Stratejiortak.com editörlerinden Muzaffer Çitçi’nin röportajı için Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren’in kaleminden verilen yanıtları siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Yurtdışı Türkler ve Yumuşak Güç
- “YTB” kısaltmasıyla tanınan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, yurtdışındaki Türkler ve akraba topluluklarla bağları güçlendirmek adına hangi önemli faaliyetleri yürütmektedir?
YTB, Türkiye Cumhuriyeti’nin diaspora kurumudur. Görev ve sorumluluklarının ana gövdesini, çoğunluğu Avrupa’da olmak üzere yurtdışında yaşayan 7 milyon vatandaşımız teşkil etmektedir.
Tüm ülkeler gibi Türkiye de diasporadaki vatandaşlarının haklarını, kültürlerini ve anavatanlarıyla olan bağlarını korumak hususlarında onlara destek olmaktadır. Bu doğrultuda bizzat proje ve faaliyetler üstlenmekle birlikte, diğer kurum ve kuruluşlarımız arasında koordinasyon işlevini de görmektedir.
Yurtdışındaki vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerdeki haklarının korunması, ekonomik, sosyal, kültürel ve hukukî varlıklarının güçlendirilmesi, kültürel kimliklerinin muhafaza edilmesi, anavatanları Türkiye ile bağlarının güçlendirilmesi, ülkemizdeki hizmetlere azami ölçüde erişimlerinin sağlanması ve gençlerin kendilerine güvenlerinin tahkim edilmesi, Başkanlık olarak yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik faaliyetlerimizin temel çerçevesini oluşturmaktadır.
Bu doğrultuda yürüttüğümüz ve hâlâ yürütüyor olduğumuz çok sayıda projemiz bulunmaktadır. Aile ve sosyal çalışmalardan, eğitim ve Türkçe temalı çalışmalara, insan hakları ve hukuk alanlarından kültürel hareketlilik, iletişim ve savunuculuk alanlarına kadar Türk diasporasını ilgilendiren farklı alanlarda projeler yürütüyoruz.
Diğer taraftan, köklü tarih ve kültürünün geniş bir coğrafyada izler bıraktığı bir ülke olarak, ortak bir tarihi ve kültürel geçmişe sahip olduğumuz soydaş ve akraba topluluklarımızla da bağlarımızı muhafaza edip geliştirmek, ortak kültür mirasımızı yüceltip iş birliklerimizi artırmak gayesiyle pek çok faaliyet gerçekleştirmekteyiz.
Birlikte kalkınma, ortak gelecek inşası ve yardımlaşma anlayışıyla, özellikle genç nesillere ağırlık verilerek yürütülen faaliyetlerimiz, eğitim destekleri, kültürel hareketlilik ve ortak akademik araştırmaların yanı sıra akademi dünyasının da faydalanacağı eserler neşretme çalışmalarından teşekkül etmektedir.
Son olarak YTB olarak faaliyetlerimizin önemli bir kısmını da uluslararası öğrenci hareketliliği bağlamındaki çalışmalarımız oluşturmaktadır. Ülkemizin küresel markası hâline gelen “Türkiye Bursları” programını yürüten Başkanlığımız, her yıl dünyanın belli başlı “tüm” ülkelerinden belirli kriterleri karşılayabilen başarılı yükseköğretim seviyesindeki öğrencileri ülkemize davet etmekte olup, hem üniversitelerimizin uluslararasılaşmasını desteklemekte hem de eğitim üzerinden küresel bir işbirliğine kapı aralamaktadır.
Bu kapsamda özellikle sayıları 150 binin üzerindeki Türkiye Mezunlarımızla yürüttüğümüz müşterek çalışmaların da ekonomik, sosyal ve kültürel pek çok farklı alandaki ikili ilişkilerimize oldukça önemli katkıları bulunmaktadır.
- Son dönemde sıklıkla duyduğumuz “yumuşak güç” kavramı, uluslararası ilişkilerde önemli bir yer tutuyor. Peki, YTB’yi diğer devlet kurumlarından ayıran en önemli özellik nedir ve bu özellik, Türkiye’nin yumuşak güç stratejilerine nasıl katkı sağlar?
Faaliyetlerinde aynı sahadaki diğer tüm kurum ve kuruluşlarımızla yakın iş birliği içinde bulunan Başkanlığımız, “yumuşak güç” kavramının ete kemiğe bürünmüş hâlidir diyebiliriz. Çünkü, diğer ülkelerin hak ve hukukuna tam riayet göstermekle birlikte, faaliyetlerimizin neredeyse tamamını doğrudan insana dokunan ve toplumsal alandaki iş birliklerine odaklanan bir anlayışla gerçekleştiriyoruz. Özellikle “kardeş topluluklar” olarak addettiğimiz topluluklarla aramızdaki müşterek tarihî bağları ve kültürel mirası ihya etmeye odaklanıyoruz.
Nasıl ki diplomatik ilişkilerin temel aktörleri devletler ise; yumuşak gücün temel sahası toplum, aktörleri ise “insan”dır. Pek tabi ki ikili ilişkilerimizin geliştirilmesi bağlamında pek çok ülke ve kurumsal yapıyla memnuniyet verici temaslarımız ve diplomatik düzeyde iş birliklerimiz mevcuttur. Ancak çalışmalarımızın büyük çoğunluğunun toplumsal alanda ve toplumsal olana yöneliyor olması bile “yumuşak güç” kavramıyla ilişkilendirilmeye yeter bir muhteviyat oluşturmaktadır.
Bizler, içinde yaşamak istediğimiz bir dünyanın koşullarını adeta faaliyetlerimize yansıtmaktayız. Şayet dayanışma ve yardımlaşma içinde bir dünya istiyorsak, hem yurtdışı vatandaşlarımız hem de kardeş topluluklarımız söz konusu olduğunda dayanışma ve yardımlaşmayı öne çıkaran projeler geliştirmeye çabalıyoruz. Veya yüksek eğitimin bir hak olduğuna inanıyorsak, Türkiye Bursları sayesinde eğitimde küresel bir fırsat eşitliği oluşturmaya çalışıyoruz.
Kamu diplomasisi alanında, dünyanın bu kadar çok yerinde aynı anda faaliyette bulunan az kurum vardır. Yumuşak güç perspektifinden bakıldığında, tüm bu hususların YTB’yi müstesna bir yere oturttuğunu söyleyebiliriz.
Diaspora Kurumları Arasında İş Birliği
- Dünyanın dört bir yanında, kendi toprakları dışında yaşayan azınlık grupları, bulundukları ülkelerde güçlü diasporalar ve lobiler kurarak etkili bir siyasi güç oluşturabiliyor. Diğer ülkelerin diaspora kurumlarıyla iş birliği yapıyor musunuz?
Ülkemiz diaspora konusunda epey bir mesafe almıştır ve 2010 yılında YTB’nin kurulmasıyla birlikte bu alandaki faaliyetlerimiz büyük ivme kazanmıştır. Hızımızı artırmak ve tecrübelerimizi karşılıklı olarak aktarabilmek için soydaş ve akraba topluluklarımızla önemli çalışmalar içindeyiz. Bu anlamda pek çok ülkenin diaspora kurumlarıyla ortak mutabakat anlaşmaları imzalıyor, kurumsal düzeyde tematik iş birlikleri yürütüyoruz. Diaspora alanındaki ikili iş birliklerimizin yanı sıra çok taraflı iş birliklerine de önem veriyoruz. Bu anlamda Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) çatısı altındaki ülkelerin diaspora kurumlarıyla iş birliklerimizden bahsedebiliriz. TDT Diaspora Forumları düzenledik. TDT Diasporadan Sorumlu Bakanlar / Kurum Başkanları 6. Toplantısı henüz geçtiğimiz günlerde Özbekistan’da gerçekleşti. TDT bünyesinde bir staj ve ortak burs programımız da yürürlükte.
Bunlarla birlikte, yalnızca kurumsal düzeyde iş birlikleriyle sınırlı kalmayıp, yurtdışındaki vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerdeki kardeş diasporalarla vatandaşlarımızın iş birliklerini geliştirici projelere de destek sağlıyor, özellikle kardeş diasporalardan gençlerle Türk diasporasından gençlerimizin bir araya gelecekleri platformlarda oluşturmaya gayret ediyoruz. İnşallah kardeş ülkelerimizle bu alanda da daha sıkı bir ilişki geliştirip, diaspora konusunda da birbirimizle yurtdışında daha yoğun bir dayanışma içinde olacağız.
Gönül Coğrafyası
- YTB’nin adında yer alan “Yurtdışı Türkler” ifadesinin yanı sıra, “Akraba Topluluklar” kavramı da önemli bir yer tutuyor. Peki, “akraba topluluklar” derken tam olarak neyi kastediyoruz? Hangi halklar ve topluluklar bu kapsama giriyor ve YTB, bu topluluklarla nasıl bir bağ kuruyor?
“Akraba” kelimesinin anadilimizdeki sıcaklık ve yakınlık veren mânâsı malûm. Bu kelime aynı zamanda kopmaz bir “bağı” da ifade eder. İşte “Akraba Topluluklar” derken, biz de bu bağ ile bağlı olduğumuz, aynı medeniyet havzasından beslenip, ortak tarihi ve kültürel değerlere sahip olduğumuz ülke veya toplulukları kastediyoruz.
Nüanslar olmakla birlikte, gönül coğrafyamızı teşkil eden bu ülkelerle ortak bir kültürel terekenin mirasçılarıyız. Bu, ekonomi veya diplomasi alanında modern zamanların gerektirdiği iş birlikleri kurmak için elimizde bir potansiyel bulunduğu anlamına gelir. Amacımız da bu potansiyeli bir mücevher gibi işlemektir.
- Türkiye Cumhuriyeti, asırlardır hüküm sürdüğü geniş gönül coğrafyasındaki soydaşlarıyla derin bir bağa sahip. Peki, YTB bu tarihi mirası ve kültürel bağı nasıl güçlendiriyor? Soydaşlarımızı bir araya getirmek için yürüttüğü etkileyici çalışmalar neler?
Öncelikle soydaşlarımızı manevî emanetimiz olarak görür, bulundukları yerlerdeki yaşantılarıyla gururlanırız. Hep vurguladığım üzere YTB, ortak değerleri bulmaya ve geliştirmeye çalışan bir kurumdur. Bu münasebetle çalışmalarının kayda değer bir kısmını soydaşlarına yarar sağlayacak faaliyet ve projelere tahsis etmektedir. Soydaş topluluklarımızla aynı dil ve kültürün taşıyıcılarıyız. Ortak acı ve sevinçlerimiz var. Bu müşterek birikimden hareketle, tamamını burada saymama olanak bulunmayan pek çok faaliyet ve projeye imza attık ve atmaktayız. 1944 Ahıska ve Kırım sürgünlerini konu alan sözlü tarih çalışmalarında bulunduk.
Bulgaristan’daki soydaşlarımız için acı deneyimleri temsil eden Belene toplama kampını konu alan “Belene” isimli sözlü tarih çalışması da bunlardan biridir. Ayrıca düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz anma programlarıyla, soydaşlarımızla aramızdaki ortak şahsiyet ve önemli olayları yâd ediyoruz. Batı Trakya’daki Türk azınlığın içinden çıkan merhum Dr. Sadık Ahmet’i anmak amacıyla yaptığımız faaliyetlere, Kuzey Makedonya Türklerinin haklarını dile getiren Yücelciler’i gündeme getirdiğimiz programlara burada değinmek isterim.
Diğer taraftan, çeşitli ülkelerdeki genç soydaşlarımızın ihtiyaç ve talepleri dikkate alınarak periyodik olarak düzenlediğimiz pek çok seminer, konferans ve kurslar var. Bu etkinlikler yerine göre meslekî konularla birlikte ortak değerlerimizin ele alındığı dersleri de kapsıyor. Bunlardan biri olan Balkan Gençlik Okullarında yüz yüze gerçekleştirdiğimiz atölye çalışmalarımız yıl boyu devam ediyor. Soydaş Edebiyatı Destek Programı gibi teşviklerle, özellikle genç soydaşlarımızın içindeki cevheri de desteklemeye çalışıyoruz.
Henüz geçen sene gerçekleştirdiğimiz Gagauz Türklerinin atasözü ve deyimlerinin derlenmesi çalışmamızdan da bahsedersem, sanırım genel bir çerçeve çizmiş olurum. Çalışmalarımızla ilgili yayınlar hazırlanmasını da, özellikle bazı soydaşlarımızın davasının uluslararası akademide tanınmasına vesile olması bakımından önemli bir hizmet olarak görüyoruz.
Türkiye Bursları ve Türkiye Mezunları
- YTB’nin önemli faaliyetlerinden biri de Türkiye Bursları. Peki, bu burslar aslında nedir? Kimler başvurabilir, nasıl bir etki yaratır ve Türkiye Bursları, sadece eğitim değil, aynı zamanda kültürel ve diplomatik bağları güçlendirme noktasında ne gibi fırsatlar sunuyor?
Türkiye Bursları, ülkemizin daha eskiye dayanan uluslararası öğrenci projesinin 2012 yılında yenilenmiş, ülkemizin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş hâlidir. Türkiye Bursları ile ülkemiz, uluslararası öğrenci hareketliliği pastasından daha büyük bir pay alabilmektedir.
Her yıl, belirlediğimiz kriterlere uyan yaklaşık 160 ila 170 ülkeden 4 bin öğrenci, ülkemizin üniversitelerinde lisans ve lisansüstü eğitim almayı tercih etmektedir. Dünyanın dört bir yanından gelen başvuru sayısı ise her yıl yaklaşık 120 bin civarındadır. Bu süreç, yalnızca eğitimli bir iş gücünün yetişmesine katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda bu ülkelerle güçlü bağların kurulmasına da olanak tanımaktadır.
Hangi alanlarda öğrencilerin burslandırılacağı, o ülkelerin incelenen ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir. Tüm bunların farkında olan diğer ülkelerin makamları, en az öğrencileri kadar Türkiye Bursları’na ilgi gösteriyorlar. Türkiye’de başarılı bir uluslararası öğrencinin okuması demek, o öğrencinin ülkesinin geleceğinde Türkiye’nin de bir şekilde olumlu etkisinin olması demektir.
Nitekim YTB, Türkiye Bursları kapsamında ülkemizde öğrenim gören uluslararası öğrencilere faydalı sosyal ve kültürel etkinlikler de vaat etmektedir. Böylece bu gençler Türk milletini ve kültürünü de gerektiği gibi tanıyabilmekte, etkinlikler sayesinde başka becerilerini de geliştirebilmektedir.
Ülkemizde okuyan uluslararası öğrencilerimizle bağlarımız, ülkeden ayrılmalarının ardından da sona ermiyor. 31 ülkedeki 35 Türkiye Mezunları Derneği aracılığıyla mezunlarımızla iletişim hâlinde kalıyor, iş birliğimizi sürdürüyoruz. Kurduğumuz internet portalı da mezunlarımızın kendi aralarında haberleşmelerine imkân tanıyor.
- YTB’nin 14 yıllık faaliyetleri, özellikle Türkiye Bursları ile yurtdışında eğitim gören öğrenciler üzerinde nasıl bir etki yarattı? Bu öğrencilerden şu an etkili konumda olanlar var mı?
Bugün Türkiye Bursları ülkemizin küresel bir eğitim markasıdır. Özellikle belirli coğrafyalarda Türkiye Bursları’nın başvuru sezonu heyecanla beklenmekte, Türkiye Bursları vesilesiyle bir Türk üniversitesinde eğitim almak prestij sayılmaktadır.
Bu durumun ortaya çıkmasında, öğrencilerin kaliteli eğitim beklentilerinin olduğu kadar, ülkemizin son yıllarda isminin tüm dünyada çeşitli alanlarda daha çok duyulmasının da etkisi vardır.
Halihazırda dünyanın 184 ülkesinde 150 bin Türkiye mezunu bulunmaktadır. Biz onlara Türkiye Mezunları Ailesi diyoruz. Çoğuyla iletişim hâlinde bulunduğumuz, hayat hikayelerini takip ettiğimiz ve zaman zaman bir araya geldiğimiz bu mezunlarımız arasında, Devlet Başkanları, Bakanlar, Milletvekilleri, Büyükelçiler, Bürokratlar, İş İnsanları ve Akademisyenler gibi önemli statülerdeki kişiler yer almaktadır.
Özel sektöre bakıldığında, Türkiye Burslusu olan ve kendi ülkelerinde binlerce kişiye istihdam oluşturarak ülkemizle önemli miktarda ticari faaliyetler yürüten CEO’lar, dünyaya farklı alanlarda katkı sağlayan bilim insanları vardır.
İftiharla müşahede ediyoruz ki, aklınıza gelen tüm nitelikli işlerde rastlayabileceğiniz Türkiye Mezunları, ülkelerine ve dünyaya sağladığı katkılarda Türkiye’de aldıkları eğitimin esaslı bir payı vardır. Onlarla gurur duyuyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
Sosyal Medyanın Önemi
- Dijital çağda sosyal medya, yumuşak gücün önemli bir aracı haline geldi. Sayın Abdullah Eren, sosyal medyayı siz nasıl kullanıyorsunuz?
Sizin de zikrettiğiniz gibi içinde bulunduğumuz Dijital Çağ’ın en önemli özelliği, erişilebilir kaynakları sonsuz denebilecek ölçüde genişletmek ve kitlelere en hızlı ve kolay şekilde sunmak olmuştur.
Bu doğrultuda, bir kurumun başkanı olarak Facebook, Instagram, LinkedIn, X, TikTok ve YouTube gibi günümüzün önde gelen sosyal medya platformlarında aktif bir kullanıcı olarak bulunmayı, hem kurumun vizyonunu geniş kitlelere ulaştırmak hem de toplumla etkileşimde bulunmak açısından önemli bir fırsat olarak değerlendiriyorum.
Bu dijital platformlar, yalnızca kurumumuzun hedeflerine ulaşmasında önemli bir araç olmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal olaylara dair farkındalık yaratmak, geri bildirim almak ve insanlarla doğrudan iletişim kurmak için de büyük fırsatlar sunar.
Bu sebeple vatandaşlarımızla organik bağ oluşturmak için sosyal medya hesaplarımda içerik paylaşımların yanı sıra şahsıma yönelik yazılan özel mesajları bizatihi kendim okuyup, kendim cevaplıyorum.
YTB’de Kariyer
- Son olarak: YTB bünyesinde görev almak isteyen gençler için ne gibi fırsatlar var? Bu görevlere adım atabilmek için hangi kriterleri yerine getirmek gerekiyor?
YTB nitelikli bir personel kadrosuna sahiptir. Farklı coğrafya ve kültürlere aşina, bir kısmı ise zaten bu ülkelerde doğup büyümüş tecrübeli uzmanlardan oluşmaktadır. Çalışanlarına uluslararası bir vizyon ve hareketlilik sunmakta, onlardan da buna uygun bir performans beklemektedir. Hem kendi kariyerlerini geliştirirken hem de insan odaklı çalışmaların çıktılarını gördükçe manevi olarak mutmain olabilecekleri bir yerdir YTB.
Bu nedenle kendilerini geliştirmeleri, diasporamızın ve kardeş topluluklarımızın bulundukları ülkelerden en az birinin dilini öğrenmeleri, kendi medeniyetimizin değerlerine hakim bir kültürel birikime sahip olmaları ve hoşgörü zemininde farklı kültürle çalışabilme becerisini haiz olmaları önemlidir.
Bununla birlikte www.ytb.gov.tr adresimizi takip ederek, aradığımız diğer şartlar hakkında bilgi alabilirler.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.