IŞİD’in Kimyasal Silahları Var Mı?

0

IŞİD, geçtiğimiz yıl 11 Haziran’da Bağdat’ın kuzeybatısındaki Mutanna tesisindeki aralarında sarin ve hardal gazının da bulunduğu sinir gazları yüklü füzeleri ele geçirmişti. Bu durum BM tarafından da doğrulanmıştı.

IŞİD’in Kuzey Irak’ta ki peşmerge güçlerine karşı saldırısında 45 havan topu attığı ve bu havan toplarının başlığında kimyasal silah olan zehirli hardal gazı olduğu söylendi. Bunu ABD’de, Peşmerge komutanları da doğruladı.

IŞİD’in elinde kimyasal silah olduğu kesin artık. Kullansa da kullanmasa da bir terör örgütünün elinde bu silahların olması nasıl bir tehlike demektir, düşünmek sizlere kalmış.

 Peki hardal gazı neden korkutucu ve yasak?

Hardal gazı, vücuda temasında deri yanması, solunumu ile kaslarda şiddetli kasılma sonucu bel kemiğinin kırılması, sinir sisteminin çökmesi, vücudun dış ve iç yüzeylerinin erimesi gözlenir; 12 saat sürebilen acılı bir ölüme neden olabilir. Bunun için dünyada kimyasal silah kullanılması yasaktır.

Irak’ta kimyasal silahın ne işi var derseniz de:

IŞİD tarafından ele geçirilen fabrikada, Saddam Hüseyin’in göreve gelmesinin ardından üretilen hardal ve sarin gazları bulunuyordu. Fabrika 1. Körfez Savaşı’nın ardından kapatılmış, 1990’larda ise Saddam rejiminin kimyasal silahlarının imhasının denetlenmesi için kullanılmıştı.

Çin’in Afrika ile Ticareti

1

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre, Çin ile Afrika arasındaki dış ticaret son 10 yılda 30 milyar dolardan 230 milyar dolara yükselirken, ABD ile Afrika arasındaki dış ticaret 100 milyar dolardan 80 milyar dolara düştü.

Çin’in dünyanın en büyük 2. ekonomisi olduğunu ve her geçen gün dünyanın dört bir yanında kendini askeri ve ekonomik olarak göstermesini iyi okumak lazım.

PKK’nın Kuzey Irak’a Maliyeti: 501 Milyon Dolar

1

Irak’taki Kürt yönetiminden Kerkük-Yumurtalık hattına düzenlenen saldırıyla ilgili çok sert bir açıklama geldi.

IKBY Petrol Bakanlığı: “Saldırının yapıldığı tarihten bu yana sürekli bir şekilde boru hattında arıza ve petrol hırsızlığı meydana gelmektedir. Bu nedenle 27 Temmuz tarihinden 17 Ağustos’a kadar belirlenen zarar 501 milyon dolara çıkmıştır” dedi.

Bildiğiniz üzere PKK Barzani’nin bu saldırıyı sert bir şekilde kınaması üzerine geri adım atarak, bu saldırı merkezin kararı değildi demişti. Barzani ise bu saldırı Kürtlerin en büyük gelir kaynağına yapılmıştır, mağdur Kürtler olmuştur diyerek de sözlerini bitirmişti.

Ama gördüğümüz gibi terörizme bir zamanlar destek veren, göz yuman, taviz veren; ne şekilde olursa olsun herkes bir gün bu teröre maruz kalacaktır. Dünyada yaşanan gelişmelerle bunu hep gördük. En yakın örnek maalesef ki IŞİD’e bir şekilde göz yuman, PKK’ya tavizler veren Türkiye yani bizim ülkemizdir. ABD’nin El Kaide politikası ise bu durumun en bilinen örneğidir.

Rusya ve Çinden Dolara Karşı ‘Altın Pazarı’

1

Rusya Ukrayna krizi sonrasında Batının ve ABD’nin uyguladığı ambargolardan o kadar etkilendi ki bir şeyler yapması gerektiğini fark etti. Bu farkındalık ise onu Çin’e ve Asya’ya yönlendirdi.

Amerikan FED ve Bank of England gibi Batılı merkez bankalarının, doların piyasalardaki tekelini korumak için uzun zamandan beri altın fiyatlarını manipüle ettiği söylenirken, Çin’in önderliğindeki Yeni İpek Yolu projesi ve Asya Altyapı Yatırım Bankası’yla Rusya’nın ‘yakından ilişkili’ olduğu belirtildi.

Peki Amerikan Dolarına karşı ‘altın pazarı’ nasıl kurulacak?

“İpek Yolu Altın Fonu, bölgedeki madencilik projelerine yatırım yapıp üyelerinin merkez bankalarını ellerindeki altını artırmaya teşvik edecek. Çin’e göre bunun amacı, İpek Yolu üzerindeki Avrasya ülkelerine para birimlerini altın ile destekleme olanağı vermek. Bu da Washington’ın para birimi savaşlarının dışında kalacak bir ülkeler grubu yaratılacağı anlamına geliyor.”

Rusya 2014’te 245 ton altın üreterek dünyanın üçüncü büyük altın üreticisi olmuştu.. Çin’in de yılda 450 ton altın ürettiği bilindiğinden;

“Rusya öncülüğündeki Avrasya Ekonomik Birliği ile birleştirilen Yeni İpek Yolu sadece bir enerji ve tren yolu projesi olmayacak. Aynı zamanda bu iki yapı geleceğin en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomik alanının da merkezi sinir sistemi” olacak deniyor.

William Engdahl Engdahl journal-neo .org sitesinde yayınlanan makalesinden.

Ukrayna Krizi ve Son Durum [2015]

0

”Ukrayna’da baş gösteren siyasi olaylar sonucu, 16 Mart 2014 tarihinde Kırım Rusya tarafından ilhak edildi. 16 Ağustos 2014 de Belarus’un başkenti Minsk’te taraflar bir araya gelerek Ukrayna krizinin ve Kırım’ın ilhakının çözüm yollarını aramaya çalıştılar. Minsk-1 konuşmaları olarak tarihe geçen bu görüşmeyi özetlemek gerekirse, Almanya’nın Kırım’ın ilhaki karşılığında Donbass bölgelerinden Rusya’nın geri çekilerek Ukrayna’ya bırakılması şeklinde bir teklifde bulunduğunu söyleyebiliriz. Fakat taraflar hiç bir anlaşmaya varamamış, aksine, bu görüşmelerden sonra Ukrayna’da kriz daha da derinleşmeye başlamıştır.

Kısa bir aradan sonra taraflar bu defa da 11 Şubat 2015 yılında Minsk’te bir araya gelerek Ukrayna krizi için yeni çözümler bulmaya çalıştılar. Nitekim, bu defa ki konuşmaların 16 saate yakın devam ettiği görülmektedir. Minsk-2 olarak tarihe geçen bu konuşmalarda belli bir uzlaşmaya varıldığı görülmekteydi. Bu anlaşma gereği Rusya tarafından 15 Şubat’a kadar ateşkesin sağlanacağı ve 19 Şubat’dan itibaren tarafların ağır silahları geri çekeceği, Donbass bölgelerine özel statü verileceği ve orada bulunan silahlı örgütlerin halk polisine çevrileceği belirtilmiştir.

Fakat, Kiev’in parlementoda, anlaşmada gösterilen silahlı örgütleri yasadışı silahlılar olarak gösterme ve Donbass bölgelerine özel statünün daha dar araziler çerçevesinde verilmesini ön gören kararlar kabul etmesi süreci sabote etmiş ve Minsk -2 anlaşmasını önemsiz hale getirmiştir. Nitekim, günümüz itibariyle de Ukrayna’nın doğusunda halen çatışmalar devam etmektedir.”

EHTİRAM AŞIRLI’nın ‘Ukrayna Krizi’ adlı makalesinden.

ABD’nin ‘İslami’ Gruplara Bakışı

2

Avusturya’da yayımlanan Contra Dergisi’nde Evan Dennings imzalı bir makalede ABD’nin ‘İslami’ Gruplara karşı davranışlarına değinildi.

Dennings, ABD’nin Ortadoğu’daki radikal gruplara bakışını da analiz etti. Dennings’e göre, ‘doğru düşmanlarla’ savaştıkları sürece Ortadoğu’daki radikal İslami gruplar ABD tarafından müttefik olarak görülüyor. Ancak IŞİD’e katılan bu grupların bazıları ‘yüzde 90 kötü’ grubuna dahil oldu. Her şeye rağmen bu gruplar tamamen kötü kabul edilmiyor.

Dennings, Saddam Hüseyin’in uzun yıllar ‘yüzde 70 iyi’ statüsünde olduğunu fakat daha sonra ABD’nin istediklerini yerine getirmediği için ‘yüzde 90 kötü’ olduğunu belirtip Libya’nın eski lideri Muammer Kaddafi’nin de aynı kaderi paylaştığını kaydetti.

PYD Irak’ta Temsilcilik Açtı!

0

PKK’nın Suriye kolu PYD’nin, Afrin, Ayn el Arap (Kobani) ve Cizire’de kurduğu 3 kanton adına Irak’ın Süleymaniye ilinde temsilcilik açıldı.

İran’a yakınlığıyla bilinen Kuzey Irak’ta ki muhalefet hareketinin en güçlü partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), kendi kitlesinin yoğun olduğu Süleymaniye’de Suriye’nin kuzeyindeki kantonların temsilciliğini açtı.

Dikkat edilmesi gereken nokta, temsilcilik yetkililerinin söylediklerine göre; Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Barzani’nin partisinden (KDP) kimsenin bu açılışlara katılmaması ve Barzani’nin Erbil’de temsilcilik açma izni vermemesidir. Gerçekten de Barzani ile PKK-PYD arasında bir sorun olduğu her geçen gün daha da netleşiyor.

Şiilik Ortadoğu’da Nasıl Bu Kadar Hızlı Yayıldı?

1

Şiilik 1700’lerden sonra Osmanlı topraklarında Ehli sünnet anlayışın olduğu eğitim kurumlarının eksikliğinden dolayı, kendi eğitim kurumlarıyla Irak, Suriye ve Yemen’de yayılmıştır.

 Hindistan’da İngiliz sömürüsü altında bulunan hanedanlardan bu dönemlerde Ortadoğu’da ki bu Şii eğitim kurumlarına para aktarıldığı ise kayıtlarda yer almaktadır. İngilizlerin Osmanlı’ya karşı kullanmak istediği Şiilik kozu, bu yardımların temel sebebi sayılabilir. Tabi ki Şiiliğin bu kadar hızlı yayılmasının tek sebebi bu değildir. Irak ve Suriye’de Osmanlı otoritesinin zayıflığı ve Selefi anlayışın Şiileri hedef almaya başlamasıyla; Şii ulema sınıfı medrese kurumlarını geliştirdi ve halk içinde nüfuzunu arttırmaya başladı.

Libya’da Kaç Hükümet Var?

0

İşgal sonrası Irak’ta neler oluyorsa, Libya’da da o oluyor. Kaos…

Libya’da 2011 yılında eski devlet başkanı Kaddafi’nin devrildiğinden bu yana kaos ve şiddet ortamı hüküm sürüyor. Ülke birbirine rakip gruplar tarafından kontrol edilirken, iki ayrı parlamento ve hükümet yetkinin kendilerinde olduğunu ileri sürüyor.

Ülkenin doğusunda Tobruk’ta uluslararası toplum tarafından kabul edilen meclis ve hükümet bulunurken Trablus’ta ise uluslararası toplumun tanımadığı bir hükümet yer alıyor. Ülkenin önemli şehirlerinden Bingazi’de hükümet güçleri ile militanlar arasındaki çatışmalar hız kesmeden devam ediyor.

ABD ve Türkiye’nin Suriye Politikası

0

Türkiye ABD’ye ve koalisyon ülkelerine sadece IŞİD’le sınırlı bir mücadelenin Suriye’de çözüm için yeterli olmadığını, radikal unsurların ülkede yerleşmesine sebep olan Esed rejiminin de hedef alınması gerektiğini söylüyor. Ama ABD ‘sadece IŞİD’ odaklı operasyon yapacağını belirtiyor.

Suriye’de Güvenli Bölge Haritası (2015)

PYD ve IŞİD’den arındırılarak Suriyelilerin buraya yerleştirilmesi düşünülüyor. Türkiye’nin Suriye’de kurmayı düşündüğü güvenli bölgenin haritası..



ABD neden İncirlik Üssünü İstiyor?

0

İncirlik’in özellikle kullanılmasının istenmesinin nedeni, IŞİD’e karşı yapılan operasyonların getirdiği ekonomik yük. IŞİD hedefleri, Kuveyt’teki üsten kalkan uçaklar ile vuruluyor. Buradan kalkan uçakların hedefe gidiş – gelişleri 2000 kilometreyi geçiyor. Ancak İncirlik’ten kalkan uçağın aynı hedefe gidip gelmesi yaklaşık 500 kilometre dolayında.

Bu yüzden İncirlik, mesafeyi dörtte bire düşürüyor. Operasyonda İncirlik’i kullanan uçaklar, böylece hem yakıttan tasarruf edecek, hem de fazla sorti yapabilecek. Ayrıca İncirlik modernizasyonu tamamlanmış bir üs olduğu için uçak bakımı ve personelin konaklaması yönünden de avantaj sağlıyor.