Tacikistan’ın Çin Sattığı Topraklar ve Bölgedeki Çin Yayılmasının Haritası

Tacikistan ile Çin ile 2011 yılında yapılan anlaşmaya göre Tacikistan’a toprak devrettiğini biliyor muydunuz? Biraz uzun olacak ancak öncelikle harita ile başlayalım.

Tacikistan tarafından Çin’e devredilen topraklar

1999’daki Toprak Devri (Kırgızistan sınırında):

• Tacikistan, Markansu Nehri vadisinde bulunan 200 km²’lik bir alanı Çin’e devretti.

• Bu bölge, Tacikistan-Kırgızistan-Çin sınırlarının kesiştiği stratejik bir alan.

2011’deki Toprak Devri (Doğu Tacikistan – Pamir Dağları):

• Tacikistan, Sarikol Dağları’nın 1.158 km²’lik doğu yamaçlarını Çin’e devretti.

• Bu, Tacikistan’ın Çin’e olan borçlarını ödeyememesi nedeniyle gerçekleştirilen bir anlaşmanın parçasıydı.

• Bu bölge Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile bağlantılı olup, Çin açısından stratejik bir sınır güvenliği bölgesi olarak görülüyor.

Karasu Sınır Kapısı (2004 yılında açıldı):

• Tacikistan ile Çin arasındaki önemli bir sınır geçiş noktası olarak hizmet veriyor.

• Çin’in Tacikistan ile ticaretini ve güvenlik iş birliğini artırma stratejisinin bir parçası.

Çin-Tacikistan Sınır Kapısı

Tacikistan’ın Çin’e Toprak ‘Satmasının’ Arka Planı

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ve Tacikistan iç savaşının ardından, Tacikistan’a borç vermeye istekli çok az ülke veya kuruluş vardı. Bunun temel nedeni, Tacikistan’daki otoriter rejimin ekonomik büyümeyi teşvik etme konusunda isteksiz olması ve ülkenin GSYİH’sini artırmaya yönelik herhangi bir somut çaba göstermemesiydi. Bu nedenle, Tacikistan’ın borçlarını geri ödeme kabiliyeti konusunda ciddi şüpheler vardı.

Tacikistan’ın Çin’e Olan Borcu ve Çin’in Sınır Talepleri

2010 yılı civarında, Tacikistan’ın Çin’e olan borcu, ülkenin GSYİH’sinin yaklaşık %36-38’i seviyesindeydi. Öte yandan, Çin hiçbir zaman Sovyetler Birliği ile (ve dolayısıyla Tacikistan ile) olan sınırını tam olarak kabul etmemişti. Çin, özellikle Doğu Tacikistan’da bulunan Pamir Dağları’nın önemli bir kısmını (Himalayalar’ın bir uzantısı olup Tian Shan Dağları’na kadar uzanır) kendi toprağı olarak görüyordu.

2011’de Yapılan Anlaşma: Toprak Karşılığı Borç Affı

Tacikistan’ın Çin’e olan büyük borcunu geri ödeme şansı olmadığı için, Tacik hükümeti 2011 yılında Pekin ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre Tacikistan, 2010 yılındaki sınır çizgisinden 2 km doğuya çekilmeyi kabul etti. Karşılığında Çin, Tacikistan’ın borçlarının bir kısmını sildi. Ancak, Tacikistan’ın Çin tarafından talep edilen toprakların yalnızca %5’ini devrettiği belirtiliyor.

(Not: 2 km’lik sınır değişikliği küçük gibi görünse de, aslında Tacikistan’ın yaklaşık 1.158 km² toprağı Çin’e bırakılmış oldu.)

Çin, Tacikistan’ı ekonomik şantajlarla köşeye sıkıştırarak Doğu Türkistan sınır güvenliğini sağlarken, Tacikistan-Afganistan sınırına askeri üsler inşa ediyor.

En önemlisi de Afganistan’a bağlı Wakhan Koridoru’nda hakimiyet kurma çabası.

ABD-Ukrayna Maden Anlaşmasının Bilinmeyen Arkaplanı

Trump, açık açık ‘Ukrayna’nın nadir toprak elementlerini istiyoruz, bu savaşta onlara harcadığımız paranın da karşılığı’ diyor. Aslında ABD için bu paradan daha önemlisi o madenler. Biraz arka planını anlatalım. Çünkü mesele yine bahsettiğimiz gibi; Çin ile ABD arasında…

Ukrayna nadir toprak elementleri bakımından Avrupa’nın en zengin ülkelerinden. 17 metal oksitten oluşan bu grup geleceğin teknolojileri için de olmazsa olmaz ‘kritik hammaddeler’. Yani paran olsa da ileride satın alamayabilirsin. Mesele, bu element ve madenlerin arz güvenliğini kontrol etmek…

Ukrayna, Avrupa Birliği’nin “kritik hammadde” olarak nitelendirdiği 30 maddenin 21’ini barındırıyor. Bunlar dünyadaki rezervlerinin yaklaşık yüzde beşi ancak keşfedilen nadir elementlerden çok; potansiyel vadeden, yani bulunma ihtimali yüksek ve henüz işlenmeyen yataklar Ukrayna’yı değerli kılıyor. ABD’nin akbaba gibi maden anlaşması yapmasının sebebi, Çin’in bu konudaki üstünlüğüyle mücadele çabası.

Dünya genelinde yaklaşık 110 milyon ton nadir toprak elementinin 44 milyonu Çin’de. Bu elementlerin yüzde 70’ini üreten Çin, küresel işleme kapasitesinin de yüzde 85’ini gerçekleştiriyor. Şöyle düşünün, dünyada bu elementleri Ukrayna gibi işleyemeyen onlarca ülke var. Çinliler öyle bir ‘şeytan’ ki; Afrika, Asya ve Güney Amerika’daki ülkelerde uzun süreli işletim hakkını aldı bile. Sadece üretici değil, işletim sahibi olarak da 20-30 yıllık haklara sahip.

ABD, Ukrayna’nın çıkaramadığı tüm madenleri istiyor ki artık ABD’nin olacak diyebiliriz. Anlaşmanın yüzde 50 olacağı iddia ediliyor ancak kalan yüzde 50 de ABD’nin himayesinde olacak. Trump bu madenlerin tamamen kullanım hakkını elde edecek.

Ancak değerli madenlerin büyük bir çoğunluğu da nadir element rezervi konusunda dünyada ilk beşte olan Rusya’da ve Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna topraklarında. Putin’in ilginç bir şekilde bu madenlerin çıkarılması ve işlenmesi konusunda ABD ile çalışabileceklerini duyurması tarihi bir açıklamaydı. Şu an paradan daha kıymetli şey, bu madenlerin arzını ele geçirmek.

Rusya da her ne kadar müttefiki olsa da Çin’in sonsuz büyümesine karşı ABD ile işbirliği yapıyor gibi görünüyor.

Azerbaycan ve İtalya: Enerji sektöründe iş birliğinin tarihi

1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Azerbaycan, uluslararası arenada konumunu güçlendirmeyi gerektiren yeni bir jeopolitik gerçeklikle karşı karşıya kalmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılması, ülkenin ciddi ekonomik ve siyasi zorluklarla karşılaşmasına yol açmış, özellikle toprak bütünlüğü sağlama, enerji güvenliği ve ekonomi modernizasyonu gibi meselelerde büyük sıkıntılar doğurmuştur. Bu şartlar altında, dünya çapındaki önde gelen devletlerle diplomatik ilişkilerin kurulması, Azerbaycan için öncelikli bir hedef haline gelmiştir. Azerbaycan’ın Batı ile kurduğu ilk stratejik ortaklıklardan biri, Avrupa Birliği üyesi olan İtalya ile olmuştur.

Ocak 1992’de İtalya, Azerbaycan’ın egemenliğini resmen tanımış ve yeni kurulan devlete desteğini göstermiştir. İtalya ile diplomatik ilişkilerin kurulması, uzun vadeli bir işbirliğinin başlangıcını işaret etmiş ve 1997 yılında Bakü’de İtalya Büyükelçiliği açılmıştır; bu da Roma’nın Güney Kafkasya bölgesine olan stratejik ilgisini ortaya koymuştur. İtalya, Azerbaycan’ı coğrafi konumu ve doğal kaynakları açısından dış politika stratejisinde önemli bir unsur olarak görmüştür.

Zengin petrol ve doğalgaz yatakları, Azerbaycan’ı Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlama noktasında kilit bir aktör haline getirmiştir. Bu durum, İtalyan şirketlerinin Azerbaycan’ın enerji sektörüne aktif bir şekilde katılımını beraberinde getirmiştir. Bu ilgiyi karşılamak için, 2003 yılında Azerbaycan, İtalya’da büyükelçilik açarak, İtalya’nın stratejik ortak olarak artan önemini vurgulamıştır. Azerbaycan’ın İtalya’daki büyükelçiliği, yalnızca ekonomik işbirliğini geliştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunmamış, aynı zamanda siyasi ve kültürel bağların güçlendirilmesine de odaklanmıştır.

İtalyan yatırımlarının Azerbaycan ekonomisine, özellikle de petrol ve gaz sektörüne çekilmesine özel bir önem verilmiş, aynı zamanda Azerbaycan kültürünün İtalya’da tanıtılması için de çalışmalar yapılmıştır. Bu bağlamda, diplomatik misyonların kurulması, iki ülke arasındaki ilişkilerin kurumsallaşmasında önemli bir dönüm noktası olmuş ve farklı alanlarda gelecekteki işbirliklerinin temelleri atılmıştır. Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, enerji sektörünün hızla geliştirilmesi ve küresel piyasalara entegrasyonu gerekliliği ile karşı karşıya kalmıştır.

Bu bağlamda, Avrupa’nın büyük sanayi güçlerinden biri olan İtalya, Azerbaycan’ın enerji potansiyeline özel bir ilgi göstermiş ve onu alternatif petrol ve doğalgaz tedarik kaynağı olarak görmüştür. Bağımsızlığın ilk yıllarında, Bakü, enerji sektörünü modernize etmek için stratejik ortaklar arayışına girmiş ve İtalya, bu sürece aktif olarak katılan ülkelerden biri olmuştur. İtalya’nın Agip şirketinin Azerbaycan’ın enerji projelerinde yer alması, bu işbirliğinin önemli bir aşaması olmuştur. Eni enerji grubunun bir parçası olan Agip, hidrokarbon arama, üretim ve taşımacılığı konusunda geniş bir deneyime sahipti ve uluslararası enerji girişimlerine katılmaktaydı.

1992 yılında Azerbaycan ile İtalya arasında diplomatik ilişkilerin kurulması, enerji alanındaki işbirliğinin derinleşmesine olanak sağlamıştır. İtalya, Orta Doğu ve Rusya gibi geleneksel petrol tedarikçilerine olan bağımlılığı azaltmayı hedefleyerek, Azerbaycan’ı güvenilir bir ortak olarak görmüştür. Azerbaycan ise, petrol sektörünü geliştirmek için yabancı yatırımları ve ileri teknolojileri çekmeyi amaçlamıştır. 20 Eylül 1994’te imzalanan “Yüzyılın Sözleşmesi”, Hazar Denizi kıyılarındaki üç büyük petrol sahasının geliştirilmesini öngörmüş ve Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile 8 ülkeden 11 önde gelen petrol şirketini içeren uluslararası bir konsorsiyum arasında imzalanmıştır.[1]

Projenin toplam maliyeti 7,4 milyar Amerikan doları olarak belirlenmiş ve 30 yıllık bir süre zarfında gerçekleştirilmesi planlanmıştır. İtalyan şirketi Agip, konsorsiyumda 5% pay alarak, İtalya’nın enerji sektöründeki işbirliğine olan uzun vadeli ilgisini ortaya koymuştur.[2]Projedeki payı, BP gibi büyük katılımcılara göre daha küçük olsa da, Agip’in katılımı, Azerbaycan ile İtalya arasındaki enerji ilişkilerinin güçlenmesine katkı sağlamıştır. İki ülke arasındaki enerji alanındaki işbirliği, stratejik bir boyut kazanmış ve Azerbaycan’a enerji altyapısının modernizasyonu için gerekli yabancı yatırımların çekilmesini sağlamıştır.

Azerbaycan için bu işbirliği, ileri teknolojilere erişim sağlamak ve ülkenin Avrupa’ya enerji tedarikçisi olarak konumunu güçlendirmek anlamına gelmiştir.[3]İtalya içinse, Orta Doğu tedariklerine olan bağımlılığını azaltmak, aynı zamanda bölgedeki ekonomik varlıklarını genişletmek için bir fırsat sunmuştur.

İmzalanan “Yüzyılın Sözleşmesi,” Azerbaycan’ın enerji sektörünün gelişiminde önemli bir dönüm noktası olmuş ve ülkenin küresel enerji pazarlarına entegrasyonuna katkı sağlamıştır. İtalyan şirketi Eni-Agip’in projedeki yer alması, ikili enerji işbirliğinin derinleşmesinin temelini atmış ve bu süreç, sonraki yıllarda ortak girişimlerle, özellikle “Güney Gaz Koridoru” projesiyle daha da gelişmiştir. 1997 yılı Eylül ayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in İtalya’ya gerçekleştirdiği resmi ziyaret sırasında, ekonomik ve teknik işbirliğinin genişletilmesine dair anlaşmalar imzalanmış, bu çerçevede Eni-Agip’in katılımıyla “Kürdashi” petrol sahasının araştırma ve geliştirilmesiyle ilgili anlaşmalar yapılmıştır.[4]Bu belgeler, iki ülke arasındaki enerji ortaklığının genişletilmesinin temellerini atmıştır.

2000’li yılların başından itibaren, Azerbaycan ile İtalya arasındaki enerji işbirliği yeni bir düzeye çıkmıştır; bu, petrol üretiminin artması, taşıma altyapısının geliştirilmesi ve Avrupa’ya enerji kaynakları tedarikinin çeşitlendirilmesi gibi faktörlerle açıklanabilir. Eni-Agip, Azerbaycan’ın enerji projelerinde aktif katılımını sürdürerek, petrol ve doğalgaz sektöründeki farklı segmentlerdeki varlığını genişletmiştir. İtalya’nın önemli bir rol oynadığı altyapı projelerinden biri, 2002 yılında yapımına başlanan ve 2005 yılında tamamlanan Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC) olmuştur. [5]

Azerbaycan’ın petrol yataklarını, Gürcistan’daki Ceyhan limanına bağlayan bu boru hattı, Avrupa pazarlarına alternatif bir ihracat yolu sağlamıştır. Eni-Agip, bu konsorsiyumda yer alarak projeye önemli katkılar sağlamış ve Azerbaycan petrolünün İtalya’ya sevkiyatını artırmıştır. BTC’nin inşası, Avrupa’nın Orta Doğu petrolüne olan bağımlılığını azaltmada ve Azerbaycan ile AB ülkeleri arasındaki enerji ortaklığını güçlendirmede kritik bir rol oynamıştır. Böylece Azerbaycan ile İtalya arasındaki enerji işbirliği karşılıklı çıkarlar doğrultusunda derinleşmiş.[6]

2000’li yılların ortalarına doğru, “Güney Gaz Koridoru” (SGC) kavramı geliştirilmiş ve Kaspiyer doğal gazının Avrupa’ya taşınmasını hedeflemiştir. Bu çerçevede, Türkiye’nin gaz taşıma sistemini Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya ile birleştiren Trans-Adriatik Doğalgaz Boru Hattı (TAP) projesi başlatılmıştır.[7] TAP, Güney Gaz Koridoru’nun ana bileşeni olup, Kafkasya bölgesindeki doğalgazın Batı Avrupa’ya taşınmasını sağlamıştır. Bu proje, Avrupa’nın enerji güvenliği için stratejik bir rol oynamış ve Azerbaycan ile Avrupa ülkeleri arasındaki işbirliğini güçlendirmiştir. TAP, ilk olarak 2003 yılında İsviçreli enerji şirketi EGL Group (şimdi Axpo) tarafından duyurulmuş, 2006 yılında ise teknik ve ekonomik fizibilite çalışmaları tamamlanmıştır.

Azerbaycan ile Avrupa arasındaki işbirliğinin önemli bir aşaması, 2006 yılında faaliyete geçen Güney Kafkasya Doğalgaz Boru Hattı (SCP) inşaatı olmuştur.[8]Bu proje, Azerbaycan doğalgazının Avrupa’ya taşınması için daha geniş bir girişimin parçasıydı.[9]Hattın Azerbaycan ve Gürcistan topraklarından geçerek Türkiye’ye, ardından da Avrupa ülkelerine gaz tedarik etmesi sağlanmıştır. Eni-Agip, bu projeye aktif katılımda bulunarak, yatırımların çekilmesine ve gerekli teknik çözümlerin uygulanmasına katkı sağlamıştır. Bu durum, İtalya ve diğer Avrupa ülkelerinin alternatif gaz kaynaklarından enerji temin etmelerini sağlamış ve bölgedeki enerji güvenliğine önemli katkı sunmuştur.

2008 yılında EGL Group ve Norveçli Statoil, boru hattının geliştirilmesi, inşası ve işletilmesi için “Trans Adriatic Pipeline AG” adlı ortaklık kurmuşlardır. TAP’ın inşaatı 2016 yılında başlamış ve 2020 yılında tamamlanmıştır. 15 Kasım 2020’de resmi olarak faaliyete geçen boru hattı, 878 kilometre uzunluğunda olup yıllık 10 milyar metreküplük taşıma kapasitesine sahiptir ve bu kapasite 20 milyar metreküpe kadar artırılabilir.[10]

TAP’ın başlıca hissedarları arasında British Petroleum (BP), SOCAR, Snam, Fluxys, Enagás ve Axpo yer almaktadır. TAP, AB’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesine yardımcı olmakta ve Rus gazına olan bağımlılığı azaltmaktadır. Azerbaycan’ın Avrupa pazarına yaptığı gaz tedariklerini artırma olanağı sağlamaktadır ve İtalya, Azerbaycan gazının Avrupa’ya taşınmasında anahtar bir partner olarak rol oynamaktadır.[11] TAP’ın uygulanması, projeye katılan ülkelerde istihdam yaratmış ve boru hattının inşası ve işletilmesi sırasında ekonomik büyümeye katkı sağlamıştır.

2007 yılında Eni, projeye katılım ilgisini bildirmiştir, bu da İtalya’nın Azerbaycan’dan gaz tedarikindeki stratejik önemini vurgulamaktadır. Eni’nin Azerbaycan’daki enerji işbirliği sürecindeki önemli bir başka aşama ise, 2008 yılında Eni’nin Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile “Şah Deniz” gaz sahasının ortak geliştirilmesi için anlaşma imzalamasıdır. [12]

Bu proje, dünyadaki en büyük doğalgaz projelerinden biri olup, 2016 yılında TAP aracılığıyla İtalya’ya gaz sevkiyatı başlamıştır ve bu, Avrupa’nın enerji güvenliğine katkı sağlamıştır. Saipem ve Eni gibi şirketler, Azerbaycan’daki petrokimya tesislerinin modernizasyonu ve hidrokarbon işleme altyapısının geliştirilmesine katılmış, bu da sektörün verimliliğinin artmasına ve yeni iş imkânlarının yaratılmasına yardımcı olmuştur. TAP boru hattı gibi projelerin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi ve “Şah Deniz” sahasının geliştirilmesine katılımın ardından, ülkeler arasındaki ikili ilişkiler, enerji alanındaki yeni zorluklar ve fırsatlar doğrultusunda derinleşmiştir. [13]

Yenilenebilir enerji projeleri, uluslararası karbon salınımı azaltma girişimleri çerçevesindeki işbirliği ve hidrokarbon tedariklerinin Avrupa’ya çeşitlendirilmesi ve dayanıklılığını artırma amacıyla enerji altyapısının güçlendirilmesi gibi temel konular öne çıkmıştır. 2019 yılında tamamlanan Güney Gaz Koridoru, Avrupa’nın enerji güvenliğini önemli ölçüde iyileştirmiş ve TAP boru hattı aracılığıyla Azerbaycan gazının İtalya’ya düzenli tedarikini sağlamıştır. Bu proje sayesinde, Azerbaycan, Avrupa’ya doğalgaz tedarikinin çeşitlendirilmesinde önemli bir kaynak haline gelmiş ve geleneksel tedarikçilerden, örneğin Rusya’dan, bağımlılık azalmıştır.

2023 yılında, Azerbaycan ile İtalya arasındaki enerji işbirliği gelişmeye devam etmiş ve temel alanları kapsayarak derinleşmiştir. Bu alanlar arasında hidrokarbon kaynaklarının ihracatı, yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimi ve küresel çevresel girişimlere katılım yer almaktadır[14]. Bu işbirliğinin önemli yönlerinden biri, Azerbaycan’ın İtalya’ya yaklaşık 11,3 milyon ton petrol ihraç etmesi olmuştur, bu da bir önceki yıla göre %25’lik bir artışı ifade etmekte ve Azerbaycan’ı İtalya’nın en büyük petrol tedarikçisi yapmaktadır.[15]

Bunun yanı sıra, doğalgaz ihracatı da önemli başarılar göstermiştir: İtalya, Trans Adriatik Doğalgaz Boru Hattı (TAP) aracılığıyla 9,988 milyar metreküplük doğalgaz ithal etmiştir ve bu boru hattı, Avrupa’nın enerji güvenliğinde kilit bir rol oynamaktadır.[16]Görüşmelerde, TAP’ın taşıma kapasitesinin artırılması ve İtalyan şirketlerinin Azerbaycan’ın “yeşil” projelerinin gerçekleştirilmesine katılımı ele alınmış ve bu, iki ülkenin sürdürülebilir kalkınma ve çevresel sorumluluk doğrultusunda enerji işbirliğini derinleştirme arzusunu göstermektedir.

Ayrıca, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile İtalyan şirketi Eni S.P.A. arasındaki biyoyakıt, biyokütle ve sera gazı emisyonlarını azaltma alanlarındaki verimli işbirliğinin devam etmesine özel bir önem verilmiştir.[17]Bu tür işbirlikleri, her iki ülkenin daha sürdürülebilir ve çevre dostu enerji kaynaklarına geçişini teşvik etmektedir.

2024 yılında, İtalya ile Azerbaycan arasındaki enerji işbirliği birkaç önemli alanda gelişmeye devam etti. Enerji tedariki alanında, Azerbaycan, Güney Gaz Koridoru aracılığıyla İtalya’ya 10,3 milyar metreküplük doğal gaz tedarik ederek, İtalya’ya en büyük üçüncü tedarikçi oldu.[18] Transadriatik Boru Hattı (TAP), iki ülke arasındaki enerji işbirliğinin güçlendirilmesinde ve İtalya’nın enerji temininde önemli bir rol oynadı.

Geleneksel enerji kaynaklarının yanı sıra, işbirliğinin genişletilmesi yenilenebilir enerji kaynaklarını (YEK) da kapsıyor.[19]İtalya, bu alanda, yenilenebilir enerji depolama projeleri de dahil olmak üzere Azerbaycan ile işbirliği yapmayı planlıyor. Ayrıca, İtalyan şirketi Ansaldo Energia ve diğer şirketlerin Azerbaycan’daki enerji projelerinde yer alması tartışıldı.[20]Eylül 2024’te Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile İtalya Başbakanı arasında verimli bir görüşme gerçekleşti ve bu görüşmede, ticari-ekonomik ilişkilerin genişletilmesi, sanayi ve kültürel alanlardaki bağların geliştirilmesi gibi yeni işbirliği alanları ele alındı. [21]Önemli bir adım olarak, SOCAR ve Eni S.P.A arasında biyoyakıt, biyomalzemeler ve sera gazı salınımını azaltma alanlarında işbirliği yapılmasına yönelik anlaşmalar imzalandı.[22]

2024 yılında ikili enerjetik işbirliğinin önemli bir aşaması da İtalya’nın 11-22 kasım Bakü’de düzenlenen BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı COP29’a katılmasıydı . İtalya konferansın başarılı organizasyonuna katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirtti. COP29 kapsamında birlikte mücadele edilen iklim değişikliğiyle ilgili çabalar, YEK’nin geliştirilmesi ve uluslararası çevresel girişimlere katılım tartışıldı. Sonuç olarak son yıllarda Azerbaycan-İtalya arasındaki enerji işbirliği iki ülkenin ilişkilerinde önemli bir unsur haline geldi; ekonomik-politik ortaklığı güçlendirdi ve küresel ölçekte iklim değişimiyle mücadeleye katkıda bulundu.

                                                                                   Aytac Mahammadova

[1]Migration.gov.az, Available at: https://migration.gov.az/ru/page_detail/895#

[2]Ibid.

[3]Aa.com.tr, Значимая роль в развитии Азербайджана: 30 лет «Контракту века», September 20, 2024, Available at: https://www.aa.com.tr/ru/%D1%8D%D0%BA%D0%BE%D0%BD%D0%BE%D0%BC%D0%B8%D0%BA%D0%B0/%D0%B7%D0%BD%D0%B0%D1%87%D0%B8%D0%BC%D0%B0%D1%8F-%D1%80%D0%BE%D0%BB%D1%8C-%D0%B2-%D1%80%D0%B0%D0%B7%D0%B2%D0%B8%D1%82%D0%B8%D0%B8-%D0%B0%D0%B7%D0%B5%D1%80%D0%B1%D0%B0%D0%B9%D0%B4%D0%B6%D0%B0%D0%BD%D0%B0-30-%D0%BB%D0%B5%D1%82-%D0%BA%D0%BE%D0%BD%D1%82%D1%80%D0%B0%D0%BA%D1%82%D1%83-%D0%B2%D0%B5%D0%BA%D0%B0-/3335811

[4]Lib.aliyevheritage.org, Азербайджано-итальянские отношения, July 17, 2006, Available at: https://lib.aliyevheritage.org/ru/5981766.html

[5]Ibid.

[6]Ibid.

[7]Neftegaz.ru, ЮГК – Южный газовый коридор (Каспийский регион – Европа), July 27, 2017, Available at: https://neftegaz.ru/tech-library/transportirovka-i-khranenie/142407-yugk-yuzhnyy-gazovyy-koridor-kaspiyskiy-region-evropa/

[8]Ibid.

[9]Neftegaz.ru, Южно Кавказский газопровод (ЮКТ), Баку – Тбилиси – Эрзурум, June 15, 2014, Available at: https://neftegaz.ru/tech-library/transportirovka-i-khranenie/142156-yuzhno-kavkazskiy-gazoprovod-yukt-baku-tbilisi-erzurum

[10]Casp-geo.ru, Запуск Трансадриатического газопровода – значение и перспективы, January 7, 2021, Available at: https://casp-geo.ru/zapusk-transadriaticheskogo-gazoprovoda-znachenie-i-perspektivy/

[11]Casp-geo.ru, Запуск Трансадриатического газопровода – значение и перспективы, January 7, 2021, Available at: https://casp-geo.ru/zapusk-transadriaticheskogo-gazoprovoda-znachenie-i-perspektivy/

[12]Anl.az, Азербайджан начинает реализацию одного из крупнейших в мире газовых проектов, December 1, 2010, Available at: https://www.anl.az/down/meqale/exo/2010/dekabr/143518.htm

[13]Ibid.

[14]Caliber.az, Азербайджан — Италия: сотрудничество с перспективой, May 15, 2024, Available at: https://caliber.az/post/azerbajdzhan-italiya-sotrudnichestvo-s-perspektivoj

[15]Caliber.az, Баку и Рим: стратегическое партнерство с перспективой, September 6, 2024, Available at: https://caliber.az/post/baku-i-rim-partnerstvo-so-strategicheskoj-perspektivoj

[16]Trend.az, Назван объем закупки Италией азербайджанского газа в 2024 году, October 5, 2024, Available at: https://www.trend.az/business/energy/3953375.html

[17]Mir24.tv, Италия и Азербайджан подписали три меморандума по энергетике, September 6, 2024, Available at: https://mir24.tv/news/16601743/italiya-i-azerbaidzhan-podpisali-tri-memoranduma-po-energetike

[18]Turan.az, Италия остается крупнейшим покупателем азербайджанского газа, January 21, 2025, Available at: https://turan.az/ru/ekonomika/italiia-ostaetsia-krupneisim-pokupatelem-azerbaidzanskogo-gaza-789524

[19]Report.az, Франческо Корваро: Италия планирует в будущем наладить сотрудничество с Азербайджаном в сфере ВИЭ, October 11, 2024, Available at: https://report.az/ru/energetika/franchesko-korvaro-italiya-planiruet-v-budushem-naladit-sotrudnichestvo-s-azerbajdzhanom-v-sfere-vie/

[20]Report.az, Азербайджан и Италия обсудили обсудили сотрудничество в развитии энергосистем, September 18, 2024, Available at: https://report.az/ru/energetika/azerbajdzhan-i-italiya-obsudili-obsudili-sotrudnichestvo-v-razvitii-energosistem/

[21]President.az, В Риме состоялась встреча Ильхама Алиева с председателем Совета министров Италии Джорджей Мелони, September 5, 2024, Available at: https://president.az/ru/articles/view/66799

[22]Aa.com.tr, Азербайджан и Италия укрепляют сотрудничество, September 6, 2024, Available at: https://www.aa.com.tr/ru/%D0%BC%D0%B8%D1%80/%D0%B0%D0%B7%D0%B5%D1%80%D0%B1%D0%B0%D0%B9%D0%B4%D0%B6%D0%B0%D0%BD-%D0%B8-%D0%B8%D1%82%D0%B0%D0%BB%D0%B8%D1%8F-%D1%83%D0%BA%D1%80%D0%B5%D0%BF%D0%BB%D1%8F%D1%8E%D1%82-%D1%81%D0%BE%D1%82%D1%80%D1%83%D0%B4%D0%BD%D0%B8%D1%87%D0%B5%D1%81%D1%82%D0%B2%D0%BE/3322668

GSYİH’sı Lüksemburg’dan Küçük Olan Avrupa Ülkeleri

Harita, Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) Lüksemburg’dan daha küçük olan ülkeleri gösteriyor. Bu ülkeler dünya genelinde çok fazla ama sadece harita üzerindeki üzerinden yorum yapılıyor denebilir.

Avrupa’da 660 bin nüfusu ve küçük GSYH’si olan bir ülke olan Lüksemburg’dan daha düşük olan ülkeler kırmızıyla işaretlenmiş.

GSYİH’sı Lüksemburg’dan Küçük Olan Avrupa Ülkeleri
GSYİH’sı Lüksemburg’dan Küçük Olan Avrupa Ülkeleri

Lüksemburg Ekonomisi ve Nüfusu Hakkında Kısa Bilgi

• Nüfus: Yaklaşık 660 bin kişi (2024 verileri).

• GSYH: Yaklaşık 100 milyar dolar civarında.

• Kişi Başına Düşen GSYH: Dünyanın en yükseklerinden biri, yaklaşık 150 bin dolar.

• Ekonomik Yapı: Finans, bankacılık, yatırım fonları, teknoloji ve çelik sanayi önemli sektörlerdir.

• Finans Merkezi: Avrupa’nın en büyük finans merkezlerinden biri olup, yüzlerce uluslararası bankaya ev sahipliği yapar.

• Vergi Politikası: Düşük kurumlar vergisi sayesinde birçok büyük şirketin merkezini burada bulundurmasını sağlar.

• Yaşam Standardı: Dünyanın en zengin ülkelerinden biri olup, yüksek refah seviyesi ve güçlü sosyal güvenlik sistemi ile dikkat çeker.

En Yüksek Savunma Bütçesine Sahip 25 Ülke

Global Firepower verilerine göre ülkelerin savunma bütçelerinin listelendiği infografikte; ABD, 895 milyar dolarlık bütçesiyle açık ara lider konumda. Çin ve Rusya sırasıyla 266,8 milyar dolar ve 126 milyar dolar ile ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor.

Türkiye ise 47 milyar dolar ile 13. sırada bulunuyor. Avrupa’dan Fransa, Almanya, Birleşik Krallık gibi ülkeler de listede güçlü bir şekilde yer alıyor.

En Yüksek Askeri Bütçeye Sahip 25 Ülke

1. ABD – $895 milyar dolar

2. Çin – $266.8 milyar dolar

3. Rusya – $126 milyar dolar

4. Hindistan – $75 milyar dolar

5. Suudi Arabistan – $74.7 milyar dolar

6. Birleşik Krallık (UK) – $71.5 milyar dolar

7. Japonya – $57 milyar dolar

8. Avustralya – $55.7 milyar dolar

9. Fransa – $55.0 milyar dolar

10. Ukrayna – $53.7 milyar dolar

11. Almanya – $50.0 milyar dolar

12. Polonya – $48.7 milyar dolar

13. Türkiye – $47.0 milyar dolar

14. Güney Kore – $46.3 milyar dolar

15. Kanada – $41.0 milyar dolar

16. İtalya – $30.8 milyar dolar

17. İsrail – $30.5 milyar dolar

18. Hollanda – $27 milyar dolar

19. Brezilya – $26.1 milyar dolar

20. İsviçre – $25 milyar dolar

21. Cezayir – $25 milyar dolar

22. İspanya – $23.4 milyar dolar

23. Tayvan – $19.7 milyar dolar

24. Paraguay – $17.6 milyar dolar

25. İran – $15.45 milyar dolar

En Yüksek Savunma Bütçesine Sahip 25 Ülke
En Yüksek Savunma Bütçesine Sahip 25 Ülke

ABD en yakın rakibi Çin’in 3 katından fazla harcama yapıyor.

Rusya, Ukrayna savaşı nedeniyle 126 milyar dolarlık yüksek bir savunma bütçesine sahip.

Türkiye, 47 milyar dolarlık bütçeyle Avrupa ülkeleri arasında önemli bir konumda.

Paraguay ve İran listenin en alt sıralarında bulunuyor.

İsveç Hava Kuvvetleri

II. Dünya Savaşı’nda Mihver Devletleri’nin En Geniş Sınırları (Harita)

0

II. Dünya Savaşı sırasında Mihver Devletleri’nin (Nazi Almanyası, Faşist İtalya ve Japon İmparatorluğu) en geniş toprak kontrolünü sağladığı Ağustos 1942 dönemini gösteren haritada; Almanya, İtalya ve Japonya öne çıkıyor.

Ana Mihver Güçleri: Almanya (Adolf Hitler), İtalya (Benito Mussolini) ve Japonya (İmparator Hirohito).

Koyu Gri Alanlar: Mihver Devletleri’nin doğrudan kontrol ettiği veya ilhak ettiği bölgeler.

Açık Gri Alanlar: Mihver Devletleri tarafından işgal edilmiş veya kolonileştirilmiş bölgeler.

II. Dünya Savaşı’nda Mihver Devletleri’nin En Geniş Sınırları (Harita)
II. Dünya Savaşı’nda Mihver Devletleri’nin En Geniş Sınırları (Harita)

1942’nin sonlarında 1943 yıllarından sonra da Mihver Devletleri için kayıplar başlamış ve 1945’te Japonya’nın ABD’nin ateşlediği nükleer bomba sonrası teslimiyle savaş son bulmuştu.

27 Üye Ülkenin Avrupa Birliği’ne Bağlılık Oranları

Eurobarometer 2024 verilerine göre Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde halkın AB’ye olan bağlılık seviyesini ele alan haritada, AB vatandaşlarının ortalama %62’si kendilerini birliğe bağlı hissettiği görünüyor. Ancak, bu oran ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor.

En Güçlü Bağlılık: Lüksemburg (%82, Yeşil)

• Lüksemburg, AB’ye en bağlı ülke olarak öne çıkıyor.

• Bu yüksek oran, ülkenin AB’nin merkezinde yer alması, güçlü ekonomisi ve Avrupa kurumlarına ev sahipliği yapmasıyla açıklanabilir.

En Düşük Bağlılık: Yunanistan (%37, Kırmızı)

• Yunanistan, AB’ye en az bağlı hisseden ülke olarak göze çarpıyor.

• Bunun başlıca nedenleri:

• 2008 ekonomik krizi sonrası kemer sıkma politikaları,

• AB ile yaşanan ekonomik anlaşmazlıklar,

• AB politikalarına yönelik güvensizlik.

27 Üye Ülkenin Avrupa Birliği’ne Bağlılık Oranları  ​
27 Üye Ülkenin Avrupa Birliği’ne Bağlılık Oranları

Genel olarak baktığımızda Batı Avrupa ülkelerinde bağlılık daha yüksek:

• İrlanda, Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde bağlılık seviyesi %70’in üzerinde.

• Fransa ve İtalya’da ise AB’ye bağlılık orta seviyede (%55-59).

Orta ve Doğu Avrupa’da bağlılık daha düşük:

• Polonya, Macaristan ve Çekya gibi ülkelerde AB’ye bağlılık %55’in altında.

• Bu durum, milliyetçi politikalar, göç politikaları ve AB ile yaşanan siyasi gerilimlerle ilişkilendirilebilir.

Sonuç: AB’nin Geleceği ve Kimlik Meselesi

• 24 ülkenin vatandaşlarının %50’den fazlası AB’ye bağlı hissediyor, bu da birliğin hâlâ güçlü bir kimlik unsuru olduğunu gösteriyor.

• Ancak, Yunanistan, Macaristan ve Çekya gibi ülkelerde düşen bağlılık oranları, AB’nin tüm üyeleriyle aynı düzeyde entegrasyonu sağlayamadığını gösteriyor.

• Ekonomik krizler, siyasi gerilimler ve ulusal kimlik tartışmaları, AB’ye olan bağlılığı etkileyen en önemli faktörler olmaya devam ediyor.

Dünyada En Fazla Döviz Rezervine Sahip 5 Ülke

En yüksek döviz rezervine sahip 5 ülkeyi, dünyada en fazla nakit rezerve sahip ülkeler olarak da tanımlayabiliriz. Döviz rezervleri, ülkelerin ekonomik istikrarı ve dış borç ödeme kapasiteleri açısından kritik bir faktördür.

En Yüksek Döviz Rezervine Sahip 5 Ülke

1. Çin – 3,3 trilyon dolar

2. Japonya – 1,2 trilyon dolar

3. İsviçre – 907,2 milyar dolar

4. Rusya – 577,5 milyar dolar

5. Hindistan – 562,9 milyar dolar

Dünyada En Fazla Döviz Rezervine Sahip 5 Ülke​
Dünyada En Fazla Döviz Rezervine Sahip 5 Ülke

• Çin, 3,3 trilyon dolarlık rezerviyle en büyük döviz rezervine sahip ülke. Küresel ticarette önemli bir ekonomik güce sahip olduğu görülüyor.

• Japonya, 1,2 trilyon dolarla ikinci sırada yer alıyor ve döviz rezervlerini güçlü tutarak finansal istikrarını koruyor.

• İsviçre, nispeten küçük bir ülke olmasına rağmen 907,2 milyar dolarlık rezerviyle üçüncü sırada. Ülkenin güvenli liman olarak görülmesi bunda etkili.

• Rusya, ekonomik yaptırımlara rağmen 577,5 milyar dolarlık rezervle güçlü kalmaya devam ediyor.

• Hindistan, 562,9 milyar dolarla beşinci sırada yer alarak büyüyen ekonomisini destekliyor.

ABD neden listede yok?

Aslında ABD’nin bu listede olmamasının birkaç sebebi var:

1. Rezerv Para Olması: ABD doları, küresel ticarette rezerv para birimi olarak kullanılıyor. Birçok ülke döviz rezervlerini dolar cinsinden tutarken, ABD’nin böyle bir ihtiyacı yok.

2. Döviz Rezervine Daha Az İhtiyaç: ABD, dünyanın en büyük ekonomisi ve küresel finansal sistemin merkezi olduğu için döviz rezervi bulundurmak yerine kendi para birimini basarak likidite sağlayabiliyor.

3. ABD’nin Rezerv Yapısı: ABD’nin toplam döviz rezervleri 240 milyar dolar civarında, yani listedeki ülkelerle kıyaslandığında oldukça düşük kalıyor. Ancak ABD, altın rezervleri bakımından dünyanın en büyük rezervine sahip ülkesi (8.100+ ton).

4. Güçlü Finans Sistemi: ABD, gelişmiş sermaye piyasalarına ve finansal araçlara sahip olduğu için döviz rezervlerine bağımlılığı düşük.

Sonuç olarak, ABD’nin döviz rezervleri diğer büyük ekonomilere kıyasla düşük, ancak bunun sebebi ekonomik kırılganlık değil, aksine doların küresel hakimiyeti denebilir.

Latin Amerika’da ABD ile Çin Rekabeti (Harita)

2000 ve 2023 yılları arasında Güney Amerika ülkelerinin en büyük ticaret ortaklarının ABD’den Çin’e geçtiğini gösteren haritada; 2000 yılında kıtadaki tüm ülkelerin en büyük ticaret ortağı ABD idi (mavi), 2023 yılında kıtanın büyük bir kısmı Çin’in (kırmızı) etkisi altına girmiş durumda.

Aslında harita, Çin’in son 20 yılda Güney Amerika’daki ekonomik etkisini nasıl artırdığını gösteren çarpıcı bir değişim. Özellikle Trump’ın kıta genelinde Çin egemenliğine karşı mücadelesi, önümüzdeki yıllarda bu tabloyu değiştirebilir ya da daha agresif şekilde Çin lehine değiştirebilir.

(Venezuela ve Küba’da data olmadığı için gri renkte)

Latin Amerika’da ABD ile Çin Rekabeti (Harita)
Latin Amerika’da ABD ile Çin Rekabeti (Harita)

2023 yılı itibarıyla sadece birkaç ülke (Kolombiya, Ekvador, Paraguay ve Guyana gibi) ABD ile güçlü ticari bağlarını koruyabiliyor.

Çin, Brezilya, Arjantin, Şili, Peru ve Bolivya dahil olmak üzere çoğu ülkenin bir numaralı ticaret ortağı haline gelmiş. Özellikle Brezilya gibi büyük ekonomiler Çin ile tarım, enerji ve hammadde ticaretinde güçlü bağlar kurmuş gibi görünüyor.

Japonya’da Yaşayan En Büyük 3 Yabancı Nüfus ve Dağılımı (Harita)

Japonya’daki en büyük yabancı nüfusu her eyalet (prefecture) için ayrı ayrı göstermek gerekirse; Çinlilerin ağırlıklı olarak varlık gösterdiğini söylemek mümkün. Çin’in ardından da Japonya’da en fazla yaşayan yabancı nüfus ilginç bir şekilde Brezilya ve Güney Koreliler.

Kırmızı: Çinli göçmenler en büyük yabancı nüfusa sahip.

Yeşil: Brezilyalı göçmenler en büyük yabancı nüfusa sahip.

Sarı: Güney Koreli göçmenler en büyük yabancı nüfusa sahip.

Japonya’da Yaşayan En Büyük 3 Yabancı Nüfus ve Dağılımı (Harita)
Japonya’da Yaşayan En Büyük 3 Yabancı Nüfus ve Dağılımı (Harita)

• Çinli nüfus (kırmızı) Japonya’nın büyük çoğunluğunda en baskın yabancı topluluk olarak görülüyor.

• Brezilyalı nüfus (yeşil), özellikle Japonya’nın orta ve güney bölgelerinde yoğunlaşmış. Brezilya’dan gelen göçmenler, Japonya’daki Nikkei topluluğu (Japon kökenli Brezilyalılar) nedeniyle belirli bölgelerde büyük bir nüfusa sahip.

• Güney Koreli nüfus (sarı) ise çoğunlukla Batı Japonya’da ve bazı belirli bölgelerde en büyük yabancı grup olarak öne çıkıyor. Japonya ve Güney Kore arasındaki tarihsel bağlar bu durumu açıklayabilir.

• Çinliler, Japonya’daki en büyük yabancı grup olarak neredeyse tüm ülkede baskın.

• Brezilyalılar, özellikle sanayi bölgelerinde büyük bir topluluğa sahip.

• Güney Koreliler, tarihsel ve kültürel bağları olan bazı bölgelerde en büyük yabancı grup olarak öne çıkıyor.

ABD’nin Serbest Ticaret Anlaşması’na Sahip Olduğu 20 Ülke (2025)

Harita, ABD’nin 2025 itibarıyla yürürlükte olan serbest ticaret anlaşmalarını gösteriyor. ABD’nin toplamda 20 ülkeyle serbest ticaret anlaşması bulunuyor ve bu ülkeler pembe renkle işaretlenmiş.

• Kuzey Amerika: Kanada ve Meksika, ABD’nin en büyük ticaret ortakları arasında yer alıyor.

• Orta ve Güney Amerika: Guatemala, El Salvador, Honduras, Nikaragua, Kosta Rika ve Panama gibi ülkeler ABD ile serbest ticaret anlaşmalarına sahip. Ayrıca, Kolombiya, Peru ve Şili de bu anlaşmalara dahil.

• Karayipler: Dominik Cumhuriyeti bu anlaşmalar kapsamında yer alıyor.

• Ortadoğu ve Afrika: Fas, İsrail, Ürdün ve Umman ABD ile serbest ticaret anlaşması yapmış ülkeler arasında.

• Asya: Güney Kore, ABD’nin serbest ticaret anlaşması yaptığı tek Doğu Asya ülkesi.

ABD’nin Serbest Ticaret Anlaşması’na Sahip Olduğu 20 Ülke (2025)​
ABD’nin Serbest Ticaret Anlaşması’na Sahip Olduğu 20 Ülke (2025)

Dünyada Gelir Vergisinin Olmadığı 21 Ülke

Dünya genelinde gelir vergisinin olmadığı ülkeler en çok merak edilen konuların başında geliyor. 2024 yılı itibariyle 21 ülkede gelir vergisi alınmıyor.

Amerika Kıtası

1. Cayman Adaları

2. Bermuda

3. Bahamalar

4. Anguilla

5. Saint Kitts ve Nevis

6. Britanya Virjin Adaları

7. Turks ve Caicos Adaları

8. Antigua ve Barbuda

9. Saint Barthélemy

Ortadoğu

10. Birleşik Arap Emirlikleri (UAE)

11. Suudi Arabistan

12. Katar

13. Umman

14. Kuveyt

15. Bahreyn

Okyanusya

16. Vanuatu

17. Wallis ve Futuna

Avrupa

18. Monako

19. Vatikan Şehri

Asya

20. Brunei

21. Kuzey Kore

Dünyada Gelir Vergisinin Olmadığı 21 Ülke​
Dünyada Gelir Vergisinin Olmadığı 21 Ülke

Gelir Vergisi Almayan Ülkelerin Ortak Özellikleri

Petrol ve Doğal Kaynak Zenginliği: Ortadoğu ülkeleri (BAE, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman) petrol gelirleri sayesinde vatandaşlarından gelir vergisi almadan bütçelerini sürdürebiliyor.

Turizm ve Finans Merkezleri: Monako ve Bahamalar gibi ülkeler yüksek gelirli turistlere ve finans sektörüne dayalı bir ekonomiyle vergi almayı gereksiz hale getiriyor.

• Cayman Adaları, Bermuda ve Britanya Virjin Adaları, offshore finans merkezleri olarak tanınıyor ve yatırımcıları çekmek için gelir vergisi almıyorlar.

Küçük Ada Devletleri: Gelir vergisi almayan ülkelerin çoğu küçük ada devletleri veya özel statüdeki bölgelerden oluşuyor. Örneğin, Vanuatu, Wallis ve Futuna, Saint Kitts ve Nevis, Anguilla ve Turks ve Caicos Adaları.

Vatikan, Brunei ve Kuzey Kore Detayı

Vatikan: Dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan’da dini ve bağış bazlı ekonomi olduğu için gelir vergisi uygulanmıyor.

Kuzey Kore: Resmi olarak sosyalist ekonomiyle yönetildiği için bireylerden gelir vergisi alınmıyor. Ancak devletin ekonomik yapısı şeffaf olmadığı için gerçek durum belirsiz olabilir.

Brunei: Petrol gelirleri sayesinde vatandaşlardan gelir vergisi alınmıyor.

Ama unutmayın, gelir vergisinin olmaması, diğer dolaylı vergilerin yüksek olmadığı anlamına gelmiyor.