Siyonizm ve İsrail’in Kuruluşundaki Terör Örgütleri

5610
Yazarlık Başvurusu

Anti-Semitizm Orta Çağ boyunca Hristiyanlığın yegane düşünsel ve toplumsal güç olduğu Avrupa’da temel davranış biçimlerinden biri olmuştur. Bunun nedeni bu dinin kuruluş sürecinde o dönem Yahudi ileri gelenlerinin Hz. İsa ve yandaşlarına karşı tutumlarının efsanevi Hristiyan geleneği, seremonisi ve kutsal metni haline gelmiş olmasıdır. Hristiyan Doktrini sürekli olarak Yahudilerin o dönemde yaptıklarının hatırlanmasını ve hatırlatılmasını gerektirmektedir. Bu temel zihniyetin üzerine yeni çağ ve yakın çağdaki sömürgecilik ve emperyalizmin beslediği Batı ırkçılığı da eklendiğinde, özellikle 19. yüzyılın sonlarında Avrupa’da yaygınlaşan Anti-Semitizm bir tepki ideolojisi olarak siyonizmi ortaya çıkarmıştır. Siyonizmin pek çok tanımı yapılabilse de, bu kavramı kısaca dinsel gelenek ve ideallerden beslenen Yahudi ulusçu ideolojisi olarak tarif etmek mümkündür. 19 yüzyıl Avrupası bir ulusçuluk ve uluslar yüzyılıydı. İtalyan ulusçu ideologlarından Mazzini’nin tanımlamasıyla “Her ulusa bir devlet.” temelinde biçimlenen ulusçuluk bu görünümüyle ilerici bir düşünce modeliydi. Fakat emperyalist rekabetin yarattığı kuşkular dışarıda ekonomik, siyasi ve askeri olarak rakip ulusları hedef alırken, pek çok gelişmiş Avrupa ülkesinde Yahudiler bu kuşkucu ulusçu bakışın doğal hedefleri oluyorlardı. Bu şartlar altında da Yahudi aydınlarının bazıları Mazzini’ci geleneği izleyerek Yahudilerinde bir devleti olması gerektiğini savunmaya başladılar. 2000 yılına yakın bir süredir kendilerini sürgün içinde gören Yahudi toplumunda Filistin’e dönerek Hz. Davut’un devletini yeniden kurma, zaten dinsel bir özlem ve görevdi.  Bu doğal dinsel algılama üzerine Mazzini’ci bir ulusal ideal kurmak son derece kolay oldu ve Siyonizm böyle doğdu. Yahudilere yönelik dinsel ve ırkçı yaklaşımlar nedeniyle Siyonizm çok kısa bir süre içinde dünyanın dört bir tarafındaki Yahudiler içinde çok yaygın bir destek buldu.

Siyonizmin bir ideoloji olarak tanımlanmasından sonra bir eylem programına ve bir örgüte dönüşmesi Theodor Herlz’in çabalarıyla olmuştur. Bu zat Avusturya kökenli bir Yahudiydi. 1895 yılında  Siyonizmin ulus devlet modelini ortaya koyduğu Der JudenStaat(Yahudi Devleti) adlı kitabı yayınladı. 27 Ağustos 1897 tarihinde de İsviçre’nin Basel kentinde I. Dünya Siyonist Kongresi Herlz’in çabalarıyla toplandı. Bundan sonraki yıllarda da bu kongreler her yıl düzenli olarak toplanmaya devam etti. 1903’teki 6. Kongrede alınan bir kararla bundan böyle kongrelerin 2 yılda toplanması hükmü getirildi. Bu kongreler sonucunda Filistin’e Yahudi göçünü düzenlemek ve finansal olarak desteklemek amacıyla bazı yan kuruluşlar oluşturuldu.

İsrail kurulana kadar Filistin çevresinde yüksek bedeller karşılığında satın aldıkları evler ve arazilerle binlerce köyler kuran Yahudi halkı gerektiğinde ortalığı karıştırmaktan kan dökmekten hiç çekinmemiştir. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngilizlerin eline geçen Filistin, 1948 yılına kadar çok şiddetli savunmalar gerçekleştirmiş, Yahudilerin yapmak istediklerini geçte olsa anlamışlar fakat engelleyememişlerdir.

İsrail devleti kurulduktan sonra cumhurbaşkanı ve başbakan olan kişiler de İsrail kurulana kadar ki dönemlerde terörist eylemler yaparak Filistinliler’e kurdukları çeteler aracılığıyla baskı kurma ve sindirme politikası uygulamışlardır. Örneğin İshak RABİN (1922-1995) İsrail’in 5.Başbakanıdır. 1974-1977 ve 1992-1995 süreçlerinde iki kez başbakanlık koltuğuna oturmuştur. İzhak Rabin 1922’de Kudüste doğdu. Babası, ABD’den Filistin’e göç etmiş ve Birinci Dünya Savaşı’nda İngiliz ordusunda Yahudi Lejyonu’nun gönüllü askeri olarak çarpışmıştır. İshak Rabin’in annesi Rosa, yeraltı Siyonist terör örgütü Haganah Çetesi’nin ilk üyelerinden birisidir. İshak Rabin liseyi birincilikle bitirdikten sonra, Siyonistlerin komando kuvvetlerine gönüllü olarak yazılır. Daha sonra,  İsrail Savunma Kuvvetleri adındaki, aslında Filistinli Müslüman Araplara karşı vahşi katliamlar uygulayan bir silahlı terör örgütü olan Haganah Çetesi’nin temeli üzerinde yükselmiş silahlı örgüte girer. Bu örgüt, İsrail devleti resmen kurulup tanındıktan sonra İsrail Ordusu adını alır.

ishak rabin
İshak Rabin

Bu örgütlere değinelim.

1920-1948 Döneminde Filistin’de kanlı terör eylemlerini yapan üç Siyonist Çete şunlardır:

  • Haganah Çetesi(1920-1948)
  • İrgun Çetesi(1931-1948)
  • Stern Çetesi(1937-1948)

Haganah Çetesi

Haganah çetesi, Filistin’deki Yahudiler tarafından 1920 yılında kurulmuş bir yeraltı örgütüdür. Bu örgütün temelleri daha Osmanlı döneminde, 1912 yılının sonunda atılmıştı. Ha-Şomer bölgesinde bulunan Yahudiler, Siyonist Örgüt’ün Yönetim Kuruluna bir rapor göndererek büyük kentlerin ve dağınık yerleşim yerlerinin çevresinde savunma amaçlı milis grupları kurmayı önermişlerdi. Sonradan bu örgüt, Haganah Çetesine dönüşmüştü.

1920’lerde Haganah, sadece gönüllülerden oluşan birkaç yüz kişilik bir örgüttü. 1929’da Filistinli Arapların Yahudilere karşı ayaklanmasıyla, Haganah’ın yapısında şu değişiklikler oldu:

  • Yerleşim yerlerindeki tüm gençleri ve büyük kentlerden gelen binlerce üyeyi içine alan büyük bir örgüte dönüştü.
  • Örgüt elemanlarına geniş bir eğitim-öğretim programı uygulanmaya, askeri eğitim verecek kişilerin yetiştirilmesine başlandı.
  • Cephanelikler kurulup, Avrupa’dan düzenli silah getirilme yolu açıldı.
  • Yeraltı silah üretimine başlandı.

1917 Balfour Deklerasyonu ile Siyonistlerin yanında yer alan  İngilizler, 1930’larda bu tutumlarını değiştirmeye başlamışlardı.

İngiliz parlamentosunun 1939 yılında çıkardığı yasa, açık bir anti-siyonist nitelikteydi.

1941’de Haganah’ın ilk donanımlı askeri taburu eyleme hazır duruma geldi. İkinci Dünya savaşı sonunda İngiliz Hükümetinin Siyonist karşıtı tavrını değiştirmeyeceği kesinlikle anlaşılınca, Haganah Filistin’deki  İngiliz Manda yönetimine karşı çıkmaya karar verdi. İngilizlere karşı her alanda direnişler düzenlenmeye başladı. Avrupa’dan ve Kuzey Afrika’dan Filistin’e yasa dışı yollardan yapılan toplu Yahudi göçlerini örgütledi.  1940 yılı sonlarına doğru Haganah terör örgütü 45 bin elemana ulaşmıştı. 1947’nin baharında  bu örgütün başına David Ben Gurion(Devlet başkanı-İlk başbakan) geçti ve Filistin’in yerli halkı Müslüman Araplara karşı düzenlenecek terörist saldırıların hazırlıklarına başladı.

Haganah Çetesi
Haganah Çetesi
Haganah Çetesinin Eylemleri:
  • 30 Kasım 1947 tarihinde Haganah Çetesi, Filistin’de yaşları 17-25 arasında olan tüm Yahudileri örgüte eleman olmaya çağırdı.
  • 21 Aralık 1947 – 31 Mart 1948 tarihleri arasında, Yafa(Tel Aviv)’nın kuzeyinde, deniz kıyısına yakın Arap yerleşim yerlerine saldırılarda bulundu. Buna Siyonist Teröristler, “temizlik operasyonu” dediler.
  • 31 Aralık 1947 tarihinde, Haganah’ın bir tür asker giysileri içindeki teröristleri Hayfa’da Balad El-Şeyh kasabasını basıp 60’dan fazla sivil Filistinli Müslüman’ı katlettiler.
  • 14 Ocak 1948 tarihinde Haganah, Çekoslavakya ile gizli silah satışı anlaşması yaptı. Bu anlaşmaya göre; 24.500 Tüfek, 5000 hafif makineli tüfek ve 54 milyon mermi Filistin’e gönderilecekti. Siparişin tamamı, Mayıs 1948 sonlarına kadar gizlice Filistin’e sokulup Siyonistlerin yönetimindeki Haganah çetesine teslim edilmişti.
  • 18 Şubat 1948 tarihinde Haganah, Filistin’de yaşları 25-35 arasında olanları da örgüte katılmaya, Müslüman Araplara karşı savaşmaya çağırdı.
  • 6 Mart 1948 tarihinde Haganah, Filistin’de toplu ayaklanmayı, toplu saldırıyı ilan etti.
  • 16-17 Nisan 1948 tarihinde Haganah, İngilizlerin boşalttığı Tiberya bölgesine saldırıp ele geçirdi. Bu bölgede yaşayan Müslüman Araplar evlerini, mallarını ve topraklarını bırakıp, canlarını kurtarmak için kaçtılar.
  • 26-30 Nisan 1948 tarihinde Haganah çetesinin paramiliter teröristleri, Doğu Kudüs’te yerleşim yerleri olan Şeyh Cerrah’a saldırdılar. Burada Yaşayan Müslüman Araplar her şeylerini bırakıp kaçtılar.
  • 8-16 Mayıs tarihinde Haganah teröristleri Al-Ramla ile Latrun’u birleştiren yolu ele geçirdiler.
  • 14 Mayıs 1948 tarihinde Haganah, “Çatal Operasyonu” adını verdiği saldırıyı başlattı, Kudüs’ün çevresindeki Müslüman Arapları kentin dışına sürdü.
  • 14 Mayıs 1948 günü Yafa’da saat 16.00’da tüm dünyaya bağımsız İsrail Devletinin kurulmuş olduğu duyuruldu. ABD Başkanı Truman, İsrail devletini tanıdıklarını hemen bildirdi. Halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelerden, Siyonist İsrail devletini ilk tanıyan, Türkiye oldu.
  • 26 Mayıs 1948 tarihinde, kuruluş aşamasında bulunan İsrail hükümeti, Haganah örgütünü, Yahudi Devletinin düzenli ordusuna dönüştürdü ve buna “Zava Haganah Le-Yisrael”, yani İsrail Savunma Güçleri adını verdi.

İrgun Çetesi

  • 1937-1939 sürecinde Moşe Rosenburg ve David Raizel’in yönetimlerinde Araplara karşı bir dizi saldırılarda bulunuldu. Hayfa’da, 27 Şubat 1939 günü bir Pazar yerine bombalı saldırıda 24 Filistinli Müslümanı öldürdüler, 39’unu da yaraladılar. Yine aynı gün, Kudüs ve Yafa’da bombalı saldırılarda bulundular.
  • Nisan-Ağustos 1938 Filistin’in çeşitli yörelerinde 119 Müslüman Arap bombalanarak öldürüldüler.
  • 22 Temmuz 1946 günü, Kudüste King David Hotel’i bombaladılar. Otel, İngilizlerin askeri karargâhıydı. Saldırıda 91 kişi öldü.
  • 31 Ekim 1946 tarihinde İrgun Çetesi, İngiltere’nin Roma’daki Büyükelçiliği’ni bombaladı.
  • 29 Eylül 1947 günü İrgun Çetesi, Hayfa’daki bir polis karakolunu bombaladı, 4 İngiliz ve 4 Arap polisle 2 sivil Arap öldürüldü.
  • 29 Aralık 1947 tarihinde İrgun Çetesi, Kudüs’te bir kahvehaneye el bombaları fırlatarak 11 Arap ve 2 İngiliz Polisini öldürdüler.

Stern Çetesi

(Lehi =Lohamei Herut Yisrael, “İsrail Özgürlük Savaşçıları”))

Filistin’de İngiliz mandasının kalkmasını, Yahudi göçünün serbest bırakılmasını ve bir Yahudi devleti kurulmasını savunan silahlı Siyonist direniş örgütü.

1940 yılında Irgun örgütünden ayrılan Avraham Stern tarafından kurulmuştur. Yüzü bulmayan üyesiyle o yıllarda Filistin’de kurulan siyonist örgütler arasında en küçüğü olmasına rağmen İngilizlere karşı yürüttüğü eylemler ve suikastlerle tanınmıştır. 28 Mayıs 1948’de İsrail Ordusu’nun kurulmasıyla eylemlerine son vermiştir.

Örgüt İngilizler tarafından kurucusu Avraham Stern‘e atfen Stern Grubu veya Stern Çetesi olarak da adlandırılmıştır. Stern’in en büyük amacı, “Fırat ve Nil arasında bir İbrani Krallığı” kurmaktı. Amacının büyüklüğüne oranla Lehi’nin gücü çok sınırlıydı. Üye sayısı birkaç yüz savaşçıyı geçmiyordu ve silah stoku da çok kısıtlıydı. Hedeflerle gerçek güç arasındaki fark Stern’in savaş metodunu sert ve aşırı eylemler olarak belirlemesine neden oldu.

Avraham Stern
Avraham Stern

Örgüt Filistin’deki havaalanlarına, demiryollarına ve öteki stratejik tesislere saldırılar düzenledi. Filistin dışında da terör eylemleri düzenleyen örgütün iki üyesi, 6 Kasım 1944’te Kahire’de İngiliz hükümetinin Orta Doğu temsilcisi Lord Moyne’u öldürdü. Kasım 1945’te İsrail Savunma Birlikleri kurulunca Stern Çeteside, Haganah ve İrgun gibi bu harekete katıldı. Örgüt bu hareketin içindeyken çeşitli operasyonlar gerçekleştirdi. Bunların en önemlisi Haziran 1946’da gerçekleştirilen ve 11 örgüt üyesinin de öldüğü Hayfa demiryolu şantiyesinin bombalanması eylemiydi.

Son Söz: Bütün bu yazılıp çizilenler neticesinde kesin olarak anlaşılan bir nokta varsa o da terör, İsrail’in devlet sistemidir. Savaş ise genel politikasıdır. Savaşsız ve terörsüz korku salmadan milletlerin egemenliklerine virüs gibi yayılıp var olmaya çalışmayan bir İsrail yok olur. İsrail bunu bugün birçoğumuzun görmediği şekilde ekonomiyle yapıyor. Ülkeye malını o ülke halkının ihtiyacı olanı veya ihtiyacı olduğunu sandığı malları ülke içinde tekelden pazarlayarak finansal gücü elde tutuyor. Bu da savaşlarını sürdürebilmelerini sağlıyor. Peki biz, uyanmak için kaç yüzyıl geçmesini bekliyoruz? Kudüs meselesini, Suriye meselesini Müslümanlara yapılan zulümleri ele alıp ekonomiye üretici olarak girmek için elimizden gelen her şeyi 7’den 70’e hepimizin yapması gerekirken, neden sadece seyirci kalıp rahatı seçiyoruz? Bunların hepsinin cevabını vicdanımıza tekrar sormalıyız. “Gerçekten bunlar olurken ben evimde rahat oturduğumda gördüğüm o küçük cansız bedenler benim canımı da yakıyor mu ?” diye sormalıyız kendimize. Eğer cevabımız “Hayır” ise iyi seyirler, yakında o politika bizi de vurur…

Taner Bekir Karaköse

StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR


Devletlerarası ve Hükümetler-Dışı Uluslararası Örgütler, Mehmet HASGÜLER- Mehmet B. ULUDAĞ ,  Ankara, Ekim 2005
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lehi
http://dusunensazlik.blogspot.com.tr/2009/03/israil-teror-orgutleri.html
Efendi Teröristler, Yılmaz DİKBAŞ , Mayıs 2009

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

2 YORUMLAR

  1. dünyann en büyük terörist yapılanması israil devletidir.Eğer israilin arkasında yine kendisi gibi en büyük terörist yapılanmalarından biri olan ABD olmasa 500 milyonluk araplar şimdiye kadar 6 milyonluk yahudileri çoktan silmişti.

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz