Su 100 Derecede Kaynar, Peki Dünyamız?

558
Yazarlık Başvurusu

Dünyamızın her geçen günü diğer günleri aratacak kıvamda ilerlemesi, “Ütopya” dünyasından uzaklaşmamıza ve daha çok realizme yönelmemize sebep oluyor. Değişen devlet başkanları ve buna bağlı ülke ideolojileri, –yoksa ülke ideolojileri değiştiği için mi devlet başkanları değişiyor, tartışılır- değişen müttefikler ve düşman ilişkileri derken her gün daha da kaynama noktasına ulaşan dünyamızı seyrediyoruz.

Realizm dedik, altını dolduralım;
Şimdi, sadece son zamanlarda olan olayları –daha çok ülkemiz merkezli olacak tabii ki- ufak ufak sıralayacağım. Sonuçlarını ve neler olabileceğini seçenekler halinde o temelin etrafında ele alacağım.

1) Türk-Rus yakınlaşmasından sonra Suriye’de ortak operasyonlar başladı ve Astana toplantıları gerçekleşti. (İran’ın pek memnun olmadığını söylemiştim daha önce).

2) ABD’de Trump iktidara geldi. Avrupa başta olmak üzere ABD’nin belli bir kesimi ayaklandı. Saddam gelse ancak bu kadar tepki verirlerdi herhalde.

3) Rusya-Ukrayna krizi alevlendi ve çatışmalar –özellikle Donetsk’te- arttı. Nato-Rusya krizinin kapıda olduğu anlaşıldı.

4) Kıbrıs müzakereleri başladı ve beklenilen şekilde bir sonuç çıkarılamadı.

5) Trump, vadettiği gibi Kudüs konusunda elçiliği oraya taşıyacağını açıkladı ve İran için terör devleti yakıştırmasını yaptı.

6) Yunanistan ile Kardak krizi alevlendi. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, kayalıkları ziyaret etti.

7) El-Bab’ta Türk Ordusu büyük ilerleyiş kaydetti. Rakka için yeşil ışık yaktı.

8) Türkiye’ye ziyaretler: İngiltere Başbakanı Theresa May, Alman Şansölyesi Angela Merkel, BM Genel Sekreteri, İngiltere Genelkurmay Başkanı ve son olarak da CIA başkanı Türkiye’yi ziyaret ettiler.

9) CIA başkanının ziyaretiyle aynı gün Rusya El-Bab’ta “yanlışlıkla” Türk askerlerini şehit etti.

10) Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hulusi Akar, Körfez ülkelerini ziyaret için yola koyuldu.

Yukarıda 10 maddelik tam kronolojik olmayan çeşitli olaylar silsilesi anlatıldı. Dünyamızı ısındıran olaylar demek daha doğru olacaktır.

Peki bu olaylar ne anlama geliyor?

Bu olaylara çeşitli komplo teorilerini sıkıştırıp, twitter’da Ortadoğu uzmanlığı yapmak elbette mümkün ancak bunlar realiteden bir hayli uzak hareketler ve ülkemiz realizmden idealizme yaklaştıkça, canı yanan bir ülke konumuna düşüyor. Türkiye, bulunduğu konum itibariyle –coğrafi konum- idealizmden çok realizm ile dış politikasına şekil vermek zorundadır.

Peki, yukarıdaki silsilelerden ne anlıyoruz?

Trump Amerikası’nın, İran’a düşmanlık beslediği gayet açık olsa gerek. Önümüzdeki dönemlerde NPT anlaşmasının dışına çıkılabileceğini ve iplerin bir hayli gerileceğini öngörmek doğru olacaktır.

Öte yandan, Rusya ile iyi ilişki içinde olan ABD, bunu Suriye’de de devam ettirecek gibi görünüyor. Trump’ın gözü, daha çok Çin ve bölgesi üzerine anlaşılan.

Türkiye’nin kuzeyinde ısınan Karadeniz suları, çoktan buharlaşmaya başladı bile. Rusya, kendi sınırında Nato kölesi bir yapılanma istemiyor. Bunun için de Ukrayna’yı yutmaya hazır. Kırım’a ses çıkarmayan Nato, emin olun buna da ses çıkaramayacaktır.

Suriye’deki duruma gelince, Türkiye ile uçak düşürme olayının ardından ikili ilişkilerini artıran Rusya, DEAŞ’a karşı birlikte operasyonlar yapmaya başlamıştı ki, kimilerine göre beklenmeyen kimilerine göre ise beklenen bir takım olaylar gelişti. Rusya, PYD ve PKK’yı terör örgütü olarak tanımadığını açıkladı. CIA Başkanının Türkiye ziyaretiyle aynı gün ise, Türk askerlerini “yanlışlıkla” bombaladı. Bu saldırının altında bir çok teori yatabilir. Ancak en realisti şu ikisidir:

a) Türk askerlerini Esad rejimi vurdu ve Rusya bunu büyütmemek için araya girdi.

b) Türk askerlerini Rusya fırsattan yararlanarak vurdu. Hem düşen uçağın karşılığı hem de Türkiye’ye CIA uyarısı.

Bu ikisi dışındaki yorumlar maalesef realist gelmiyor.

Son olarak, Türkiye’ye ziyaretler ve Erdoğan’ın ziyaretleri ne anlama geliyor?

Ben bu ziyaretleri, “bizimle misin” ziyareti olarak okuyorum.
Isınan ve içine kapanan dünyamızın müttefik arayan devleri, bir bir etrafı turluyor. Bunlardan birisi de elbette Türkiye.
Ziyarete gelenler: ABD-ALMANYA-İNGİLTERE-BM
Ziyarete Gidilenler: BAHREYN-S.ARABİSTAN-KATAR

Özellikle uluslararası ilişkilerde hiçbir şey tesadüfle açıklanamaz. Bu ziyaretler de öyle. Dünyamızın ısındığını gösteren ve kaynama noktasına ramak kaldığını gösteren ziyaretler bunlar. Türkiye, dengeyi korumak zorunda. Her iki tarafından kendisini arkadan vurmak için en iyi zamanı kolladığını unutmamak zorunda.

Son not: Suriye konusunda Rakka operasyonundan sonra, Kıbrıs için –özellikle adalar- atağa kalkan bir Türkiye kimseyi şaşırtmasın. Ayrıca, ABD’nin Rakka’da Türkiye ile operasyon yapması PYD tercihinden dolayı zor görünüyor. Türkiye’yi Fırat’ın doğusuna geçireceklerini sanmıyorum.

El Bab şehir savaşını takip etmek için tıklayın.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

5 YORUMLAR

  1. 1945 te kurulan dünya düzeni, 1920 deki kurulmuş ortadoğudaki düzenide içine alacak şekilde, yeniden şekillendirilmeye başladı ve operasyonlar sertleşerek hızlanıyor. İlave olarak bir kaç husus belirtmek istiyorum. ABD nin, Çin’e karşı savaş açmayacağını düşünüyorsanız, yanılırsınız. Unutmayınız ki, bu ülkeler bundan elli yıl öncede birbirlerine girmişlerdi. Çin ekonomik yönden ABD yi geçmiş durumda. Şimdi de, askeri bakımdan güçlenmeye çalışıyor. Tasmalı köpeği K.Kore’de havlamaktan vazgeçmiyor. Eğer ABD, Çin’in önün alamaz ise, pasifiği kaybeder. Denizlere hakim olan, dünyaya hakim olur. Pasifiği kaybeden bir ABD, ileride Atlantiğide kaybetme noktasına gelir. Çünkü Pasifikte gücü eline alan Çin, Rusya ile bağlarını daha da güçlendirecektir. Güçlü Rusya, zayıf gözüken Avrupa’da oluşmuş dengeyi bozucu baskılara başlayacaktır. Özellikle doğu Avrupa’dan doğru. Böylece ABD , Avrupa, bir taraftan Rusya, diğer taraftan Çin tarafından kuşatılmış olacaktır. ABD bunu göze alamaz. Çin’i askeri gücünü yükseltmeden, boyun eğdirmek zorundadır. Savaş’ta bunun bir seçeneğidir. Lakin büyük kapışmadan önce, ortadoğudan ABD nin emin olması gerekmektedir. Dolayısıyla, Ortadoğu’da sürekli, komşu ülke topraklarında, desteklediği şii gruplarla huzursuzluk çıkaran yada etkisi altına almaya çalışan bir Çin-Rusya müttefiği bulunmaktadır. İran. Öncelikle İran’ın nötr hale gelmesi gerekmektedir. İran bugün ulaştığı teknolojik düzey açısından , isterse 1 ay içinde veya bilmediniz 2 ay içerisinde nükleer silah üretebilir. Buda Ortadoğu’daki tüm komşularını, ezme gücü verir İran’a. Yada en azından, taş devrine döndürebilir bölgeyi. ABD , Ortadoğu’daki bu sorunu çözdükten sonra, Çin’e yönelecektir. Çin sürekli olarak Kore yarımadasından doğru işgal edilmiştir. Dolayısıyla ilk işi bitirilecek olan K.Kore’dir. K.Kore başkanının kardeşinin öldürülmesi’de bu yüzdendir. K.Kore’deki başkan, kardeşinin kendisinin muhalifi olduğunu bilmekte ve kendisinin yerine yarın öbürgün , devrildiğinde kardeşinin getirileceğini bilmektedir. O yüzden rakibini ortadan kaldırmıştır. Ancak Kore gittiğinde, önümüze birleşmiş bir Kore çıkacaktır. Olası bir savaşın sonunda. Farkındaysanız 3 ay içinde Rusya 5 adet değerli diplomatını kaybetmiştir. Dikkat…. Rusya’da bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. ABD ile mi , yoksa Çin ile mi beraber olacak?

  2. donald trump iran veya çin gibi ülkelerle savaş çıkartamaz. istesede bunu yapamaz çünkü böyle bir savaşta abd ordusununda kaybı büyük olacağından ülkede yada isyan çıkar yada ordu kayıp vermek istemeyeceğinden darbe yapar.
    abdnin tek yapabileceği şey ya küçük ve bölünmüş ülkelere saldırmak yada ufak örgütlere bomba atmak

  3. hulusi akar kayalıkları ziyaret etmedi(daha doğrusu edemedi) yaklaştı ama kayalıklara ayağını bamadı bassa daha güzel olurdu.
    bence abartıyorsunuz çoğu şeyi. mesela kardak krizine bağlı atışmalar hep oluyor bundan dolayı savaş çıkmaz merak etmeyin 90’larda çıkmamış şimdi hiç çıkmaz.(keşke çıksa)

  4. Türkiye, kimin arabasına binse onun kasetini çalıyor. ABD Romanya sınırına askeri sevkiyat yapmaya devam ediyor. Putin ve Trump arası ilişkiler ne boyut alacak kimse bilmiyor. Her ne kadar dostane tavırlar sergileselerde ABD ve Rusya ebedi düşmandır. Türkiye’nin tıpkı acemler gibi kendi politikalarını kendi oluşturması gerektiğini düşünüyorum.

  5. İlginç tespitler, güzel bir yazı. Banada rejim vurup Rusya üstlendi gibi geliyor ama haberlerde Rus uçağı dendi. Yani Rus yapımı uçakmi yoksa Rusya’ya ait uçak? Ayrıca ben Iran Batı çatışma ihtimalini vermiyorum.

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz