Camp Bucca Hapishanesi ve IŞİD

100 bin kişinin hapis yattığı söylenilen, en tehlikeli suçluların kaldığı, Kuveyt sınırında bulunan Camp Bucca Hapishanesi. Irak’ın güneyinde Amerikan kuvvetleri tarafından yönetilen bu cezaevi bugünkü IŞİD’i yöneten tepe kadrosunu buluşturdu. Bucca Kampı adlı hapishanede yatan dokuz kişi, hapisten çıktıktan sonra üst düzey IŞİD komutanı oldu. IŞİD’in lideri Bağdadi’de bu hapishanede 5 yıl kaldı.

Camp Bucca Hapishanesi

Hapishanedeki militanların radikal fikirleri daha da kaynamaya başladı. Yine aynı cezaevinde bulunan ve onlarla hareket etmeye başlayan Saddam’ın Baasçı komutanlarının tecrübeleri sayesinde de, Irak’ta El Zerkavi ve Bağdadi’nin olduğu grup öne çıkmaya başladı. Bu grup, Suriye’deki kaosla ve Beşar Esad’ın cezaevlerinin kapısını açıp, onlara katılan yüzlerce teröristi salmasıyla da gücünün zirvesine ulaştı.

Hapishanenin helikopterden görünümü:

2012’den Günümüze Mali’de Ne Oluyor?

Son olarak Rehine Kriziyle gündeme gelen Mali’de 2012 yılından günümüze neler oluyor? Aşağıdaki grafikte bunu kısaca öğrenebilirsiniz.

malide ne oluyor

İtalya’da Mafya Ülkeyi IŞİD’den Koruyor

Paris saldırısından sonra Avrupa’nın her ülkesinde bir korku oluştu. Bu ülkeler arasında İtalya’da var. Ama İtalya’da terör ve IŞİD’e karşı korku diğer ülkelere nazaran daha az. Bunun nedeni ise çok farklı. Bildiğiniz gibi mafya denilince akla İtalya geliyor. Bu mafyalar bazı bölgelerde aktif olarak faaliyet gösteriyor ve kontrol ediyor. İtalya’da ise terörist saldırılarına karşı halk bir şekilde korunuyor. Nasıl mı?

italyada mefya ve terör

Örgütler eylem öncesi eylem yapacakları bölgeyi militanları sayesinde önceden kolaçan ederler. İşte İtalya’da bu bölgelerde teröristlerin eylem yapması biraz zor. Çünkü İtalya’da çoğu bölge mafyanın kontrolünde, yani güç onlarda. Bölgeleri kontrol altında tutan suç örgütlerinin varlığı, teröristlerin buralara sızmasını önlüyor. Şuan İtalya basınında da konuşulan bu durum ‘demokratik’ olmasa da bir gerçek.

Mafyanın İtalya’da öldürdüğü insan sayısının Avrupa genelinde terör eylemlerinde hayatını kaybedenlerden daha fazla olduğunun unutulmamak gerek. Mafyanın doğduğu yer İtalya’da en meşhur mafyaların başında olan Ndrangheta mafyasının yıllık geliri 53 milyar euro. Yani bu suç örgütlerinin devasa ekonomik gücüyle birlikte devasa insan gücünü varın siz düşünün.

Türkmen Dağı’nın Önemi ve Türkmen Dağı’nda Ne Oluyor?

Türkmen Dağı, Hatay’ın Yayladağı ilçesinin tam karşısına düşen dağlık ve ormanlık bölge. Türkmen Dağı olarak bilinen tepeler yaklaşık olarak üç buçuk yıldır muhaliflerin kontrolünde bulunuyordu.

Türkmen Dağı Nerede

Türkmen Dağı denilen yer bir çok tepeden oluşan, içinde köyleri barındıran bir yer. Suriye rejimi şuan Türkiye sınırına hakim yüksek pek çok tepeyi ele geçirdi. Türkmenler ve muhalifler direniyor ama umutlu konuşmak istesem de maalesef olmuyor. Neden derseniz de;

Rus uçakları sadece dün Türkmen Dağı’na yaklaşık 200 sorti yaptı ve bu sortilere Suriye Ordusunun uçaklarının sortileri dahil değil. Suriye’de ki en ağır hava saldırılarını Türkmen Dağı’ndaki muhalif hedeflere gerçekleştiren Rusya için Türkmen Dağı ciddi bir ehemmiyete sahip. Lazkiye’de bulunan ve Akdeniz’e açılan tek üssünü uzun vadede güvence altında tutmak isteyen Rusya için Lazkiye’yi sürekli tehdit altında tutan Türkmen Dağı stratejik bir hedef.

Türkmen Dağı ve Bayırbucak bölgesi haritada da ayrıntılı gösterdiğim gibi Esad’ın varlığını hiç kaybetmediği, kendi memleketi olan, Nusayri nüfusun çoğunluğunu barındıran Lazkiye’ye çok yakın. Esad rejimi ve Rusya Suriye’de ki yeni başkenti Lazkiye’yi koruması için bu bölgenin ele geçirilmesi gerekiyor. Buranın hiçbir zaman ne Türkmenlere, ne Kürtlere, ne Araplara, ne de IŞİD’e bırakılmayacağı, Rusya’nın Suriye’de operasyonlara başlamasından sonra belli olmuştu zaten. Sosyal medyada Türkmen Dağı hashtagleri dönerken, şahsi olarak pek yapacak bir şeyin olmadığını biliyordum. Çünkü karşında Suriye değil, Rusya var. Suriye’de hiçbir örgüt hava saldırılarıyla birlikte kara operasyonlarına karşı başarı sağlayamadı ve savaş kuralları dahilinde de bu mümkün görünmüyor.

Ek olarak da bugün Türkiye’nin hava saldırılarıyla IŞİD’den alınan 2 köy Türkmen Dağı bölgesinde değil. Buralar Türkiye-Suriye sınırına sıfır noktasında, Kilis’in karşısındaki bölge. Türkiye’nin Rusya’nın saldırılarına karşı bir hamle yapması mümkün değil.

Türkmen Dağı katliamının olduğu Türkmen Dağı:

türkmen dağı harita

IŞİD’i Terör Örgütü Sayan Ülkeler

Suriye ve Irak merkezli, dünyanın bir çok ülkesinde etkin olan, dünyanın en zengin örgütlerinden olan IŞİD’i hangi ülkeler terör örgütü olarak tanıyor, hangi ülkeler sadece faaliyetlerini yasaklıyor? Alfabetik olarak bazı ülkelerin IŞİD’e karşı tanımlamalarını aşağıda yazdık.

IŞİD hakkında detaylı bilgi almak isterseniz, ‘IŞİD Hakkında Bilinmesi Gereken 10 Başlık’ adlı yazımızı okuyabilirsiniz.

ışide terör ögütü diyen ülkeler

ABD: Irak El Kaidesi olarak terör örgütü diyor.

Avrupa Birliği (AB): IŞİD’i El Kaide şemsiyesi altında terör örgütü olarak görüyor. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1989 sayılı kararı kapsamında AB tarafından da terör örgütü sayılıyor.

Avustralya: İslam Devleti (İslamic State) adı altında 14 Aralık 2013 yılında terör örgütleri listesine aldı.

Avusturya: Terör örgütleri diye bir liste bulunmadığı için devlet tarafından net bir şekilde terör örgütü sayılmıyor ama ülke içinde düzenlemelerle IŞİD’e karşı çalışıyor.

Azerbaycan: Kamuoyuna açık uluslararası terör örgütleri listesi bulunmasa da IŞİD’e katılan Azerbaycanlılar yakalanmaları halinde, yasa dışı silahlı örgüt kurma, silahlı örgüte katılma, yurt dışında savaşa katılma, insanları katletme ve yaralama suçlamalarıyla çıkarıldıkları mahkemece tutuklanıyor.

Bahreyn: IŞİD’i resmi listeye almasa da DAEŞ’i terör örgütü olarak kabul ediyor.

Belçika: Nüfusla oranlandığında Avrupa’da en çok katılımın görüldüğü ülke olan Belçika’da IŞİD terör örgütüdür.

Birleşik Arap Emirlikleri: 15 Kasım 2014 itibariyle terör örgütleri listesine alındı.

Çin: Kendi sınırları dışındaki yapılanmalarla ilgili bir terör örgütleri listesi yok. Ama yetkililer ‘terör örgütü’ diyor.

Fransa: Özel olarak terör örgütü ilan etmedi. Çünkü BM ve AB’nin terör örgütü olarak kabul ettiği tüm grupları terör örgütü olarak kabul ediyor. Yani Fransa için IŞİD terör örgütü.

Hollanda: Terör örgütü olarak gösteriliyor ve IŞİD’e karşı ülke içinde etkili operasyonlar düzenliyor.

Irak: Topraklarının büyük bir bölümü IŞİD’in elinde ama Irak hükümeti IŞİD’i resmi terör örgütleri listesine almak yerine doğrudan terör örgütü olarak kabul ediyor.


İngiltere: Daha önce El Kaide şemsiyesi altında gösteriken IŞİD, Haziran 2014’ten itibaren müstakil bir terör örgütü olarak gösteriliyor.


İran: IŞİD’in faaliyet göstermediği ülkelerden. Terör örgütü listesi yok ama devlet yetkilileri ‘terör örgütü’ olarak açıklamalarda bulunuyor.

İsrail: Ekim 2014 itibariyle terör örgütü sayılıyor.

İtalya: Terör örgütü olarak gösteriliyor.

Kırgızistan: IŞİD’in her türlü faaliyetini yasakladı.

Kuveyt: Terör örgütü olarak kabul ediyor.


Lübnan: Lübnan’ın karmaşık yapısından dolayı terör örgütleri listesi yok ama zaman zaman IŞİD’le çatışıyor ve IŞİD’in elinde rehin askerleri mevcut.

Mısır: 30 Kasım 2014’te IŞİD’in “terör örgütü” olduğuna ve bu örgüte mensup kişilerin “terörist” olarak nitelendirilmesine karar verdi.

Özbekistan: IŞİD yasadışı örgüt olarak kabul ediliyor.

Rusya: 29 Aralık 2014’de IŞİD ve Nusra Cephesi’ni Rusya’da yasaklı organizasyon ve terör örgütü olarak kabul etti.

Türkiye: Terör örgütleri listesinde yer alıyor.


Suudi Arabistan: 7 Mart 2014’te IŞİD’i yasaklı terör örgütleri listesine aldı.


Tunus: IŞİD’i resmi olarak terör örgütü listesine almamakla birlikte “terör örgütü” olarak nitelendiriyor.

Silah Şirketleri: Arap Baharı ve Suriye İç Silah

Dünyanın bir numaralı silah üreticisi ABD’nin en büyük beş silah ve savunma şirketinin piyasa değeri, Arap Baharı ve Suriye savaşı süresince büyük artış gösterdi.

Arap Baharı’nın başladığı Aralık 2010’dan bu yana ABD’nin en büyük beş silah şirketinin de New York Borsa’sındaki hisseleri üç kat kadar arttı.

Verilere göre, Aralık 2010’da yaklaşık 69 dolardan işlem gören Lockheed Martin hisseleri, dün itibarıyla 222 doları aşarak, tüm zamanların rekorunu kırdı. Şirketin borsadaki hisseleri tavan yaparken, piyasa değeri ise 24 milyar 700 milyon dolardan 68 milyar 180 milyon dolara yükseldi.

Benzer şekilde Northrop Grumman hisseleri, aynı dönemde 57 dolardan 188 dolara kadar yükselirken, şirketin piyasa değer de yüzde 89,5 artışla 34 milyar dolara ulaştı.

Raytheon’da %162 değer, BOEING %130, GENERAL DYNAMİCS ise %114 değer kazandı. Her zaman söylenildiği gibi çatışmalar ve savaşların kimlerin ceplerini doldurduğunu bir kez daha görmüş olduk.

silah şirketleri ve suriye

Kaynak: Anadolu Ajansı

ABD Topraklarında Bağımsız Lakota Cumhuriyeti

Lakota Cumhuriyeti, Siyular tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzey Dakota, Güney Dakota, Nebraska, Wyoming ve Montana eyaletlerinde Viyana Sözleşmesi’ne dayanılarak resmen tasarlanmış bir cumhuriyettir.

Amerika kıtası’nın 15. yüzyılın sonlarında Kristof Kolomb tarafından keşfedilmesinden önce bu topraklarda yüzyıllar boyunca sadece Kızılderililer yaşamaktaydı. Keşiften sonra başta İspanya, Fransa ve Britanya olmak üzere aralarında Hollanda, İsveç ve Portekiz’in de dahil olduğu birçok Avrupa ülkeleri buralarda sömürgeler kurdular. Bu sömürgeler arasında Britanya’ya ait On Üç Koloni de vardı. Günümüzdeki ABD 18. yüzyılda Britanya İmparatorluğu’na ait bu sömürgelerin bağımsızlıklarını kazanması sonucu oluşmuştur.

lakota cumhuriyeti

ABD’nin bağımsızlığını kazandığında ki toprakları şuankinin üçte biri civarındaydı. Batıda ki topraklar Fransa’ya aitti. ABD’nin 3. başkanı Thomas Jefferson bu topraklar ABD için çok önemli dedi ve Fransa’nın başındaki Napolyon Bonapart para karşılığı bu toprakları istedi. Türkiye’nin neredeyse üç katı olan bu topraklar 1803 yılında 78 milyon Fransız Frankı (15 milyon ABD Doları) karşılığında ABD’ye satıldı.

ABD ve Lakota halkı arasında ilk anlaşma 1805 yılında “barış ve dostluk” içinde yaşama vaatleriyle yapıldı ama ABD’nin istilaları hep sürdü. Tam ölçekli savaşı önlemek için, Fort Laramiee Antlaşması ile 1851 yılında ABD ile anlaşma yapıldı. Bu anlaşmada Lakota açıkça bağımsız bir ülke olarak tanınıyordu. ABD vatandaşları anlaşma sonrasında altın ve maden yağması için Lakota’yı istila etti ve çıkan çatışmalara ABD askeri müdahale etti. Bölgenin 1874 yılında, ABD ordu komutanı George Custer tarafından istilası ile günümüze kadar süren inkar süreci başlamıştır.

1974 yılında ise ilk kez Uluslararası Kızılderili Konseyi tarafından Bağımsızlık bildirileri yayınlanmıştır.

IŞİD’e Afrika’da Destek Veren Örgütler

Beyrut, Ankara ve Paris’i kana bulayan IŞİD (DAEŞ) saldırılarının dünyanın farklı bölgelerinde planlanmış olabileceği iddiaları, gözleri örgütün küresel bağlantılarına çevirdi. IŞİD’e Şuan Afrika’da bir çok örgüt biat ediyor yada destekliyor. Bunların en güçlüsü ise Nijerya’da aktif olan Boka Haram terör örgütüdür.

IŞİD’le bağlantılı, IŞİD’e destek veren ve IŞİD’e biat eden örgütlerin Afrika’da ki listesi

Yeni Savaş Sebepleri Artık Belli: İklim Savaşları

Kağıt üzerinde görünmeseler de ABD’nin ve dünyanın en zengin ailesi Rockefeller’lar ve bu ailenin dünyaya bir uyarısı var:

”Gerekli önlemler alınmazsa önümüzdeki yıllarda petrol savaşlarının yerini iklim savaşları alacaktır”

Sadece New York’ta bu ailenin 1 trilyon dolarlık gayrimenkulü olduğu biliniyor ve kontrol ettikleri para 5 trilyon ile 15 trilyon arasında değişiyor.

Rockefeller ailesi ve savaş

Dünya Bankası’ndan kredi alan ülkelerin aynı zamanda Rockefeller ailesine borçlanıldığı bilinir ve Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarda etkin rol oynarlar.

Rockefeller ailesi hakkında daha nice ilginç bilgiler internette yer alır ama önemli olan bilgi ise bu aile vakfından gelen açıklama. Amerikan İç Savaşın’dan 2. Dünya Savaşı’na kadar bir çok savaşın finansörü olduğu söylenen bu aile petrol savaşlarının artık geride kalacağını ve yeni savaşların sebepleri olarak ‘iklim’i gösteriyor.

”Kutuplar erir, aşırı hava değişiklikleri, kuraklık olur. Birçok hayvanın nesli tükenir. Milyarlarca insan yiyecek ve su sıkıntısı çeker. Kıyı şeridindeki şehirler sular altında kalır. Adalar haritadan silinir. İklim değişikliği yüz milyonlarca kişiyi göçe zorlar. Su ve gıda maddesi savaşları başlar. Petrol savaşlarının yerini iklim savaşları alır.” diyor.

Bu ailenin gizemli tarafını bir kenara koyup gücünün farkında olarak konuşursak söyleyecekleri sözlerin arka planını ve anlamını iyi bilmek gerekir. Bu gibi ailelerin dünyayı yönettiği, savaşları çıkarttığı bilindiğinden yeni savaşların sebeplerini şimdiden öngörmeleri de oldukça manidardır.

PYD’nin Gelişimi ve Amacı

2

Suriye’nin kuzeyine dair Türkiye ilk başlarda PYD’yi kontrol edip, orada kurulacak yönetime Türkiye güdümünde olursa izin verecekti. Türkiye ilk defa PYD ile görüşen devlet olarak bunu amaçladı ama olmadı. PYD Barzani gibi Türkiye’nin politikalarına uymadı. Esad’ın kuzeydeki ordularını çekmesiyle PYD bölgeye hakim oldu. Afrin, Kobani ve Cizire Kantonu (Haseke’nin olduğu bölge) PYD’ye kaldı. 2014’te IŞİD Kobani’ye saldırdı ve merkez dahil ele geçirdi. ABD’nin hava saldırılarıyla Peşmerge, ÖSO ve YPG karadan saldırdı. (Yakinen bildiğimiz gibi IŞİD’in Kobani saldırısı sonrasında Türkiye’de eylemler oldu ve 40’tan fazla kişi ölmüştü.) IŞİD bu saldırılar sonrasında Kobani’den çekildi ve Kobani PYD’nin 3. ve merkez kantonu ilan edildi. Çünkü bölge kantonların ortasındaydı. Koalisyon güçlerinin hava saldırıları sonrasında IŞİD’in eski kalesi Tel Abyad’da YPG’nin eline geçti ve kontrol sağlandı. Böylece Suriye’nin kuzeyinde Azez-Cerablus arası PYD’nin kontrolünde olmayan tek bölge olarak kaldı.

pyd salih müslim amacı

PYD’de ve kara gücü YPG bu bölgeye de hakim olup Suriye’nin kuzeyinde toprak bütünlüğüne sahip olmaya çalışıyor. Türkiye sınırı boyunca Suriye hattını kendi kontrolüne almak isteyen PYD’nin, kendilerinin de söylediği gibi ilk olarak özerk bölge, daha sonra da bağımsızlık hayali var. PYD’nin şuan Suriye’nin Kuzeyinde üç kantonu bulunuyor. En son olarak da IŞİD’in Rakka’dan sonra 2. kalesi sayılan Tel Abyad’ın kontrolünü ele geçiren PYD burayı Kobani kantonuna bağladı. Suriye’nin kuzeyinde Araplar, Kürtler, Türkmenler ve az sayıda Süryani mevcut. PYD buradaki bölgeleri kontrolü altına aldığında buradaki Arapların ve Türkmenlerin çoğuna İsrail’in yaptığına benzer bir şekilde göç politikası uyguladı ve buraya Kürtleri yerleştirdi. Bunun doğruluğunu Uluslararası Af Örgütü, BM kaynakları ve ABD’nin açıklamalarında teyit edebilirsiniz.

PYD ne Esad rejimiyle savaşmış ne de Suriye muhalefeti içerisinde yer almıştır. Bu durum Esad rejiminin elini kuvvetlendirmiştir. Çünkü Esad’ın Kürtlerle olan cephesi PYD/YPG’den dolayı kapatılmıştır. Başka bir ifadeyle, YPG’nin Esad rejimiyle çatışması gerekirken Özgür Suriye Ordusu ve diğer muhalif gruplarla çatışmaya girdiği unutulmamalıdır. (PYD’nin kaynakları dahil tüm ulusal ve uluslararası medyada bu bilgilere ulaşabilirsiniz.) Hatta PYD, Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin desteğiyle kurulan Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ne karşı da sert tutum sergilemiştir. PYD’nin 2011 yılının Temmuz ayında Erbil’de ve 2014 yılının Ekim ayında Dohuk’ta, Suriyeli Kürt partiler ile imzalamış olduğu deklarasyonun koşullarına uymadığı da söylenebilir.

PYD, Esad’a karşı Suriye muhalefetine destek sunan Kürt partilerinin yetkililerini zaman zaman tutuklamış veya kurduğu kantonlara üyelerinin girişlerini yasaklamıştır. PYD’nin bu bölgeleri kolayca ele geçirme sebepleri ise ilk olarak rejim askeri yani Suriye Ordusunun buralardan çekilmesi ve ABD’nin hava saldırılarıyla genişlemesidir. ABD hava saldırılarıyla PYD’ye destek vermeseydi PYD bu kadar geniş bir alana hakim olamayacaktı.

Sonuç olarak PKK/KCK’nın Suriye kolu olarak görev yapan, toplantılarda da KCK yöneticilerinin olduğu PYD ve silahlı gücü YPG bu bölgelerde kontrolü sağlayıp, etnik temelli bir Kürt devleti kurmak istediğini dile getiriyor ve bunu tüm dünya bildiği halde şuanki Suriye’nin durumundan dolayı net tavır koyamıyor/koymak istemiyor.

suriye son durum harita

Çin ile Anlaşılan Füze İhalesi İptal Edildi

NATO üyesi Türkiye’nin 2013’teki füze savunma sistemi ihalesini 3.4 milyar dolar veren Çin kazanmıştı. İhalenin içeriğinde ise Çin ve Türkiye ortak üretim yapacaktı. Yani Türkiye’nin yüzde 50 yerli üretim şartını Çin kabul etmişti. NATO ve ABD’den itirazlar geldi ve ihale iki yıldır askıda bekliyordu. Bugün açıklanan bilgiye göre ise ihalenin iptal olduğu ve Türkiye’nin milli füze üretim projesi başlatacağı açıklandı.

çin füze ihalesi

Devlet yetkilileri Çin ile teknoloji transferi gibi konularda yaşanan pürüzler nedeniyle müzakerelerin bu kadar uzun sürdüğünü ve bunlardan ötürü de ihalenin askıya alındığını söylüyor. Fakat en kabul edilir sonuç, bu ihaleyi ABD’nin istememesidir. Çin’in devlet firması CPMIEC, İran’a silah sattığı için uzun süredir Amerika Birleşik Devletleri’nin yaptırımlarına maruz kalmakta.

Tabi sonuç olarak Türkiye milli füze üretiminin daha önce de gördüğümüz gibi hakkını verebilir. Ancak Türkiye batıdan ve doğudan gelişmiş füze sistemleri ile çevrelenmiş durumda olmasına rağmen herhangi bir savunma sisteminin olmaması ve bu projenin ne zaman sonlanacağı ise merak konusu. Çünkü Ortadoğu hiç olmadığı kadar tehlikeli bir durumda ve ABD Hegemonyası maalesef yine kendini gösterdi diyebiliriz.

Türkiye’nin Hava Savunma Sistemi Var mı? ve Uçak Düşürme Ustası: S-300 Füze Savunma Sistemleri adlı iki yazıyı okuyarak Türkiye’nin ve komşu ülkeleri İran ve Suriye’de ki füze sistemleri hakkında ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

IŞİD Hakkında Bilinmesi Gereken 10 Başlık

0

IŞİD NE İSTİYOR? 
Irak Şam İslam Devleti, Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren silahlı bir grup. Ancak Yemen, Tunus, Libya, Mısır ve hatta Filipinlerde bile kendisine biat etmiş başka silahlı örgütlerle de işbirliği içinde. 29 Haziran 2014’de hilafet ilan etti. Taraftarları, dünyada kendi anlayışlarına göre İslami bir düzen kurmak istiyor, bu konudaki bazı kehanetlere göre hareket ettiklerini düşünüyor. Ancak örgütün lider kadrosunun amaçları belli değil. Özellikle kuruluş aşamasında, Suriye ve İran istihbaratlarıyla en azından taktik işbirliği yaptığından şüpheleniliyor.

IŞİD NE ZAMAN KURULDU? 
Örgüt 2004 yılında ” Tevhid ve Cihat” adıyla Ürdünlü Ebu Musab Zerkavi tarafından Irak’ta kuruldu. Sonrasında Usame Bin Ladin liderliğindeki El Kaide’ye katıldı. El Kaide’ye katıldıktan sonra adını “Mezopotamya El Kaidesi” olarak değiştirdi.

ışid ne zaman kuruldu

İLK LİDERLERİ KİMLERDİ?
2005’de yayınlanan bir videoda Zerkavi, “Mücahitler Şurası Konseyi’ni kurduklarını açıkladı. Irak’ta Zerkavi 7 Haziran 2006’da ABD güçlerince düzenlenen bir operasyonda öldürüldü. Yerine Ebu Hamza El Mhacir geçti. 2006 yılının sonlarında El Kaide’ye yakın Ebu Ömer El Bağdadi ise liderliğini yaptığı ” Irak İslam Devleti”ni kurduklarını açıkladı.

ŞİMDİKİ LİDERİ KİM?
Nisan 2010’da ABD ve Irak güçleri Sisar bölhesinde Ebu Ömer El Bağdadi ve Ömer Hamza El Muhacir’in kaldıkları eve ortak operasyon düzenledi. Operasyonda her ikisi de öldürüldü. Ebu Bekir El Bağdadi örgütün yeni lideri oldu. Kendisini de halife ilan etti.

ışid lideri bağdadi

MALİ KAYNAKLARI NELER?
ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve mali İstihbarat Müsteşarı David Cohen’in geçen yıl verdiği bilgiye göre, IŞİD, sanıldığının aksine bağışçılardan çok fazla destek almıyor. Kendi mali kaynaklarını oluşturmuş durumda. Bu kaynakların başında da petrol satışı var. Tahminlere göre petrol satışından günde bir milyon dolarlık gelir elde ediyor. Tarihi eser kaçakçılığı da başka önemli bir gelir kaynağı. Musul’u ele geçirdiğinde de şehirdeki bankalardaki paralara el koydu. Yalnızca 2013 yılında rehinelerin serbest bırakılması karşılığında da 20 milyon dolar aldı.

IŞİD’İN TAKTİĞİ NE? 
IŞİD, Irak ve Suriye topraklarında ilan ettiği devlet için ‘kalıcı ol ve genişle’ sloganını kullanıyor. Yayılmaya çalıştığı ya da etkisi altına almak istediği alanlarda da, etnik ve mezhebi ayrımları körükleme taktiği izliyor.

ışid mali kaynakları

IŞİD EL KAİDE’NİN BİR KOLU MU?
Nisan 2013’te El Kaide, Suriye’deki IŞİD’i tanımadığını ilan etti ve örgütün Suriye’yi terk etmesini istedi. El Kaide, Suriye’deki temsilcisinin Nusra Cephesi olduğunu açıkladı. Nusra Cephesi ve IŞİD arasında birçok cephede çatışmalar yaşandı.

NERELERİ KONTROL EDİYOR? 
Irak ile Suriye’de çok büyük bir alanı kontrol altında tutuyor. Irak’ın en büyük ikinci kenti olan Musul örgütün kontrolünde. Suriye’nin kuzeyinde Amerikan’ın hava desteğini alan PYD’ye karşı gerileme yaşasa da hala çok geniş bir alan kontrol örgütün elinde.

ASKERİ GÜCÜ NE KADAR? 
Bu konuda net bir bilgi yok. Ancak CIA, 2014’de Irak ve Suriye’deki silahlı militan sayısının 31 bine yaklaştığını duyurmuştu. Bir kısmı yabancı savaşçı. Tahminler 80 değişik ülkeden geldikleri yönünde. Yerelde de IŞİD’e destek veren aşiretler ve kişiler var.

ışid askeri

SURİYE REJİMİ İLE İŞBİRLİĞİ VAR MI? 
Suriye muhalefeti IŞİD’in Suriye’de devrimin sabote edilmesi için Şam yönetimince desteklendiğini iddia ediyor. Şam rejimi Suriye’de muhaliflerin elindeki bölgelere düzenli olarak varil bombası atarken, IŞİD’in kontrolündeki bölgelere saldırmıyor. IŞİD, Rakka’da çıkardığı petrolü Suriye rejimine satıyor.

Kaynak: aljazeera