Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye

484

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) bölgesel bir örgüt olan Avrupa Konseyi tarafından kabul edilmiş bir sözleşmedir. Birçok yönüyle diğer insan hakları belgelerinden ayrılan bu sözleşme, insan haklarının uluslararası alanda korunmasına yönelik bir mekanizma öngören ilk sözleşme olma özelliği taşımaktadır. Türkiye 18 Mayıs 1954’te sözleşmeyi onaylamış, 28 Ocak 1987’de de bireysel başvuru hakkını tanımıştır. Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990’da kabul etmiştir. Türkiye, getirdiği yükümlülükler sebebiyle uluslararası alanda insan haklarını koruma beyanında bulmuştur. Bu çalışmada da öncelikle AİHS’nin genel özelliklerine bakılmasının ardından Türkiye ile AİHS’nin ilişkisine bakılacaktır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 

AİHS’nin tam adı, “İnsan Hakları ve Temel Hürriyetlerin Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesidir”. Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan bu sözleşme, 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanmıştır. 3 Eylül 1953 tarihinde de resmi olarak yürürlüğe girmiştir. AİHS’ne yalnızca Avrupa Konseyi üye devletleri taraf olabilmektedir. AİHS, İkinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’da yaratmış olduğu siyasal, toplumsal ve ekonomik çöküntünün ardından temel hak ve özgürlüklerin ulusal alanda korunması gerektiği düşüncesinin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır [1]. AİHS ilk hali ile 5 bölümde yer alan toplam 66 maddeden oluşmaktadır. Sözleşmenin I. bölümünde (m. 2-18) koruma altına alınan maddi haklar sıralanırken, II. (m. 19), III. (m. 20-37) ve IV. (m. 38-56) bölümlerde bu hakların korunmasını garanti altına almaya yönelik organ ve mekanizmalar ele alınmaktadır.

V. bölüm (m. 57-66) ise her uluslararası antlaşmada olduğu gibi Sözleşmenin yürürlüğe giriş, ihtirazi kayıt koyma, feshetme, depo gibi formalitelerini düzenleyen hükümler içermektedir [2]. AİHS, yürürlüğe girdikten sonra kapsamını genişletmek amacıyla ek protokollerle desteklenmiştir. 2013 yılına kadar toplam 16 protokol imzalanarak AİHS zenginleştirilmiştir.

Bu protokollerden 11 numaralı Protokol [3] AİHS sözleşmesinde köklü değişikliklere sebep olmuştur [4]. AİHS, ana metni ve ek protokolleri ile uluslararası arenada kendine has bir düzen sağlamıştır. Bu düzen AİHM’nin Loizidou kararında “Avrupa Kamu Düzeni” olarak adlandırılmıştır [5]. AİHS, temel hak ve özgürlüklerin uluslararası düzeyde tanınıp korunması konusunda uluslararası yargısal denetim mekanizması kurması ve bireye sağlanan güvenceyi bir yaptırıma bağlaması nedeniyle uluslararası alanda bir ilki teşkil etmektedir.  AİHS’yle insan haklarının korunması sorunu ulusal düzeyden uluslararası düzeye taşınmış ve birey, uluslararası hukukun süjesi haline gelmiştir. AİHS’nin yargı ve denetim mekanizması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesidir (AİHM).

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Genel Özellikleri [6].

  1. Sözleşme bireyi uluslararası hukukta da hak sahibi yapmıştır.

Sözleşmeye taraf devletler, AİHS ve eki protokollerde yer alan hak ve özgürlükleri kendi yetki alanı içindeki herkese tanımayı kabul etmiştir.

  1. Bireysel başvuru ve devlet başvurusu olarak iki denetim yolu olarak öngörülmüştür.

AİHS bireylere, AİHS’de güvence altına alınan haklarını çiğneyen devlete karşı Sözleşme’nin denetim organına şikâyette bulunma imkânı tanımıştır. AİHS’nin bireylere tanımış olduğu bireysel başvuru hakkı, AİHS’nin öngördüğü denetim sisteminin en özgün ve en önemli parçasını teşkil etmektedir. Sözleşmenin ilk biçiminde bireysel başvuru Sözleşmeyi imzalayan devletlerce otomatik olarak kabul edilmiş olmuyordu.

Bunun için, Sözleşmenin eski 25. maddesinde düzenlenmiş olan bireysel başvuruyu ilgili devletin kabul beyanında bulunması gerekiyordu. Devlet başvurusu ise, Sözleşme ile güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin korunmasından her taraf devletin tek tek sorumlu tutulmasının ve böylece bir Avrupa Kamu düzeni oluşturulmak istenmesinin bir sonucu olarak kabul edilmiştir.

Her sözleşen devlet, diğer taraf devletlerin sözleşmeye saygılı davranıp davranmadığını denetlemekle yükümlüdür. Buna dayanarak, devletlerin çıkarı olsun olmasın, tek tek ya da diğer devletlerle birlikte bir devlet aleyhinde devlet başvurusunda bulunmaları mümkündür.

  1. Sözleşmenin sağladığı güvence ikincildir.

AİHS’nin temel hak ve özgürlüklerin korunması konusunda getirmiş olduğu denetim sistemi ikincil (tali, tamamlayıcı) niteliktedir. Diğer bir ifadeyle, bireyin temel hak ve özgürlüklerinin iç hukuk tarafından korunması asıldır. AİHS’nin öngördüğü güvenceden yararlanılabilmesi için öncelikle iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulunun aranması da AİHS’nin getirdiği korumanın ikincil niteliğini yansıtmaktadır. AİHM’e başvurmak için iç hukuk yollarının tüketilmesinin istenmesi, AİHS’le güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin korunması görevinin öncelikle ilgili devlete ait olduğunu göstermektedir.

  1. Sözleşme karşılıklılık ilkesine dayanmamaktadır.

AİHS çerçevesinde bir devletin Sözleşme ’den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi, başka bir devletin yükümlülüğünü yerine getirmesine bağlı değildir. AİHS’de yer alan hak ve özgürlükler sadece taraf devletlerin vatandaşlarına değil, yetki alanlarında bulunan herkese uygulanabilir niteliktedir. Sözleşmeye taraf olan devletler AİHS’nde yer alan hak ve özgürlükleri kendi yetki alanında bulunan herkese tanımak zorunda olduğundan, vatandaşlık bağı hakların korunmasının bir koşulu değildir.

Bu nedenle, bir ihlalin gerçekleşmesi veya gerçekleştiğinin ileri sürülmesi halinde, vatandaşlar gibi devletin egemenlik alanı içinde bulunan yabancıların da bireysel başvuru hakkı bulunmaktadır. Avusturya/İtalya davasında Avrupa İnsan Hakları ve Özgürlükleri Konvansiyonu (AİHK), ‘Taraf devletlerce üstlenilen yükümlülüklerin esas itibariyle objektif nitelikte olduğu, devletlerarasında sübjektif ve karşılıklı haklar doğurmayı değil, bireylerin temel haklarını taraf devletlerden gelecek ihlallere karşı korumak olduğu’ belirtilmiştir.

  1. Sözleşme ile tanınan haklardan yabancılar da yararlanır [7].

Koruma, sadece yurttaşlarla sınırlı tutulmamış, devletin yetki alanı içerisinde bulunan herkese tanınmıştır (m. 1). Yabancılardan anlaşılması gereken, yalnızca AİHS’ye taraf olan diğer ülkelerin yurttaşları olan yabancılar değil, yabancı uyruklu olan herkestir.

  1. Sözleşme iç hukuku etkiler [8].

Eğer, taraf devletin yetkili makamları tarafından ulusal mevzuata istinaden yapılan bir işlem veya eylemle ya da bir yargı organı kararıyla AİHS hükümlerinden birinin ihlal edildiği AİHM tarafından tespit edilirse, söz konusu devletin bu kararın gereğini yerine getirmesi gerekecektir. Bu durumda, AİHM’nin ilgili Sözleşmesel hakka aykırılığın kaynağı bir mevzuata dayanıyorsa, taraf devletler mevzuatı değiştirmek, eğer bir mahkeme kararına dayanıyorsa kararın sonuçlarını ortadan kaldıracak çözümler bulmak durumundadır.

  1. Sözleşme, temel hak ve özgürlükleri belirler ve bunlara sınırlama getirir.

AİHS’nde, temel hak ve özgürlükler bir taraftan tanınıp tanımlanırken, diğer taraftan hangi istisnalar altında, nasıl ve hangi koşullara göre sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir. AİHS’nde yer alan temel hak ve özgürlükler, niteliklerine göre, genel olarak meşru bir amaç taşıması, sınırlamanın yasal dayanağının bulunması ve demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olması kaydıyla sınırlanabilecektir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye 

Türkiye 18 Mayıs 1954’te sözleşmeyi onaylamış, 28 Ocak 1987’de de bireysel başvuru hakkını tanımıştır. Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990’da kabul etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesinde, usulüne göre yürürlüğe giren uluslararası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiasında bulunulamayacağı, ayrıca temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmaların kanunlarımızla aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde uluslararası antlaşma hükümlerinin geçerli olacağı güvence altına alınmıştır.

Anayasa Mahkemesi de, 7 Şubat 2008 tarihli kararında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesi çerçevesinde AİHS’in Türkiye’nin iç hukukunun bir parçası haline geldiğini, Sözleşme hükümlerinin nitelikli yasa hükmünde olduğunu ve AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, 2010 yılında halk oylamasıyla kabul edilen Anayasa değişiklikleri çerçevesinde, AİHM’de Türkiye aleyhine dava sayısı azaltmak ve sorunları iç hukukta çözmek amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı kabul edilmiştir. Konuya ilişkin yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilmektedir [9].

Sonuç 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafınca hazırlanmış ve 4 Kasım 1950 tarihinde Roma’da imzalanmıştır. AİHS’nin uluslararası arenada sağladığı düzen ‘Avrupa Kamu Düzeni’ olarak adlandırılmıştır. AİHS ile uluslararası arenada ilk kez insan haklarının korunması amacıyla bir mekanizma oluşturulması sağlanmıştır. AİHS’nin yargı ve denetim mekanizması AİHM’dir. AİHS ana metninin yanı sıra yıllar içerisinde sözleşmeyi zenginleştirmek ve geliştirmek amacıyla bazı protokoller eklenmiştir.

AİHS’in genel özelliklerine baktığımızda;

  • Sözleşme bireyi uluslararası hukukta da hak sahibi yapmıştır.
  • Bireysel başvuru ve devlet başvurusu olarak iki denetim yolu olarak öngörülmüştür.
  • Sözleşmenin sağladığı güvence ikincildir.
  • Sözleşme karşılıklılık ilkesine dayanmamaktadır.
  • Sözleşme ile tanınan haklardan yabancılar da yararlanır.
  • Sözleşme iç hukuku etkiler.
  • Sözleşme, temel hak ve özgürlükleri belirler ve bunlara sınırlama getirir.

 

Türkiye 1954’te sözleşmeyi onaylamış, 1987’de de bireysel başvuru hakkını tanımıştır. Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 1990’da kabul etmiştir. Türkiye, Anayasası’nın 90. maddesi ile AİHS’e aykırılık olabilmesi durumunu ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca 2010 yılında Anayasa Değişiklikleri referandumu sonucunda Türkiye aleyhindeki davaları azaltmak ve sorunları iç hukuk yoluyla çözebilmek amacıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapabilmenin yolunu açmıştır.

[irp posts=”77″ name=”Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Rusya’yı mahkum etti”]

KAYNAK

Dipnotlar
[1] Fikret Arık,” (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bakımından) İnsan Haklarının Milletlerarası Korunması II”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 16(4), 1961, s.116.

[2] “İnsan haklarının ve temel özgürlüklerininin korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi”, Aralık 2016, http://www.multeci.org.tr/wp-content/uploads/2016/12/AIHS.pdf (Erişim Tarihi: 24.01.2021).

[3] 11 no.lu Protokolle birlikte Sözleşmenin m. 1-18’ini oluşturan ilk maddesiyle I. bölümü, yani maddi haklarla ilgili bölüm aynı kalmış, fakat sonraki 3 bölüm (II, III ve IV. bölümler) kaldırılarak yerine 19-51. maddeleri ihtiva eden tek bir bölüm II. bölüm olarak konulmuştur. Yeni Sözleşmede Nihai Hükümler başlığı altındaki III. bölüm (m. 52-59) ilk halinin V. bölümüne tekabül etmektedir. Ancak, söz konusu III. bölüm hükümlerinde öncekilere nazaran önemli değişiklikler yapılmıştır. Görüldüğü üzere yeni Sözleşmede daha az madde bulunmaktadır.

[4] Mehmet Emin Çağıran, Uluslararası Alanda İnsan Hakları, Ankara: Turhan Kitapevi Yayınları, 2017, s.250.

[5] Özge Okay Tekinsoy, “Avrupa Kamu Düzeni Kavramı”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 1(1), 2011, 67.

[6] Mehmet Emin Çağıran, 2017, s.254-406.

[7] “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamı ve Özellikleri”, t.y. https://acikders.ankara.edu.tr/course/view.php?id=6904 (Erişim Tarihi: 24.01.2021).

[8] Tekin Akıllıoğlu, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İç Hukukumuz”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 44(03), 1989, s.159.

[9] “İnsan Hakları”, t.y. http://www.mfa.gov.tr/insan-haklari_.tr.mfa (Erişim Tarihi: 24.01.2021)
Kaynaklar
Akıllıoğlu, Tekin. “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İç Hukukumuz”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 44(03), 1989.

Arık, Fikret.” (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bakımından) İnsan Haklarının Milletlerarası Korunması II”, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi Dergisi, 16(4), 1961.

Çağıran, Mehmet Emin. Uluslararası Alanda İnsan Hakları. Ankara: Turhan Kitapevi Yayınları, 2017.

Tekinsoy, Özge Okay. “Avrupa Kamu Düzeni Kavramı”, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 1(1), 2011.

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamı ve Özellikleri”. T.y. https://acikders.ankara.edu.tr/course/view.php?id=6904 (Erişim Tarihi: 24.01.2021).

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi”. T.y. http://www.duzce.gov.tr/avrupa-insan-haklari-sozlesmesi (Erişim Tarihi: 24.01.2021).

“İnsan Hakları”. T.y. http://www.mfa.gov.tr/insan-haklari_.tr.mfa (Erişim Tarihi: 24.01.2021)

“İnsan haklarının ve temel özgürlüklerininin korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi”. Aralık 2016. http://www.multeci.org.tr/wp-content/uploads/2016/12/AIHS.pdf (Erişim Tarihi: 24.01.2021).

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

1 Yorum Var

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz