Home BÖLGELER AMERİKA Yabancı Ajanlar Listesi ve ABD’de FARA Yasası

Yabancı Ajanlar Listesi ve ABD’de FARA Yasası

1902
İstihbarat Casusluk

Dünya çapında Türkiye’yi temsil eden basın kuruluşumuz olan TRT World, 12 Mart 2020 tarihinde ABD Adalet Bakanlığı tarafından “yabancı ajanlar listesi”ne dahil edildi. ABD’de FARA (Foreign Agents Registration Act) olarak bilinen kanun kapsamında ABD Adalet Bakanlığı, yaptığı incelemeler üzerine lüzum görmesi halinde kuruluşlara bir mektup yollayarak “yabancı ajanlar listesine” kayıt yaptırma ve belli periyotlarla ABD hükümetini bilgilendirme zorunluluğu içeriyor. Buna benzer bir yasa 2012 yılında Rusya Federasyonu tarafından da yürürlüğe konulmuştu. Peki, TRT World’ün FARA kapsamına alınması ne anlam ifade ediyor? FARA tam olarak nedir ve hangi amaca hizmet eder? TRT World’ün FARA kapsamına alınması gerçekten de “ajanlık” faaliyetleri yürüttüğü anlamına mı gelmektedir? Kimler yabancı ajanlar listesi’ne alınır?

FARA (Foreign Agents Registration Act) Nedir?

FARA, 1938 yılında yürürlüğe girmiştir. FARA’nın çıkış amacı o dönemde yükselen Nazi ideolijine karşı önlem almaktır. Nazi’lerin ABD topraklarında yapmak istedikleri propaganda faaliyetlerinin kontrol altına alınmasını isteyen ABD hükümeti, FARA ile hukuki bir kontrol mekanizması oluşturmak istemiştir. Aslında bu noktada incelenmesi gereken önemli konulardan biri de ABD Adalet Bakanlığı’nın yapılanma biçimidir. ABD’de Adalet Bakanlığı’nın yapılanma şemasına baktığımız zaman göze çarpan en ilginç birimlerden biri National Security Division (NSD) yani Milli Güvenlik Bölümü’dür.

Aşağıdaki teşkilatlanma şemasında da görüleceği üzere National Security Division (NSD), başsavcılığa bağlı olarak çalışan beş ana bölümden biri içerisinde ayrı bir birim olarak yapılanmıştır. National Security Division (NSD) içinde ise bir istihbarat birimi yer almaktadır. Kendi görev alanında karşı istihbarat ve ihracat kontrol birimi olarak çalışan bu yapının adı Counterintelligence and Export Control Section (CES)‘dır.

İşte FARA, ABD Adalet Bakanlığı altında örgütlenen National Security Division (NSD)’a bağlı olarak görev yapan ve temelde görevi karşı istihbarat olan Counterintelligence and Export Control Section (CES) tarafından uygulanmaktadır.

ABD Adalet Bakanlığı Yapılanması
ABD Adalet Bakanlığı Yapılanması

Yabancı Ajanlar Listesi, FARA Yasası ve Lobicilik

Yukarıda ortaya çıkış sebebi ve ABD adalet sistemi içerisinde nerede olduğunu gösterdiğim FARA, aslında aklımıza ilk geldiği şekliyle bir “casus yakalama mekanizması” olarak çalışmamaktadır. FARA’yı ve TRT World’ün yabancı ajanlar listesine alınması olayını doğru analiz edemeyişimizin sebebi Türkiye’de “lobicilik” faaliyetlerinin yeteri kadar bilinmemesi ve hatta lobicilik konusunda yanlış bir algıya sahip olmamızdır.

Bilindiği üzere ABD’de lobicilik faaliyetleri ciddi bir öneme sahiptir. Ülkerler her yıl ABD’de lobicilik faaliyetleri için çok ciddi bütçeler ayırmaktadır. Hatta 2. Abdulhamid zamanında ABD’de faaliyet gösteren bir Türk lobisi de bulunmaktaydı. Ancak ilerleyen yıllarda lobicilik faaliyetleri ülkemizde gereken önemi görmemiştir. Turgut Özal ile birlikte tekrar lobicilik için bütçe ayrılmaya başlanmış ve ABD’de bu işi yapan belli şirketlerle anlaşmalar imzalanmıştır. Ancak yine de günümüzde lobicilik, ülkemizin eksik kaldığı alanlardan biri olarak ortaya çıkmaktadır.

Lobicilik tamamen yasal bir faaliyettir ve ABD’de lobicilik faaliyetleri belli hukuk sistemleri ve yasalarla düzenlenmektedir. Yani bizlerin zannettiği gibi lobicilik, rüşvetle ya da şantajla istediğini elde etme sanatı değildir. FARA da ABD’de lobicilik faaliyetlerinin denetim altında tutulması için öngörülen yasalardan biridir.

Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası

FARA Yasasının Amacı 

İkinci Dünya Savaşı öncesinde artan Nazi propagandası karşısında ABD hükümeti bir dizi tedbirler alma ihtiyacı hissetti. Bunlardan en önemlisi de yabancı ajanlar listesi olarak karşımıza çıkmaktadır. FARA yasası ile amaçlanan şey ABD kamuoyunu, hükümetini ve yasaları propaganda ve lobicilik faaliyetleri ile etkilemeye çalışan kişi ve grupların şeffaflığını sağlamaktır. Yani bu faaliyetler tamamen yasadışı faaliyetler değildir ancak ABD kamuoyu da bu faaliyetleri yürütenlerin kimliklerini, mali kaynaklarını ve hizmet ettikleri amaçları bilmelidir düşüncesi FARA’nın doğuşunda etkili olmuştur. Şöyle düşünün ki; ABD’de yaşayan Türkler ile alakalı onların yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla bir yasa çıkması için lobicilik ve propaganda faaliyeti yürütmek yasak değildir. Ancak bu faaliyetleri yürütürken de ABD hükümeti olası tehditlerin önüne geçmek için bir karşı istihbarat programı yürütmelidir ve bu durum gayet kabul edilebilir bir durumdur.

FARA’nın kapsamına baktığımız zaman; FARA açısından takibe konu olabilecekler yabancı siyasi partiler, ABD vatandaşları hariç kişiler ve kurumlar ile yabancı bir ülkenin yasaları altında örgütlenmiş ve sevk ve idaresi ABD dışında olan kuruluşlardır. FARA özellikle de mali yönden yurt dışına bağlı olan kişi ve kurumları konu edinmektedir.

FARA Nasıl Çalışır?

  • Counterintelligence and Export Control Section (CES) tarafından yapılan inceleme ile kanuna göre FARA kapsamına alınması gereken kişi ya da kuruluşa bir mektupla “listeye kayıt yaptırması” gerektiği tebliğ edilir.
  • Adalet Bakanlığı bünyesinde yabancı ajanlar listesine kayıt yaptırtan kuruluş, 6 ayda bir olmak üzere yurt dışında mali ve idari yönden bağlı olduğu kişi veya kuruluş adına yapılan anlaşmaları, gelen giden parayı ve paranın ne şekilde harcandığını bakanlığın belirlemiş olduğu matbu formları doldurarak ABD Adalet Bakanlığı’na bildirir. Bu kayıtlar ABD kamuoyuna açıktır.
  • Yürütülen faaliyet kapsamında üretilen materyaller (broşürler, gazete yayınları, resimler, afişler vb.) ABD başsavcılığına bildirilmek zorundadır.
  • FARA kapsamına alınan kuruluşlar yürüttükleri faaliyetlere ilişkin tüm gelen-giden evrakları ve materyalleri belli bir usulde kayıt altında tutmalıdır ve başsavcılığın talep etmesi halinde bunları incelemeye açmalıdır.

Ayrıca belirtmekte fayda var ki, FARA kapsamında yapılan bu uygulama ABD’de yürütülen faaliyetleri kısıtlamamaktadır. FARA yalnızca bir kayıt ve bildirim zorunluluğu doğurmaktadır.

Bir başka önemli husus ise şudur; eğer FARA kapsamına alındıysanız ve ABD yürüttüğünüz faaliyet kapsamında ABD hükümetinden bir yetkili ile görüşecekseniz öncelikle FARA kapsamında olduğunuzu ifade etmeli ve kuruluşunuzun mahiyetini açık bir şekilde hükümet yetkilisine bildirmek zorundasınız.

ABD Adalet Bakanlığı

FARA’yı İhlal Etmenin Yaptırımı Nedir?

Hukuki açıdan bir hükmün suç olabilmesi için cezai müeeyyidesinin de olması gerekmektedir. FARA da yukarıda izah edilen konular bakımından belli hükümler öngörmüş ve bunların ihlalini bir cezaya bağlamıştır. Şöyle ki, FARA kapsamına alınan bir kişi ya da kuruluş, FARA’nın talep ettiği bilgi verme şartlarına kasten uymaması ve hileli davranışlarla bunları saklayarak başsavcılığı eksik bilgilendirmesi neticesinde 10.000$ para cezası veya 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılır. 

Propaganda amacıyla üretilen materyallerin FARA’ya uygun şekilde etiketlenip ilgili makamlara bildirilmemesi ve hükümet yetkililerine gerekli açıklamanın aydınlatıcı şekilde yapılmaması durumunda ise 5.000$ para cezası veya 6 ay hapis cezası, yahut her ikisi ile birlikte cezalandırılır. 

TRT’nin Yabancı Ajanlar Listesi İçine Dahil Edilmesi

Yukarıda genel hatlarıyla FARA yani Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası’nı izah etmeye çalıştım. Peki bir kuruluşun yabancı ajanlar listesi kapsamına dahil edilmesi ne anlama gelmektedir? TRT bu durumdan nasıl etkilenecektir?

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki FARA gerçekten de iyi düzenlenmiş ve işlevselliği yüksek düzeyde olan bir yasadır. Hatta Türkiye’nin lobicilik faaliyetlerine gerekli önemi vermeye başlayacağı ilerleyen zamanlarda da ülkemiz adına hukuki açıdan boşluk olan bir konudur. Türkiye gelecek dönemlerde FARA benzeri bir yasaya muhakkak ihtiyaç duyacaktır.

Öte yandan, FARA her ne kadar lobicilik faaliyetlerinin denetlenmesini sağlayan yerinde ve işlevsel bir yasa olsa da günümüzde ortaya çıkış amacından saptığı gözlenmektedir. FARA ortaya çıktığı ilk zamanlarda bir siyasi enstrüman olarak değil, ABD kamuoyunun yararına kullanılan bir yasaydı. Ancak Donald Trump yönetimi, FARA’yı bir siyasi enstruman haline getirmiştir. Bu durumu ortaya koyan en iyi örnek ise ABD ile Rusya arasında yaşanan gerilimdir.

ABD hükümeti, geçtiğimiz yıllarda  Rus basın kuruluşları olan Sputnik ve Russia Today’i FARA kapsamına almıştır. Bu gelişme karşısında Rusya devlet başkanı Putin, 9 ABD basın kuruluşunun “Rus FARA’sı” kapsamına alınması için talimat vermiştir. Yani FARA, Donald Trump’ın Sputnik ve Russia Today hamlesiyle birlikte tam anlamıyla bir siyasi silaha dönüşmüştür.

FARA TRT mektubu yabancı ajanlar listesi

TRT’nin Yayın İlkeleri, Yabancı Ajanlar Listesi Kapsamına  Alınmasına Sebep Oldu

Yukarıda yalnızca ilk sayfasını paylaştığım ve 1 Ağustos 2019 tarihinde ABD Adalet Bakanlığı – Milli Güvenlik Bölümü tarafından TRT yetkililerine gönderilen mektupta FARA kapsamında “yabancı ajanlar listesi” ne kayıt yaptırmaları gerektirdiği bildirilmiştir. Söz konusu mektupta gerekçe olarak ise TRT’nin yayın ilkeleri gösterilmiştir.

Mektupta TRT’nin yayın ilkeleri içerisinde yer alan şu ifadeler, ABD hükümeti tarafından bir basın kuruluşu olan TRT’nin siyasi faaliyetler yürüttüğü ve bu sebeple FARA kapsamına alınması gerektiği şeklinde yorumlanmıştır;

  • Anayasanın sözüne ve ruhuna bağlı olmak; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, milli egemenliği, Cumhuriyeti, kamu düzenini, genel asayişi, kamu yararını korumak ve kollamak,
  • Devletin milli güvenlik siyasetinin, milli ve ekonomik menfaatlerinin gereklerine uymak.

Yukarıda yer verdiğim ve 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanununda yer alan TRT yayın ilkeleri sebebiyle 1 Ağustos 2019 tarihli mektup TRT yetkililerine gönderilmiş ve TRT World FARA kapsamında kayıt yaptırmıştır. Hatta FARA gereği yapması gereken mali ve idari bildirimleri de ABD makamlarına yapmıştır.

ABD istihbarat teşkilatları

FARA Artık ABD Siyasetinin Bir Enstrümanı Haline Gelmiştir

Bunu çok rahat bir şekilde söyleyebilirim. FARA ortaya çıkış amacından uzaklaşmaktadır. Öte yandan Donald Trump hükümeti, özellikle son dönemlerde basın yayın kuruluşları üzerindeki baskıyı arttırmaktadır. Bu sistemli baskı politikası kapsamında 4 Eylül 2018 tarihinde ülkedeki tüm yabancı basın kuruluşlarının Federal İletişim Komisyonu’na kayıt yaptırmasını öngören bir yasayı da hayata geçirdiler. Federal İletişim Komisyonu ise ABD’de kongre tarafından denetlenen bağımsız bir yapıdır ve ABD’de iletişimle alakalı yasaların denetlenmesi görevini yürütmektedir.

FARA’nın artık ABD hükümeeti tarafından bir silah olarak kullanılmaya başlandığının bir diğer göstergesi de hükümet yetkilileri tarafından yabancı basın kuruluşları aleyhinde dile getirilen ifadelerdir. Donald Trump’ın politikalarına muhalif olan yabancı basın kuruluşları ülkede “bunlar gazeteci değil, ülkeleri adına ajanlık ve propaganda yapıyor” iddiaları ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu beyanların son hedefi ise Katar merkezli basın kuruluşu olan Al Jazeera (El Cezire)’dir. Ve üzerindeki baskıya bakılacak olursa Al Jazeera de ilerleyen dönemde FARA kapsamına alınacaktır.

TRT world yabancı ajanlar listesi

Son Söz…

Teknik açıdan bakıldığı zaman FARA, eğer ortaya konuluş amacına uygun olarak kullanılırsa demokratik değerler ve milli güvenlik arasında bir denge unsuru olabilecek işlevsel bir yasadır. Yukarıda da değindiğim gibi ilerleyen dönemde ülkemizde de FARA benzeri kapsamlı bir yasaya kesinlikle ihtiyaç duyulacaktır. Ülkemizde en önemli eksikliklerden biri de lobicilik faaliyetlerin hak ettiği değeri görmemesi ve lobicilik faaliyetlerinin kapsamlı bir hukuki zeminden yoksun olmasıdır.

ABD’nin TRT World’ü “siyasi faaliyet yürütmek” iddiası ile FARA kapsamına alması ve aynı durumun Katar merkezli Al Jazeera için de konuşuluyor olması ise Donald Trump hükümetinin FARA’yı tamamen siyasi amaçları doğrultusunda bir silah olarak kullanmasından kaynaklanmaktadır. Yani TRT’nin FARA kapsamına alınması, bilinçli bir şekilde Türkiye aleyhine üretilen “TRT casusluk yapıyor, ABD’nin gözünde artık TRT çalışanları ajandır” algısı kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

2 COMMENTS

  1. Bağımsız bir ülke olan Türkiye Cumhuriyeti nde faaliyet gösteren bir kuruşa, nasıl oluyorsa okyanusun öteki tarafından mektup göndererek hesap sorulabiliniyor ? Bunun nasıl bir hukuki altyapısı var ? Biz yasalarimiza göre TRT world u istediğimiz gibi izleyebiliriz ve hesabını,.gelir giderini ancak Türkiye Cumhuriyetine veririz. Nasıl oluyor da mektup geldi diyere gereken cevabı vermek yerine boyun eğip her isteneni yapıyorlar ?

    • Merhaba Emre Bey,
      TRT World Türkiye merkezli olsa bile faaliyet gösterdiği ülkelerin hukuk kurallarına uymak zorundadır. Dünyanın her yerinde herkes için geçerli bir durumdur bu. TRT’ye yollanan mektup FARA kapsamında resmi bir bildirimdir ve kurumun buna uyma zorunluluğu vardır. Yapılan şey kesinlikle boyun eğmek değildir.

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Please enter your name here