ABD, özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra bilimsel çalışmalara hız vermiştir. Soğuk Savaş’ın getirmiş olduğu rekabetçi ortam devletleri sınırlarını zorlamaya sevk etmiştir. 1945 yılından sonra en güçlü devletlerin başında geldiği öne sürülen ABD, CIA ortaklığı ile birlikte birçok projeye imza atarken yıllar sonra ortaya çıkacak insanlık dışı deney ve uygulamaları da gerçekleştirmiştir.
CIA Zemin Hazırlıyor
CIA, insan beynini kontrol etme deneylerinin, Çinlilerin Kore Savaşı sırasında esir düşen Amerikalılara uyguladığı ‘beyin yıkama faaliyetlerine’ karşı bir savunma olduğunu ileri sürer. (Kore Savaşında esir düşen Amerikalı askerler, komünistlerden hiç beklemedikleri bir muamele gördüler. Kötü muamele bir yana, insani haklarının hepsi karşılandı. Çin Halk Cumhuriyeti gönüllülerinin eline düşen Amerikalıların bir kısmı, serbest bırakıldığı halde ülkelerine dönmeyi reddedip Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve Çin’e katıldılar. ABD’nin emperyalist uygulamalarını teşhir eden açıklamalar yaptılar.)
Yakalanan Amerikalı pilotlar, ABD’yi sivillere yönelik biyolojik silah kullanmakla suçlayan açıklamalar yaptılar. Aslına bakılırsa, ABD’de beyin yıkama deneyleri CIA’dan önce başlamıştı.
Beyne Hükmetme Faaliyetleri Hız Kazanıyor
CIA’nın ‘davranış kontrolü’ de denilen beyne hükmetme faaliyetleri, normal denetim süreçlerinden kaçırılan bir program çerçevesinde 1953’te hız kazandı. MK-ULTRA kod adlı programa ait çok sayıda dosya, programda başından beri yer alan CIA Başkanı Richard Helms tarafından 1973 yılında görevi bıraktığı sırada yok edildi. Ama yaşanan tarih yeterince iğrençti.
MK-ULTRA hayaletleri, içlerinde California’daki kötü ünlü Vacaville Devlet Hapishanesi mahkumlarının yüzlercesi bulunan habersiz denekler üzerinde ‘radyasyon, elektrik şoku, elektrot yerleştirme, mikro dalga, ultrason ve geniş kapsamlı ilaç testleri’ uyguladılar.
CIA, beyin kontrolünün işkenceye dayanıklı kurye (bellek, önceden belirlenmiş bir sinyalle canlandırılıyordu) ve programlanmış suikastçı yaratmanın bir yolu olduğunu gördü. Sirhan Sirhan’ın Senatör Robert Kennedy’yi öldürmeden önce CIA bağlantılı bir beyin yıkayıcı tarafından eğitildiği yolunda kanıtlar var.
CIA’in LSD’yi Keşfi Olayları Daha Derine Sürüklüyor
CIA ayrıca karşıtlarını LSD gibi zihin bozucu maddelerle saf dışı bırakabileceğini fark etti. LSD’den öylesine büyülendi ki, 1953’te dünyada ne kadar varsa hepsini satın almaya kalkıştı. Yıllar boyunca, CIA, ABD’deki yasal ya da yasadışı LSD’nin en önemli kaynağıydı. CIA bağlantılı bir satıcı, milyonlarca doz LSD üretti.
Sonunda güvenilmez olarak görülen LSD deneylerden çıkarıldı. CIA, o zamana kadar LSD’yi kendi ajanları da dahil sayısız insan üzerinde rızalarını almadan denedi; çok sayıda intihara yol açtı. Bunların arasında kendi ajanları da vardı ve bazıları intihar etti. Biyolojik savaş uzmanı bir CIA görevlisi, fazla dozdan sonra kendisini onuncu kattan aşşağı attı. Ailesinin, ölümünün gerçek nedenini öğrenebilmesi için 22 yıl geçti.
Richard McGarrah Helms, (1966-1973) CIA Müdürü
MK-ULTRA’DAN MK-SEARCH’A!
CIA ayrıca bir dizi daire kiralayarak fahişelere tahsis etti. Tek yönlü aynaların arkasından, fahişelerin erkeklere yutturduğu değişik ilaçların şanssız kurbanlar üzerindeki etkilerini izledi. CIA denetçileri 1963’te bu durumu ortaya çıkardıklarında, MK-ULTRA programına sözde son verildi. Gerçekte sadece adı MK-SEARCH diye değiştirildi ve kimi egzotik projeler daha şıklaştırıldı.
CIA, tüm davranış kontrolü operasyonlarının 1973’te Helms’in ayrılmasıyla birlikte sona erdiğini açıklıyor.
Bu açıklamaya inanırsanız, tüm o beyin yıkama deneylerinden bazı faydalı yöntemler öğrenmişler demektir.
H. Anıl Tezsehen
StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
ABD ve CIA in yaptığı skandallar bitmez bu adamların her belada parmakları var