17 ağustos 2017 günü yıllık 11 milyon turistin ziyaret ettiği ve tam da turizm sezonun en canlı döneminde olan, İspanya’nın Katalonya Özerk Bölgesindeki Barselona şehrinde menfur bir terör saldırısı meydana geldi. Saldırı, kiralık bir kamyonetin kaldırıma çıkarak yayları ezmesi sonucu gerçekleşti. Şehrin en gözde caddesi Las Ramblas’da meydana gelen terör saldırısında 13 kişi hayatını yitirirken arlarında çok sayıda ağır yaralı bulunan 80 kişi de hastanede tedavi altına alındı. Barselona’da başka bir cadde de iki polis memuruna çarpan bir aracın sürücüsünün ise öldürüldüğü duyuruldu.
Saldırıdan sonra iki kişinin tutuklandığı açıklanırken saldırı ile ilgisi olan bir kişinin Fas doğumlu bir kişi olduğu bildirildi. Saldırıdan sonra İspanya’da güvenlik önlemleri en üst seviyeye çıkartıldı. Saldırı IŞİD tarafından üstlenilirken ‘Amak’ta yapılan açıklamada saldırıyı yapanların IŞİD askeri olduğu ve saldırının IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyon üyelerine karşı bir cevap olduğu açıklandı. İspanya’da 2004 yılında da El Kaide tarafından gerçekleştirilen ve 200 kişiye yakın insanın öldüğü bir saldırı yaşamıştı.
Saldırının şekline bakıldığında saldırının tipik bir IŞİD yalnız kurt eylemi olduğu aşikardır. 2016 yılında IŞİD tarafından yayınlanan ve yalnız kurt saldırılarının başarılı bir şeklide nasıl gerçekleştirileceği anlatılan yazıda saldırganların araçları bir silah olarak kullanmaları ve yanlarında ikinci bir silah taşımaları gerektiği anlatılmaktaydı. Hatta örgüt daha birkaç hafta önce Avrupa’da kamyon saldırılarının arttırılması çağrısında bulunmuştu.
Örgütün saldırı için Katalonya’yı seçmesi elbette içinde terörizmin evrildiği vekalet savaşları yöntemine gayet uygun görünmektedir. İstihbarat’ta ‘False Flag’ olarak da adlandırılan bu tür eylemlerde saldırıyı gerçekleştiren kişiler çok kısa sürede yakalansa da hücre tipi çalışan yalnız kurt saldırganlarının arkasındaki bağlar hiçbir zaman ortaya çıkarılmaz. Barcelona saldırısında da durum bundan farklı olamayacaktır.
Eylem için Barselona’nın seçilmesi hem İspanya genelinde hem de Katalonya özelinde karışıklık oluşturmayı amaçlamaktadır. Saldırının İspanya’dan ayrılmak için sürekli bir çaba içerisinde olan Katalonya bölgesinde olması eylemin daha çok ses getirmesini sağlamıştır. Bu durum ülke içinde ayrılıkçı seslerin yükselmesine zemin oluşturulacaktır. Daha önce İspanya’dan ayrılmak için yapılan referandum yaklaşık yüzde 37’lik bir katılımla gerçekleşmiş ve katılımcıların yüzde 80’ninden fazlası ayrılık yönünde oy kullanmıştır. Katalonya Meclisi, İspanya Yüksek Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve İspanya Meclisi tarafından onaylanmamış da olsa 1 Ekim’de tekrar referandum yapacaklarını açıklamıştır. Seçime kısa bir süre kalmış olması referanduma katılımın artmasını etkileyecektir.
Saldırının zamanlaması ise Katalonya’da bir grubun turist karşıtı eylemlerine denk geldi. Bir süredir devam eden eylemler nedeni ile Barselona zaten Avrupa ve Dünya gündemindeydi. Eylemciler bazı duvarlara ‘Turistler defolun, mülteciler hoş geldiniz’ şeklinde yazılar yazmakta ve zaman zaman sahillerde el ele tutuşarak turistlerin denize girmesine engel olmaktaydı. Tam da turizm sezonun en canlı dönemine rastlayan bu protestolar ve meydana gelen saldırı ile – Turizm’in ülkedeki tüm iş gücünün yüzde 13’ünü oluşturduğu göz önüne alındığında- İspanya’da ekonomik bir gerileme yaşanması muhtemeldir. Saldırılardan sonra daha önce mülteciler konusunda ılımlı davranan İspanya’da göçmenlere karşı tutumda bir değişme olacaktır.
Saldırıları üstlenen IŞİD için bu saldırılar psikolojik bir avantaj anlamına gelmektedir. Bu durum her ne kadar Suriye ve Irak’ta yaşadığı gerilemeye bir katkı sağlamayacak olsa da son zamanlarda eleman bulmada sorun yaşayan örgütün Avrupa içinde eleman devşirmesini sağlayacak ve yandaşlarının gözündeki durumunu güçlendirecektir. Yapılan saldırıyı propaganda aracı haline getirecek örgüt başka ülkelerdeki benzer saldırıları tetikleyecektir.
Saldırılarda ülkemizi ilgilendiren bir konu ise terör saldırısından sonra saldırganların bir Türk restoranında saklandıkları ve içerdekileri rehin aldıkları yönünde çıkan ve daha sonra İspanya hükümeti tarafından yalanlanan haberdir. Böyle bir terör saldırısında ülkemizin isminin hiçbir bağlantısı olmadığı halde terör ile beraber anılması Türkiye’yi teröre destekle bağdaştırmayı amaçlayan algı yönetiminin bir parçasıdır. Daha önce Burkina Faso’da meydana gelen terör saldırısında da bir Türk restoranı saldırganların hedefi olmuş ve ülkemizin ismi hiç bir bağlantısı olmamasına rağmen kasıtlı olarak terör saldırılarında sıklıkla anılmıştı.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
IŞİD bilerek avrupada turizm bölgelerini vuruyor.Bu sayede avrupa turizmine darbe vurmayı ve ekonomiyi geriletmeyi hedefliyor.2014 ten bu yana Avrupadaki saldırılarda nerdeyse 700 800 kişi öldü.Ve ırak ve suriyedeki avrupalı IŞİD savaşçıları geri döndükçe bu saldırılar sıklaşacak gibi.