Osmanlı İmparatorluğu’nun, İran sınırında, (güneydoğusunun) idari yapılanması kuzeyde Zagros dağlarından Dicle nehrine açılan düzlüklerde Musul Vilayeti, merkezde kadim dönemlerden kalma tarihi şehri ile Bağdat Vilayeti ve güneyde körfeze çıkışı olan Basra Vilayeti… Bu 3’lü idari yapılanma, Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki İngiliz işgali sırasında birleştirilerek günümüz Irak Devleti’ni ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Kuveyt ise 1800’lerin sonunda Osmanlı’nın güneydeki Basra vilayetine bağlı limanı olan bir ticaret kasabasıydı. Ta ki Almanlar, Osmanlı ile ilişkilerine arttırana dek…
1871 yılında ulusal birliğini sağladıktan sonra Almanya, yarıştaki kaybını kapamak için saldırgan bir politika izledi. II. Abdülhamit döneminde başlayan Alman-Osmanlı ilişkileri sonucunda Berlin-Bağdat demiryolu imtiyaz haklarını alan Almanlar bir de Basra körfezinde buharlı gemi seferlerine başladı. Daha önceki dönemlerde de büyük bir Alman nüfusunun Fırat kıyılarına yerleştirilmesi gündeme gelmiş ancak bir hayalden öteye geçememişti.
Bu gelişmeler İngilizleri dehşete düşürmeye yetti bile. Napolyon’un Mısır kıyılarına çıkmasından beri diğer ezeli rakipleri, sömürgeci devletlerin, Britanya adası ile Hindistan arasındaki yolu kesmesi ve Hindistan için bir tehlike haline gelmesi, İngilizlerin en korkulu rüyalarından biridir. Almanların Ortadoğu’daki artan ticari varlığı ve Hindistan için potansiyel bir tehlike olması, İngilizleri hemen bir şeyler yapmaya itti.
Telaşa kapılan İngilizler, küçük ticaret limanı Kuveyt’in şeyhine yaptıkları yardımlarla Almanların gemileri için kolaylık sağlamasını engelledi. Bu hamle, Kuveyt’in ayrı bir statü kazanmasına neden olacak süreci başlatacak olan hamleydi. Artık Kuveyt, Irak için bir dış kapı haline gelecek, Basra Körfezi’ndeki İngiliz politikası da bu kapının sağlamlığını güvence edecekti.
Birinci Dünya Savaşı’nın ilk dönemlerinde Osmanlıya savaş ilan etmeyen İngilizler, ilk iş olarak Kuveyt’i İngiliz himayesinde bağımsız bir devlet olarak tanıdığını ilan etti; ve böylece Osmanlılar için Kuveyt sayfası tamamen kapandı. Daha sonra çoğunluğu Hintli olan ordusu ile Basra’ya çıktı. Bu durum, Osmanlı için bütün Ortadoğu sayfasını kapatacak süreci başlattı.
Savaştan sonraki yıllarda Kuveyt’in bu statüsü devam ederken, Irak, İngilizlerden kısmi bağımsızlığını almıştı. Irak toplumunun Kuveyt üstündeki hak iddiası ilk dönem krallıkta da daha sonraki cumhuriyette de sürmekteydi. Iraklı politikacıların görüşü ”Kuveyt şeyhinin Irak’ın vilayeti Basra’nın Kuveyt denen kısmının kaymakamı olduğudur.” Ancak, ülkedeki İngiliz politikasının ve yardımlarının özellikle de 1938’de petrol bulunması ile artması sonucu 1961 yılına gelindiğinde Kuveyt’in bağımsızlığı kabul görecek bir konum kazandı.
Kuveyt bağımsız oldu olmasına ama Iraklıların kendisine bakışı değişmedi. 1991 yılında aynı tarihi nedenlerle Saddam ülkeyi işgal etti ve yine benzer tarihi çıkarlar nedeniyle de Batılı koalisyon gücü Irak’a karşı Körfez savaşını başlattı.
Şehmus Kızılkan
StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.