Hakan Fidan konusundan bahsetmeden önce şu iki hususu idrak etmek gerekir. Romalı Polybius der ki, “Bir gemiyi baş dümencisinden mahrum ederseniz, bu gemi bütün mürettebatıyla düşmanın eline geçer. Bunun gibi savaşta da bir ordunun komutanını zeka veya manevra alanında alt ederseniz, çok kere bütün düşman ordusunu elinize geçirmiş olursunuz.”
İkinci Dünya Savaşı’nda Nazilere karşı savaşan askerlerin hatıralarında ve savaş notlarında ise mealen şöyle bir husus aktarılır, “Alman askerleri çok iyi savaşçılardı. Çoğu zaman onlara gücümüz yetmiyordu. Sonrasında farkına vardık ki onlar aslında iyi savaşçılar değiller. Sadece çok iyi yönetiliyorlardı. Alman askerlerine emir verecek biri olmadığında biz onlarda çok üstün savaşçılar oluyorduk.”
Aktardığım ilk husus biyografik istihbaratın önemi ortaya koyması bakımından önemli. İkinci hikayeden çıkarılacak ders ise şudur; bazı kişilerin, kurumların, savaşçıların kıymeti kendinden menkul olur. Bazen ise bazı kurumlarda yapıları itibariyle “baş dümenci”, güç denkleminde çarpan etkisi yaratır.
Daha önceki yazılarımda istihbaratın ülkelerin güç denkleminde “çarpan etkisi” yaratan istisnai bir güç olduğunu aktarmıştım. Bu gücün başındaki baş dümenci de muhakkak ulusal güç denklemine çarpan olarak etki edecektir.
Baş Dümenci Hakan Fidan
Milli İstihbarat Teşkilatımızın baş dümencisi Hakan Fidan… Bu yazıda Hakan Fidan kimdir, geçmişi, hayatı nasıldır vs. meselelere girmeyeceğim. Sadece bir başdümenci olarak Hakan Fidan’ı ve onun döneminde MİT içindeki bazı olayları ve yaşanan dönüşümleri yüzeysel olarak anlatacağım. Şunu belirtmekte fayda var, mesele Hakan Fidan meselesi değil, mesele baş dümenci meselesi!
Öncelikle size daha önce de aktarmış olduğum bir hatıramı anlatmak istiyorum. 2014 yılında üniversite öğrencisiyken bir haftalığına Ankara’ya gittim. Orada emekli bir MİT mensubundan insan istihbaratı dersi alma imkanım olmuştu. Dersin sonunda emekli MİT mensubuna Hakan Fidan hakkındaki görüşlerini sordum. Dudaklarını büktü, birkaç saniye gözlerime baktı ve şunu dedi, “Hakan Bey teşkilatı mahvetti. Teşkilat içinde huzurlu bir çalışma ortamı kalmadı. Her yeri, herkesi darmadağın(!) etti.” Hiçbir şey diyemedim. Ama aklıma şu geldi… Tevatüre göre Hakan Fidan, etrafındakilere şunu sıklıkla söylermiş, “Çok dostumuz küsecek ama devlet için feda olsun!”
Hakan Fidan Türkiye Cumhuriyeti tarihinde göreve gelmiş en genç MİT Başkanı(Eski Müsteşarı). Şunu sorayım size, bundan önceki MİT Müsteşarının adını biliyor musunuz, peki ondan da önceki müsteşarın adını? Hakan Fidan dönemi gerçekten istisnai bir dönem. Kendisi de istisnai bir Başkan.
İstihbarat, Kralların Büyücülerine Benzer
Yukarıda anlattığım hatıramın hem değişen istihbarat yapımızı, hem de Hakan Fidan’ın neden hedef olduğunu anlamamız bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Bundan tam 12 yıl önce, henüz bir ortaokul öğrencisiyken okuduğum bir kitapta istihbarat ile alakalı ilginç bir tanımlama vardı. Kitabın yazarı Orkun Uçar şöyle diyordu; “İstihbarat kralların büyücülerine benzer. Kral büyüden anlamaz, o yüzden büyücüler aralarında mücadele ederken kim galip gelirse onu dinler. Oldu bittiye getirip diğer tarafı saha dışına süren dinlenir. ” Saha dışına sürülen ise küser…
Hakan Fidan Eliyle MİT’in Değişen Etki Alanı
Hakan Fidan döneminin bence en önemli özelliği şudur, 2010 yılında göreve gelmesinden itibaren Milli İstihbarat Teşkilatı, Dışişleri Bakanlığı’nın gölge gücü olarak hareket ediyor ve ona göre yapılanıyor. Sizleri bilmem ama ben bu noktadan sonra MİT’in aktif şekilde dahil olmadığı bir Türk Dış Politikası öngöremiyorum. Hiç unutmam… Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2010 yılında Brezilya’ya gitmeden önce basın mensuplarına şöyle bir açıklama yapmıştı, “MİT’in birinci derece ağırlıklı görevi yurt dışı istihbaratı olmalıdır.” Buna benzer bir açıklamayı geçtiğimiz haftalarda da yaptı.
Aslında biraz daha eskiye gitmeliyiz. Geçmişte MİT içinde çok önemli görevler icra etmiş olan Hiram Abas’ın, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a yazdığı mektup, MİT’in durumunu ortaya koymaktadır. Kısım kısım aktaracağım. Hiram Abas mektubunda şöyle der, “Çok sık baş değişmesi istihbarat teşkilatlarını öldürür. Bazı kanatlar sivilleşme olarak tutup bir Orgeneralin emekli olduktan sonra teşkilata gelmesini görüyorlar. Bana göre bu sivilleşme değildir… Müsteşar serviste çok kuvvetli bir makamdır. Onun tesvibinden geçirmeden işlem yapabilmek imkansızdır. Teşkilatı istediğim kadar aktiviteye sokamadım… Bugünkü çalışma yöntemleriyle MİT, devletimizin aktif politikasında vazgeçilmeyecek unsur olan milli istihbarat ve enformasyonu oluşturamaz.”
Şahsi olarak görüşüm şudur ki, özellikle Emre Taner dönemiyle birlikte devletimiz, Hiram Abas’ın mektubunda bahsettiği aksaklıkları ortadan kaldırmak için MİT politikasında önemli değişikliklere gitti. Bakıyorum da, Hiram Abas’ın yakındığı ne kadar husus varsa hepsinin düzeltilmesi için çalışmalar yapılmış ve bir çoğu başarılmış da. MİT çok güçlü bir şekilde dış operasyon yapabiliyor, mecliste bir istihbarat denetleme komisyonu artık mevcut, teşkilatın ihtiyaç duyduğu ekipman ve yetkiler elinde, çalışma yöntemlerinde köklü değişiklikler gerçekleşmiş.
Tüm bunları Hakan Fidan mı yaptı? Hayır. Devletimiz istihbarat politikasında önemli değişiklik kararları aldı. Hakan Fidan’ın önemi ise bu yeni politikaları çok etkin bir şekilde ve başarıyla hayata geçirebilmesi, teşkilatı bu doğrultuda çalıştırabilmesidir.
İlk Operasyon İsrail ve FETÖ Eliyle Oldu
Hakan Fidan göreve ilk geldiğinde bir ülke açık açık Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmek istedi. İsrail, Hakan Fidan’ın İran taraftarı olduğunu iddia ederek yeni MİT Müsteşarından rahatsızlığını dile getirdi. İlk kez bir MİT Müsteşarı, başka bir devlet tarafında bu kadar açıktan hedef alınmıştı.
Aynı iddia ilerleyen yıllarda FETÖ tarafından da dillendirildi. FETÖ tarafından Hakan Fidan’ın Humeyni’nin yanında çocukluğundan itibaren özel olarak yetiştirilmiş bir İran ajanı olduğu yalanı ortaya atıldı.
Geçtiğimiz haftalarda MİT Başkanı yeniden İsrail’in hedefindeydi. Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra dikkat edilmesi gereken kişinin Hakan Fidan olduğu İsrail tarafından söylendi. Tüm bu iddia ve karalamalar hedefine ulaşamadı. Hakan Fidan halen MİT’i, devletin değişen ve gelişen yeni istihbarat politikası doğrultusunda başarıyla yönetmeye devam ediyor.
Hakan Fidan’a karşı yıllardır bir “Başdümenci Operasyonu” yapılıyor. Yazının başında da dediğim gibi mesele Hakan Fidan’ın şahsı, kim olduğu, geçmişi değil. Doğrudan Milli İstihbarat Teşkilatı’mız hedef alınmaktadır.
Türk dış politikası artık MİT’ten bağımsız düşünülemez. Walter Lipmann’ın da dediği gibi, “Eğer dış politika devlet için bir kalkan ise stratejik istihbarat o kalkanı tam zamanında doğru yere koyabilen şeydir.”
Bu yazı burada bitti. Yazının bir sonucu yok, ilginç havalı istihbarat hikayeleri yok, Hakan Fidan hakkında bilinmeyen şeyler, gizli bilgiler yok. Sadece düşünün. MİT nereden nereye geldi? Üşenmeden oturup okuyun 2937 sayılı MİT kanununu, MİT yapısındaki değişiklikleri araştırın, tarihteki başdümenci operasyonlarını araştırın. Özellikle de NATO tarihini… Her şeyden evvel MİT’e ve istihbarata bakış açınızı revize edin. İç politik meseleler gerçeği görmenizi engellemesin. İstihbaratın ve MİT Başkanının önemini hakkıyla idrak edebilirseniz, MİT’in önemini ve MİT’te gerçekleşen devrimi idrak edebilirseniz kimse algınızla oynayamaz.
Biraz paslanmışım açıkçası. Bu yazıyı ısınma hareketleri olarak değerlendirin. Neredeyse bir senedir hiçbir şey yazmıyorum. Bundan sonra istihbaratın bir çok farklı alanıyla ilgili yazılar yazmaya devam edeceğim. Ayrıca sizler için hediyeli istihbarat testleri de hazırlayacağım. Her zaman dediğim gibi,“Her Türk asker ve istihbaratçı doğar!” Saygılarımla…
[irp posts=”8872″ name=”Türk Halkının “Mit” ve “İstihbarat” Algısı”]
[irp posts=”9568″ name=”MİT’in Efsane Operasyonları”]
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
kimsiniz sizi tanımıyorum ama mükemmel işler çıkarıyorsunuz nerdeyse 2 veya 3 yıldır ilgi ve sevgiyle takip ediyorum sizi başarılar diliyorum hiç çizginizi bozmadınız helal olsun
Çok teşekkür ederim var olun:)
Bu kişi kandırıldım diyen kişinin büyücüsü değil mi?
Artık krallar yok:)
Hediyeli İstihbarat testlerinizi dört gözle bekliyoruz 🙂
Yakında gelecek inşallah:)