İspanya İç Savaşı: İkinci Dünya Savaşı’nın Provası

1066

İkinci Dünya Savaşı öncesinde dünyanın politik anlamda tansiyonunu yükselten birçok olay yaşanmış ve kutuplaşmalar oluşmuştur. Özellikle 1.Dünya Savaşı’ndan kalan Tamirat Borçları’nın da etkisiyle 1929 yılında ABD’de başlayan “Büyük Buhran” tüm dünyayı, bilhassa Avrupa’yı derinden etkilemiş, kıtlıkların yaşanmasına ve ülke ekonomilerinin çökmesine neden olmuştur. Büyük Buhran’ın da etkisiyle iktidarlarda ideolojik değişimler yaşanmaya başlamış, Faşist ideoloji Almanya ve İtalya’da iktidarı ele alırken birçok ülkede de taraftar bulmuştur.  Uluslararası konjoktürde yaşanan bu gelişmeler neticesinde, İspanya’da da gerilim 1930’lu yılların başından itibaren yükselmeye başlamış ve 17 Temmuz 1936- 1 Nisan 1939 tarihleri arasında seçimle yönetime gelen Cumhuriyetçiler ile General Franco liderliğindeki Falanjist Milliyetçi güçler arasında bir iç savaş yaşanmıştır.

İspanya İç Savaşı’nda çatışmalar ve iç savaşın haritası.

Uluslararası Aktörlerin İspanya İç Savaşı’na Etkileri

12 Nisan 1931 yılında yapılan belediye seçimlerini kazanan Cumhuriyetçiler, İspanya Kralı XIII. Alfonso’nun tahtan çekilmesi ve ülkeyi terk etmesi sonrası yönetimi ele geçirdiler. Bu yönetimin özellikle Bask ve Katalan bölgesine özerklik tanıma yönündeki çabaları mevcut siyasi ortamın gerginliğini arttırdı. Cumhuriyetçi yönetimin bu davranışının aksine 1933 yılında yapılan seçimleri kazanan “Sağcı Cephe” Bask ve Katalunya bölgesinde devrimci hareketleri bastırmaya yönelik eylemlerde bulunmuş ve sonucunda İç Savaş için gerekli olan kutuplaşma ortamı oluşmuştur.[1] Sağcı Cephe’nin ardından, 1936 yılında yapılan seçimleri, yönetimi ele alan Cumhuriyetçiler’in kazanması özellikle İspanyol ordusunda bir takım faşist hareketlerin yükselmesine neden olmuş, Cumhuriyetçiler’in bu hareketleri bastırmaya yönelik teşebbüsleri doğrultusunda 17 Temmuz’da Fas, 18 Temmuz’da İspanya garnizonları ayaklanmış ve İç Savaş’ın fitili artık ateşlenmiştir.

İspanyol siyasal hayatında yaşanan bu kutuplaşma, uluslararası aktörlerin ilgisini, II.Dünya Savaş’ı öncesi yaşanan diğer sıcak çatışma alanlarına göre daha çok çektiği bu aktörlerin savaşa verdikleri destek ve propagandalardan anlaşılmaktadır. Ne Japonya’nın Mançurya ve Çin’i işgali ne de İtalya’nın Habeşistan(günümüz Etiyopyası)’ı işgali İkinci Dünya Savaşı’nın saflarının belirginleşmesin de İspanya İç Savaşı kadar etkili olmamıştı.Bunun en önemli etkisi İspanya’nın Avrupa kıtasında yer alması ve yükselen faşist ideolojilerin kıtada endişe yaratması olarak görmek mümkün çünkü bahsettiğimiz diğer sıcak çatışmalar Avrupa kıtasını İspanya İç Savaşı kadar etkilemiyor ve tedirgin etmiyordu. Bu bağlamda, İspanya İç Savaşı’nda Franco komutasındaki Falanjist Milliyetçi güçleri, ideolojik eksen olarak kendilerine yakın gören Almanya ve İtalya desteklerken, Cumhuriyetçi güçleri ise yine ideolojik eksen bakımından Sovyetler Birliği ve faşist ideolojiye sahip üçüncü bir komşu istemeyen Fransa desteklemekteydi. Özellikle Nazi Almanyası ve İtalya, Falanjistler’e verdikleri destekle savaşın seyrine etki etmiştir.

Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanyası’nın İç Savaş’a ilk etkisi , milliyetçi güçleri destekleme kararı aldıktan sonra 26 Temmuz’da “Magic-Fire” operasyonu ile İspanya’nın Afrika ordusunu resmen Sevilla şehrine taşımasıyla olmuştur. Daha sonrasında Milliyetçi güçlere yardım amacıyla kurulan Condor Lejyonu, Hugo Sperrte ve Alexander Holle komutasında İspanya’ya gönderilmiş , özellikle Madrid Muharebesi ve Guernica bombardımanında hava kuvvetlerinin gücünün de etkisiyle önemli kazanımlar elde etmiştir. Almanya’nın katkıları sadece kara ve hava kuvvetleri ile kalmamış, donanması “Kriegsmarine”’e ait başta Deutschland ve Amiral Scheer gemileri olmak üzere gönderdiği destekle birlikte İspanya kıyılarını Cumhuriyetçi güçlere karşı korumuş ve Cumhuriyetçi deniz gücüne ait gemileri batırmıştır. [2]

Benito Mussolini liderliğindeki İtalya da tıpkı Nazi Almanyası gibi ideolojik eksen olarak gördüğü Franco güçlerini askeri ve siyasi anlamda destekleyerek kendi kuvvetlerini test etmek imkanı bulmuştur. Bu bağlamda İtalya, İspanya İç Savaşı’nda görev almak üzere bir sefer kuvveti oluşturmuştur. “Corpo Truppe Volontaire” ismi verilen bu kuvvet Aralık 1936-Mayıs 1939 arasında milliyetçi güçleri destekleyerek kazanımlar edinilmesine destek olmuştur. Mussolini’nin damadı ve İtalya Dışişleri Bakanı Kont Galeazzo Ciano da, 3 Ocak 1939’da günlüğüne yazdığı notta:” İspanya’da Corpo Truppe Volontaire, yeniden taarruza geçti. Görünüşe bakılırsa bazı başarılar sağladık.” [3]diyerek bu kazanımları dile getirmektedir. Nazi Almanyası ve İtalya’nın İspanya İç Savaşı’na gösterdikleri önem yalnızca ideolojik eksenden kaynaklanmıyordu, güçlü ordu ve bu ordunun daha hızlı hareket edebilmesi yani geniş anlamda askeri gücü arttırabilmek için İspanyol madenlerine ihtiyaç duymuştur.

İdeolojik eksen olarak sosyalist düşünceyi benimseyen Cumhuriyetçiler de ise durum daha farklıdır. Cumhuriyetçileri destekçileri genel olarak Avrupa’da faşist düşüncenin engellemesini isteyen Britanya ve Fransa olurken, cumhuriyetçileri eksen olarak kendine yakın gören Sovyetler Birliği olmuştu.Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda tekrar “Monroe Doktrini”ne dönen ABD ise dolaylı olarak dünya genelinde ve Avrupa kıtasında olan gelişmeleri takip etmeye başlamıştı. ABD, 1935 tarihli Tarafsızlık Yasası’nı İspanya İç Savaşı’na uygulamış ve Cumhuriyetçiler’e silah satmayı kabul etmemişti. Britanya, iç savaşın başlamasından itibaren iki taraf özelinde de tarafsızlığı savunmuş, Almanya ve İtalya’yı doğrudan karşısına almak istememişti. Britanya’nın bu tavrı, İspanyol hükümetiyle 1935 yılında bir ticaret antlaşması yapan ve ihtiyaç halinde İspanyol hükümetine silah desteği sağlayacak tek ülkenin Fransa olduğunu öne süren bu antlaşma kararından Fransa’nın vazgeçmesine neden oldu. Bunun en önemli sebebi Britanya, Fransa’nın bu antlaşmaya uyması halinde, olası bir tehlike karşısında Fransa’nın bağımsızlığı ve sınır dokunulmazlığı konusunda verdiği güvencenin geçersiz hale gelebileceğini ifade etmiş olmasaydı.[4] Yaşanan bu gelişmelere rağmen, Fransa’nın üçüncü bir faşist komşuya sahip olmak istememesinin de etkisiyle savaşın sonuna doğru Cumhuriyetçiler’i desteklemekten vazgeçmediğini, en azından Almanya ve İtalya’yı etkilemek adına bu düşüncesini politik açıdan kullandığını ve İtalyanların bu düşünceye tepkisini yine Kont Galeazzo Ciano’nun 5 Ocak 1939 tarihli şu notunda görüyoruz: “İspanya’dan iyi haberler var. Ufuktaki tek olası tehlike, Fransızların Pireneler’den yapacağı bir kitlesel müdahele. Bu hususta halihazırda söylentiler var. Bu olasılığa mahâl vermemek adına, Fransızların harekete geçmesi durumunda bunun müdahâle-etmezlik politikasının sonu olacağına dair Londra ve Berlin’i bilgilendirdim. Hâl böyle olursa İspanya’ya biz de düzenli birliklerimizi göndereceğiz ki, bu Fransa’yla İspanyol topraklarında savaşağız anlamına gelir.”[5]

Sovyetlerin, İspanya İç Savaşı’na dair politikalarında ise bir ikilik görmek mümkün. İç savaşın patlak vermesinden itibaren Sovyetler Birliği’nden Cumhuriyetçilere yaklaşık 60 milyon ruble insanî yardımın [6]yapıldığı ifade edilmekte ancak askerî yardımın insanî yardımla birlikte başlamadığı da kaynaklarda aktarılmaktadır. Fransa ve Britanya’nın savaşın başladığı yıl olan 1936’dan itibaren, İç savaşa karışmazlık konusunda görüş birliğine varması olası Alman ve faşizm tehlikesine karşı Batılı devletlerle arasını iyi tutmak isteyen SSCB’nin politikalarını da bu doğrultuda etkilemiş, Sovyet hükümeti bu “Karışmazlık Antlaşması”na uyacağını bildirmiştir. Bu çerçevede, Stalin İç Savaş’ta devrimci cepheye destek sunmak için epey bekledi. Almanya savaşa dâhil olmayacaksa, uluslararası maraza çıkarmanın lüzumu yoktu.[7] Ancak savaşın başlamasının ardından üç ay geçmesine rağmen, Karışmazlık Antlaşması’na uyacağını bildiren Almanya ve İtalya’nın Franco komutasındaki Milliyetçi güçlere hem lojistik anlamda hem de askeri güç bağlamında destek olması bazı sosyalist çevrelerce Sovyetler Birliği’nin bu politikasının eleştirilmesine neden olmuştu. Nitekim demokratik çevrelerce yapılan bu eleştiriler  SSCB’nin Ekim 1936’da  insanî yardımın ötesinde askerî yardım yapma kararı almasına sebep olmuştur. Savaş boyunca askeri yardım gönderilmesini açıkça üstlenmeyen Sovyet hükümeti, “askeri uçak, tank, tüfek ve uzmanlardan oluşan gönüllüler” olmak üzere önemli bir destekte bulunmuş oluyordu.[8] Sovyetlerden alınan bu destek Madrid muharebesinde Cumhuriyetçilerin, Milliyetçi güçleri savuşturmasında önemli rol oynamıştır.

İspanya İç Savaşı’nın Uluslararası Sisteme Etkileri

Sovyetler Birliği’nin desteği ve gönüllülerden oluşan Uluslararası Tugayların da etkisiyle İç savaş Nisan 1939’a kadar sürmüştür. Ancak Mart 1939’a gelindiğinde Alman ve İtalyan kuvvetlerin etkisiyle Milliyetçiler, Cumhuriyetçilerin savunduğu Madrid’e girerek savaşı bitirme noktasına getirmişlerdi. Savaşın sonunda görünen tablo, içler acısıydı yaklaşık 600 bin sivil kayıp yaşanmış ve ülkenin birçok noktasında ağır tahribatlar bırakmıştır.

Franco, Madrid’de kontrolü sağladıktan sonra askeri selamlarken. (1939)

İspanya İç Savaşı’nın sonunda yüksek teknolojiyle beslenmiş askeri güç, gönüllülerden oluşan Uluslararası Tugaylar ve Cumhuriyetçi güçlere karşı galip gelmiştir. Avrupa kıtasında yaşanan bu iç savaş, uluslararası sisteme ve dünyanın artan tansiyonuna çok önemli etkilerde bulunmuştur:

  • Almanya ve İtalya, 2.Dünya Savaşı’nda kullanacağı teknolojik silahlar ve taktikleri, İspanya İç Savaşı’nda uygulama şansına sahip olmuş, hava kuvvetleri ve tankların nasıl daha etkili kullanılabileceği konusunda ilerleme kaydetmiştir. (Kondor Lejyonu, Lutwaffe hava saldırıları)
  • İspanya İç Savaşı’nın Milliyetçi güçlerin kazanması İspanya’yı Berlin-Roma Anti-Komintern Paktı’na yakınlaştırmıştır.
  • Fransa, Almanya ve İtalya’nın ardından İspanya’nın da Faşist bir ideolojiye sahip olmasıyla üçüncü bir faşist komşuya sahip olmuş, bu anlamda güvenlik kaygıları daha da artmaya başlamıştır.
  • İspanya İç Savaşı’nda kullanılan silahlar ve taktikler yaklaşık 600 bin insanın yaşamını yitirmesine sebep olmuş, kitlesel silahların kullanımı ve hava kuvvetlerinin etkin kullanımı yaklaşan II.Dünya Savaşı öncesi savaşın yalnızca cephede kalmayacağı, sivillere de sıçrayacağının da sinyallerini vermiştir.
  • İspanya’nın faşist bir ideolijye sahip olmasıyla birlikte Almanya, Avrupa’da daha rahat bir konuma erişmiş, Orta Avrupa’da hedeflerinden biri olan “Lebensraum(Hayat sahası)” politikasını Avusturya ve Çekoslavakya üzerinde uygulama imkanı bulmuştur.
  • İspanya İç Savaşı’nda alınan yenilgi Nazi tehlikesinden çekinen Sovyetler Birliği’ni farklı arayışlara itmiştir. Bu doğrultuda Sovyetlerin Batılı devletlere karşı “Karışmazlık Politikası nedeniyle eleştiriler de bulunması, “hayat sahası politikası” nı gerçekleştirmek için harekete geçen Almanya ile 23 Ağustos 1939’da Sovyet-Alman Saldırmazlık Paktı[9]’nın imzalamasına yol açmıştır.
  • 1936 yılında imzalanan “Karışmazlık Antlaşması”na Alman ve İtalyanların uymaması üzerine Sovyetler Birliği’de bu antlaşmanın boş bir kağıttan ibaret olduğunu söylemesi [10]ve askeri destek göndermesi yaklaşan büyük tehlikeye karşı artık “uluslararası antlaşma ve diyalog” yönteminin de engel olamayacağını ispatlamıştır.

İbrahim Gülsuvar

Stratejik Ortak Misafir Yazar

KAYNAKÇA:

Aydar Ferit Burak, “Seksen Yıl Sonra İspanya İç Savaşı”, Toplumsal Tarih, Mayıs 2016
Bekcan Umut, Sovyetler Birliği’nin Savaş Öncesi Döneme Bakışı (1933-1939): Nazilerin Avrupa’yı İşgalinin Sorumlusu Kim? Uluslararası İlişkiler, Cilt 13, Sayı 50, 2016, s.101-118
Bland Bill, “Sovyetler Birliği ve İspanya İç Savaşı” COMPASS, Nisan 1996, Sayı: 123 çev.Garbis Altınoğlu
Bolat Sevde, “İspanya İç Savaşı’nda Almanya’nın rolü”, Mart 2013
Joseph S.Nye, Jr. , David A. Welch “Küresel Çatışmayı ve İşbirliğini Anlamak” güncellenmiş 5.basım, İş  Bankası Kültür Yayınları, çev.Renan AKMAN
Ciano Kont Galeazzo, “Savaş Günlükleri(1939-1943)”, Kronik Kitap, çev.Selçuk Uygur
Sander  Oral, Siyasi Tarih, 15.Baskı, İmge Kitabevi
Özdal Barış, Karaca Ragıp Kutay, Diplomasi Tarihi 2, 1. Baskı, Dora Yayınları
[1] Sevde BOLAT, “İspanya İç Savaşı’nda Almanya’nın rolü”
[2]Sevde BOLAT, agm.
[3] Kont Galeazzo Ciano, “Savaş Günlükleri(1939-1943)”, Kronik Kitap, s.51,
[4] Bill Bland, “Sovyetler Birliği ve İspanya İç Savaşı” COMPASS, Nisan 1996, Sayı: 123
[5] Kont Galeazzo Ciano, age. s. 52
[6] Bill Bland, agm.
[7] Ferit Burak Aydar, “Seksen Yıl Sonra İspanya İç Savaşı”, Toplumsal Tarih, Mayıs 2016
[8] Bill Bland, agm.
[9] Barış ÖZDAL, Ragıp Kutay KARACA, age. s.165,
[10] Umut BEKCAN, Sovyetler Birliği’nin Savaş Öncesi Döneme Bakışı (1933-1939): Nazilerin Avrupa’yı İşgalinin Sorumlusu Kim? Uluslararası İlişkiler, Cilt 13, Sayı 50, 2016, s.107

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz