Suriyeli Muhaliflerin Riyad Görüşmesi: 2 Sonuç

0

Suriyeli muhalifler Esad rejimiyle müzakere için, yüksek komisyon kurulması konusunda anlaştı. Sonuç bildirgesinde, merkezi Riyad’da olacak komisyonun, geçiş sürecinin başlaması için rejimle müzakere edecek heyeti belirleyeceği ifade edildi.

riyad görüşmeleri



”Geçiş sürecinde rejimle müzakere için yeni bir heyetin kurulması, rejimin tüm tutukluları serbest bırakması ve idamları durdurması, kuşatma altındaki bölgelere insani yardımın ulaşması ve kuşatmanın kaldırılması, yerlerinden olanların geri dönmesi ve rejimin halkı zorla göç ettirmemesi, sivil yerleşim yerlerine varil bombası atılmasının durdurulması ve Cenevre 1 hükümlerinin uygulanması ile birlikte Esad ve rejimin içinde olmadığı bir siyasi yapının kurulması gerekir.”

Bu bildirge’den iki sonuç çıkmıştır. Birincisi, Esad’lı geçişi muhalifler kabul etmeyecektir. İkincisi de; Suudi Arabistan muhalifleri bir çatı altında toplayarak Cenevre-2 görüşmelerinde nüfuzunu arttırmış ve Suriye’de ki gidişatta etkisinin ne denli büyük olacağını bir kez daha dünyaya göstermiş oldu. (Muhaliflerin komisyonunun merkezi Riyad’da olacak)

NATO-Rusya Çekişmesi: Karadağ’ın Önemi

Putin’in Rusya’sı, NATO’nun daha fazla büyümesine inatla karşı çıkıyor. NATO’nun Karadağ’a davette bulunmasına karşılık da Rus yetkililer “karşılık vermek zorunda kalacağız” açıklamasında bulunmuştu.

Yaklaşık 700 bin nüfuslu Karadağ, 2006’daki referandumun ardından Sırbistan-Karadağ birliğinden ayrılarak bağımsız bir devlet olmuştu. Ülkenin Yüzde 43’ünü Karadağlılar, yüzde 32’sinin Sırplar, yüzde 8’ini Boşnaklar ve yüzde 5’ini Arnavutlar oluşturuyor. Peki Rusya Karadağ ile NATO arasındaki bu ittifaka tepki olarak ne tür girişimlerde bulanacak?

Slav politikasıyla Osmanlı’nın Balkanlardaki topraklarını parçalayan Rusya, aynı kozun 21. yy versiyonunu NATO’ya karşı kullanmak istiyor. Rusya’nın Karadağ ve Bosna Hersek’teki Sırp ayrılıkçılarını destekleyerek ya da Makedonya ve Kosova’daki etnik çatışmaları kışkırtarak Balkanları istikrarsızlığa sürükleyeceği düşünülüyor. Bu sefer bu kozun Osmanlı’da ki etkisini göstermeyeceği ise aşikar.

Karadağ’ın NATO açısından stratejik önemine gelecek olursak; Karadağ NATO’ya dahil olursa, Adriyatik Denizi tamamen NATO ülkelerinin hakimiyetinde olacaktır. Bu da Rusya’nın hiçbir şekilde bu denizde etkisinin olmayacağı anlamını taşımaktadır.

Suriye’de En Güncel Son Durum Haritası (Aralık 2015)

Suriye’de güncel son durum haritası..

Türkiye sınırındaki hakimiyet sahiplerini inceleyecek olursak, PYD Afrin, Rojova ve Haseke alanlarındaki hakimiyetini sürdürürken; Özgür Suriye Ordusu(ÖSO) Azez-Afrin arasındaki küçük bölgede, zaman zaman IŞİD ve PYD saldırılarıyla karşılaşıyor. IŞİD ise hala Azez-Cerablus arasındaki 98 KM’lik alanı kontrol ediyor. En güncel Suriye haritasında kim hangi bölgeyi kontrol ediyor görebilirsiniz. Haritadaki renk tonları birbirine çok yakın. İncelerken dikkat edin.

