Muhammed Dahlan, 29 Eylül 1961’de Han Yunus adındaki bir mülteci kampında dünyaya gözlerini açtı. Gençlik yıllarında Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)’ne katılıp, içindeki İsrail nefretiyle hareket etti. Daha sonra Fetih Şahinleri isimli, El-Fetih’e bağlı bir gençlik örgütlenmesinin liderliğini yaptı. İsrail hapishaneleriyle tanışması da buradan sonra başlamıştır. Dahlan, bu örgütün kurucu liderliğinden dolayı 11 kez tutuklanmıştır. Hapisteyken İbranice öğrenmiş ve İsrailli üst düzey yetkililerle yakın ilişkiler kurmuştur. Bu ilişkiler, hapisten çıktıktan sonra da devam etmiştir. Tutuklanmalar sebebiyle Dahlan, Filistin siyasetinde önemli mevkilere çıkmıştır. 1981-1986 yılları bu İsrail hapishanelerinde geçmiştir. 1980’li yıllarda İran Devrimi sonrası Filistin’deki İslâmî gruplar (İslâmî Cihat, Hamas) yükselişe geçmiştir. Bu sırada Dahlan hem Fetih lideri hem de Yaser Arafat’ın yakın adamı olmuştur. Bu İslâmî gruplarla da mücadele etmiştir.
Hapisten çıktıktan bir sene sonra 1987’de, Birinci İntifada olayında Arafat’ın talimatıyla aktif rol almış ve İsrail’in hedefine tekrardan girmiştir. Hedef olduktan sonra çareyi kaçmakta arayan Dahlan, sırasıyla Ürdün, Kahire, Bağdat ve Tunus’a kaçmıştır. Tunus’ta iken 1993’te Oslo’daki Barış Görüşmeleri’nde İsrail ile anlaşmaktan yana olmuş ve Arafat’ın kararlarını da destelemiştir. Görüşmelerden sonra Dahlan, Arafat ile arayı sıcak tutmuş ve onun yakın ekibine girmeyi başarmıştır. Yakın ekibine girdikten sonra 20 bin kişilik gücüyle Gazze’nin kontrolünü sağlayan Gazze Önleyici Kuvvetleri’nin başına getirilmiştir. FKÖ döneminde hapse girmesi sayesinde İbranice öğrenmesi, İsrailli yetkililerle ilişkiler kurması ve İngilizce bilmesi en son da böyle bir gücü eline almasıyla CIA, MOSSAD, Suudi, Ürdün ve Batılı ülkelerin istihbarat birimleriyle ilişkiler kurmuştur. Filistinlilere yaptığı işkence niteliğindeki tutumları sanki İsrail ile yarış halinde olduğunu gösteriyordu. Hamas güçlerine karşı yürüttüğü operasyonlar sebebiyle insan haklarını ihlal ettiği yönünde suçlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Hamas grubunun manevi lideri Şeyh Ahmet Yasin’in öldürülmesinde parmağı olduğu iddia edilmiştir.
Adeta kaleyi içten fetheden Dahlan, 2001’deki İkinci İntifada olayından sonra Arafat’a rakip olmak için kendini siyaset alanında parlatma çabalarına girmiştir. Arafat rejimini yolsuzlukla suçlamış ve istifaya çağırmıştır. Dahlan ile MOSSAD arasında yakın ilişkilerin olduğu iddialar yayılmaya başlanmıştır. El-Fetih içinde her zaman taraftar bulan Dahlan, Arafat ile ters düşünce Mahmud Abbas ile yakınlaşmaya başlamıştır. Bu yakınlık sonucu Abbas, Dahlan için devlet ve güvenlik ile ilgili bakanlığı ayırıp, devlet güvenliğini ona emanet etmiştir.
Sunum Yapmadan Bush’u Etkilemişti
2003’te İsrail ile Filistin arasında barış görüşmeleri gerçekleşirken ilginç bir olay yaşanmıştı. İsrail’i temsilen Ariel Şaron’un, Filistin’i temsilen ise Mahmud Abbas’ın, ABD Başkanı Bush’un da arabulucu sıfatıyla bulunduğu toplantıda Dahlan, İsrail işgalindeki Filistin topraklarında bulunan yerleşim yerlerinin güvenliği hakkında sunum yapacaktı. Tam sunumuna başlamıştı ki Bush onu susturdu ve şunları söyledi: “Tek ihtiyacım gözlerine bakmaktı. Bay Şaron’a güvendiğim gibi sana da güveniyorum”.
2004’te Yaser Arafat şüpheli bir şekilde zehirlenerek vefat etmişti. Arafat’ın vefatından sonra, sağlığında Arafat müsaade etmediği için yapamadığı birçok projeyi İsrail hayata geçirmişti. Arafat’ın sır ölümünün müsebbibi Dahlan olduğu öne sürülmüştü. Arafat’ın eşi Süha Arafat’ın yıllarca uğraşması, katili bulma girişimleri dosyanın kapatılmasıyla boşa gitmişti. Dahlan, Abbas tarafından İsrail ile ilişkilerden sorumlu bakan olarak atandı.
