduğu için, parti yönetiminin kararı bu noktada yetersiz kalmaktadır. Hatta daha da ileri giden parti yönetim üyeleri, Amsterdam’da bulunan parti ofisinin kapı kilidini sırf Thierry Baudet’in ofis binasına erişimi engellensin diye değiştirmişlerdir.

FvD’de mevcut durum

Thierry Baudet’in kararlılığı sonrası Baudet karşıtı FvD yönetim üyelerinin çoğu FvD’den istifa ettiler. Parti yönetiminde sadece dört üye kalmıştır. Thierry Baudet ve destekçisi Olaf Ephraim bir tarafta, Lennart van der Linden ve Rob Rooken diğer tarafta. Thierry Baudet’in kendi sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamalarına göre Lennart van der Linden ve Rob Rooken, sırf partinin önünü kesmek ve kendisinin icraatlarını baltalamak için bulunmaktalar.
Hatta durum böyle devam ederse parti yönetimi yeni icraatlarda bulunamayacak ve bu gidişle Mart 2021 Genel Seçimlere yeni adaylar çıkartıp seçimlere giremeyecektir. Zira partinin mevcut karar alma mekanizması olan parti yönetimi fiilen ikiye bölünmüş ve bu eşit bölünmüşlük partinin karar alma becerisini engellemektedir. , Diğer taraftan, Utrecht Senatörü Nicki Pouw-Verweij 26 Kasım 2020 tarihinde ‘Thierry Baudet en son toplantıda Yahudi eşçinsel karşıtlığı sözler sarfetti’ şeklinde bir açıklama yaparak güçlü bir iddiada bulunmuştur. Fakat bu iddia o toplantıda bulunan ve aynı zamanda bir Yahudi olan Olaf Ephraim tarafından yalanlanmıştır.

Kazanan taraf kim?

‘Kazanan taraf kim’ sorusuna verilecek cevap epey dikkat çekici olabilir. Zira bu olay her ne kadar medyanın dahiliyle birlikte parti içi bir iktidar kavgası olarak gözükse de, partı dışında da inanilmaz bir gelişme yaşanmıştır. Hollanda’nın en büyük anket şirketlerinin son araştırmalarına göre ulusalcı ve muhafazakar FvD partisinin Mart 2021 Genel Seçimleri için tahmini koltuk sayısı 28’den 3’e düşerken, aşırı sağcı ve ırkçı PVV partisinin olası koltuk sayısı 8’den 28’e yükselmiştir. FvD partisinin son zamanlardaki inanılmaz yükselişi ve parti lideri Thierry Baudet’in popülaritesi bu olaydan sonra radikal bir şekilde düşmüştür. Kazanan taraf, an itibariyle, kesin olarak aşırı sağcı ve ırkçı parti olan PVV olarak gözükmektedir. Aynı zamanda iktidar partisi ve koalisyonun en güçlü aktörü olan liberal VVD partisinin de olası koltuk sayısı 22’den 36’ya yükselerek aşırı sağcı ve ırkçı PVV partisinin dışında liberal iktidar partisi VVD’nin kazançlı olduğunu göstermektedir. Yani 2016 yılında kurulan FvD partisi PVV ve VVD partilerinden elde etmiş olduğu muhtemel merkez-sağ seçmen kitlesini, parti içi bir komplodan sonra yine PVV ve VVD partilerine kaybetmiş gözüküyor.
2002 yılında da pek ünlenen ve kısa sürede ülkenin en popüler siyasetçilerinden biri haline gelen klasik liberal, cumhuriyetçi ve Avrupa şüpheci, yani kisaca sağcı Pim Fortuyn seçimlerden 11 gün önce suikaste kurban giderek oldürülmüştür. Bugunlerde ise Pim Fortuyn’un birnevi göreceli varisi olarak görülen Thierry Baudet’e adeta bir itibar suikasti düzenlenmiştir. Fakat bu sefer Pim Fortuyn cinayeti gibi kurşunlar sıkılmadı; bilakis kalemler, gazete manşetleri, parti içerisinde ‘kriptolar’ ve belki de VVD ve PVV gibi büyük partilerin gizli ajandaları söz konusu olmuştur.

Sonuç Yerine 

FvD partisinin gidişatı özellikle Hollanda siyasetini derinden etkileme kapasitesine sahiptir. Zira FvD partisi kendi bünyesinde merkez-sağ oylarını toplama hedefini oluşturmuştu ve FvD partisinin yükselişi, Hollanda’da merkez-sağın yükselişi anlamına gelmektedir. Fakat bu son skandal veyahut “parti içi darbe teşebbüsü” olayından sonra yerle bir olan FvD partisinin olası oy oranı, PVV ve VVD partilerini tekrar eski güçlerine kavuşturmuştur. Bir yandan aşırı sağcı ve ırkçı PVV lideri Geert Wilders güçlenirken, diğer yanda liberal iktidar partisi VVD’nin lideri Hollanda Başbakanı Mark Rutte eskisi gücüne kavuşmuş durumdadır. Eğer FvD partisinin durumu, 3 koltuk seviyesinde bir alt limitte kalırsa, Mart 2021 seçimlerinde liberal iktidar partisi VVD tekrar Hollanda’nın en büyük partisi olarak koalisyonu daha rahat kurabilecek ve Başbakan Rutte dördüncü kabinesini oluşturmuş olacaktır. Fakat eğer FvD partisi VVD ve PVV’ye kaptırmış olduğu oyları 3 ay içinde geri kazanabilirse, önümüzdeki Mart seçimlerinde bambaşka bir tablo ile karşılaşabiliriz.
[irp posts=”13402″ name=”Hollanda ‘da Kurulamayan Hükümet: ‘Aşırı Sağcılık'”]

KAYNAK

Annabel Nanninga speelt hoog spel, Het Parool (2020), https://www.parool.nl/columns-
opinie/annabel-nanninga-speelt-hoog-spel~b8809732/

Baudet uit partijbestuur geschreven, ‘verkiezingsdeelname FVD in gevaar’, Nu.nl (2020),
https://www.google.com/amp/s/www.nu.nl/politiek/6093234/baudet-uit-partijbestuur-
geschreven-verkiezingsdeelname-fvd-in-gevaar.amp

Chaos bij Forum: Baudet zet leiderschapsverkiezing door, meerderheid bestuur wil hem
royeren, Nos.nl (2020), https://nos.nl/artikel/2358034-chaos-bij-forum-baudet-zet-
leiderschapsverkiezing-door-meerderheid-bestuur-wil-hem-royeren.html

Een koningsdrama – al is het politieke lot van Thierry Baudet nog niet beslecht, Het Parool
(2020), https://www.parool.nl/nederland/een-koningsdrama-al-is-het-politieke-lot-van-thierry-
baudet-nog-niet-beslecht~bba1cf86/

“Forum voor Democratie qua ledental de grootste partij van
Nederland” (PDF). Documentatiecentrum Nederlandse Politieke Partijen (in Dutch).
Retrieved 27 January 2020

Mutlu, Erol. (2005). Globalleşme, Popüler Kültür ve Medya. Ankara: Ütopya Yayınevi.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz