Suudi Arabistan’ın El Arabiya televizyonu, Katar yönetimini terörü desteklemekle suçladı. Yeni bilgilerin, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’i öldüren ABD askerleri tarafında ele geçirilen belgelerde yer aldığı ileri sürüldü. Russia Today (RT) televizyonu, iki ülke liderinin neden kavgaya giriştiğini araştırdı.
İddia, Katar ile Suudi Arabistan arasında gelişen medya savaşını bir üst seviyeye taşıdı.
BİN LADİN’İN KATAR’DAN SIĞINMA İSTEDİĞİ İDDİA EDİLDİ
Ofisleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BEA) bulunan El Arabiya televizyonu, “Ben Ladin’in belgeleri, onun Katar ile olan bağlantılarını mı gösteriyor?” sorusuyla başlayan haberde, ABD’nin eline geçen Ladin’e ait belgeler arasında yer alan ve Ladin’in eşlerinden birine yazdığı mektupta, Katar’dan sığınma almayı teklif ettiği iddia edildi.
Ancak ABD’nin açıkladığı Ladin arşivinde böyle bir mektubun olmaması dikkat çekiyor.
El Arabiya, Katar’ın teröristlerle işbirliğine dair diğer ‘delilleri’ de sundu.
‘HALİD ŞEYH MUHAMMED KATAR’DA SAKLANDI’
Örneğin, 11 Eylül saldırısının organizatörlerinden Halid Şeyh Muhammed’in bir süre Katar’da saklandığı belirtildi.
Kanal, “Halid Şeyh Muhammed, Çalışma Bakanlığı’nın tavsiyesi üzerine Katar’a getirildi, Elektrik ve Su Bakanlığı’nda mühendis olarak çalıştı ve bakanlığın parasıyla seyahat etti. Muhammed, devlet kurumunda çalışsa da ABD istihbaratının verdiği bilgiye göre Katar, teröristi bulamadıklarını açıkladı ve sonra gizli bir şekilde ülkeden kaçmasını planladı” ifadelerine yer verdi.
Katar’ın, Fas’ta aranan ve en tehlikeli teröristlerin biri olarak gösterilen Abdülkerim el-Macati, Afganistan’daki Taliban örgütünün 2 üyesi ve El Kaide’nin Suudi Arabistan hücresinin lideri Yunis el Hayari ile de işbirliği yaptığını savunan El Arabiya, “Katar defalarca terörü finanse etmek veya Selim Hasan Halife Raşid el Kuvari gibi finansçıların faaliyetine göz yummak ile suçlandı” ifadelerini kullandı.
Haberde, söz konusu finansçının Katar İçişleri Bakanlığı ile işbirliği yaptığı iddia edildi.
‘TERÖRİSTLERE YARDIM KONUSUNDA KATAR’IN YALNIZ OLMADIĞINI ÇOK İYİ BİLİYORUZ’
ABD’nin belgelerini kaynak gösteren El Arabiya, iki Katar vatandaşını daha: Abdülganim el Havari ile Abdullah Rahman bin Ömer el Nuaymi’yi de terör örgütlerini finanse etmekle suçladı.
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Arap ve İslam Araştırmaları Merkezi yetkilisi İrina Zvyagilskaya, Suudi Arabistan’ın Katar’ın imajını lekelemeye çalıştığının açık olduğunu belirterek, “Teröristlere yardım konusunda, Katar’ın yalnız olmadığını çok iyi biliyoruz. Diğer ülkeler de taktik anlamda IŞİD’e destek verdi ve Suriye’de oldukça radikal muhalif grupları destekledi” dedi.
MEDYA SAVAŞI KATAR EMİRİNİN ‘AÇIKLAMALARI’ SONRASI BAŞLADI
İki ülke arasındaki medya savaşı, Katar Emiri Tamim bin Hamad bin Halifa el-Tani’nin ‘büyük İslam ülkesi’ olarak tanımladığı İran ile işbirliği çağrısını yapması ile başladı.
ABD ile ilişkilerde gerilim yaşadıklarını belirten Katar lideri, Hizbullah ve Hamas’ın direniş hareketleri olduğunu kaydederek bu örgütleri terörist olarak adlandırmayı reddetti.
Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü Medeniyetler Partnerliği Merkezi Direktörü Veniamin Popov, Katar emirinin ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu ziyareti ve Suudilerle varılan tüm anlaşmalar hakkında oldukça yumuşak ama çok eleştirel bahsettiğini belirterek bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“Katar emiri, silahın nasıl alınacağını değil ülkenin nasıl geliştirileceğini düşünmenin önemli olduğunu, paranın silaha değil ekonomiye yatırılması gerektiğini söyledi. Üstelik koltukta uzun kalmayacak bir başkan söz konusuyken, (Trump’ın) yakında görevden alınacağını söyledi. Kasıtlı mı değil mi, bu sızıntılar Riyad’daki görüşmeye katılan herkesi şaşırttı.”
Emirin bu açıklaması medyaya sızdıktan birkaç saat sonra haber ajans, sitelerinin saldırıya uğradığını duyurarak haberi yalanladı.
Ama ardından medya dünyasında yeni garip haberler yer almaya başladı. Katar haber ajansının sitesinde ve Twitter hesabında, dışişleri bakanlığına dayandırılan haberde, Katar’ın Suudi Arabistan dahil 5 komşu ülkenin büyükelçilerini sınır dışı ettiğine dair bilgi verildi. Bu haberler de birkaç saat sonra yalanlandı. Ama El Arabiya ve Sky News Arabia dahil Körfez ülkelerin medyası, Katar emirinin açıklamalarıyla ilgili haberleri yaymaya devam etti
Katar hükümeti, devlet haber ajanslarının saldırı kurbanı olduğunu doğruladı ve emirin, skandala yol açan ifadeleri kullanmadığını açıkladı. Katar’ın bu resmi açıklamasına rağmen diğer Körfez ülkelerinin basını, yalanlanan haberi yaymaya devam etti. Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn, El Cezire dahil Katar’ın tüm haber kaynaklarına erişimi engelledi.
‘BU TÜR SIZINTILAR OLUNCA ONLARI DAHA SONRA YALANLAMAK MÜMKÜN’
Katar emirinin, skandala yol açan bu ifadeleri gerçekten kullanmış olabileceği tahmininde bulunan Popov, “Bu tür sızıntılar olunca onları daha sonra yalanlamak mümkün. Bu, son zamanlardaki enformasyon savaşlarında oldukça yaygın hale gelen manevralar” dedi.
Savaş bununla bitmedi. ABC News, “Katar’ın yalanlamalarına rağmen Suudi Arabistan hükümetine bağlı medya, Şeyh Tamim’e mal edilen yalan haberleri yaymaya ve Katar’ı bölgesel düşmanların tarafında geçmekle suçlamaya devam ediyor” diye duyurdu.
“(ABD Başkanı) Donald Trump ve (İngiltere Başbakanı) Theresa May’den (Rusya Devlet Başkanı) Vladimir Putin’e kadar herkesin kınadığı yalan haberler şimdi de Sky News Arabia ve El Arabia televizyonlarında boy gösterdi” diye El Cezire televizyonu, temel rakiplerini yalan bilgi yaymakla suçladı.
‘KATAR’A KARŞI MEDYA KAMPANYASI ORTADA’
The Peninsula Qatar portalının verdiği bilgiye göre, komşuların dostça olmayan davranışına yanıt olarak Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurahman el-Tani, “Katar’a karşı medya kampanyası ortada” diye açıkladı.
Donald Trump’ın Ortadoğu ziyaretinin iki monarşi arasındaki çatışmaya ivme kazandırdığını belirten Zvyagilskaya, “ABD Başkanı, seçimini Riyad’dan yana yaptığını gösterince Suudi Arabistan kendini sadece Arap değil tüm İslam dünyasının liderİ hissetti. Ama çok büyük etkiye sahip küçük Katar da var ve bu etkiyi hem medya, hem de kendini Suudi Arabistan’a göre daha özgür ülke olarak konumlandırarak yayıyor. Bu durumda Katar’a haddini göstermesinler de ne yapsınlar?” yorumunda bulundu.
Uzmanların görüşüne göre, uydurma haberler olayı gerçekte Suudi Arabistan ile Katar arasındaki karşı durmayı yansıtıyor.
Katar’ın Müslüman Kardeşler hareketine destek verdiği kimse için sır değil. Aynı zamanda Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE, bu hareketi düşman olarak görüyor. Bu üç ülke, 2014 yılında, Katar’ın Müslüman Kardeşleri’ne verdiği desteği protesto ederek Doha’daki büyükelçilerini geri çağırmıştı.
Ama şu anda bu mücadele, sadece Müslüman Kardeşler’e verilen destekle ilgili değil. Katar, öncelikle İran’a destek vermekle suçlanıyor. Katar Emiri, 2015 yılında İran ile ilişkileri iyileştirme çağrısında bulunmuştu. ABD Başkanı Donald Trump ile Suudi Kral Selman’ın İran’ı izole etme talebini dile getirdiği Riyad zirvesi öncesinde de Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el-Tani, Arab News’a açıklamasında, İran ile ilişkilerdeki gerilimi düşürme çağrısında bulunmuştu. Bakan, “İran’la daha pozitif ilişkilere, iyi komşuluk ve diğerlerin iç işlerine karışmama ilkelerine dayanan ilişkilere sahip olmamız gerektiğine inanıyoruz” demişti. Körfez monarşileri için bu alışılmışın dışındaki duruşu neden aldıklarını da anlatan Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el-Tani, “İran ile aramızda doğalgaz yatağı var ve bir gün onlarla iş yapmak zorunda kalacağız. Bu durumda ne yapmamız gerekiyor?” ifadelerini kullanmıştı.
‘KATAR İRAN İLE İŞ İLİŞKİLERİ KURMAYA ÇALIŞAN TEK KÖRFEZ ÜLKESİ’
İranlı siyaset uzmanı Hasan Hanizade, Katar’ın İran’la diyalog başlatma niyetinin bu ülkeye karşı agresif medya kampanyasının başlatılmasına yol açtığını belirterek şunu dedi: “Katar, çatışmaya girmemeye ve İran ile iş ilişkileri korumaya çalışan tek Körfez İşbirliği Konseyi üyesi. Ama medyada, Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE’nin sert yanıtı üstün geldi”.
İranlı uzmanın görüşüne göre, Katar’ın stratejisi, Riyad’dan bağımsız dış politika yürüten Kuveyt ve Umman gibi ülkeler tarafından anlayışla karşılanabilir
The Times of Israel gazetesine konuşan İsrail’in muhafazakar olmayan Demokrasi Koruma Vakfı’nın araştırmacısı David Vainberg, “Suudi Arabistan ve BAE’nin acil yanıtı, onların çatışma için fırsat kolladığını veya onları edişe eden şeylere dikkat çekmek için bir bahane aradığını gösteriyor” dedi.
Popov, bu çatışmanın kısa sürmeyeceğini, aksine uzun süre devam edeceğini kaydetti.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
bu bölgede çatışma çıkarsa suudlar yine abd’den silah ve teçhizat yardımı alacak. her yol abd’nin çıkarına çıkıyor yani. tabii suudiler de abd çatısı altında oldukları için kendilerini güvende hissediyorlar.
suriye’de müslümanlar katledilirken trump’la kılıç dansı yapan sözde müslümanları unutmayın.