Rüzgar Enerjisi
Rüzgar enerjisi, tarihi en eski olan yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde yer almaktadır. Günümüzde enerji üretimini sağlamak için en fazla kullanılacak teknolojilerden birisi olarak görülen rüzgar enerjisi büyük öneme sahiptir. Rüzgar güneşin yeryüzünde yol açtığı ısınmanın hava hareketlerine yol açması sonucu oluşmaktadır. Basınç farkından kaynaklı bu kütle hareketi, rüzgar olarak adlandırılmaktadır. Bir diğer tanımıyla yeryüzünde ortaya çıkan sıcaklık ve buna bağlı basınç farklılıkları rüzgarı oluşturmaktadır.
Rüzgar enerjisi, rüzgarların fazla olduğu yerlerin belirlendiği bölgelere kurulan, havada oluşan belirli bir enerji döngüsü sonucunda elektrik enerjisi oluşmasını sağlayan rüzgar türbinleri ile elde edilmektedir. Rüzgardan elde edilen enerji, rüzgarın hızına ve estiği süreye göre değişiklik göstermektedir. Rüzgar enerjisinin verimli olması için göz önüne alınması gereken en önemli husus rüzgarın hızıdır.
Çünkü rüzgar gücüyle elde edilebilecek olan enerji, rüzgarın hızının yüksek olmasıyla ilgilidir. Hız arttıkça, basınç da artmakta bu durumda elektrik enerjisi elde edilecek olan rüzgar türbininin dönmesini sağlanarak enerji elde edilebilmektedir.
Rüzgar türbinlerinden önce rüzgar gücünden farklı şekillerde yararlanılmıştır. Rüzgar gücünün tarihine bakıldığında oldukça eski dönemlere kadar dayandığı görülmektedir. Rüzgar ilk olarak deniz ulaşımında, yelkenli gemilerde kullanılmaya başlamıştır. İlk yelkenlilerin, Eski Çağ’da Mısırlılar veya Fenikeliler tarafından seferlerde kullanıldığı bilinmektedir. Yelkenlilerin, ulaşım ve ticarette önemli bir rol oynamasına karşın buharlı gemilerin icadından sonra önemlerini yitirmişlerdir. Ayrıca rüzgar enerjisi tahıl öğütmek ve su pompalarını çalıştırmak içinde kullanılmıştır. M.S. 12.yy’da yaygınlaşan yel değirmenleri de enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlanmıştır. İlk yel değirmenleri, M.S. 7.yy.da Türkler ve İranlılar tarafından kullanmaya başlarken, Avrupalılar yel değirmenlerini ilk olarak Haçlı Seferleri sırasında görmüşler ve M.S. 12.yy.da Fransa, İngiltere ve Hollanda’da kullanılmaya başlanmıştır.
Rüzgar enerjisinden ilk elektrik enerjisi üretimi ise 1888 yılında ABD’de yel değirmeninden elde edilmiştir. Rüzgar türbininden ilk elektrik üretimi ise 1891 yılında Danimarka’da gerçekleştirilmiştir. Danimarka’dan sonra rüzgar enerji türbinlerinin yoğunlaştığı diğer bir ülke ise Almanya olmuştur. Daha sonraki yıllarda da rüzgar enerjisi için küçük türbinler kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’de ise rüzgar gücünden ilk elektrik üretimi 1992 yılında 2 rüzgâr türbini kurulmasıyla gerçekleştirilmiştir. Bunlardan birisi Çeşme-Altınyunus turistik tesisleri rüzgar türbini, diğeri Ankara Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) rüzgar türbinidir. Türkiye’de rüzgar enerjisi ve türbinleri 2000’li yıllardan sonra yaygınlaşmaya başlamıştır.
Türkiye’de rüzgar enerjisi konusundaki ilk çalışmalar, 1960’lı yıllarda Ankara Üniversitesinde başlamış, 1970’li yıllarda çalışmalara Ege Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi de dâhil olmuş, 1981 yılında ise Elektrik İşleri Etüt İdaresi tarafından yürütülmüş ve 1989 yılında bu kuruluş bünyesinde Rüzgar Enerjisi Şube Müdürlüğü kurulmuştur. Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (AREB) Türkiye şubesi 1992 yılında açılmıştır. Türkiye’de rüzgar enerjisinden en iyi şekilde faydalanabilmek amacıyla yapılan çalışmaların ilkini potansiyel belirleme çalışmaları oluşturmaktadır. Türkiye’de Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) Genel Müdürlüğü ile Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye’nin rüzgar potansiyelinin belirlenmesi ve yapılacak yatırım alanlarının belirlenmesi için ‘Rüzgar Atlası’ çalışması yapılmıştır.
Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyel Atlası (REPA) ile ülkemizde yıllık rüzgar hızı 8,5 m/s ve üzerinde olan bölgelerde en az 5.000 MW, 7,0 m/s’nin üzerindeki bölgelerde ise en az 48.000 MW büyüklüğünde rüzgar enerjisi potansiyeli bulunduğu tespit edilmiştir. (ETKB, 2009). Türkiye rüzgar enerjisi potansiyeli yüksek bir ülke konumundadır. Özellikle Ege, Marmara ve Doğu Akdeniz kıyıları Türkiye’de rüzgar potansiyelinin en iyi olduğu alanlardır.
Türkiye’de genel olarak elektrik üretimi rüzgar türbinlerinde veya rüzgar çiftliklerinde, konuyla ilgili hazırlanmış yasa ve yönetmeliklerin kontrolünde yapılmaktadır. Rüzgar enerjisi üretilebilmesi için öncelikle yetki alınması gerekmektedir. Bunun için de çiftliğin kurulacağı yerde 6 ay boyunca ölçüm yapılmalı sonrasında da alınan veriler ile birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na başvuru yapılmakta ve onaylandıktan sonra kurulumu gerçekleştirilmektedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına yapılan başvurudan sonra bakanlık tarafından alınan veriler TEAŞ, TEDAŞ ve EİE’ne sunulmaktadır. Bu kurumların onaylaması durumunda, daha önce 6 ay boyunca yapılan rüzgar ölçümleri bir yıllık ölçümlere tamamlatılarak, kurulumu yapacak firmadan fizibilite raporu istenmektedir. Yapılan bu rüzgar ölçümlerinin denetlenmesi işlemleri, EİEİ Genel Müdürlüğü ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Denetimin olumlu sonuçlanması sonucunda bakanlık firma ile imtiyaz sözleşmesi yapılmaktadır. Sözleşmenin Danıştay’dan geçmesi ile birlikte faaliyet resmi bir nitelik kazanmaktadır.
Enerjiye olan talebin hem gelişen teknolojiyle hem de nüfusla birlikte artması sonucu hem çevresel güvenlik açısından hem de enerji arz güvenliği açısından risk oluşturmayan kaynakların önemi artmıştır. Böylece rüzgar enerjisi, her ülkenin kullanmak ve enerjisinden faydalanmak istediği bir kaynak olmuştur. Bu nedenle Dünya’da rüzgar türbinleri veya çiftlikleri kurma düşüncesi daha fazla yaygınlık kazanmaktadır. Hem Türkiye’de hem de Dünya genelinde önümüzdeki yıllarda rüzgar türbinlerinin yaygınlaştırılması ve daha fazla enerji üretilmesi hedeflenmektedir.
[irp posts=”30650″ name=”Küresel İklim Değişikliği ve Çözüm Ortaklığı Olarak Yenilenebilir Enerji”]
KAYNAK
Albostan, Ayhan, Çekiç, Yalçın, Levent Eren (2009), Rüzgar Enerjisinin Türkiye’nin Enerji Arz Güvenliğine Etkisi, Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt:24, No:4, ss. 641-649.
Avcı, Özge (2009), Türkiye-Avrupa Birliği Enerji Üretim ve Tüketiminin Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi.
Türkiye Çevre Vakfı Yayını (2006), Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Yayın no:175, ss.368.
Doğanay, Hayati (1991), Enerji Kaynakları, Atatürk Üniversitesi Yayın No:707, Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Yayınları No:18, Ders Kitapları Serisi No:13, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Rüzgar enerjisi, https://enerji.gov.tr/bilgi-merkezi-enerji-ruzgar
Kapluhan, Erol (2007), Enerji Coğrafyası Açısından Bir İnceleme: Rüzgar Enerjisinin Dünyadaki ve Türkiye’deki Kullanım Durumu, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Cilt: 7 Sayı: 31.
Karabulut, Yalçın (2000), Enerji Kaynakları, 2. Baskı, Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara: Üniversite Basımevi.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.