Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet başkanı Putin arasında İdlib ve çevresinde gerçekleşen olaylar ile ilgili Rusya’nın Soçi kentinde bir dizi görüşme gerçekleştirildi. Görüşme sonrası Soçi Mutabakatı dediğimiz bir anlaşma gerçekleştirildi. Anlaşmaya göre;
- Muhalif silahlı gruplar mevcut çatışma hattından 20 km geriye çekilecek oluşturulan silahsız bölgede Rus ve Türk ortak devriyesi güvenliği sağlayacak.
- Lazkiye Halep ( M4) otoyolu ve Şam Halep (M5) oto yolu sivil trafiğe açılacak güvenliğini Rus ve Türk ortak görev gücü sağlayacak.
- Gözlem noktalarının tüm lojistik hatları Rusya tarafından güvenlik altına alınacak ve herhangi bir hava ve kara saldırısı altına alınamayacak.
Kabaca anlaşma bu maddelerden oluşuyor idi. Ancak anlaşmayı şu an İdlib genelinde hâkimiyeti olan Heyet Tahrir Şam ve birkaç silahlı grup kabul etmedi ve o günden bugüne kadar cephe hattı devamlı sıcak kaldı.
Türkiye ve ABD Fırat Nehri’nin doğusunda bir güvenli bölge için prensip anlaşmasına ulaşınca Rus savaş uçaklarının büyük hava desteği ile Suriye ordusu Kuzey Hama operasyonunu 13 Ağustos günü başlattı. Yaklaşık 1 hafta içerisinde Han Şeyhun ilçesinde kontrol sağlandı ve Kuzey Hama cephesi bir cep içinde kaldı. O cep de 24 saat içerisinde kapanarak Morek ilçesi yakınlarında olan 9 nolu gözlem noktamızın kara yolu ile bağlantısı koptu.
Esas konu; şimdi ne olacak?
Erdoğan ve Putin’in 27 Ağustos günü Moskova’da gerçekleştireceği görüşmeye kadar sahada çok ciddi bir gelişme öngörmüyorum. Erdoğan ile Putin’inin önce telefonda görüşmesi ardından da Erdoğan’ının Moskova’ya gitmesi şu an için arada ciddi görüş ayrılıklarının olduğunu gösteriyor. Edinilen bilgiler Rusya tarafının muhalif güçlerin M4 ve M5 karayolunun kuzeyine çekilmesinin derhal başlamasını ve yolun güvenliğinin Rusya ve Suriye tarafından sağlanmasında ısrar ettiğini söylüyor. Türkiye’nin ise muhalefeti ikna etmek için süre istediği ve eski anlaşmaya bir süre daha şans verilmesini ve 9 nolu gözlem istasyonumuzun kara bağlantısının yeniden sağlanmasını istediğini biliyoruz.
Kremlin yönetiminin ABD ile yaptığımız prensip anlaşmasından rahatsız olduğu da iki liderin 27 Ağustos tarihli görüşmesinin zor geçeceği de aşikâr. Bir anlaşma olur mu diye sorarsanız; kendi fikrime göre yarı yarıya bir durum söz konusu
Peki, ortak fikir birliği olmaz ise ne olur?
Anlaşma olmaz ise Astana Anlaşması çöker ve Suriye ordusu operasyonlarına kaldığı yerden devam eder. İlk açacağı cephe 8 nolu Gözlem noktamızın olduğu Sorman’dan batıya Maarat El Numan kentine hücum etmek olur. Han Şeyhun’dan da Kuzey yönünde Maarat El numan kentine ilerlenerek “İkinci Cep” operasyonu yapılır. Sonuçta Türkiye yeni bir göç akını ile yüz yüze kalır ve bunu engellemek için İdlib alanına fiili olarak girerek sınırımızdan 20 km ileriye kadar olan bölgede bu göç akınını karşılamaya çalışır. Açıkçası Rusya ve Suriye ile bir sıcak savaş beklemiyorum ama bizi çok sıcak günlerin beklediğini görebiliyorum.
[irp posts=”18114″ name=”İdlib’de Son Durum Haritası: Türk Üssü ‘Kuşatma Altında'”]
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.