Suriye’de ki en güncel harita için tıklayın >> Suriye’de Son Durum Haritası (Ocak 2016)

suriyede son durum harita

Alternatif Harita
Suriye’deki Rus askeri varlığıyla birlikte muhalifler, IŞİD, Hizbullah, PYD ve Esad rejiminin kontrol ettiği bölgeler renklendirilerek gösterilmiştir. Türkiye sınırında PYD’nin kontrol ettiği Haseke kantonu içerisinde Esad rejimine ait bir alan bulunmaktadır. (Haritada Suriye’nin kuzeyinde sağ taraf)

Venezuela’da Seçim: Çin Kaybetti, ABD Kazandı!

Venezuella’da 17 yıldır iktidarda olan sosyalistlerin hükümranlığı son buldu ve sağ eğilimli muhalefet yeni iktidarın sahibi oldu. Muhalefetteki sağ eğilimli Demokratik Birlik Koalisyonu (MUD), parlamentodaki 167 sandalyeden 112’sini kazandı. Bu da tek başına anayasa değişikliği yapabilecek üçte ikilik mutlak çoğunluğa ulaştıkları anlamını taşıyor.

Maduro’nun Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV), seçim öncesinde 99 sandalyeye sahipti. Sonuçlarla birlikte sandalye sayısı 44’e indi. Yani PSUV milletvekili sayısı 99’dan 44’e indi.

venezuela seçimleri

Modern Bolivarcılığın önde gelen lideri olan Hugo Chávez vefat ettikten sonra, partinin ve devletin başına gelen Nicolas Maduro, Chavez gibi liderlik vasıflarını tam olarak yerine getiremedi. Chavez döneminde Chavez’in beyin takımındayken oldukça başarılı olan Maduro, gidiği ilk seçimde kıl payı kazanmıştı ama bu son seçimi kaybetti.

Maduro Venezuela’ya karşı “ekonomik bir savaş” yürütülüyor diyordu. Özellikle son dönemde petrol fiyatlarının düşmesi, ABD yaptırımlarının yoğunlaşması gibi sebeplerle ülkede kıtlıklar arttı, basit mallar bulunamamaya başladı. Bunlar ve ülkedeki suç oranlarına karşı devletin cevap verememesi Maduro’ya seçim kaybettirdi denebilir. Son olarak da Maduro’lu Venezuela, Çin Halk Cumhuriyeti’nden büyük miktarda destek alıyordu. Ama bu sonuçlarla Venezuela artık desteği Çin yerine ABD’den alacak gibi.

Rus Dış Politikası ve 3. Dünya Savaşı

Putin’in Rusya’sı Ukrayna’dan ayrılan Kırım’ı ilhak ettikten(kendine bağladıktan) sonra, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçılar için “canlarını koruyorlar” demişti. Donbas bölgesini Kiev yönetiminden koparmak için silahlı mücadeleye giren ayrılıkçıları destekledi. Ama Suriye’de ki muhaliflere ‘terörist’ dedi.

rus dış politikası

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, (2014’te) Rusya yanlısı ayrılıkçıların “Kendi evleri, yakınları, kadınları ve çocuklarını korumak için savaşmasının doğru olduğunu” savunmuştu ve “Eğer kendi evin, yakınların, kadınların ve çocukların için savaşıyorsan, sen haklısın ve sen kazanacaksın” demişti. Ama aynı Rusya, Ukrayna’da ki ayrılıkçılarla aynı argümanları olan Suriye’deki muhalifleri bombalıyor ve terörist diyor.

Rusya’dan devam edelim. ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımları Putin’in Rusya’sı uluslararası normlara aykırı olduğunu ve “tek taraflı yaptırımların” Dünya Ticaret Örgütü ve BM tüzüğüne aykırı olduğunu savunmuş ve buna karşı olduklarının altını çizmişti. Ama şuan Türkiye’ye böyle bir yaptırım uyguluyor.

