Sovyetler’den Bağımsız Devletler Topluluğu’na: Doğu Bloku’nun Dağılışı

140

1. Berlin Duvarı Aşılıyor

13 Haziran 1961 yılında 120 km uzunluğundaki Berlin Duvarı, Almanya’yı kontrol altında tutmak isteyen ideolojiler tarafından yapılmıştır. Berlin Duvarı’nın batı kısmı kapitalist ideolojilerin hâkim olduğu İngiltere, Fransa ve ABD gözetiminde şekillenirken, duvarın doğu kısmı komünist ideolojinin hâkim olduğu Sovyet gözetimde şekillenmiştir. 9 Kasım 1989 yılına gelindiğinde dünya kutupları arasındaki çözülmeler; Doğu Avrupa’nın ve Sovyetler’in son 15 yılda gerçekleştirdiği değişim politikaları üzerinden hız kazanması, duvarın geçişe açılması ve Alman halklarına göç-gezi serbestisi tanınması ile sonuçlanmıştır (Uçarol, 2015: 1114).

Gorbaçov

Berlin duvarının yıkılışı ve iki Almanya’nın birleşmesi, Gorbaçov’un uyguladığı yeniden yapılanma politikalarının istenilmeyen şekilde sonuçlanmasına sebebiyet vermiştir. Etnik temellere dayalı milliyetçilik, özerklik fikirlerinin oluşturduğu krizlerin arttırmasına karşılık, Gorbaçov’un yumuşak ve isteksiz müdahalelerde bulunması yeniden yapılanma politikalarını istenilmeyen şekilde sonuçlandırmıştır. Ayrıca Doğu Almanya, yakınında bulunan Polonya’nın ve Macaristan’ın liberal gelişmelerinden etkilenerek kendi içindeki dinamikleri harekete geçirmeye başlamıştır. Doğu Almanya’da Erich Honecker’ın 1989’daki istifası; duvarın yıkılması ve Almanya’nın birleşmesi önündeki engelleri kaldırmıştır (Sander, 1994: 430). Berlin Duvarı üzerine geliştirilen ve dünyaya yeni bir pencere açılması olarak görülen politikaların Sovyetler tarafından isteksizlikle yerine getirilmesi Batı Almanya’da rahatsızlık oluşturmuştur. Batı Almanya Berlin Duvarı üzerinden geliştirilen politikaların Sovyetler tarafından daha istekli desteklenmesi adına, içinde bulunduğu mali sıkıntıları düzeltebilmesi için Sovyetlere 5 milyar mark tutarında kredi açabileceğini açıklamıştır (Uçarol, 2015: 1115).

Erich Honecker

1990 yılına’da 2 Almanya’nın tam anlamıyla birleştirilmesi adına; İngiltere, Fransa, ABD, Sovyetler Birliği ve 2 Almanya’nın katılımıyla 2+4 görüşmeleri başlamıştır. Görüşmeler devam ederken Doğu Almanya’da yerel seçimler gerçekleştirilmiştir. Haziran ayına gelindiğinde 2 Almanya’nın idari anlamda personel ve sosyal birliğinin sağlanması için çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Doğu Almanya markı bire bir batının para birimi ile eşitlenerek parasal anlamda da birlik sağlanmıştır.

Vergi sistemleri gibi çeşitli idari, ekonomik düzenlemeler üzerinden yapılan değişiklikle sistemlerin birbirleriyle dengelenmesi sağlanmıştır. Gerçekleştirilen hazırlıkların sonucunda 2+4 görüşmeleri nihayetlendirilerek 2 Ekim 1990 gecesi saat 24.00’te tek bir Almanya doğmuştur (Sander, 1994: 431).

2. 1990: Partili Gorbaçov ve Darbe

Batı Avrupa ve ABD tarafından, 1960 yılında başlayıp 1990 yılına kadar süren ve devam eden sosyal, siyasal, ekonomik ve yönetsel dönüşüm gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Gorbaçov politikalarını uzun vadeler üzerine planlasa da 5 yıllık çok kısa bir süre içerisinde gerçekleştirmek için mücadele vermiştir. Gorbaçov’un politikaları üzerinde beklenmedik ve istenmeyen sonuçların ortaya çıkması, geliştirilen politikaların toplumsal tabanda tam anlamıyla dönüşümünü tamamlayamayışı, Sovyetlerin Doğu Avrupa’da sürdürmekte olduğu Komünist yönetim sisteminin beklenmedik şekilde çöküşüne uygun zemini hazırlamıştır.

Yeniden yapılanma politikalarının Sovyet rejimi üzerinde, milliyetçilik ve bağımsızlık hareketleriyle oluşturmaya başladığı meşruiyet krizi, Gorbaçov’ un birlik yönetimi üzerindeki hakimiyetini yitirmeye başladığının göstergelerini ortaya koymuştur. Gorbaçov hakimiyeti yitirdiğinin farkına vardığında demokratik düşüncelerini bir kenara bırakarak tekrardan partili yapısına bürünmüştür. Kongrede alınan kararla Sovyetler Birliği’nin adı “Eşit ve Egemen Devletler Topluluğu” olarak değiştirilmiştir. Gorbaçov OHAL yetkilerini kuşanarak diktatörlüğünü tesis etmiştir (Armaoğlu, T.Yok: 948).  Ancak Gorbaçov’un tekrardan partili bir anlayışla yönetim üzerinde hamleler geliştirmesi, çığırından çıkan hareketlerin önüne geçebilmesine yardımcı olmamıştır. Letonya’da, Estonya’da ve Litvanya’da daha önceden başlamış olan bağımsızlık ve ulusçuluk hareketlerini (Uçarol, 2015: 1108); Romanya’da şiddete dayalı bir ayaklanmayla Çavuşesku diktatörlüğünün ortadan kaldırılması izlemiştir. Zincirleme halk protestolarının devamında Polonya, Macaristan ve Çekoslovakya da demokratikleşme akımına kapılmıştır (Daniels, 2003: 260).

Gorbaçov yönetimi planlı ekonomiyi ve Sovyet ulusal azınlıklarını kontrol etme yeteneğini kaybetmiştir. Ekonomik açıdan enflasyonist açıklar, Sovyet uluslarının kendi aralarındaki ve dış ülkelerle ticari ilişkilerinin güçleşmesi gibi etkenler ve işçi hareketlerindeki artışlar, yönetsel anlamdaki bunalıma ekonomik bunalımların eklenmesine sebebiyet vererek sorunları önü alınamaz bir hale getirmiştir (Daniels, 2003: 266).

Sovyetlerdeki bunalımların ve ayrılıkçı hareketlerin orduyu rahatsız etmesiyle birlikte, 19 Ağustos 1991 tarihinde gelen darbenin hazırlıklarını, Yeltsin dışında Gorbaçov dahil hiç kimse fark edememiştir. Demokrasi güneşi batarken parti içindeki muhafazakâr kuvvetler ordu ile harekete geçme hazırlıklarına başlamıştır. Gorbaçov’un Kırım “Daça” da tatilde olduğu 19 Ağustos günü öğleye doğru tanklar Sovyet parlamentosuna çevrilmiştir. Yetsin ile etrafındakiler olanların farkına vardıklarında parlamentonun önündeki bir tankın üzerinden halka seslenerek, halkı darbeye karşı greve çağırmıştır. Yeltsin’in seslenişiyle halkın darbeye karşı birleşmesi darbe girişiminin 48 saat sürmeden sonuçlanmasını sağlamıştır (Armaoğlu, T.Yok: 948). Gorbaçov reformları karşısında başlangıçta bir kısım ordu mensubunun desteğinin bulunması ve halen ordu içinde destekçilerin bulunması, darbenin kararsızlık içinde amacına ulaşamayarak sonuçlanmasında önemli bir noktayı oluşturmaktadır.

3. Sovyetler Birliği’nden Rusya Federasyonu’na

Sovyetler’de ekonomik ve askeri anlamda COMECON ve Varşova Paktı gibi yapıların 1991’de çözülmeye başlaması, Sovyet uluslarının Sovyetler’den bağımsızlığının göstergeleri olmuştur. Gorbaçov 16 Mart 1991’de Sovyetler Birliği’nin geleceği ile ilgili halk oylaması yaptırmıştır. Halka “Eşit egemen devletler arasında yeni federasyon istiyor musunuz?” diye sorulmuştur. 8 federe devlet olumlu cevap verirken 3 Baltık ülkesi (Gürcistan, Estonya, Moldova) oylamayı boykot etmiştir (Uçarol, 2015: 1108).

Beyaz Rusya’daki Belovezhjk devlet av partisinde gizlice toplanan Yeltsin, Ukrayna Devlet Başkanı Leonid Kravçuk ve B. Rusya Devlet Başkanı Stanslav Şuşkevik, 8 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin tasfiye edilmesi ve yerine Bağımsız Devletler Topluluğu’nun getirilmesi gerektiğini planlamıştır. Gorbaçov’a karşı planlanmış asıl darbe Bağımsız Devletler Topluluğu kurularak gerçekleştirilmiştir (Daniels, 2003: 269). Bağımsız Devletler Topluluğu kurulduktan sonra 21 Aralık 1991 tarihindeki Kazakistan’ın Alma-Ata (Almatı)  şehrindeki toplantısına Gorbaçov karşı çıkmasına rağmen 15 ülkeden 11 tanesi katılım göstermiştir (Uçarol, 2015: 1109).

Bağımsız Devletler Topluluğu’nun kurulmasının ardından Gorbaçov’un başkanlıktan çekilmekten başka şansı kalmamıştır. 25 Aralık 1991’de Gorbaçov istifasını vererek görevini sonlandırmıştır. 26 Aralık tarihinde Sovyet Parlamentosunun Sovyetler Birliği’nin sonuna gelindiğini resmen onaylamasıyla Sovyetler Birliği son bulmuştur (Uçarol, 2015: 1113). Sovyetler Birliği’nin resmen sona ermesi, Bağımsız Devletler Topluluğu’nun oluşturulması ve Sovyet bağlantılı diğer ulusların bağımsızlığını elde etmesi sonucunda Doğu Bloku resmen dağılmıştır.

Rusya Federasyonu 26 Aralık 1991
11 Mart 1990 Litvanya27 Ağustos 1991 Moldova
28 Nisan 1991 Gürcistan31 Ağustos 1991 Kırgızistan
20 Ağustos 1991 Estonya1 Eylül 1991 Özbekistan
21 Ağustos 1991 Letonya9 Eylül 1991 Tacikistan
23 Ağustos 1991 Ermenistan18 Ekim 1991 Azerbaycan
24 Ağustos 1991 Ukrayna27 Ekim 1991 Türkmenistan
25 Ağustos 1991 Beyaz Rusya16 Aralık 1991 Kazakistan

Tablo 1. Sovyet bağlantılı ulusların bağımsızlık tarihleri

Bağımsızlıklarını kazanan ülkeler içinden Letonya, Litvanya, Estonya hariç olmak üzere diğerleri Bağımsız Devletler Topluluğu’na dahil olmuştur. Ancak 2005 yılında Türkmenistan, 2008’de Gürcistan ve 2014’te Ukrayna’nın topluluktan ayrılmasıyla Bağımsız Devletler Topluluğu; Azerbaycan, Beyaz Rusya, Ermenistan, Moldova, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Rusya olmak üzere 9 üye devlet tarafından şekillenmeye başlamıştır.

Sonuç

Sistemlerdeki değişimler, kendi içinde dönüşüm sancıları geçirirken çok etnikli toplumlarda bir takım fikir ayrılıklarının ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir. Gorbaçov’un gerçekleştirmeye çalıştığı politikalar; Sovyet uluslar üzerinde milliyetçilik ve bağımsızlık fikirlerinin hızla geliştiği, yayılmaya başladığı bir ortam oluşturmuştur.

Dünyadaki döşümün hareketlerinin liderliğine soyunan ideolojilerin varlık mücadelesi üzerinden şekillendirmeye çalıştığı sistemsel dönüşüm süreçleri, yalnız kalan ideolojinin dünya hakimiyetini yitirmesine sebebiyet vermektedir. Örneğin; Bağımsızlık hareketlerinin dünyanın geri kalanı tarafından da desteklenmesiyle Gorbaçov’un hedeflediği politikalar karşısında yalnız kaldığını göstermektedir. Sovyetler Birliği’ni dağılmaya götüren süreçte Berlin Duvarı’nın yıkılıp iki Almanya’nın birleşmesi ile dünyadaki komünist ideolojiler geri planda kalmış ve dünya tek kutuplu bir yapıya bürünmüştür. Bağımsız Devletler Topluluğu’nun oluşturulmasıyla Sovyetler Birliği’nin dağılması daha da hızlı gerçekleşmiştir. Sovyetler Birliği’nin toplumsal fikir ayrılıklarından kaynaklı olaylarla Doğu Avrupa’nın haritasını yeniden şekillendirmesi, komünist ideolojinin kapitalizm karşısındaki yenilgisini perçinler niteliktedir.

Sovyetler Birliği’ndeki dönüşümün toplumsal tabanda tam anlamı ile karşılık bulamaması, dönüşümlerin gerçekleştirilememesine sebep olmuştur. Bu durum Sovyetler Birliği’nden sonra oluşan yönetim anlayışlarında da olumsuz sonuçlarını ortaya koymuştur. Mevcut durumda Rusya ve dağılan Doğu Bloku’nun oluşan yeni uluslarında, demokratikleşme yönünde hamleler geliştirilirken parti temeline dayalı yönetim anlayışının devamı niteliğindeki izlere de rastlanmaktadır.

https://stratejikortak.com/2016/06/alman-derin-devleti.html

KAYNAK

KAYNAKÇA 

Armaoğlu, F. (T.Yok); 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1990. Türkiye İş Bankası Kültür Yay., Ankara.
Uçarol, R. (2015); Siyasi Tarih (1789-2014). Der Yayınları, İstanbul.
Sander, O. (1994); Siyasi Tarih (1918-1994). İmge Kitapevi Yayınları, Ankara.
Daniels, R.V. (2003); “Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa’da Anti Komünist Devrimler: 1989-1991”, Batı’da Devrimci Gelenek: 1560-1991 (çev. K. İnal), Dost Kitapevi Yay., Ankara.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz