Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği ile karşı karşıya gelen Amerika Birleşik Devletleri, 21. yüzyıl itibariyle küresel rakip olarak Çin’i gösteriyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949 yılından 2020’ye kadar olan iki ülke ilişkilerinin kronolojisini farklı kaynaklardan sizler için derledim.
Ekim 1949: Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşu
Çin Komünist Partisi lideri Mao Zedong; köylülerin de desteklediği Komünistlerin Chiang Kai-shek’in hükümetini yenmesinden sonra 1 Ekim’de Pekin’de Çin Halk Cumhuriyeti’ni kurdu. Chiang ve binlerce askeri Tayvan’a kaçtı. II. Dünya Savaşı sırasında, Milliyetçilerin Japon güçleri işgal etmesini destekleyen ABD, Taipei’de sürgünde olan Chiang’ı desteklemiştir. ABD’nin bu yaklaşımı, Çin Halk Cumhuriyeti ve ABD arasındaki ilişkileri sınırlandırmıştır.
Haziran 1950: Kore Savaşı
Sovyet destekli Kuzey Kore Halk Ordusu 25 Haziran’da Güney Kore’yi işgal etti. Birleşmiş Milletler ve ABD, Güney Kore’nin savunmasına yardıma yetiştiler. Komünist Kuzeyi destekleyen Çin; ABD, BM ve Güney Koreli birlikler Çin sınırına yaklaştıklarında misilleme yaptı. 1953’te ateşkes imzalanana kadar 4 milyon insan öldü.
Ağustos 1954: I. Tayvan Boğazı Krizi
Başkan Dwight Eisenhower, 1953’te Tayvan’ın ABD donanması ablukasını kaldırdı ve Chiang Kai-shek’in Ağustos 1954’te Tayvan Boğazı’ndaki Quemoy ve Matsu adalarına binlerce asker yerleştirmesine neden oldu. Çin Halk Kurtuluş Ordusu adaları bombalayarak karşılık verdi. Washington, Chiang’ın Milliyetçileri ile karşılıklı savunma anlaşması imzaladı. 1955 baharında Amerika Birleşik Devletleri Çin’e nükleer saldırı tehdidinde bulundu. O Nisan, Çin, Milliyetçilerin Dachen Adası’ndan çekilmesinden sonra sınırlı bir zafer olduğunu iddia ederek müzakere etmeyi kabul etti. 1956 ve 1996’da krizler yeniden başladı.
Mart 1959: Tibet Ayaklanması
Çin Halk Cumhuriyeti Tibet üzerinde kontrol sahibi olduktan dokuz yıl sonra, Lhasa’da büyük bir ayaklanma çıktı. Binlerce kişi PRC kuvvetleri tarafından yapılan baskıda öldü ve Dalai Lama Hindistan’a kaçtı. ABD, Birleşmiş Milletler’e, Tibet’teki insan hakları ihlallerinden dolayı Pekin’i kınamaya katılırken, Merkezi İstihbarat Teşkilatı, 1950’lerin sonlarından başlayarak Tibet direnişini silahlandırmaya yardımcı oldu.
Ekim 1964: Çin’in İlk Defa Atom Bombası Denemesi
Çin, Ekim 1964’te ilk atom bombası testini gerçekleştirdi. Test, Vietnam’daki artan ABD-Çin gerginliklerinin üzerine yapıldı. Test sırasında Çin, Vietnam sınırına birliklerini yığdı.
Mart 1969: Çin-Sovyet Sınır Çatışması
Güvenlik, ideoloji ve kalkınma modelleri üzerindeki farklılıklar Çin-Sovyet ilişkilerini zorlamaktadır. Çin’in Büyük İleri Atılım olarak bilinen radikal sanayileşme politikaları, Sovyetler Birliği’nin 1960 yılında danışmanları geri çekmesine yol açtı. Anlaşmazlıklar Mart 1969’da sınır çatışmalarında doruğa ulaştı. Moskova, Washington’un yerine Çin’in en büyük tehdidi olarak yerini aldı ve Çin-Sovyet ayrımı, Pekin’in ABD ile nihai yakınlaşmasına katkıda bulundu.
Nisan 1971: Pinpon Diplomasisi
Washington ve Pekin arasındaki ısınma ilişkilerinin halka açık ilk gelişmesi, Çin’in pinpon takımının ABD ekibinin üyelerini 6 Nisan 1971’de Çin’e davet etmesidir. ABD’li oyunculara eşlik eden gazeteciler, 1949’dan beri Çin’e girmesine izin verilen ilk Amerikalılar arasındadır. Temmuz 1971’de Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Çin’e gizli bir yolculuk yapıyor. Bu yolculuktan kısa bir süre sonra Birleşmiş Milletler, Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıyor.
Şubat 1972: Nixon Çin’i Ziyaret Etti
Başkan Richard Nixon, Şubat 1972’de Çin’de sekiz gün geçirdi, bu sırada Başkan Mao Zedong ile tanıştı ve Zhou Enlai ile Şanghay Tebliği’ni imzaladı. Tebliğ, Çin ve ABD’nin özellikle Tayvan gibi zor meseleleri tartışmasına izin vererek ABD-Çin ilişkilerinin iyileştirilmesine zemin hazırlıyordu. Buna rağmen, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, on yıl boyunca yavaş ilerleme kaydetti.
1979: Tek Çin Politikası
ABD Başkanı Jimmy Carter, Çin’in Tek Çin politikasını kabul etti ve diplomatik olarak Çin’i tamamen tanıdı. Büyük ekonomik reform hareketlerini yöneten Çin Başbakan Yardımcısı Deng Xiaoping, kısa bir süre sonra ABD’yi ziyaret etti. Ancak, Nisan ayında Kongre, ABD ve Tayvan arasında ticari ve kültürel ilişkilerin devam etmesine izin vererek Tayvan İlişkiler Yasasını onayladı. Yasa, Washington’un Taipei’ye savunma silahları sağlamasını gerektiriyordu, ancak ABD’nin Tek Çin politikasını da resmi olarak ihlal etmiyordu.
Temmuz 1982: Reagan Döneminde Çin
Reagan yönetimi, Tayvan’a altı güvence verdi. Bunların içerisinde Tayvan İlişkiler Yasası’na saygı göstereceği de yer alıyordu. Ayrıca Tayvan’a silah satışının sonlandırılması için bir tarih de verilmemişti. Reagan yönetimi daha sonra Ağustos 1982’de Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkileri normalleştirmek için üçüncü bir ortak tebliğ imzaladı. ABD’nin Tek Çin politikasına olan bağlılığını teyit ediyordu. Ronald Reagan, başkanlık kampanyası sırasında Tayvan’la daha güçlü bağlar kurulmasını desteklemesine rağmen, Sovyet yayılmacılığına karşı Pekin-Washington ilişkilerinin geliştirilmesine önem verdi. Başkan Reagan Nisan 1984’te Çin’i ziyaret etti ve Haziran ayında ABD hükümeti Pekin’e ABD askeri ekipmanı satın alma izni verdi.
Haziran 1989: Tiananmen Meydanı Katliamı
1989 ilkbaharında binlerce öğrenci, Pekin’in Tiananmen Meydanında demokratik reformlar ve yolsuzluğun sona ermesini talep eden gösteriler düzenledi. 3 Haziran’da hükümet meydanı temizlemek için askeri birlikler göndererek yüzlerce protestocuyu öldürdü. Buna karşılık, ABD hükümeti Pekin’e askeri satışları askıya aldı ve ilişkileri dondurdu.
Eylül 1993: Sınır dışı Edilen Muhalifler
Eylül 1993’te Çin, 1979’dan beri siyasi bir mahkum olan Wei Jingsheng’i serbest bıraktı. O yıl Başkan Bill Clinton, Çin ile bir “yapıcı katılım” politikası başlattı. Bununla birlikte, Pekin 2000 Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapma şansını kaybettikten sonra, Çin hükümeti Wei’yi tekrar hapsetti. Dört yıl sonra Clinton, Wei ve Tiananmen Meydanı protestocusu Wang Dan’ın serbest bırakılmasını sağladı. Pekin her iki muhalifi ABD’ye sınır dışı etti.
Mart 1996: Tayvan’ın İlk Serbest Başkanlık Oylaması
Milliyetçi Parti’den Lee Teng-hui, Mart 1996’da yapılan seçimlerde büyük bir oy alarak Tayvan’ın ilk seçilmiş başkanı oldu. Çin bu seçimlerin yapılmaması için füze denemeleriyle boy göstermeye çalışıyordu, ancak engel olamadı. Clinton, Lee ile görüşüp Tayvanlı liderlere vize veren yasayı onayladıktan sonra Çin ile arası açıldı. Çin, elçisini ABD’den geri çağırdı. 1996 yılında tekrardan yolladı.
Mayıs 1999: Belgrad Büyükelçiliği Bombalandı
NATO, Mayıs 1999’da Kosova’yı işgal eden Sırp güçlerine karşı yürüttüğü kampanyada yanlışlıkla Belgrad’daki Çin büyükelçiliğini bombaladı. Bu da ABD-Çin ilişkilerini zedeledi. ABD ve NATO, bombalamaya sebep olan ABD istihbaratının hataları için özür diledi, ancak binlerce Çinli gösterici, bu olayı ülke çapında protesto etti.
Ekim 2000: Ticari İlişkiler Normalleşiyor
ABD Başkanı Bill Clinton, Ekim ayında 2000 yılı ABD-Çin İlişkileri Yasası’nı imzalayarak Pekin’e ABD ile kalıcı normal ticari ilişkiler sağladı ve Çin’in 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasının yolunu açtı. 1980 ve 2004 arasında ABD-Çin ticareti 5 milyar dolardan 231 milyar dolara yükseldi. 2006’da Çin, Kanada’dan sonra ABD’nin ikinci büyük ticaret ortağı olarak Meksika’yı geride bıraktı.
Nisan 2001: Casus Uçak
Nisan 2001’de, ABD keşif uçağı bir Çin avcı uçağı ile çarpıştı ve Çin topraklarına acil bir iniş yaptı. Çin’in Hainan Adası’ndaki yetkililer yirmi dört üyeli ABD ekibini gözaltına aldı. On iki günlük gerginlikten sonra yetkililer mürettebatı serbest bıraktı ve Başkan George W. Bush Çinli pilotun ölümü ve ABD uçağının inişi nedeniyle pişman olduğunu ifade etti.
Eylül 2005: Zoellick’in Konuşması
Eylül 2005 konuşmasında Dışişleri Bakan Yardımcısı Robert B. Zoellick Çin ile stratejik bir diyalog başlattı. Pekin’i gelişmekte olan bir güç olarak tanıyarak Çin’i “sorumlu bir ortak” olarak hizmet etmeye çağırdı. Çin’den etkisini kullanarak Sudan, Kuzey Kore ve İran gibi ulusları uluslararası sisteme çekmesini söyledi.
Mart 2007: Çin’in Askeri Harcamaları
Mart 2007’de Çin, 2007 yılı için savunma harcamalarında yüzde 18 bütçe artışı kaydederek 45 milyar dolardan fazla olacağını açıkladı. Askeri harcamalardaki artış 1990’dan 2005’e kadar yılda ortalama yüzde 15’tir. 2007 Asya turu sırasında ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Çin’in askeri birikiminin ülkenin belirtilen “barışçıl yükselişi” hedefiyle “tutarlı olmadığını” söyledi. Çin, askerlerine daha iyi eğitim ve daha yüksek maaş vermelerini, “ulusal güvenliği ve toprak bütünlüğünü korumak” olarak açıkladı.
Eylül 2008: Cömert Çin
Eylül 2008’de Çin, yaklaşık 600 milyar dolar ile ABD’ye en çok borç veren ülke oldu. ABD ve Çin ekonomileri arasındaki artan bağımlılık, küresel ekonomiyi tehdit eden finansal bir krizin kanıtıdır.
Ağustos 2010: Çin Dünyanın En Büyük İkinci Ekonomisi Oldu
Çin, 2010’un ikinci çeyreğinde 1,33 trilyon dolarlık bir değer ile dünyanın ikinci en büyük ekonomisi oldu. Goldman Sachs baş ekonomisti Jim O’Neill’e göre, Çin 2027’ye kadar Amerika Birleşik Devletleri’ni ekonomide geçerek birinci sıraya oturacak.
Kasım 2011: Clinton’ın Makalesi
Dış Politika ile ilgili bir makalesinde ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD’nin Asya’ya yönelişini özetledi. Clinton’un “Asya-Pasifik bölgesinde diplomatik, ekonomik, stratejik ve diğer türlü artan yatırım” çağrısı, Çin’in büyüyen nüfuzuna karşı bir hamle olarak görülüyordu. O ay, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği zirvesinde, ABD Başkanı Barack Obama ABD ve diğer sekiz ülkenin Trans-Pasifik Ortaklığı konusunda çok uluslu bir serbest ticaret anlaşması imzaladığını duyurdu. Obama daha sonra Avustralya’da 2,500 denizci konuşlandırmayı ve buna karşılık Pekin’den de bir eleştiri gelebileceğini söyledi.
Şubat 2012: Artan Ticaret Gerilimleri
ABD’nin Çin ile olan ticaret açığı 2010’da 273,1 milyar dolardan 2011’de tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 295,5 milyar dolara yükseldi. Artış, ABD’nin 2011 yılı ticaret açığındaki büyümenin dörtte üçünü oluşturuyordu. Mart ayında, ABD, AB ve Japonya, nadir toprak metalleri ihracatı üzerindeki kısıtlamaları nedeniyle Çin ile Dünya Ticaret Örgütü’nde bir “istişare talebi” yaptılar. ABD ve müttefikleri Çin’in kotasının uluslararası ticaret normlarını ihlal ettiğini ve metalleri kullanan çok uluslu firmaları Çin’e yerleşmeye zorladığını iddia etti.
Nisan 2012: ABD Büyükelçiliğinde Bir Muhalif
Kör muhalif Chen Guangcheng, 22 Nisan’da Shandong eyaletindeki ev hapsinden kaçtı ve ABD’nin Pekin’deki büyükelçiliğine sığındı. ABD’li diplomatlar, Çinli yetkililerle Chen’in Çin’de kalmasına ve başkentin yakınında bir şehirde hukuk okumasına izin veren bir anlaşma müzakere ettiler. Ancak, Chen Pekin’e taşındıktan sonra fikrini değiştirdi ve ABD’ye sığınmak istedi. Bu, ABD-Çin diplomatik ilişkilerini zayıflatmakla tehdit eden bir unsurdu, ancak her iki taraf da Chen’in ABD’yi bir sığınmacı olarak değil de öğrenci olarak ziyaret etmesine izin vererek krizi önledi.
Kasım 2012: Çin’in Yeni Lideri
Xi Jinping, Hu Jintao’nun yerini Başkan, Komünist Parti genel sekreteri ve Merkezi Askeri Komisyon başkanı olarak aldı. Xi, Çin’in “gençleşmesi” üzerine bir dizi konuşma yaptı.
7-8 Haziran 2013: Sunnylands Zirvesi
ABD Başkanı Barack Obama, meslektaşıyla kişisel bir ilişki kurmak ve ABD-Çin ilişkilerini kolaylaştırmak amacıyla Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’e California’daki Sunnylands Malikanesi’nde ev sahipliği yaptı. Başkanlar, iklim değişikliği ve Kuzey Kore de dahil olmak üzere ikili, bölgesel ve küresel sorunların bastırılması konusunda daha etkili bir işbirliği yapma sözü verdiler.
19 Mayıs 2014: Çinli Hackerlar
ABD mahkemesi, Çin Halk Kurtuluş Ordusu ile bağları olduğu iddia edilen beş Çinli hackerı, ABD şirketlerinden ticaret teknolojisi çalmakla suçladı. Buna yanıt olarak Pekin, ABD-Çin siber güvenlik çalışma grubu işbirliğini askıya aldı. Haziran 2015’te ABD makamları, Çin’in 22 milyon federal çalışanın verilerini çaldığını gösteren kanıt bulduklarını söyledi.
12 Kasım 2014: Ortak İklim Bildirisi
2014 Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği zirvesinin oturum aralarında ABD Başkanı Barack Obama ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, karbon emisyonlarını azaltma sözü veren iklim değişikliği konusunda ortak bir açıklama yayınladılar.
30 Mayıs 2015: ABD, Güney Çin Denizi Konusunda Çin’i Uyarıyor
ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Çin’in Güney Çin Denizi’nde “daha fazla militarizasyonuna” karşı olduğunu söyledi. Konferanstan önce, ABD’li yetkililer, ABD deniz gözetiminden alınan görüntülerin, Pekin’in inşaatın esas olarak sivil amaçlı olduğu iddialarına rağmen, Çin’in yapay adalar zincirine askeri ekipman yerleştirdiğine dair kanıt sağladığını söyledi.
9 Şubat 2017: Trump Tek Çin Politikasını Onayladı
ABD Başkanı Donald J. Trump, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile yaptığı görüşmede Tek Çin politikasına saygı duyacağını söyledi.
6-7 Nisan 2017: Trump Xi’yi Mar-a-Lago’da Ağırladı
Başkan Donald J. Trump, Florida’daki Mar-a-Lago mülkünde iki günlük bir zirve için Çin’in Xi Jinping’e ev sahipliği yaptı. Zirvede ikili ticaret ve Kuzey Kore gündemdeydi. Trump, ABD-Çin ilişkisinde “muazzam bir ilerleme” öngördüğünü söyledi. Mayıs ayı ortasında ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, sığır eti, kümes hayvanları ve elektronik ödemeler gibi ürün ve hizmet ticaretini genişletmek için Pekin ve Washington arasında on bölümlük bir anlaşma yaptı. Ülkeler, alüminyum, otomobil parçaları ve çelik de dahil olmak üzere daha çekişmeli ticaret konularını ele almasa da, Ross ikili ilişkiyi “yeni bir zirve” olarak tanımladı.
22 Mart 2018: Trump’ın Vergileri
Trump yönetimi, Çin’in teknoloji hırsızlığına yanıt olarak Çin ithalatına yönelik en az 50 milyar dolar değerinde kapsamlı gümrük vergilerini açıkladı. Çelik ve alüminyum ithalatı ile ilgili vergilerin üzerinde duran önlemler; giyim, ayakkabı ve elektronik gibi malları hedefliyordu ve ABD’deki bazı Çin yatırımlarını kısıtlıyordu. Çin, Nisan ayı başında çeşitli ABD ürünlerine misilleme önlemleri uygulayarak dünyanın en büyük ekonomileri arasındaki ticaret savaşından endişe duyduğunu dile getirdi.
6 Temmuz 2018: ABD-Çin Ticaret Savaşı
Trump yönetimi, Çin ürünlerine toplam 34 milyar dolarlık gümlük vergisi uyguladı. Sanayi ve ulaşım sektörlerinde sekiz yüzden fazla Çinli ürün, yüzde 25 ithalat vergisi ile karşı karşıya kaldı. Çin misilleme olarak 500’den fazla ABD ürününe gümrük vergisi getirdi.
4 Ekim 2018: Pence’in Konuşması
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ekonomik anlamda Çin ile en sert bir şekilde savaşılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, özellikle Güney Çin Denizi’nde Çin’in askeri saldırganlığını arttırmasını kınadı ve Çin’in uyguladığı dini zulmü eleştirdi. Çin’i ABD verilerini çalmakla suçladı. Çin, bu iddiaları reddetti.
1 Aralık 2018: Huawei Mali İşler Müdürü Tutuklandı
Çinli telekom ve elektronik şirketi Huawei’nin mali işler müdürü Meng Wanzhou, Amerika Birleşik Devletleri’nin talebi üzerine Kanada’da tutuklandı. ABD Adalet Bakanlığı, Huawei ve Meng’in İran’a uygulanan ticari yaptırımları ihlal ettiğini ve iade edilmesini istedi. Çin, misilleme olarak iki Kanada vatandaşını tutukladı.
6 Mart 2019: Huawei ABD’yi Dava Etti
Huawei ABD’yi ekipmanlarının kullanılmasını yasakladığı için dava etti. Trump, Huawei ekipmanlarının kullanılmamasını vurgulayarak, Huawei’nin casusluk yapabileceğini söyledi.
10 Mayıs 2019: Ticaret Savaşları Artıyor
Ticaret görüşmelerinin sona ermesinden sonra, Trump yönetimi 200 milyar dolarlık Çin malları için gümrük vergilerini yüzde 10’dan 25’e yükseltti. Bunun üzerine Çin de 60 milyar dolarlık Amerikan malına vergi getirdi. Trump, vergiyi arttırmanın Çin’in elini zora sokacağını düşünüyordu, ancak Çin bu hareketi abartı buldu. ABD Ticaret Bakanlığı, Huawei’yi kara listeye aldı.
5 Ağustos 2019: Manipülator Çin
ABD Çin’e 1994 yılından bu yana ilk kez “kur manipülatörü” suçlaması yöneltirken, Çin Merkez Bankası ABD’nin kararına şiddetle karşı çıktı.
27 Kasım 2019: Hong Kong
ABD Başkanı Donald Trump ABD Kongresi’nin her iki kanadı tarafından da onanan iki yasa tasarısını imzaladı. Bu tasarılarla ABD, Hong Kong’daki protestoculara destek verdiğini resmi olarak belirtmiş oldu. “Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi Yasası” adlı yasa Washington’un Hong Kong’da insan hakları ihlallerinden sorumlu olan Çinli yetkililere yaptırım uygulamasına imkan sağlıyordu.
15 Ocak 2020: Yeni Bir Anlaşma
Başkan Trump ve Çin Başbakan Yardımcısı Liu yeni bir anlaşma imzaladı. Buna göre, ABD vergileri hafifletecek ve Çin ABD’den toplamda 200 milyar dolarlık bir ithalat yapacaktı.
31 Ocak 2020: Koronavirüs
Çin’de patlak veren virüs yüzünden her iki ülke de birbirini suçladı. Çin, Amerikan ordusunun virüsü Çin’e getirdiğini söyledi, ancak bir kanıtı yoktu. ABD ise Çin’i virüsü erkenden önleyemedikleri için hükümeti suçladı. ABD vatandaşlarının Çin’e gitmesini yasakladı. Trump, DSÖ’yü virüs konusunda Çin ile işbirliği yaptığı için suçladı ve DSÖ’ye artık para aktarılmayacağını duyurdu.
18 Mart 2020: Amerikan Gazeteciler
Çin; New York Times, Wall Street Journal ve Washington Post gibi yayın organlarında çalışan 13 gazeteciyi sınır dışı edeceğini açıkladı. Bunun ABD’nin Çinli gazeteci sayısını 160’dan 100’e düşürmesine misillime olarak yapıldığı söyleniyor.
KAYNAK
https://history.state.gov/countries/issues/china-us-relations
https://www.cfr.org/timeline/us-relations-china
https://uscpf.org/v3/wp-content/uploads/2014/08/backgrounder-on-US-China-relations.pdf
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.