Bizim Türkiye’de Tarih öğretimimizde en çok üzerinde durulan zaman ve odak noktamız, Osmanlı Devleti ile alâkalı olan yüzyıllardır. Çünkü son kaybettiğimiz ve yine hakkında en çok bilgi ve belgeye sahip olduğumuz büyük imparatorluk odur. Dolayısıyla Tarih öğretimimizde de en çok o yer eder.
Tarih’i daha çok Osmanlı üzerinden öğrendiğimiz için de Dünya Tarihini ve dolayısıyla siyasetini ele alış biçimimiz, olumlu ya da olumsuz anlamda Osmanlı’dan etkilenir; Dolaylı olarak da uluslararası ilişkilere bakış açımız ve Dünya’daki gelişmeleri değerlendirişimiz de Osmanlı mirasımızın öyle ya da böyle, az veya çok etkisi altındadır.
Osmanlı’nın son dönemlerinde ve Birinci Dünya Savaşı’nda yaşadığımız yenilgiler, ihanetler ve çok geniş bir coğrafya’da verdiğimiz insan, zaman, kaynak ve toprak kayıplarımız sebebiyle toplumumuzun ruhuna derinden işleyen travmaların neticesinde bir yüz yılda çok önemli değişimleri, çok zor şartlar altında gerçekleştirdik ve bir o kadar değişikliği de son 20-30 yılda yaşadık.
Bu değişim, çetin mücadelelerin ve derin ayrılıkların tohumlarının atılmasıyla bugünlere kadar geldi ve halen de devam ediyor.
Bizim nasıl ki bir Osmanlı Perspektifimiz üzerinden bir Dünya’ya bakış açımız varsa, her devletin ve milletin de köklerini kendi tarihinden alan, ister zaferleri-yenilgileri, ister olumlu-olumsuz katkıları, isterse ilerici-gerici çeşitli adlarda olsun; iç ve dış mücadeleleri olmuş ve onlar da kendi tarihlerinden aldıkları miras ile bugün değişime ve var olmaya devam ediyorlar.
Günümüz koşullarını daha objektif bir bakış açısıyla değerlendirebilmek her devlete ve millete, diğerlerine göre bir üstünlük avantajı sağlar.
Bu bağlamda uluslararası alanda avantajlı konumlar elde etmek istiyorsak, Tarihimizi ve deneyimlerimizi büsbütün bir kenara atmadan, her devlet ve millet için ayrı ayrı uzmanlar yetiştirmeli ve hepsi ile milli devlet çıkarlarımızı koruyup geliştirecek iletişim ve alış-veriş altyapımızı, karşımızdaki devletin tarihini ve gelenekleri ile çıkarlarını birlikte yönetip yönlendirecek, geleceğimizi birlikte şekillendirecek kurumsal yapılarımızı güçlendirip geliştirmeliyiz.
Bunu yapabilecek en iyi organizasyon resmi kurumlardan ziyade; müzik, film, sinema ve sanat endüstrileridir.
En iyi örneğini Hollywood’da görebiliriz. Hollywood kelime anlamı olarak sihirli âsa demektir. ABD’nin mağlubiyetlerini bile zafer gibi Dünya’ya pazarlayabilen bu sihirli değneğe, ülkenin çıkarlarına sağladığı katkı bakımından paha biçilemez. Hollywood kültür tasarlar, ihraç eder, düşman ülkelerin bile genç ve çocuk nesillerini geleceğe dair hayallerini, bugünkü rüyalarını şekillendirir. Dünya çapında süper güç olmaya yardımcı olan çarpan etkisi ise 10 kat, 100 kat, 1000 kattan öte muazzam ve kimi zaman yapılan işin milyon hatta milyarlarca katı sonuca çarpan etkisi sağlar.
Hollywood’la gölgelerin gücü adına dersiniz ve güç sizde olur. Güç bizimle olsun! İstiyorsak bizim de ABD, AB, ÇHC, Okyanus devlet ve adaları, Latin, Arap ve Slav kültürlerini araştıran, özümseyen, yeniden tasarlayıp geleceğine milli çıkarlarımız doğrultusunda yön veren daha bilinçli ve organize yönetilen bir Türk Hollywood’una ihtiyacımız var.
Günümüzdeki müzik ve dizi sektörünün çeşitli coğrafyalarda elde ettiği başarı ve yaygın seyirci kitlesi göz önüne alındığında bu alandaki potansiyelimizi değerlendirmediğimiz her yıl, ülkemiz adına büyük kayıp olur.
Tarihte yaşananların, Dünya’da bugün olan olayların algılanışını etkileyen, çoğu insanın doğru-yanlış ve iyi-kötü gibi kabullenişlerini şekillendiren bu pek marifetli alete veya daha etkili bir gelişmiş versiyonuna sahip olursak; Haklı olduğumuz konularda Dünya’ya kendimizi ifade edebiliriz, Kendimize başka ülkelerde de hatta bize düşman yetiştiren ülkelerde bile taraftar bulabiliriz; sihirli âsamızı kullanarak üzerinde güneş batmayan imparatorluk, fırsatlar ülkesi, medeniyetlerin beşiği, uygarlığın merkezi; adaletin, eşitliğin, hürriyetin, insan haklarının var olduğu ve savunuculuğunun yapıldığı yegâne ülke biz olabiliriz. Bu âsa ile her şey mümkün!
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Tâbi para varsa hayaller gerçek olur yoksa hayallerde kaybolur