Türkiye’nin ‘Eksen Kayması’ ve Yeni Avrasya Birliği

672
Yazarlık Başvurusu

Son günlerde coğrafyamızda ve ülkemizde önemli olaylar yaşanmaktadır. Ülkemizin geçirdiği 15 Temmuz darbe kalkışması ve arkasından Amerika’nın çıkması olayları farklı yönlere çekmiştir. Bu kalkışma öncesinde Türkiye’nin İsrail ile barışması, Rusya ile ilişkileri yumuşatması, ABD’nin hoşuna gitmemiş olsa ki sahaya farklı bir piyonu sürerek hükümeti devirip asırlık Türk Devleti’ni Suriye’ye ya da Mısır’a çevirmeyi hesaplamıştır. Lakin evdeki hesap çarşıya uymamış Türk milletinin asil direnişi bu oyunu bozmuştur.

Bu darbe kalkışmasından sonra akla kara ortaya çıkmış ve müttefik gördüğümüz NATO, AB ve ABD’den en ufak bir tepki dahi gelmemiştir. Buna karşın ilk geçmiş olsun dileklerini Rus Devlet Başkanı Vlademir Putin iletmiştir. Bu süreçten sonra darbe öncesinde Türk Dış politikasına atılması gereken format bu saatten sonra atılmıştır. Tarihsel süreçte her fırsatta bir şekilde çıkış noktası bulan ABD, bu darbe harekatından sonra çıkış noktasını kaybetmiştir. Artık eksen kayması kesin gözüyle bakılmıştır.

Bununla birlikte Kafkasya’da da büyük adımlar atılmıştı. 8 Ağustos’ta Bakü’de İran-Rusya ve Azerbaycan liderleri bir araya gelirken, 9 Ağustosta cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Vladimir Putin bir araya gelerek görüşmelerde bulunmuştur. Bu görüşmelerde iki taraf heyetinin gergin olduğu, Putin’in yaptığı jestler iki devletin kesilen ilişkiler sonrasında birbirine özlem duyduğunu göstermiştir. Ayrıca 10 Ağustos günü Viladimir Putin ile Ermenistan Devleti başkanı Serj Sarkisyan Moskova’da bir araya gelmiştir.

Bu üç görüşme coğrafyamız açısından gerçekten büyük önem arz etmektedir. Zira Putin üç görüşme ile Kafkasya’daki devletlerarasındaki sorunları masaya yatırmış ve bu sorunları çözmeye çalışacağını göstermiştir. Gerek Ermeni tarafı ile gerek Azeri tarafı ile olan görüşmelerde Karabağ meselesi üzerindeki anlaşmazlığı halletmeye çalışacağının sinyalini vermiştir. Öte yandan Türkiye’nin diğer devletlerle ilişkilerinin bozulmasından sonra Batı kanadından beklediği yardımı görememesi onu doğu bloğuna itmiştir. Böylece bu üç görüşme ile Putin yeni Avrasya Birliği’nin temellerini atmıştır. Böylece batıya ileride yaşanacak medeniyetler çatışmasına hazırlıklı olunması konusunda mesajını iletmiştir.

Bundan sonraki süreçte neler olabilir? Bunlara sorgulayacak olursak İran, Rusya ve Türkiye arasındaki en büyük sorun Suriye meselesine çözüm aranılacaktır. Bu konuda bu üç devletin Suriye’nin bütünlüğünü savunması bir avantajdır. Lakin burada sorun olan kimin yöneteceğidir. Bunun için bu üç devlet arasında bir görüşme yapılmalı ve üç devletin ortak destekleyeceği kişi Suriye’ye devlet başkanı yapılmalıdır. Ayrıca Türkiye’nin AB umudunu kesmesi Şangay’ın yolunu açmıştır. Putin’in daveti ile gerek İran ve gerekse Türkiye Şangay İşbirliği Örgütüne dahil edilebilir; terör, istihbarat, askeri, ekonomik ilişkiler bu birlik üzerinden daha kolay yürütülebilir.

Önümüzdeki günler büyük önem arz edecektir. Türkiye’nin bu manevraları, ABD’nin ve batının Türkiye üzerindeki politikaları neler olacaktır. Bunun hep birlikte göreceğiz.

Ali Şahin

StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

1 Yorum Var

  1. Türkiye umarım bunları ABD’ye blöf olarak yapmıyordur. Nitekim şu sıralar Rusya ile yakınlaşmak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak yapılacak en akıllıca iş (Hatta başından beri bu yapılmalıydı). Yıllardır bize dayatılan çağ dışı Rus korkusunu bir kenara bırakıp bölgede artık gerçekten söz sahibi ve güç sahibi olmalıyız..

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz