Irak kuvvetleri, altı gündür devam eden yoğun bir çatışmanın ardından Tel Afer şehrinin sözde İslam Devleti’nden büyük ölçüde temizlendiğini ve tamamının geri alınması için son hazırlıkların devam ettiğini açıkladı.
Binbaşı Abdul Amir Yarallah bugün öğleden sonra yaptığı açıklamada, şehir merkezindeki binaların ve Deaş militanlarının temizlendiğini dile getirdi. Şehrin kuzey kırsalında ise çatışmaların devam ettiği bildirildi.
Suriye sınırına yakın Tal Afer,”cihatçıların” Irak’taki kalan en son kalelerinden biri olması açısından oldukça önemli. Geçtiğimiz ay, uzun süredir devam eden Musul operasyonu nihayete ermiş ve Musul kenti Deaş ögelerinden tamamen temizlenmiş, operasyonun bitmesinin ardından ise gözler Tel Afer’e çevrilmişti.
Binbaşı Yarallah, Irak Ordusu güçlerinin Tal Afar’deki cihad direnişinin son cephesi ile temasa geçtiklerini iddia ediyor. Şehirden gelen görüntülerde Irak kuvvetlerinin sokaklarda tanklarla dolaştığını ve hedefteki bina ve yapılardan dumanların yükseldiği görülüyor.
Askeri bir sözcü Reuters haber ajansına verdiği demeçte, “Tal Afer şehri güçlerimizin eline geçmek üzere, yalnızca% 5’lik kısmı sözde İslam Devleti’nin kontrolünde” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Haşdi Şabi unsurları ise, Deaş militanlarının keskin nişancılar, araçlara yerleştirilmiş bubi tuzakları ve bomba yüklü araçlar ile direniş gösterdiklerini belirtiyor.
Irak Ordusu ve koalisyon güçleri Nida, Taliaa, Uruba, Nasr ve Saad’ın kuzey mahallelerini de Deaş’tan temizlediklerini duyurdu.
Tel Afer operasyonu başlamadan önce şehirde 2.000 Deaş militanı, 10.000 ila 40.000 sivil arasında olduğu tahmin ediliyordu.
“Tel Afer” Neden Önemli?
Irak’ın Ninova Vilayeti’nin merkezi olan Musul’un 60 km. batısında bulunan Tel Afer, Irak’ın nüfus ve coğrafi büyüklük açısından en büyük yerleşim birimlerinden biri ve Tel Afer pek çok açıdan kritik öneme sahip. İlk olarak Irak’ta merkezi açıdan Türkmenlerin olduğu tek ve en kalabalık yerleşim birimi. 500 bini aşkın bir nüfusu bulunan Tel Afer’in , merkezi ve Iyaziye nahiyesinin tamamı Türkmenlerden oluşmakta.
Türkiye açısından Tel Afer’in güvenliği, yalnızca Türkiye-Irak sınırında konumlanmasından değil aynı zamanda demografik yapısı nedeni ile de önem arz etmektedir. Musul’da Türkmen nüfusun ve siyasi varlığının en belirgin olduğu bölge olma özelliğine sahiptir.
Türkiye açısından bir önemi de Ovaköy üzerinden açılacak bir sınır kapısı ile Tel Afer’in Türkiye Musul hattında bir köprü olacağı düşünülüyordu.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) açısından Tel Afer, Sincar ile Erbil arasındaki en önemli noktada yer almaktadır. Sincar Rabia-Tel Afer üçgeni, hem Haseke-Musul hattının hem de Musul’un kuzeybatısındaki geçiş noktalarının kontrolü için stratejik bir noktadır.
Ayrıca Tel Afer, Musul’da, IKBY dışında kalan, yoğun Şii nüfusun bulunduğu tek yerleşim birimidir. Bu nedenle Iraklı Şiiler arasında da “psikolojik” bir öneme sahiptir.
Birleşmiş Milletler, Nisan ayından bu yana yaklaşık Tel Afer’den 30 binden fazla sivilin sıcak hava koşullarında ve yaklaşık 10 ila 20 saat arası yaya olarak kaçıp Irak hükümetine ya da Türk hükümetine sığınmaya çalıştığını duyurdu.
Gülay Kulaklı
StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR
Kaynak: StratejikOrtak.com
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Telaferin tamamen düşmesi ancak şiilerin işine yarıyacak ve ehli sünneti orda biçecekler..aynı musulda olduğu gibi ..bence ehli sünnet bilinci olan birisi için işidin elinde bulunan topraklara şianın girmesi hiçte iyi birşey değil . tam tersi bu kaosu dahada artıracak..
Şu an müslüman aleminde bölücülük yaptığının farkındamısın çakma mücahid… Tüm müslümanlar kardeştir. Uyanın artık. Müslümanları bile bölüyorlar… Bizim dinimiz hoşgörü dinidir gavur dediğimiz, yahudilerle, hristiyanlarla bile yıllarca bir arada yaşadık taa ki başkaları nifak sokana kadar. Uyanın artık… Türk, Kürt, Laz, Arap dememeliyiz. Şii, Sunni, Alevi kötüdür dememeliyiz. Tüm müslümanlar kardeştir diyip birbirimizin farklılıklarına hoşgörü göstermeliyiz. Biz kafa kesenlerle bir olamayız, biz ırkçılarla bir olamayız. Biz mezhepçilerle bir olamayız. Biz anca birleşerek güçlü oluruz. Bu ülkede şafi, hanefi, nakşi bir sürü farklı şekilde Allaha ibadet edenler var. Bu ülkede Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkes, Boşnak, Arnavut, Gürcü, Ermeni, Yahudi, Ezidi, Süryani bir sürü millet var. Akıllı olun ve bu farklılıkları bilerek konuşun… Hepsine saygı duymak ve kucak açmalıyız hepsi bizim akrabamız olmuş, arkadaşımız olmuş, komşumuz, hemşehrimiz olmuş…