Ülkelerin dış politikası vicdana ve doğruya göre yönlendirilmez. Dış politikayı uygularken hükümetler tamamen ülke çıkarlarını düşünür. Çünkü olması gereken budur. Doğru mudur? İnsani olarak hayır, ama uluslararası ilişkiler açısından bakarsak evet doğrudur.

3. dünya savaşı

Putin’in Rusya’sının Kırım’ı İlhakı, Gürcistan’ı işgali ve Suriye’de ki müdahalesine ABD ve Batının göz yumması; Hitlere uygulanan ‘yatıştırma politikası’nı aklıma getiriyor. Adolf Hitler’in yayılmacı ve faşist politikalarına Sovyetlere karşı politikalar güttüğü için göz yuman İngiltere, sonrasında pişman olmuştu ve 2. Dünya Savaşı çıkmıştı. Dönemler ve şartlar farklı.

Rusya’nın bu politikalarına dur denmesi için ne yapılabilir? 

3. Dünya Savaşının çıkması gerekir.

Savaş çıkmaması için ne yapılabilir? 

Rusya’nın çıkarlarını korumasına göz yumulmalı(şuan olduğu gibi). Ama en önemlisi diplomasi yolunun daima açık kalması gerekmektedir ve diplomasiyi etkin kullanarak sorunlar masada çözülmelidir.

Son olarak, Rusya Ortadoğu’da Türkiye’yi düşman gösterip, Suriye’ye ağır silahlar ve füze sistemlerini -kimsenin sesi çıkmadan- yerleştiriyor. NATO cephesi de Rusya’nın bu politikalarından ötürü silahlanmayı arttırmak gerektirdiğini söylüyor. Böylece silahlanma artırıyor ve silah şirketleri kasalarını doldurdukça dolduruyor.

Rusya’ya Karşı Türkiye-Azerbaycan TANAP Projesi

0

Davutoğlu Azerbaycan’ın başkentinde ”Putin’e çağrıda bulunuyorum; ambargo iki tarafa da zarar verir, tansiyonu düşürelim” dedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’de ‘‘TANAP Projesi’ni 2018’den önce bitirmek için uğraşıyoruz. Bizim esas ihraç yolumuz da artık bellidir, bu Türkiye’dir.” dedi. TANAP projesi ise Bakü’den Avrupa’ya uzanan doğalgaz boru hattıdır.
azerbaycan türkiye tanap
Türkiye Rusya’ya hala söylemleri yumuşatma çağrısı yapıyor ama Putin’in Rusya’sı dur durak bilmeden Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar ve siyasi söylemlerde bulunuyor. Türkiye’de uçak düşürülmesinden bugüne yurtdışı ziyaretlerinde ‘Rusya’ya doğalgaz alternatiflerimiz var’ mesajı veriyor. Katar, Azerbaycan örneklerinde olduğu gibi.

Sonuç olarak Rusya eski SSCB ülkelerinde ki bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin Türkiye safına geçmemesi için çaba sarf ediyor. Bunların yanında Rusya topraklarında 10’a yakın Türk özerk cumhuriyeti olduğunu da unutmamamız gerekiyor.

TANAP Projesi Güzegahı

Putin’in Doğu Akdeniz’deki Enerji Planları

Doğu Akdeniz’in en kilit noktası olan Kıbrıs ve çevresinde bir enerji savaşı var. Son yıllarda yapılan sondaj çalışmaları ile tespit edilen ve ispatlanan petrol ve doğal gaz yatakları ile bölgenin önemi daha da arttı. Kıbrıs, Suriye, Lübnan ve İsrail arasında kalan Leviathan bölgesinde yaklaşık 3,45 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil petrol bulunduğu tespit edildi. Bölge, ileride enerji hatlarının düğümlendiği bir yer haline gelecek.

rusya doğu akdeniz planları

Dünyanın en büyük enerji hammaddeleri ihracatçılarından birisi olan Rusya ise bu enerji kaynakları üzerinde şimdiden söz sahibi olmak ve diğer bölgesel ülkelerin kendi çıkarlarına ters düşmesini engellemek istiyor. Suriye’de ki sahil hattını tabiri caizse kaptırmamak için Suriye’de operasyonlara girişen Rusya’nın, Akdeniz’de ki tek askeri limanı da Suriye Tartus’ta.

Rusya bölgedeki enerji pazarına ve sıcak denizlere (Akdeniz’e); buradaki ülkelerle işbirliğini arttırarak girmeye çalışıyor. Daha önce de ‘Yunanistan-Güney Kıbrıs-İsrail-Mısır’ ittifakı diye bahsettiğimiz ülkelerle Rusya ilişkilerini güçlendiriyor. (Mısır ile nükleer santral anlaşması, Güney Kıbrıs’a devasa yatırımlar, İsrail’le askeri anlaşmalar..) Dikkat ettiğiniz üzere, bu 4 ülkede Türkiye ile sorunlu ve bu ülkeler enerji konusunda çeşitli anlaşmalar imzalamıştı. Kendi aralarında da sürekli görüşmeler yapan bu dört ülkenin yanına uçak krizinden sonra Türkiye ile sorunlu Rusya’da girer mi? Bence olasıdır. Ama bunu zamanla göreceğiz.

Güncelleme: Biz Rusya Doğu Akdeniz’de İsrail, Mısır, G. Kıbrıs safına geçecek derken, Türkiye bu ülkelerle sorunları ‘doğalgaz’ vesilesiyle çözmeye çalışıyor. İsrail’e görüşmeler, Mısır’dan gelen ılımlı söylemler vs.
 ‘Türkiye ile İsrail Barışı: Doğu Akdeniz Doğalgazı’ adlı yazıyı okuyarak Doğu Akdeniz’de ki rezervler hakkında daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Türkiye-Katar Sıvılaştırılmış Doğalgaz (LNG) Anlaşması

0

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaret ettiği Katar dünyanın en büyük doğalgaz rezervine sahip 3. ülkesi. Dünyada, gemilerle taşınan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) pazarının açık ara lideri olarak gösteriliyor. LNG pazarının %32’sini tek başına kontrol eden Katar, dünyaya yılda 100 milyar metreküpten fazla LNG satıyor. Bu rakamları açıklayacak olursak şöyle ki; Türkiye’nin Rusya’dan aldığı gazın tam 4 katını LNG tankerleri ile Katar dünyaya taşıyor.

Katardan ilk LNG satın alımını 2014’te yapmıştık. Türkiye’de ise şuan halihazırda LNG için kurulu 2 tane LNG santrali var ve bu santrallerin sayısını arttırmak için ihaleler yapılıyor. Erdoğan’ın bu Katar ziyaretininin sebebini herkes tahmin ediyordu ve tahminler yerini buldu. Türkiye ile Katar arasında sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) anlaşması imzalandı ve ek olarak da Türkiye-Katar arasında ki vizeler kaldırıldı.

türkiye katar lng anlaşması

Rusya’ya daha öncede paylaştığımız gibi doğalgaz konusunda muhtacız. Ama Türkiye muhtaçlığı en aza indirmek için uğraşıyor ve Katar ve Kuzey Irak gibi yönetimlerle bu konuda anlaşmalar sağlamaya çalışıyor.

Son olarak da Katar ile ilgili ilginç bir bilgi vermek gerekirse, Osmanlı’yı terketmemiş tek Körfez ülkesi olarak biliniyor.

Doğalgaz Rezervleri Ülke Sıralaması

Kaynak: Müsiad / Al Jazeera

IŞİD’in Başkenti Rakka ve Gündelik Hayat

IŞİD’in başkenti Rakka’da ki yasakları ve normal yaşam hakkında bilinmeyenler..

Rakka Suriye’nin her tarafına açılan büyük yolların da kesiştiği noktada bulunuyor. Kentin yarısı çöl olan doğu kısmından da Irak’a geçiliyor. IŞİD militanlarının burayı başkentleri olarak seçmesinin sebebi de belki bu konumundan kaynaklanıyor.

ışid rakka yasakları

Suriye’nin en büyük üçüncü vilayeti Rakka’da sanayii yok. İş gücünün büyük bir kısmı çiftçi veya memur. Vilayette ve dolayısıyla bölgede aşiret yaşamı ve aşiretlerin bağlantıları çok güçlü. Rakka’da Sünni Arap nüfusu yoğun ve Irak’ın batısındaki Sünni Arap aşiretlerle ilişkileri var. IŞİD bölgeyi işgal ettikten sonra idari sistem oluşturdu. Şeriat yasaları getirip Şeriat mahkemeleri kurdu. Halkın gözü önünde idamlar yapmaya başladı. Şehirde kalanlar önce güvenlik, bir çeşit hukuk, hizmet ve gıdaya erişim olduğu için IŞİD’in yönetim biçimine uyum sağladı/sağlamak zorunda kaldı.

Sigara içmek yasak. Sigara içenler, güvenlik birimi ‘El Hisba’ tarafından yakalanırsa kırbaçlanma riskiyle karşı karşıya kalıyor. Tüm erkekler gün içinde namaz saatlerinde camiye gitmek zorunda. IŞİD’in yasaları uyarınca, cep telefonunda kadın fotoğrafı bulunanlara 30 kırbaç cezası veriliyor. Futbol maçı izlemek de yasak. Maçları gösteren bir kafe veya restoranın kapatılma riski var.

Sokaklarda, kadınların kılık kıyafetini denetleyen ve yalnızca kadınlardan oluşan El Hansa Tugayı adında bir asayiş birimi var. Bu tugayda görevli kadınların çoğu IŞİD militanlarının eşi. Kılık kıyafetleri yasalara uymayanları cezalandırmak ve kadın tutuklulara işkence ile görevli oldukları söyleniyor. (Kibarca sorgu da diyebiliriz)

IŞİD militanı eşleri ölen kadınlar, başka bir IŞİD militanıyla evlendiriliyor. Evlilikler uzun sürmediği için çocuk yapılmasını teşvik etmiyorlar. Genç eşlerin çoğu genellikle cephede savaşıyor.

Bunun gibi bir çok yasağın olduğu ‘IŞİD’in Başkenti’ Rakka hakkında bilgiler oradan kaçanlardan, IŞİD’in yazılı yasalarından ve vilayetin içindeki (IŞİD’in de aradığı) muhalif Arap gazeteciler yoluyla ediniliyor.

IŞİD örgütü hakkında ayrıntılı bilgi almak isterseniz ‘IŞİD Hakkında Bilinmesi Gereken 10 Başlık’ adlı yazımızı okuyabilirsiniz.

Kaynak: BBC/ Al Jazeera

Türkiye’nin AB ile Anlaştığı Önemli 3 Madde

0

700 bini aşkın sığınmacı Avrupa’ya geldi ve aylardır Avrupa’da ki krizi hepimiz gördük. AB’de bu sorunla baş edebilmek için iki milyondan fazla Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye ile bazı şartlar konusunda anlaştı. Peki bu şartlar nedir?

  • Brüksel’de yapılan AB-Türkiye zirvesinde ‘Geri Kabul Anlaşması’ yapıldı ve bu anlaşmanın uygulanması karşılığında Türklere 2016 yılının sonunda vizesiz Avrupa imkanı sağlanacak. 
  • 2004’den beri yapılmayan AB-Türkiye zirveleri yeniden başlayacak. (Zirveleri basite almayın, Türkiye açısından çok önemli bir konu bu) 
  • Türkiye’de ki Suriyeli mülteciler için AB Türkiye’ye 3 milyar avro kaynak sağlayacak. (Türkiye Suriye’deki iç savaştan günümüze 7 milyar dolar harcadığını düşününce az bir rakam da değil.)

Zirve sonuç bildirgesinde “AB, başlangıç olarak 3 milyar avro kaynak sağlayacak” deniliyor. AB iki yıllık bir süre için bu paranın sağlanmasını isterken Türkiye, yıllık olarak verilmesi taraftarıydı. Bu nedenle bildirge metnine “başlangıç olarak” ifadesinin eklendi. Böylece yeni fonların önü de açıldı. Metinde mali desteğin, Türkiye’nin tanımladığı şekilde “yükün paylaşılması” olarak ifade edildi.

türkiye avrupa birliği mülteci anlaşması

Eğer AB vizesiz Avrupa’nın yolunu açmazsa ne olacak? 

Böyle bir şey olursa şayet, Türkiye’nin geri kabul anlaşmasını fesih etme hakkı var.

AB Türkiye ile bu anlaşmayı yaparak kendi demografik(dinsel, uyruk) yapısını korumaya çalışmaktadır. Devlet çıkarları için güzel bir anlaşma. Fakat Suriyelilerin ülkemizde tabiri caizse başı boş, kamp dışında vs. barınması; hem Suriyeliler için, hem de ilerde Türkiye için büyük sorun teşkil edecektir. Dünyadaki Suriyeli mülteci sayısı ve Türkiye ile AB görüşmeleri olmadan önce yazdığım yazıyı linkten görebilirsiniz.

Rus Savaş Gemileri Boğazlardan Nasıl Geçiyor?

Çanakkale ve İstanbul Boğazlarını kullanarak Rusya askeri ve lojistik gemilerini geçiriyor ve Esad rejimine hayat veriyor. Batı ile büyük bir jeopolitik savaş içine giren, Akdeniz’i öncelikli hedef olarak açıklayan Rusya, yeni Deniz Kuvvetleri doktrini ile Suriye kıyısındaki üsleri genişletme ve geliştirme çabası içine girdi. Neredeyse her gün Rus savaş ve lojistik gemileri İstanbul Boğazı’nı kullanıyor. Rus uçağının düşürülmesinden sonra ise (ki bölgedeki çıkarları için bir bahane olarak düşünüyorum) Rusya Suriye’deki üslerine askeri yığınak yapmaya karar verdi.

boğazlardan savaş gemisi geçebilir mi

Türkiye’de ki bu iki boğaz 1936 tarihli Montreux Boğazlar Sözleşmesi’ne göre yönetiliyor. Bu anlaşma da Karadeniz’de kıyısı bulunan ülkelerin haklarını korumakla birlikte, Türkiye’nin güvenlik endişeleri ve egemenliğini korumak arasında bir dengeye dayanıyor.

Buradaki kilit nokta şu ki; Türkiye barış döneminde Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin askeri gemilerinin geçişini durdurma yetkisine sahip değil. Ticari gemilerin de geçiş serbestliği söz konusu. Olası Türkiye Rusya Savaşı‘nda ise boğazlar kapatılacak ve Rusya Karadeniz’deki devasa deniz kuvvetlerinin gemilerini boğazlardan geçiremeyecek.

Facebook’daki ‘Dünyada Neler Oluyor?’ sayfamızı beğenerek dünya gündemini anlaşılır, kısa ve güncel olarak takip edebilirsiniz. 

Türkiye’nin KKTC’ye Yıllık Desteği Ne Kadar?

0

”Türkiye, KKTC’ye kaynak göndermezse, batarız” diyor KKTC Maliye Bakanı Birikim Özgür.

Türkiye her yıl KKTC bütçesinin 4’te birini finanse ediyor. Türkiye’nin katkılarıyla, Kuzey Kıbrıs’ın alt yapı, savunma, özel sektör teşvikleri ve maaş ödemeleri yapılıyor. KKTC’ye yıllık 1 milyar TL’nin üzerinde hibe ve yardım yapılıyor ve yıllık ortalama 200 milyon TL’yi aşan bir miktarda maaş yardımı sağlanıyor.

kuzey kıbrıs ekonomisi

Türkiye destek verdiği ve yavru vatan olarak gördüğü KKTC’ye 1974’deki çıkartmasıyla, aslında orada Yunan çetelerin katliamından Türkleri koruduğu gibi, Doğu Akdeniz’de stratejik bir toprak parçasına da sahip oldu. Türkiye olmazsa KKTC devlet olarak bir hiç demektir. KKTC’de olmazsa Türkiye eksik kalacaktır. (Valium)