Türkiye’nin 560 KM’lik yaklaşık 400 senedir değişmeyen sınıra sahip olduğu komşusu İran’da, İslam Devrimi sonrası siyasi yapı değişti. Dini liderin en üst devlet makamına geçtiği ülke onlarca farklı etnik kimliği barındırıyor. Bunlar arasında Farslardan sonra en fazla nüfusa sahip olan Türkler dikkat çekiyor. Biz de İran hakkında bilgi edinmek isteyenler için İslam Devrimi’ne giden yolu, İran’ın şu anki ekonomik varlığını ve etnik yapı içerisindeki Türklerin oranını yazdık.
İslamiyetin yayılmasının önce Sasani İmparatorluğu ile en güçlü dönemini geçiren İran, İslamiyet sonrasında Emeviler, Abbasiler, Gazneliler ve Selçuklular’ın egemenliği altına girdi. Selçuklu’nun yıkılmasıyla İran’ın başına Türk kökenli Safevi hanedanı, daha sonra yine Türk kökenli Kaçarlar ailesi yönetime geldi. Gazneli Mahmud’un İsfahan’ı başkent yapmasından Kaçar Hanedanlığı’na kadar yaklaşık 900 yıl Türk yönetiminde kaldı.
Yaklaşık son 100 yılda; ülkede Kaçarlar ailesine sonra veren Rıza Pehlevi ile başlayan Şah dönemi, 1979 yılında şaha karşı yapılan Ayetullah Humeyni öncülüğündeki İslam Devrimi ile günümüze kadar süren İslam Cumhuriyeti dönemi yaşanıyor.
Şah döneminde özerk bölgeler başkent Tahran merkezinde tek elden toplanılarak yönetildi. Laik bir düzen hayali kuran Muhammed Rıza Pehlevi, siyasi tutukluları serbest bıraktı, basına yönelik uygulanan sansürü de kaldırdı. Şehirlerde batı yaşam tarzı hakimken, kırsalda sağ ve dindar kesimin gelişmelere tepkisi pek de olumlu değildi.
İran, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere ve Sovyetler Birliği tarafından işgal edilerek uluslararası ilişkiler literatüründe “Polonya Sendromu” olarak bilinen iki ülke tarafından işgal edilerek ortadan kaldırılma korkusu yaşadı.
1953’de muhalefet lideri milliyetçi Muhammed Musaddık Başbakan olurken, ülke petrollerini millileştirerek yabancı ülkelerin hegemonyasından kurtulmak istedi. Ayaklanma sonrası Şah, ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Büyük bir halk çoğunluğunu arkasına alan Musaddık, ABD ve İngiltere destekli darbe ile görevden alınmasının ardından şah ülkesine geri dönmüştü. Bu darbe CIA’in resmi olarak kabul ettiği ilk Amerikan destekli darbe olarak tarihe geçti.
Yaşananlar Şah’a karşı büyük bir halk hareketinin de temellerini atıyordu. 1964 yılında Pehlevî rejimi, yönetime karşı açıklamalarda bulunan hapis yerine ülkeden sürgün etme kararı aldı. Humeynî kendi tercihiyle komşu ülke Türkiye’ye geldi ve Bursa’da MİT görevlisi Ali Çetiner’in evinde kaldı. Daha sonra Irak’ın ‘Şii kenti’ Necef’e yerleşti. Şah’ın Saddam’a baskısı sonrası 13 yılın ardından Humeyni Fransa’ya yerleşti.
Şah dönemine karşı yapılan protesto gösterilerinin şiddetlenmesinin ardından Muhammed Rıza Pehlevi ülkeden kaçtı. Devrim sırasında sürgünde olan Humeyni, Fransa’dan gelerek 1 Nisan 1979’da İran İslam Cumhuriyeti’nin kurarak şah dönemine son verdi.
[irp posts=”14162″ name=”İran’da 444 Gün Süren Rehine Krizi”]
O tarihten itibaren İran’da en yüksek devlet makamı dini liderlik oldu. 290 üyeli parlamento yasama faaliyetlerini yönetirken, mecliste onaylanan yasalar, üyeleri dini lider tarafından seçilen Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından onaylanmazsa yasalaşmıyor.
En fazla iki kez seçilebilen Cumhurbaşkanı protokolde dini liderin arkasında yer alıyor. Ülkenin şu anki Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, oyların yüzde 57,1’ini alarak ilk turda ve 2. kez cumhurbaşkanı seçildi.
Rusya’nın ardından İran, dünyanın en büyük ikinci doğal gaz rezervine ve dünyanın en büyük üçüncü petrol rezervine sahip ülkesi. İslam Devrimi’nden sonra Avrupa ve ABD yaptırımları ile mücadele etmesi ekonomik açıdan büyük bir güç olmasının önünü kesmiştir. 2017 rakamlarına göre İran’ın en fazla petrol sattığı ülkeler;
- % 24 Çin
- % 18 Hindistan
- % 14 Güney Kore
- % 9 Türkiye
- % 7 İtalya
- % 5 Fransa
- % 5 Birleşik Arap Emirlikleri
- % 5 Japonya
- % 13 Diğer ülkeler
Ülke GSYİH’sinin sektörel dağılımı ise %45 sanayi, %44 hizmet ve %11 tarım olarak dağılmıştır. En önemli ticari ortakları Çin, Hindistan, Güney Kore ve Türkiye.
Facebook, Twitter, Youtube, Telegram ve benzeri birçok sosyal ağın halk tarafından kullanılmasının yasak olduğu ülkede dini liderden diğer tüm hükümet görevlilerine kadar siyasilerin çoğu bu mecralardaki hesaplarından paylaşım yapabilmektedir.
Yaklaşık 82 milyon nüfuslu İran dünyanın en fazla nüfusa sahip 18. ülkesi konumunda. Ülkenin yüzde 99’u Müslüman ve Müslümanların yüzde 90’a yakını Şii mezhebine bağlı.
En fazla merak edilen konu İran’ın etnik yapısı. Tahran yönetimi tarafından sayımı yapılmayan ve resmi olarak hiçbir zaman açıklanmayan etnik kimlik dağılımı hakkında yapılan bazı araştırmalar neticesinde tahminler yürütülmektedir.
Ülkede Farslar ve Azeri Türkleri olarak nitelendirilen Türkler en yoğun etnik kimliği oluşturuyor. 70’ten fazla dilin konuşulduğu İran’da Türkmenler, Kaşgaylar, Afşarlar, Halaçlar, Kürtler, Lorlar, Araplar ve Beluciler en önemli etnik kimlikler arasındadır. 2010 yılında İran Devlet Medeniyet Şurasının gerçekleştirdiği anadil sorgusuna göre İran’ın anadil dağılımı;
- % 47.55 Farslar
- % 22.45 Azerbaycan Türkleri
- % 8.68 Şimallılar (Diğer Türk kökenliler)
- % 7.78 Kürtler
- % 7.25 Lurlar
- % 2.51 Beluçlar
- % 2.40 Araplar
- %1.38 Diğer halklar
Birçok farklı kaynağın araştırmalarının ortalamalarına göre İran’ın etnik yapısının yüzde 51’ini Farslar, yüzde 29’unu Türkler ve yüzde 8’ini Kürtler oluşturmaktadır. Bu rakamlara göre ülkede yaklaşık 25 milyon Türk yaşamaktadır ancak İran’daki Türk nüfusunun 40 milyona yakın bir rakam olduğuna yönelik bir takım araştırmalar da mevcuttur.
[irp posts=”20381″ name=”İran Türkleri Hakkında Ne Biliyorsunuz?”]
18 Ocak 2014’te Türkiye’yi ziyaret eden eski İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi’nin Türk basınına yaptığı “İran nüfusunun %40’ı Türk’tür ve bu rakam iki ülkenin ilişkilerini pekiştirmekte iyi bir potansiyele sahip etkendir” ifadesi İran’da %25-%35 arasında olduğu söylenen Türk nüfusun % 40 bile olabileceğinin resmi olarak işaretini verdi.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) verilerine göre Türkler İran nüfusunun yüzde 27’sini oluşturuyor. Araştırmada yüzde 24 ‘ü Azeri Türkü (kuzeybatı Türkleri), yüzde 2’si Türkmenler (kuzeydoğu Türkleri ve yüzde 1’den az Kaşkay Türkleri (güney Türkleri) olmak üzere İran nüfusunun yüzde 27’si Türklerden oluşuyor. Türklerin neredeyse tamamı Şii mezhebine bağlı.
Yazıyı bitirmeden önce İran dini lider Ayetullah Ali Hamaney ve İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri Türk olduğunu da ekleyelim.
Hatta Bakıri’nin Türkiye ziyaretinde Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar ile birilkte tercüman olmadan sohbet ettiği, Bakıri’nin ana dilinin Türkçe olduğu belirtilmişti.
Kaynak: StratejikOrtak.com
[irp posts=”1287″ name=”İran Türkleri ve Kürtlerinin Türkiye’ye Bakışı”]
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.