Güney Kutbu’na yolculuğumuz başladı. 9 kişiden oluşan ekibimiz sağ salim kutuplara ayak bastı. Afrika ve Okyanusya bölgelerinin güneyinde kalan, Güney Yarımküre’ nin uç güneyinde bulunan ve hiçbir ülkenin toprağı olmayan, buzlarla kaplı -sadece %1’inde yoktur-, 14 milyon kilometrekareden fazla yüzölçümü olan, erime yaşanmasından mütevellit dünyanın ısınmasına dahi etki eden önemli bir yerdir. Kış nüfusu 1.000, yaz nüfusu da 5.000 kadardır.
Bölgede askeri üslerin kurulması yasaktır. Bilimsel faaliyetler ise serbesttir. Bizim istasyonumuz dahil 102 istasyon bölgede bulunmaktadır. ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Almanya, Avustralya, hatta Romanya gibi ülkeler dahil 30 ülke istasyon kurmuştur. ABD, Antarktika’ daki üsleri için 300 milyon dolar harcıyor. Dünyanın en büyük ve en soğuk çölü olan Antarktika’da 7 tane Hristiyan kilisesi vardır.
Küresel ısınmanın etkisini burada da görüyoruz. Eriyen buzullar dünyadaki sıcaklığın artmasına neden olmakta. Yapılan bir ölçüme göre, bir keresinde Jamaika’dan bile büyük buz parçasının koptuğu tespit edilmiş. Birleşmiş Milletler’ e bağlı olan Dünya Meteoroloji Örgütü, Antarktika’da farklı dönemlerde sıcaklığın 19,8 dereceye yükseldiğini açıkladı. Tamamen erime yaşanırsa da, dünya deniz seviyesinin 60 metreye kadar yükselebileceği uyarısını yaptı.
Antarktika, önemli derecede tatlı su ve madenlere sahip bir bölgedir. Tuz oldukça mühimdir. Havası kuru olan Antarktika’da, mineral-su kaybedenlerin imdadına yetişmek için tuz kullanılır. Fazla bulunan demiroksitin su ile buluşması ile kan renginde olan Kanlı Şelale’si oluşmuştur. Tatlı su kaynaklarının da %70’i buradadır. Dünyadaki tatlı su kaynağının yüzdesi ise %3’tür. Küresel aktörlerin olduğu ve gövde gösterisi yaptığı bu coğrafyada olmalıyız. Küresel aktörlerin olduğu masada olmamız isteniyorsa bu bölgeye açılım gereklidir ve devamını getirmeliyiz. Küresel ısınmanın sebep olduğu kutupların erimesiyle yeni ticaret ve ulaşım yollarının ortaya çıkacaktır. Ki bizim tarihimizde adını altın harflerle yazdırmış Piri Reisimiz, Barbaros Hayrettin Paşamız gibi Kaptan-ı Deryalarımızdan ilham almalıyız.
Piri Reis’in haritasında Antarktika Dağları’nın da yer aldığı unutmamalıyız. İlerleyen yıllarda, devletlerin süper güç olması için gıda ve su teminini sağlayabilmesi önemli bir kriter olacaktır. Su kaynaklarının azalma gösterdiği dünyada, burada tatlı su kaynağını ele geçirmek, gelecekte bölgede hareketlenmelere neden olacaktır. Ülkemizin Fırat-Dicle gibi su kaynaklarına sahip olduğunu hatırlatıyor ve Türkiye’nin ilerleyen yıllarda tatlı su kaynağına erişme ve kullanma hususunda dünyayı etkileyecek bir güç olacağını düşüyorum. 24 Şubat 2017 tarihinde, Papa gelecek yıllarda su savaşlarının da yaşanacağını açıklamıştır.
Ünal G. Akman
StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Antartikayı geçince hangi ülke var
İç ve dış gündem ne kadar yoğun olsa da sadece bir devlet değil bir medeniyet olmak için bu gibi şeyleri de ihmal etmemeliyiz. Elinize, emeğinize sağlık.
Buzullar çok stratejik bir yer.
İleride burada herkes hak sahibi olacaktır.
Bu yazı günümüze ışık tutmaktadır.
inşallah bütün buzulların hepsi erir
Su için çıkacak savaşı sabırsızlıkla bekliyorsun galiba selman 🙂
oda olur fark etmez.
ben daha çok bütün buzulların eriyip su seviyesinin 65 metre yükselmesini isterdim de. o zaman sevmediğim bi çok ülke baya bi toprak kaybedecekmiş.