Geçmişten Günümüze Türkiye İsrail İlişkileri

1381
Yazarlık Başvurusu

Türkiye ve İsrail’in ekonomik, askeri ve siyasi alanlar olmak üzere fazlasıyla derin ilişkileri bulunmaktadır lakin bu derin ilişki kimi zaman zirveyi görmüştür kimi zaman da kopma noktasına gelmiştir. 1950 yılından itibaren başlayan Türkiye-İsrail ilişkileri 1980 yılına kadar önemli ölçüde herhangi bir gelişme gösterememiştir. 1980 ve 1990 dönemleri arasında İsrail ve Türkiye birbirine yakın iki müttefik  olarak ilişkilerini sürdürmüşlerdir. 1980’lerin başlarında İsrail’in Filistin’e karşı uygulamış olduğu insanlık dışı politikalar neticesinde Türkiye ile ilişkisi normal seyrin de altında kalmıştır fakat 1986 yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İsrail’e maslahatgüzar atamış olup bu hamle ile 1990’lı yılların gelişen Türk-İsrail ilişkilerinin temelini oluşturmuştur. Sovyetler Birliğinin yıkılmasından sonra (1991) dünyadaki güç ekseninin yaşadığı sarsılma ile birlikte Türkiye özellikle 1990’lı yıllarda İsrail’den büyük çapta askerlik hizmetleri aldı. Terör örgütü PKK ile mücadele için alınan bu destek Türkiye’nin sınırlarındaki güvenliği sağlaması açısından mühim bir meseleydi fakat sınır güvenliğini sağlaması için “Arz-ı Mev’ud” emelini taşıyan İsrail ile işbirliğine girmek Türkiye’nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturma potansiyeline sahip olabilirdi.

Arz-ı Mev’ud sınırlarını içeren bir harita

Türkiye’nin Orta Doğu’da o zamanlardaki en yakın müttefiki konumunda olan İsrail ile yapılan görüşmelerin gizlilik esası ile yapmasına istinaden ilk İsrail Başbakanı David Ben Guiron Türkiye’nin İsrail’e “metresi” gibi davrandığı görüşünü ortaya atmıştır. 1990’ların ilerleyen yıllarında artık bu görüşmelerin basına haber verilip yapılmasından sonra Dr. Philip Robins: “Türkiye ve İsrail’in 1993 yılında “nişanlandığını” 1996 yılında ise “evlendiğini” ortaya atmıştır (Robins, 2003). Bu ifadeye destek niteliğinde “Türkiye-İsrail ilişkileri özellikle 1996 yılında imzalanan anlaşmalarla hızlı bir gelişme göstermiştir ve bu tarihten sonra iki ülke ilişkileri askeri, diplomatik, siyasi, ekonomik ve istihbarî unsurları içeren çok boyutlu bir niteliğe sahip olmuştur” (Sarıaslan, 2019).

Ayrıca 1997’de Türkiye ve İsrail “Serbest Ticaret” konusunda anlaşmaya vardı ve bu anlaşma ile iki taraf da birbirleri ile olan ticaret hacimlerini artırdı. Türkiye’nin İsrail üzerine uyguladığı dış politikası özellikle 2000’li yılların başlarından itibaren giderek duygusallıktan uzaklaşıp tamamen kazan-kazan ilişkisine dönmeye başlamıştır ve hatta keskin ayrılıklar da bu ilerleyen süreçlerde belirmiştir. 2009 Davos Zirvesi krizi, 2010 Mavi Marmara krizi, Türkiye’nin, İsrail’in müsebbibi olduğu Filistin’e yönelik terör saldırıları ve politik baskıları, Gazze ablukası, Kudüs’ün sözde başkent olarak ilan edilmesi, bölgesel konulardaki anlaşmazlıklar, ulusal savunma hizmetlerinin üretimi konusundaki rekabet, enerji alanında özellikle Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de izlediği milli ve bağımsız politikalar iki taraf arasındaki işbirliği alanlarını daraltmıştır.

DAVOS

Kader sapağı olarak nitelendirebileceğimiz bu krizler her iki tarafın politik açıdan ilişkilerinin askıya alınmasına neden olmasına rağmen ekonomik açıdan etkisini fazla göstermeyen inişli çıkışlı bir döneme sokmuştur lakin bu sorunlar iki tarafın ticari alanda gelişmesine engel olmamıştır. Bu sorunlardan bağımsız olarak, görünen resmin aksine yapılan anlaşmalar bize gerçekten dış politikanın nasıl olması gerektiğinin bir kanıtı niteliğindedir. Burada alınacak en önemli tavır; duygulara ve geçmişte yaşananlara bağlı kalmadan her zaman yeni beyaz bir sayfa açabilmek ve “masadan kalkmamak” tır. Türkiye bu politikaları sonucunda göreceli başarısızlığa uğramış ve olumsuz etkilerini Mısır’da ve Suriye’de yaşadıktan sonra diplomasisini değiştirerek Suriye’de, Libya’da, Afrika’da, Kuzey Kıbrıs’ta ve Katar’da politik gücünü askeri gücü ile birleştirerek göstermiştir. Özellikle Türk istihbaratının kritik başarıları Türkiye’nin izlediği politikaları somutlaştırmasına önemli katkıda bulunmaktadır.

Türk İsrail Ticari İlişkileri

 

Grafiğe baktığımızda 2000 ile 2019 yılları arasında İsrail vatandaşlarının Türkiye’ye yapmış olduğu doğrudan yatırım hacmi genellikle artış yönlü hareket etmiştir lakin 2010 senesindeki 997 milyon dolarlık rekordan sonra “Mavi Marmara krizi” bu yatırımların yarı yarıya düşmesini doğrudan etkilemiştir. Mavi Marmara krizinde ödetilen tazminat bir nebze olsun İsrail’e geri adım attırsa da uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı vuku bulmuş bu hadise ilişkileri koparma noktasına getirmiştir. Ciddi sayılabilecek krizlerin etkilerinin ekonomik ve politik açıdan eskiye dayanan bir ilişki içinde bulunan bu iki müttefikin karşılıklı normalleşme adımlarıyla beraber İsrailli yatırımcılar tekrardan Türkiye’ye yatırım yapmaya başlamıştır.

TÜİK’in “ülkelere göre dış ticaret verilerine” göre 2019 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 6.064.638 milyar dolar ile zirveyi görmüştür. 2019 yılında Türkiye’nin İsrail’e 763,811 milyon dolar  tutarında demir çelik ihracatı yapması ile bu ürün grubu bazındaki en yüksek ihracat payına Türkiye sahip olmuştur (TradeMap, 2019). Doğal olarak taraflar üretim, istihdam ve ihracat seviyelerini aza indirmek istemezler ve bu nedenle de aralarındaki dengeyi korumaya çalışırlar.

Türkiye ve İsrail ilişkilerini günümüzde geçmişteki gibi samimi bir bağ ile yürütmek yerine, üretim ve kalkınmasını sürdürülebilir kılmak adına kazan-kazan anlayışını korumaya çalışmaktadır. Her iki taraf için hudutları belli olan bu seviyeli müttefikliği yürütmek artık alışılagelmiş bir durumdur fakat Türkiye’nin bölgedeki hakimiyetini artırması İsrail’i kuşkusuz tedirgin etmektedir ve bundan sonra atacağı adımları Türkiye’nin bölgedeki hamilik görevini üstlenmesini önlemek adına atacağından şüphe olunmaması gerekir.

[irp posts=”2264″ name=”İsrail’in Kuruluşu ve Ortadoğu’da İşgal”]

Muhammed Ali Celaleddin Önen 

Stratejik Ortak Misafir Yazarlar 

KAYNAK

Robins, P. (2003). Suits and Uniforms: Turkish Foreign Policy Since the Cold War . University of Washington Press.

Sarıaslan, D. F. (2019). Türkiye-İsrail İlişkilerinde Değişmeyen Dinamik: Ekonomi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi; SBF, 74(4), 1065-1102.

TCMB. (2000-2019). Yurt Dışında Yerleşik Kişilerin Türkiye’deki Doğrudan Yatırımlarının Ülkelere Göre Dağılımı – Stok. TCMB, Ekonomi Bölümü. Ankara: TCMB.

TradeMap. (2019). Bilateral trade between Turkey and Israel. International Trade Centre.
TÜİK. (2019). TÜİKÜlkelerine göre dış ticaret. https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=dis-ticaret-104&dil=1. adresinden alındı

Yurtsever, C. (2011, Kasım 2). Cezmi Yurtsever- Kişisel Sitesi. Ocak 15, 2021 tarihinde Cezmi Yurtsever: http://cezmyurtsever-ukurovatrkmenlerive.blogspot.com/2011/11/israilin-vaat-edilmis-topraklar.html adresinden alındı

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz