Yunanlılara Göre “Türkiye’nin Afrika Politikası”

1120
Yazarlık Başvurusu

Yunan medyası, Afrika’daki son gelişmeleri ve kıtadaki Türkiye’yi çok farklı yorumluyor. Özetle şöyle diyorlar:

“Türkiye’nin Afrika’ya girişi basit ticari bir ağ değil, temelli ve devlet stratejisi şeklinde ilerliyor. Öncelikle ülkelerde halkların sempatisini kazanmak için cami ve kamu projeleri inşa ediyor, Türk şirketler vasıtasıyla enerji, madencilik, tarım ve diğer birçok sektörde faaliyetler yürütüyor. Bununla yetinmeyen Türkler, askeri olarak da eğitim veriyor, silah satıyor. 2023’ün ilk 6 ayında 17 ülkeye önemli miktarda askeri teçhizat sağlayan Türkler, askeri anlaşmalarla birlikte ülkelerdeki nüfuzlarını daha da kalıcı hale getiriyor. Asker de konuşlandırıyor. Türkler çok tehlikeli işler yapıyor. Türkiye’nin amacı Fransa ve Batı’yı Afrika’dan çıkarmak. Fransa&ABD ittifakı yerine Rusya&Türkiye blokunu koymak.”

Aslında Yunanlılar ABD’ye karşı “Kötü Türkiye” imajını tazeleyip servis etmekle kalmıyor, Türkiye’yi de doğrudan Rusya ile ortak hareket ediyormuş gibi gösteriyor. Bu tamamen Yunan taktiği, şaşırmadım. Ama analiz genel manasıyla haksız değil. Şöyle ki; Türkiye’nin Afrika politikasının temeli analizdeki gibi insani faaliyetler, hibeler, camiler, çeşmeler. Sonraki adım şirketlerle kamu ihaleleri. En son da askeri iş birliği. Bu bir stratejinin halkaları.

Analizdeki “Fransa&ABD ittifakı yerine Türkiye&Rusya ittifakı” çıkarımı ise tamamen yalan. Ortada ittifak yok. Çünkü Nijer’den tutun da Mali’ye kadar Sahel’deki eski Fransız sömürgeleri ile Türkiye’nin ilişkileri, Rus Wagner’in ‘bu ülkelerde darbe yapmasından önce’ başlamıştı. Hatta faaliyetler 18 yıl önce start vermişti. Size şöyle bir örnek vereyim. Türkiye, bu zamana kadar darbelerin yaşandığı Mali, Burkina Faso ve Nijer’den darbeye teşebbüsün olduğu Çad’a kadar birçok ülkeye SİHA sattı. Ama Türkiye, Nijer’de darbecilere karşı askeri müdahalede bulunmak isteyen ECOWAS’ın demirbaş ülkeleri Nijerya ve Senegal’e de SİHA satabilen bir ülke. Bunlar da üç günlük gelişmeler değil yani. Bunun sadece Rusya ile ilgisi yok. Türkiye’nin stratejisi bambaşka.

Şu da var ki; Rusya destekli darbeleri destekleyen halkın, aynı zamanda “hükümet farkı gözetmeden, halkları fethetmeye odaklanan” Türkiye’yi sokağa taşımasına, Türk bayrağı sallamasına şaşırmamalı. Çünkü Türkiye NATO üyesi olsa da hiçbir zaman Batılı ülke statüsünde değil. Afrika’da oluşan “Batı karşıtlığı” dalgasında Rusya ve Çin gibi başı çekenlerden. Bunun Rusya ile alakası yok yani. Ama Rusya’nın Afrika’daki kabiliyeti, Türkiye’nin çeşitliliği kadar güçlü değil. Sempatisi kadar da değil. Rusya’nın amacı askeri desteklerle rejimlere kendi ekseninde ‘bağımsız hareket kabiliyeti’ sağlamak. O rejimlerin ve halkların “Batı karşıtlığını” kendi lehinde kullanmak. Rusya’nın aktif olmadığı/olmadığı noktaları Türkiye’nin kapatması ise burada devreye girebilir. Bu Rusya’nın da işine gelebileceği için (Putin-Erdoğan yakınlığı) şaşırmamak lazım. Bu ittifak değil, çıkar ilişkisidir.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz