15 Ekim 1894’de Rus Çarlığı’na bağlı Ukrayna’da doğan Şaret, 1906 yılında ailesiyle birlikte Osmanlı’ya bağlı Filistin’e göç etti. 1910’a değin Kudüs’ün yaklaşık 10 kilometre kuzeyinde bulunan Ramallah şehrinde yaşadı. Sonrasında ailesiyle birlikte Yafa’ya taşındı ve Şaret ailesi, Tel Aviv’in kurucu ailelerinden biri oldu.
Herzliya İbrani Lisesi’nden mezun oldu ve bir süre konservatuar eğitimi aldı. Daha sonra hukuk eğitimi almak için David Ben-Gurion ve Yitzhak Ben-Zvi’nin de diplomasını aldığı İstanbul Üniversitesi’ne kaydoldu. Ancak 1. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle bu eğitimi kısa sürdü. Orduya alındı ve üsteğmen rütbesiyle tercümanlık yaptı.
Kimi kaynaklar, kendisinin Çanakkale cephesinde görev yaptığını ve yaralandığını iddia etmektedir. 1922’de Tzipora Meirov ile evlendi. Bu evliliğinden iki kızı ve bir oğlu oldu.
Savaş bittikten sonra, Yishuv Temsilciler Meclisi’ne girdi ve Araplardan satın alınan araziler üzerinde çalıştı. Bir süre mecliste görev yaptıktan sonra sosyalist eğilimli Mapai partisine kaydoldu. 1922’de Londra Ekonomi Okulu’na gitti ve burada gelecekte İsrail’in ilk cumhurbaşkanı olacak Haim Weizmann ile tanıştı. Eğitimini tamamladıktan sonra 1925-1931 yılları arasında Davar gazetesinde yazılar yayımlamaya başladı. 1931 yılında İsrail’e döndü ve Yahudi Ajansı’nın siyasi departman sekreterliğini üstlendi. Ajansın müdürü Haim Arlosoroff’un 1933’de suikasta kurban gitmesinin ardından Yahudi Ajansı’nın müdürlüğünü üstlendi. Avrupa’da yükselen Yahudi karşıtlığından dolayı özellikle Polonya ve Almanya’da yaşayan Yahudilerin İsrail’e yönelik iskanını organize etmeye çalıştı. 2. Dünya Savaşı esnasında Almanya’nın Sovyetler Birliği’ne savaş açması sonrası, Stalin’in kararıyla Polonya’nın doğusunda yaşayan Yahudilerin önemli bir kısmı İran’a göç ettirildi. Bu olayın ardından Şaret, Tahran’a giderek buraya yerleştirilen Yahudilerin Filistin’e göç etmesini istedi. Kademeli olarak bir kısmının Filisin’e yerleştirilmesinde önemli rol oynadı. Ardından Macar Yahudilerinin temsilcisi Joel Brand ile Budapeşte’de görüştü. İç politikada Ben-Gurion’un sıkı müttefikiydi ve silahlı eylem yürüten Irgun örgütü ile mesafeliydi. Şaret’e göre, terör eylemleri Yahudilerin İsrail’deki varlığına gölge düşürüyordu. İsrail’in kuruluşuna değin bu örgütle dolaylı yoldan mücadele halinde oldu.
İsrail’in bağımsızlık bildirgesini imzalayan heyetin içerisinde yer aldı ve 1948’de gerçekleşen Arap-İsrail Savaşı esnasında Dışişleri Bakanlığı görevinde bulundu. Mısır ile yürütülen savaşta General Yigal Allon’un Mısır’daki İngiliz üslerini ele geçirmeye dair fikrini reddetti ve İngiltere ile bağımsızlık sürecinde iyi geçinilmesi gerektiğini savundu. ABD Başkanı Truman’ın savaşa müdahil olmasıyla 1 Ocak 1949’da İsrail ordusu Sina’dan çekildi. 1949’da yapılan seçimler sonrası yeniden dışişleri bakanlığı görevine geldi. Bakanlığı döneminde Lübnan ile önemli bir mütakere imzalandı. Diğer Arap devletleri ile görüşmeler gerçekleştirildi ve İsrail’in uluslararası statüde tanınması için çaba harcandı. 1952’de Vatikan’ı ziyaret etti. 26 Ocak 1954’de başbakanlık görevine geldi. Sınır devletlerle barış ortamının korunmasını savundu. 1956’da Süveyş Krizi’nin yaşanmasında İsrail ordusunun parmağı olabileceğinden şüphelenerek ordu içerisinde tasfiyeye gitmek istediyse de başarılı olamadı.
İsrail’in İkinci Başbakanı Oldu
26 Ocak 1954’de Ben-Gurion’un siyasetten emekli olmasıyla başbakanlık görevine geldi. Başbakanlığı döneminde ağırlıklı olarak Arap devletleriyle ile olan ilişkiler üzerinde durdu. Bu dönemde Mısır’da monarşinin devrilmesi ve anti-Siyonist Hür Subaylar Hareketi’nin iktidara gelmesi İsrail ordusunu telaşlandırdı. İsrail’in istihbarat örgütü olan Mossad, Hür Subaylar Hareketi’nin lideri Cemal Abdülnasır’a gözdağı vermek amacıyla İskenderiye ve Kahire’de sabotaj eylemi yapmak üzere istihbarat elemanları görevlendirdi. Temmuz 1954’de eylem pratiğe döküldü ve iki şehirde bombalı saldırılar gerçekleşti. Sinemalar ve İskenderiye’deki Amerikan Kütüphanesi hedef alındı. Saldırıyı gerçekleştiren 13 kişi tutuklandı ve işkenceye maruz kaldı. Kendi söylemlerine göre, hükümet ve Moşe Şaret bu saldırı hakkında bilgilendirilmemişti. Sabotaj faaliyetlerinin diğer Arap devletlerinde de yapılacağı açığa çıktı ve Şaret bu hususta Çalışma Bakanı Golda Meir’den yardım istedi. Savunma Bakanı Pinchas Lavon ve Askeri İstihbarat Başbakanı Binyamin Gibli bu saldırıdan birbirlerini sorumlu tuttu. Başbakanlık, Yüksek Mahkeme ve Genelkurmay Başkanı’nın liderliğinde bir kamu soruşturması açılmasını istedi. Soruşturmanın açılması üzerine Pinchas Lavon’un istifası istendi. Lavon da isteğe uyarak görevinden istifa etti. Bu kriz, “Lavon Olayı” olarak isimlendirilmektedir. Moşe Şaret, patlamalara ilişkin olarak Cemal Abdülnasır’dan özür dilemiş ve af talep etmişse de eylemi gerçekleştiren istihbarat elemanları Mısır’da idam edilmiştir.
Moşe Şaret, her ne kadar başbakanlığı döneminde pasif ve barışçıl bir politika izlemeye çalıştıysa da muhalefetin ve ordunun büyük baskısıyla karşılaştı. Hem İsrail hem de çevre ülkelerde gerçekleşen can kayıplarından endişe duyuyordu. Avrupa devletlerinin ve silah tüccarlarının Ortadoğu’daki politikalara müdahil olmasından rahatsızdı. İngiltere ile olan ilişkileri kuvvetli olmasına rağmen bağımsızlıktan sonra İngiltere’ye yönelik de taviz verilmemesi düşüncesindeydi.
Dışişleri Bakanlığı Sonrası Siyasetten Emekli Oldu
Kasım 1955’de, Ben-Gurion siyasete döndü ve başbakanlığa aday oldu. Şaret de yeni kurulan kabinede yeniden Dışişleri Bakanlığı görevine geldi. Dışişleri Bakanlığı sürecinde Nasır’la ilişkileri iyi tutmaya çalıştı fakat Nasır, İsrail’e olan tavrını daha sertleştirdi. Bu gelişmeler neticesinde başbakan Ben-Gurion, Şaret’i görevden alarak yerine Golda Meir’in geçmesini önerdi. Kabine bu öneriyi onayladıysa da merkez komitesinin 75 üyesi çekimser oy kullandı. Suriye hükümetinin de İsrail’e yönelik sert tavır almasıyla Moşe Şaret, 18 Haziran 1956’da görevinden istifa etti ve emekli oldu. Siyaset sonrası yaşamında Dünya Siyonist Örgütü ve Yahudi Ajansı başkanlıkları görevinde bulundu. 7 Temmuz 1965 tarihinde, 70 yaşında Kudüs’te yaşamını yitirdi.
Ölümünden sonra, birçok cadde ve kuruma ismi verildi. 1978’de oğlu tarafından günlükleri yayınlandı ve İsrail siyasi tarihi için önemli bir kaynak oldu. 2007 yılında, anısını korumak için Moşe Şaret Derneği kuruldu. 1988 yılından beri de, 20 İsrail şekelinin üstünde resmi bulunmaktadır.
KAYNAK
https://www.britannica.com/biography/Moshe-Sharett
http://www.salom.com.tr/arsiv/haber-99187-Israilin_2_basbakani_osmanli_subayi.html
https://www.jewishvirtuallibrary.org/moshe-sharett
http://www.sharett.org.il/cgi-webaxy/item?indexhttps://en.wikipedia.org/wiki/Moshe_Sharett
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.