Orta doğu’da ABD’nin asli görevlerinden birisi siyasi emeli ARZ-I MEV’UD olan İsrail’i korumak,kollamak ve desteklemektir. Bunun için de bölgede en ufak bir askeri hareketliliği takip etmek zorundadır. Günümüzde ise bunu bölgede bulunan bazı ülkelere kurduğu radar istasyonları aracılığı ile yapmak durumundadır.
İsrail’in güvenliğini tehdit ettiği düşünülen çoğu ülke lideri ya suikast ile ya halk ayaklanması ile ya da açık bir şekilde işgal girişimi ile bertaraf edildi. Irak ve Suriye’de bütün hamlelerini yapan ABD, yeni hedef olarak seçtiği ülke ise uzun zamandır bölgede en büyük tehdit olarak gördüğü İRAN. Keza yakın zamanda Blackwater eliyle bir halk ayaklanması çıkartmaya çalışsa da başarılı olamamıştır.
ABD, Suriye’deki tüm operasyonlarını KİSECİK RADAR ÜSSÜ‘nden takip ederken, İran’da ki askeri hareketliliği de KÜRECİK RADAR ÜSSÜ‘nden takip etmektedir.
KİSECİK RADAR ÜSSÜ
Yapımına 1998 yılında başlanmış olup 2004 yılında yapımı tamamlanmıştır. Antakya merkeze bağlı Kisecik Köyü ile Arsuz Beldesi arasında Amanos Dağları‘nın zirvesine kurulan tesis 1790 rakımda bulunuyor. Kurulduğu dönemde ABD’nin Afganistan ve Irak’tan sonra hedefinin Suriye olduğu yönünde çeşitli analizler ve haberler çıkmıştı. ABD’nin Ortadoğu politikasının bir aşaması olan üs, kuruluşundan itibaren Suriye’yi takip etmektedir. ABD’nin böldede görev yapan AWACS uçaklarının lojistik üssü olduğu söylenmektedir. Her ne kadar kontrolün TSK’da olduğu söylense de aslında NATO yani ABD üssüdür.
Hatay koridorunu kullanıp Ortadoğu’ya gitmek isteyen bir hava aracı anında bu üs tarafından fark edilmektedir. Aynı zamanda fırlatılan en ufak bir füzede bu radar sayesinde görülebilmektedir. Radar menzilini dikkate alırsak aynı zamanda Türkiye’nin de bölgede ki hava operasyonları bu üsten takip edilmektedir. Bu da bizim askeri operasyonlarımız için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Aynı zamanda ABD’nin Suriye’de yaptığı bir saldırı Türkiye’ye de mal edilebilir. (örneğin Rusya’nın Suriye’deki bir üssüne buradan kontrol edilen bir saldırı)
KÜRECİK RADAR ÜSSÜ
Kurulduğu günden bugüne kadar hakkında en çok tartışma yapılan üslerden birisidir. AN/TPY-2 (Army-Navy/ Transporable Surveillance Radar) Kara-Deniz Kuvvetleri için ortak, Taşınabilen İzleme Radarı olarak adlandırılmıştır. ABD’nin İsrail ve Katar’da bulunan aynı özellikteki HAVA SAVUNMA RADAR SİSTEMLERİ‘nin tamamlayıcısı konumundadır. ABD’nin İsrail’in güvenliği ve İran’a yapmayı planladığı operasyon öncesi kurulmuştur. İran’dan kalkan bir Balistik Füzeyi önceden tespit eden bu sistemdir.
Bu radarın imha vazifesi yoktur. Sadece gözetleme için kurulmuştur. ABD’nin bölgedeki çıkarları için, bölgede olan biteni takip etmesi gerekmektedir. Üssün Türkiye’ye gelebilecek tehditler için önleme işlemi bulunmamaktadır. Çünkü bu sistemin koordineli çalıştığı hava savunma sistemleri Patriot, THAAD gibi sistemlerdir ve bunlar Türkiye’nin elinde bulunmamaktadır. Türkiye’nin aldığı S400 sistemlerinden atılan bir füze de radar tarafından izlenebilecektir.
KELDAĞ RADAR ÜSSÜ
Bu üs Cebel-i Akra olarak bilinen Akdeniz’in güneydoğu köşesinde hemen deniz kıyısından yükselen 1740 metre yüksekliğindeki Keldağ’a kurulmuştur. Hatay hava koridorunun sıfır noktasında olması, İskenderun Körfezi ve Domuz Burnu‘na hakim yapısı, başta Suriye ve Kıbrıs olmak üzere Ortadoğu ülkelerini kuş bakışı çok net görebilmesi gibi stratejik konuma sahiptir. Hakkında çok az bilgi olması sebebi ile hayalet üs olarak adlandırılmaktadır.
NATO (ABD),Türkiye ile yaptığı anlaşmalar neticesinde çok sayıda yere üs açmıştır. Bazen bu üsler Türkiye’nin egemen ve bağımsız devlet olduğunu sorgulatır hale gelmiştir. Yıllarca PKK ile mücadelede, teröristlere bu üslerden bilgi aktararak mücadelemizi sürekli baltalamıştır. Ortadoğu da yapmaya çalıştığımız her operasyon önceden bu üsler tarafından tespit edilmiş tabiri caizse sırtımızdan bıçaklamışlardır. ABD’nin PYD/YPG ve diğer oluşumları silahlandırıp, Türkiye üzerinde tehdit oluşturmasına sebep olurken, en büyük desteği yine bu üsler vasıtası ile vermiştir. ABD’nin kurmaya çalıştığı SDG ORDUSU’nun en büyük yardımcısı yine bu üsler olacaktır. Türkiye istikbalini tehdit eden bu üslere karşı önlemini acilen alması gerekmektedir.
Bölgedeki iç karışıklık bu üslerde yapılan planlar neticesinde hayat bulmuştur. İsrail aldığı bu destekle bölgede çok rahat katliam yapabilmektedir. İsrail’e ait İHA’lar hava sahamızı ihlal ederken, istihbarat toplarken bize bilgi vermeyen yine bu üslerdir.
ABD’nin bölgede İsrail’in güvenliği ve enerji nakil hatlarının kendi emrinde olması için bu üslerden çalışmaya devam edecektir. Devam ettiği sürece de Türkiye bölgede (üslerden dolayı) hedef ülke olmaya devam edecektir. Bu üslerden bölge ülkelerine yapılan bir saldırı veya sabotajın geri tepkisi yine bizim topraklarımız olacaktır. Gerek İran, gerekse bölge ülkeleri zaman zaman bu konuda Türkiye’yi uyarmıştır.
Ülkemizdeki bu üsler kapatılmadığı sürece güvende değiliz. Bu üsler bizi koruduğunu ifade ederken aynı zamanda bizi de gözetlemekten geri durmamaktadır. Ülkemizin tam bağımsız olması için bu elzemdir.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
cumhurbaşkanımız da çıksın her gün abd ye yok öyle yok böyle desin.boş konuşur
Bu üs konuları nedense hiç gündeme gelmiyor, tam gündeme gelmesi gereken şu günlerde özelliklede…
Teşekkürler
Bunlar bu topraklardan surulmedikçe gitmez. Alan elde ediyor mutlaka senin çıkarman gerekiyor.
bilgilendirici ve düşündürücü bir yazı olmuş. natodan çıkmak için bir sebep daha.