Dahlan İçin Güzel Günler Bitmeye Başlamıştı
2006’daki seçimi Hamas kazanmıştı. Bu zaferle Orta Doğu’daki İsrail merkezli planlar bozulmuştu. Artık Dahlan ve Hamas yeni bir döneme girmişti. 2007 yılında Hamas ile El-Fetih arasında çatışmalar ve anlaşmalar devam etti. Dahlan bu süreçte Hamas ile mücadelenin baş aktörüydü. Mahmud Abbas’ın Batı Şeria ve Gazze’de olağanüstü hâl ilan etmesiyle kurulan hükûmet son buldu. Böylece Gazze artık tamamen Hamas güçlerinin kontrolüne girmişti. Bu kontrolden sonra istihbarat karargâhı ele geçirildi ve Dahlan ile ilgili önemli belgelere ulaşıldı. Bu belgeler, Dahlan tarafından gelen tüm tehditlere rağmen El Cezire’de yayımlandı. Ses kayıtları, mailler, gizli toplantı notları, büyük ölçekli para transferlerinin belgeleri, haritalar, strateji belgeleri gibi 1999 yılından beri gelen süreci kapsayan 1600’den fazla belge mevcuttu. Bu belgeler arasında Dahlan tarafından İsrail Dışişleri Bakanı Mofaz için gönderilen bir mektup dikkat çekiciydi. Mektupta İsrail ile birlikte yaşamayı kabul etmeyenlerin kökünün kazınacağını, Bush’a verdiği sözleri yerine getirmek için canını vermeye hazır olduğunu ve Filistin meclisindeki çoğu bakanı teşvik ve şantajla yanına çektiğini yazmıştı.
2007’nin yaz aylarında Dahlan için Gazze macerası son bulmuştu. Hamas onu Gazze’den sınır dışı etmişti. İlk önce Batı Şeria’ya giden Dahlan, burada Abbas tarafından da dışlandı. Üstelik 2011 yılında Abbas yönetimine darbe yapmakla suçlanmıştı. Yine 2011 yılı içinde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’ne iltica etmek zorunda kalmıştı. BAE’ne ilticasından sonra siyaset arenasında geniş hareket alanı kazanan Dahlan, sadece Filistin ile yetinmiyordu artık. Türkiye, Katar, Mısır ve Libya içinde de operasyonlar gerçekleştirmeye başlamıştı. Türkiye ve Katar hakkında medya kuruluşları, sivil toplum örgütleri, siyasi hareketleri ve sosyal kuruluşları finanse ederek algı çalışmalarını yönetiyordu. Sadece Türkiye ve Katar değil, Mısır’daki darbede de doğrudan parmağı olduğu aşikâr bir durum. Sol örgütler ve Nur Partisi ile medya yöneticileri darbeden önce fonlanarak İhvan aleyhinde ve Sisi lehinde propagandalar yapılmasını sağlamıştı. Mursi devrildikten sonra hem Mısır’ı yanına almış oldu hem de Türkiye ile Mısır arasındaki dostluğu bitirmiş oldu. Dahlan, aynı şekilde Katar’daki ablukanın da baş mimarıydı.
Türkiye Dahil 13 Ülkede Aktif
Filistin’den başka Türkiye dahil 13 ülkede aktif rol alıyor. Faaliyetlerini dernekler ve vakıflar üzerinden yürütüyor. BAE tarafından yıllık 600 Milyon Dolar destekle 3 bin kişilik istihbarat ağını yönettiği belirtilen Dahlan, 40 kişilik özel bir Sırp timi tarafından her gittiği ülkede korunduğu iddia ediliyor.
Türkiye dosyası da bir hayli kabarık. 2013’teki Gezi olaylarının finansörü olduğu iddiası çok konuşulmuştu ve 15 Temmuz’un baş aktörlerinden olduğu iddia edilmişti.
Ardından Cemal Kaşıkçı cinayetinde bilgi toplama amaçlı Türkiye’ye gelen iki BAE ajanı Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) tarafından yakalanmıştı. Yapılan sorgularda her şeyi itiraf eden iki casusun Dahlan için çalıştıkları ortaya çıktı.
Kendi kurduğu televizyon kanalına darbeden bir ay sonra FETÖ elebaşını çıkarıp Türkiye aleyhine konuşturması da bu terör örgütüne verdiği desteği kanıtlıyor.
Geçtiğimiz günlerde de Türkiye, Dahlan’ı terörden arananlar listesinde 10 milyon TL ödüllü kırmızı kategoriye ekledi.
Muhammed Dahlan’ı özetleme gerekirse;
“Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içinde İsrail nefretiyle yetişip, sonunda İsrail çıkarları için çalışmaya hayatını adayan eli kanlı bir casus.”
Uğurcan Şiyhan
Stratejik Ortak Misafir Yazar
Kaynak:
https://www.middleeasteye.net/fr/news/exclusive-uae-funnelled-money-turkish-coup-plotters-21441671
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.