Arap Baharı Sonrası Arap Ülkelerinin Bugünkü Durumu

9500

Arap Baharı, Arap ülkelerindeki halkların ‘demokrasi ve özgürlük’ adına yaptıkları toplumsal protestolardır. Bu protestolar hem siyasi hemde silahlı harekettir. bu toplumsal harekette protestolar, mitingler, gösteriler ve iç çatışmalar yaşanmıştır. Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Cezayir, Ürdün ve Yemen‘de büyük çapta; Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas’ta küçük çapta etki göstermiştir. Arap dünyasında yaşanan bu büyük değişim hareketi sonucunda ise bazı diktatörler devrilmiştir. Peki Arap Baharı’nın büyük çapta etkilediği bu ülkelerin, şuan ne durumda olduğunu biliyor musunuz?

TUNUS
Arap Baharı protestoları ilk olarak Muhammed Buazizi adlı bir seyyar satıcının 18 Aralık 2010’da kendini yakmasıyla Tunus’ta başladı. Bu tepkiden sonra protestoların ardı arkası kesilmedi ve 23 yıldır ülkeyi yöneten Zeynel Abidin Bin Ali Tunus’u terk etmek zorunda kaldı.

arap baharı sonrasında tunus

Tunus’ta Abidin sonrasında (24 Ekim 2011’de) ilk demokratik seçimler yapıldı. Bu süreçte ki iki muhalif liderde suikast sonucu öldü. Sonrasında Tunus’ta 26 Ekim 2014’te parlamento seçimleri, aynı yıl 23 Kasım’da da ilk tur cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Tunus’da ki gelişmelerin en önemli sonucu ise, Arap Baharı’nın barışçıl ve çatışmasız bir şekilde geçiş yaptığı tek ülke olmasıdır. Bunun arka planında ise, Arap Baharı sonrası Tunus‘da ki Nahda Hareketi hoşgörü ve demokratik çerçevede mücadele etmesi yatmaktadır. (Tunus’un devrik lideri Zeynel Abidin Bin Ali ise şuan Suudi Arabistan’da)

MISIR
Tunus’ta ki protestolardan yaklaşık bir ay sonra 25 Ocak 2011’de ‘bahar’ Mısır’a sıçradı. 11 Şubat 2011’de ülkeyi 40 yıldır yöneten Hüsnü Mübarek görevinden istifa etti ve tutuklandı. Yüksek askeri konsey(başkanı Muhammed Hüseyin Tantavi), 6 ay sonra görevi sivil yönetime devredeceğim diyerek yönetimi idare etse de, sözünü tutmadı. Ülkede yeniden protestolar boy gösterdi.

arap baharı sonrasında mısır

Seçim yapıldı ve 28 Kasım 2011’de yapılan Halk ve Şura Meclisi seçimlerini Müslüman Kardeşler Hareketi kazandı. 30 Haziran 2012’de yapılan seçimde ise Muhammed Mursi cumhurbaşkanı oldu.
Ancak yaklaşık bir sene sonra 3 Temmuz 2013’te Sisi darbesiyle görevinden alındı. Yönetimi darbeci General Abdülfettah Sisi devraldı ve darbe karşıtı gösterileri kanlı bir şekilde bastırdı.

Mısır’da demokratik olarak ilk kez başkan olan Mursi ise şuan hapiste ve hakkındaki davalar devam ediyor. Peki Devrik lider Hüsnü Mübarek’e ne oldu? derseniz de, “göstericileri öldürmek” suçundan beraat etti.

LİBYA
Arap coğrafyasındaki protestolar çıktıça iktidarlar değişti. Mısır’da ki Hüsnü Mübarek’in görevi bırakmasından hemen sonra 15 Şubat 2011’de ‘bahar’ Libya’ya sıçradı. İsyancılar Bingazi’nin kontrolünü ele geçirdi. Ardından ülkeyi 42 yıldır yöneten Muammer Kaddafi’nin kente operasyon düzenleyeceği iddia edildi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi(BMGK), 17 Mart’ta uluslararası müdahalenin önünü açan karara onay verdi. İki gün sonra da Fransız uçakları Kaddafi güçlerinin mevzilerini bombalamaya başladı ve önemli yerlerden Sirte düştü. Sonrasındaki gelişmelerde Kaddafi isyancılar tarafından yakalandı ve linç edilerek öldürüldü.

arap baharı sonrasında libya

Bugün ise Libya’da iki ayrı hükümet, iki ayrı meclis var. Bu iki hükümet BM’nin arabulucu rolüyle 6 Aralık 2015’de birleşme kararı alsa da ülkede istikrarsızlık ve güvenlik krizi devam ediyor. Bu istikrarsızlıkla birlikte de IŞİD Libya’da oldukça etkisini arttırdı. Hatta ‘başkent’ ilan edebilecek kadar nüfuzu olduğu söyleniyor.

SURİYE
Arap Baharı’nın bitmediği, en ateşli yaşandığı, küresel güçlerin müdahalesinin olduğu Suriye’de ‘bahar’ 5. yılına girdi. Komşumuz Suriye’de 15 Mart 2011’de başlayan protestolar, kısa sürede tüm ülkeye yayıldı. Beş yıldır devam eden iç savaşta 300 bine yakın kişi hayatını kaybetti ki bunlar bilinenler. Sekiz milyon kişiyse evlerini terk etmek zorunda kaldı. AB ile Türkiye anlaşmasından sonra neredeyse 3 milyon Suriyeli de Türkiye’de barınacak.

arap baharı sonrasında suriye

Suriye iç savaşı ise diğerlerinden çok daha farklı. Burada Esad rejiminin destekçisi İran ve Rusya var. Karşı blokta ise bölgesel güçlerden Türkiye, Katar, Suudi Arabistan ve küresel güç ABD(Batı ülkeleri). İç savaşı çıkmaza sürükleyen bir taraf ise IŞİD belası.

YEMEN
Yemen’de ise devrim Ali Abdullah Salih’i devirmek için 27 Ocak 2011’de başladı ve ardından seçimler yapıldı. Abdullah Salih 33 yıllık iktidarı boyunca yapmış olabileceği hatalardan dolayı af dileyerek görevi bıraktı. Yemen’de tıpkı Suriye gibi iç savaşla cebelleşiyor.

arap baharı sonrasında yemen

Burada ki durumun da Suriye’deki savaşla benzer yanları var. Şii Husiler Mart 2015’te başkent Sana’yı ele geçirdi. Ve bu gelişmeden sonra mahiyet değiştiren iç savaş mezhep eksenli bir Suud- İran mücadelesine dönüştü. Onbinlerce insanın öldüğü ve ölmeye devam ettiği Yemen’de, çatışmaların karakterini çok farklı unsurlar belirliyor. Suriye’de küresel güçler ile birlikte hem mezhepsel hem de etnik örgütler varken, Yemen’de aşiret yapıları, mezhepler ve İran-Suudi Arabistan arasındaki mezhepsel çekişme boy gösteriyor.

BAHREYN
Körfez ülkeleri içinde ekonomik durumu iyi olmayan ama jeopolitik konumu itibariyle büyük öneme sahip olan Bahreyn’de Bahreyn’de ilk olarak 2011 yılında muhalif gösteriler başladı. Göstericiler ülkede demokratik ve siyasi reformların gerçekleştirmesini talep ettiler. Ama Bahreyn’de baharı es geçti. Sebebi ise Suudi Arabistan’ın baskıları. Bahreyn’de protestolar başlar başlamaz Suudi Arabistan Bahreyn Kraliyet ailesine destek amaçlı asker gönderdi ve muhaliflere karşı sert askeri tedbirler aldı. Bahreyn’de kraliyet ailesi Sünni ama protesto gösterileri yapanlar Şii’ydi. (yada Suudilere göre öyleydi)

arap baharı sonrasında bahreyn

Suudi Arabistan’ın Bahreyn politikasının 2 sebebi: 
Birincisi, Şiilerin iktidara gelmesi, İran’ın bölgedeki siyasi etkisini genişletecekti. İkincisi ise Bahreyn’deki Şii’lerin başarısı bölgedeki diğer Şii’lere de örnek olabilirdi.

Sonuç olarak isyanların üstü örtüldü ve ‘Arap Baharı’ burayı es geçti.

Bahreyn’in ABD açısından önemi ise:

Amerika Birleşik Devletlerinin 5. filo’sunun merkezi burada bulunuyor. Bahreyn’in başkenti Manama’da konuşlanan ABD’nin 5. filosu bütün çok geniş bir bölgeden sorumlu. 2.5 milyon deniz mili bir alandan ve Kenya’ya kadar uzanan bir coğrafyada yetkili olan 5. filo, bölgede yaptığı operasyonlar ile biliyor. Askeri üstte daimi olarak 4000 ile 6000 arası askeri personel bulundurulurken tüm bölgede genel olarak 30.000 askerlik bir güç olduğu belirtiliyor. Bahreyn sadece bir stratejik bölge olarak değil “İran’ın siyasal etkisinden ve olası saldırılarından korunması gereken bir enerji bölgesi” olarak da Beyaz Saray ve Pentagon için önemli bir ülke konumunda.

Arap Baharı’nın 5. yılı adlı al jazeera çalışmasıyla Arap Baharının gidişatı hakkında daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Sözlerimi bir fotoğrafla bitireyim:

devrik liderler
Kaddafi dışında hepsi yaşıyor

Kaynaklar: 
http://www.dunyabulteni.net/dunya/349201/arap-bahari-ulkeleri-bugun-ne-durumda 
http://haber.sol.org.tr/dunyadan/bahreyn-de-catismalar-suruyor-arap-bahari-ulkeye-ugramadi-haberi-46495
http://www.dnoweb.blogspot.com

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz