Arap Baharı birçok ülkede rejimleri değiştirirken, yerini kaos ve istikrarsızlığa bıraktı. Mısır’da ordu ülkenin demokrasiyle seçilen ilk cumhurbaşkanını devirdikten sonra darbeci yönetim otoriteyi daha da sertleştirdi. Tunus’un komşusu Libya‘da ise Kaddafi sonrasında sayısız grubun silahlı çatışmaya girdiği, ve biri Trablus, diğeri de Tobruk’ta olmak üzere birbirine rakip iki hükümetin zuhur ettiği bir duruma geldi.
Suriye yabancı müdahaleler ile etnik ve mezheb savaşının sergilendiği bir yer olurken, Yemen’de de devrik lider Ali Abdullah Salih’in müttefiki Husiler ile Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap İttifakı’nın desteklediği Hadi hükümeti arasındaki kanlı bir mücadele içinde buldu.
Arap Baharı’nın en durgun ve kansız geçtiği yer ise Tunus oldu. Bölgedeki en ilerlemeci anayasa sayılan bir metin ülkede yürürlüğü girebildi. 2014’te seçimlerden zaferle çıkan Nida Tunus ve Nahda Hareketi’nin başını çektiği dört parti koalisyon hükümetini kurdu.
Baharın başladığı ülke Tunus, diğer Arap ülkelerine nazaran ‘Baharı’ daha kısa ve kaossuz geçirdi denebilir. Ülkedeki siyasiler ve askerler genel itibariyle kişisel çıkar ve hazlarının peşlerine düşmediği ise aşikar.
Tunus Neden Karışmadı?
Tunus halkında ki dayanışmacı ruhla birlikte, mezhepçi, etnik, dini veya kabileci bölünmelerin olmaması; Irak, Yemen ve Suriye’de ki gibi siyasi ve mezhepçi ayrışmaların olmamasını engelledi.
Tunus’ta askerin siyasete müdahil olması gibi bir gelenek de yok. Kışladan ayrılmayan ordu siyasete girmeyip, ülke sınırlarını koruma yükümlülüğünü yerine getirmeye çalışıyor. Bu da ülkenin istikbali için en önemli gelişme sayılabilir.
Ülkede siyasilerin de tıpkı askerler gibi kişisel çıkarlarının peşine düşmeyip ülke çıkarlarını düşündüğü söylenebilir. Öyle ki önde gelen iki siyasetçinin suikastı sonrasında iktidardaki Nahda partisi, Arap siyaset tarihinde görülmemiş bir karar aldı. Tartışılmayacak seçim zaferine rağmen iktidardan feragat etmişti.
Tunus’taki siyasilerin bu uzlaşmacı havası ülkeyi karışıklıktan kurtardı. Bağımsız bir seçim komitesi kurularak, iktidar partisi olan Nahda’nın lideri, muhalefeti 15 Ağustos 2013’te Kurtuluş Cephesi şemsiyesi altında toplayan ‘baş düşmanı’ Kaid el Sebsi(şuanki cumhurbaşkanı) ile Paris’te bir araya geldi. Görüşmenin sonucunda, ülkeyi politik çıkmazdan kurtaracak bir yol haritasında anlaşıldı. Bu gidişatın bir sonucu olarak da Nahda’nın Anayasal Demokratik İttifak’ının yetkililerini siyasetten men eden “Devrim Koruma” kanunundan vazgeçerek çoğu muhalifin siyasi arenaya tekrar dönmesi sağlandı. Libya’daki, Mısır’daki “siyaset yasağı” ve Irak’taki baas tasfiyesiyle iki ülkenin de iç savaşa sürüklenmesiyle Nahda’nın aldığı bu kararın ne kadar da isabetli olduğu ise ortaya çıktı.
Tunus Cumhurbaşkanı El Bacı Kaid el Sebsi |
Demokrasinin yayılmasından korkan Körfez ülkelerinin Arapların diktatörlere karşı ayaklandığı her yerde demokratikleşme faaliyetlerini baltalamada oynadığı rol ise bu ülkelerin en büyük sorunu. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler Arap ülkelerine tabiri caizse demokrasi karşıtlığı üzerine dış politika izliyor. Bu Körfez ülkeleri Arap ülkelerindeki ‘Müslüman Kardeşler’ gibi hareketlere karşı olan yönetimlere açık para desteği sağlıyor. En yakın örnek olarak da Mısır’da ki darbeci Sisi yönetimine destekleri gösterilebilir. Tunus Cumhurbaşkanı Baci Kaid Sibsi’ye, Mısır’dakine benzer bir senaryoyla iktidarı alması karşılığında Birleşik Arap Emirliklerinin para desteği vereceğini, ama bunu Kaid Sibsi’nin reddettiği ise önceden haber ajanslarından duyrulmuştu.
Sonuç olarak Tunusta; Suriye, Mısır, Yemen ve Libya gibi kaos ortamı, Tunus’ta ki siyasilerin, askerlerin ve en önemlisi halkının katkılarıyla bir şekilde engellenmiştir. Ülkeyi karışmayı isteyen dış güçler ve terör örgütlerinin de bir şekilde karşısında durmaya çalışan Tunus halkı ve siyasileri, Arap Baharı’nı en başarılı atlatan ülke olarak gösterilmektedir.
‘Arap Baharı sonrası Arap ülkelerinin bugünkü durumu’ adlı yazımızı okuyarak Libya, Mısır, Bahreyn gibi ülkelerdeki şuanki durum hakkında bilgi alabilirsiniz.
Kaynak:
http://www.aljazeera.com.tr/haber/bae-tunusa-bir-sisi-ariyor
http://www.dunyabulteni.net/yazar/sumeyye-gannusi/20540/devrimin-5-yilinda-tunusun-goreceli-basarisi
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
ortadoğu da demokratik ülkelerin varlığı körfezde ki krallar için tehdit bu yüzden türkiye ve tunus gibi demokrasilerin diğer ülkelere örnek olma ihtimali onları korkutuyor.
mısırda sisiye milyar dolarlar akıtan krallar aynısını da türkiye de yapmak istiyordu.
zaten wikileaks’in kurucusu assange darbenin arkasında abd ve arabistan var demişti.