1997’den beri Çin Halk Cumhuriyeti‘ne özerk statüsüyle bağlı olan Hong Kong ‘ta, tarihinin en büyük krizi yaşanıyor. Hong Kong, Çin’e bağlanmasının üzerinden geçen 22 senede, idarenin aldığı bazı kararlardan dolayı krizler yaşadı. Yasama organının kabul ettiği bir yasa yüzünden geçtiğimiz Haziran ayında başlayan yeni kriz, hızla büyüyerek uluslararası bir boyut aldı. Böylece Hong Kong Özel İdari Bölgesi, 22 yıllık tarihinin en büyük krizine girmiş oldu.
Nisan ayında mecliste görüşülmeye başlanan ”İade Yasası” yüzünden halk, Haziran ayının başlarında protestolara başladı. Hatta karar meclis tarafından görüşülürken, değişikliğe karşı çıkan milletvekilleriyle değişiklik yanlısı milletvekilleri arasında kavgalar çıkmıştı. Kavgalarda çok sayıda milletvekili yaralanmıştı. İade Yasası’na göre, Hong Kong’daki zanlıların Çin’e, Makao Özel İdare Bölgesi’ne ve Tayvan’a iadesini kolaylaşacaktı. Hong Kong’lu muhaliflerin karara karşı çıkmalarının sebebi ise, Çin’in yargı sistemidir. Halk, insanların keyfi gözaltılara, adil olmayan yargı süreçlerine ve hatta işkenceye maruz kalacağı kaygısını yaşıyor. Daha önce benzer durumlar bölgede yaşanmıştı. Mesela, ”23. Madde” değişikliği ile Çin Halk Cumhuriyeti rejimini yıkmaya yönelik her türlü siyasi örgütlenme ve etkinlikler yasaklanmaya çalışıldı. Karardan sonra protestolarla beraber büyük bir direniş başladı (2014’teki ”Sarı Şemsiye” protestoları sembol oldu.). Bu süreçleri yaşamış olan halk, ”İade Yasası”ndan sonra fazla tereddüt etmeden sokaklara çıktı. Protestocuların sayısı kısa sürede 2 milyonu buldu.
1997’den önce İngiltere mandası olan özerk bölgede demokratik kültür, bulunduğu coğrafya ile kıyaslarsak oldukça iyi seviyedir. Halkın yerel yönetimden ve merkezi yönetimden sık sık demokratik talepleri olur. 22 yıllık özerklik tarihinde Hong Konglu’ların son derece demokratik olan isteklerine karşı Çin’in çok sert cevap vermesi tesadüfü değil. Sosyalist (Maoist) bir ülke olan Çin’de en çok karşı çıkılan kavram, demokratik haklar. Hem Çin’de hem de Hong Kong’ta birçok demokratik hak yasalar ile yasaklanmıştır. Bazı haklar ise anasal suçtur.
Hong Kong’da Son Durum
Protestolar sonucu Hong Kong Özel İdari Bölge Başyöneticisi Carrie Lam,”toplumda çok büyük fikir ayrılıklarına yol açtığı” sebebiyle yasal düzenlemenin askıya alındığını duyurdu. Bundan sonraki süreçte protestolar azalsa da tam olarak bitmedi. Göstericiler, Hong Kong meselesinin 28-29 Haziran’da Japonya’da gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’de gündem olması için girişimde bulundu ama başarısız oldular. Konu, G-20’ye taşınmadı. 3-4 Temmuz’da, Hong Kong’un Çin’e katılmasının yıl dönümünde göstericiler meclisi bastı.
20 Temmuz Cumartesi günü tasarının askıya alınmasını yeterli bulmayan halk, ünlü isimlerin de içinde bulunduğu devasa bir protesto başlattı. Protestoların başında bölgenin en büyük aktivist grubu Sivil İnsan Hakları Cephesi var. Protestocular, tasarı tamamen iptal edilmesine ve 4 taleplerinin yerine getirilene kadar protestolarını devam ettireceklerini açıkladılar. Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada, Hong Kong’da tüm taraflara itidal ve şiddete başvurmama çağrısı yapıldı. Açıklamada, şiddet haberlerinin “rahatsız edici” olduğu belirtildi. Bunun üzerine Çin Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, “Çin, kesinlikle herhangi bir yabancı gücün Hong Kong’a müdahale etmesine müsamaha göstermeyecek, herhangi bir yabancı gücün Hong Kong’u karıştırmasına izin vermeyecek.” açıklamasını yaptı. Çunying, ABD’ye ”bir an önce Hong Kong’a uzanan kara elini çekmesini” tavsiye etti. Tayvan Dışişleri Bakanı Joseph Wu, Hem Pekin’i hem de protestocuları suçlu göstererek şiddet olaylarının durdurulması ve demokratik seçimlere gidilmesi çağrısını yaptı.
Hong Kong Özel İdari Bölgesi Hakkında Bilmeniz Gereken Şeyler
- Hong Kong, Çin Halk Cumhuriyeti’nin güney kıyısında bulunur.
- Hong Kong Adası, Kowloon Yarımadası ve 235 kadar küçük adadan meydana gelir.
- 7.5 milyon nüfusa sahiptir.
- Asya’nın en büyük serbest pazarı ve limanı, en işlek ticaret, endüstri ve turizm merkezidir.
- 1898’de imzalanan “Kira Sözleşmesiyle” Büyük Britanya hakimiyetinde girdi.
- 1 Temmuz 1997 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı özel yönetim bölgesi oldu.
- Sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda Çin’e bağlıdır.
- ”Tek ülke, iki sistem” politikasıyla idari bağımsızlığını ve yapısını korumaktadır.
- 2047’ye kadar Çin’e bağlı kalacak.
Yararlanılan Kaynaklar:
Gianfranco Poggi, Devlet (Doğası, Gelişimi ve Geleceği)
Time, The Ekonomist
NTV,TRT Haber, Hürriyet
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Kusura bakmayın ancak çin ne sosyalist nede komünist dir sözde öyledir ancak özel şirketlerin ucuz insan gücüne dayalı politikası kapitalizmdir zaten başlı başına özel sektör olması komünizm başlı başına zıttır terstir ayrıca komünizm ve sosyalizm arasında dağlar kadar fark vardır lütfen sosyalist çin diyerek insanlara KAPİTALİZMİ şirin gostermeyin saygılar.
Eleştiriniz için teşekkür ederim. Evet, Çin komünist bir ülke değildir. Zaten ”komünist bir ülke” yanlış bir ifadedir. Çünkü gerçekten komünizme geçilse, ülke diye bir şey olmaz; komünler olurdu ancak. Çin Sosyalist bir ülke de değildir. Sosyalizmin bir türü olan Maoist Sosyalizmi ülkesidir. Bahsettiğiniz gibi ekonomik olarak daha ziyade kapitalist bir görüntüsü var. Ama dikkat ediniz, ben yazımda Çin’in ekonomik durumunu değil siyasal sistemi yönüyle ele aldım. Siyasal sistem olarak Sosyalist (Maoist) bir görüntüsü vardır Çin’in.