İnsanlar komünizm ve sosyalizmi aynı gibi algılayıp bu iki kavramı birbirlerinin yerine kullanırlar. Ancak bu iki kavram ekonomik ve politik açıdan birbirlerinden farklıdırlar. İki kavramın ortak noktası ise Sanayi Devrimi sırasında işçi sınıfının sömürülmesine karşı yapılan protestolardan gelmesidir.
Ekonomik ve sosyal politikaları farklılık gösterse de ideolojik olarak kapitalizme karşı olan birkaç modern ülke ya komünist ya da sosyalist olarak algılanmaktadır. Çağdaş politik tartışmaları anlamak için komünizm ve sosyalizm arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları bilmek önemlidir.
Komünizm ile Sosyalizm Arasındaki Farklar
- Komünizmde “herkesin yeteneğinden ihtiyacına göre” anlayışı vardır. Sosyalizmde “herkesin yeteneğinden katkısına göre” anlayışı vardır.
- Ekonomi yönetimi her ikisinde de merkezi hükümet tarafından yapılır.
- Komünizmde tüm ekonomik kaynaklar kamuya aittir ve hükümet tarafından kontrol edilmektedir. Bireylerin kişisel mülkiyeti veya varlığı yoktur. Sosyalizmde bireylerin kişisel mülkiyeti vardır ancak tüm sanayi ve üretim, demokratik olarak seçilmiş hükümete aittir.
- Komünizmde üretim, tüm temel insan ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir ve ücretsiz olarak insanlara dağıtılır. Sosyalizmde üretim, bireysel ve toplumsal ihtiyaçları karşılamaya yöneliktir ve bireysel yetenek ve katkıya göre dağıtılır.
- Komünizmde sınıf ayrımı yoktur. Diğer çalışanlardan daha fazla kazanma olanağı neredeyse yoktur. Sosyalizmde ekonomik olarak farklı sınıflar vardır ama bu fark azaltılmaktadır. Bazı insanların diğerlerinden daha fazla kazanması mümkündür.
Komünizm ve sosyalizm, Sanayi Devrimi sırasında işçilerin varlıklı işletmeler tarafından sömürülmesine karşı çıkan protestolardan doğdu. Her ikisi de tüm mal ve hizmetlerin, özel sektör işletmelerinden ziyade hükümet kontrolündeki kurumlar veya kolektif kuruluşlar tarafından üretileceğini varsayar. Buna ek olarak, merkezi hükümet, arz ve talep konuları da dahil olmak üzere ekonomik planlamanın tüm yönlerinden sorumludur.
Komünist toplumda hükümet, insanların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak gıda, giyecek, barınma ve diğer ihtiyaçların çoğunu veya tamamını sağlar. Sosyalizm, insanların ekonomiye olan bireysel katkı düzeylerine göre kazanç sağlaması temeline dayanmaktadır.
Komünizm, mülk ve kaynakların çoğunun veya tümünün toplu olarak bireysel vatandaşlar yerine sınıfsız bir topluma ait olduğu ekonomik, politik ve sosyal bir sistemdir. Alman filozof, iktisatçı ve politik teorisyen Karl Marx’ın 1848’de yayınlanan kitabı “Komünist Manifesto” da geliştirdiği teoriye göre, komünizm, tüm insanların eşit olduğu ve bireysel olarak paraya ya da birikime gerek olmayan bir toplumla sonuçlanır. Merkezi hükümetin tüm üretim araçlarını kontrol ettiği ekonomik düzende özel mülkiyete yer yoktur. Ekonomik dağılım insanların ihtiyaçlarına göre yapılır. Beyaz ve mavi yakalı işçiler ile kırsal ve kentsel kültürler arasındaki sosyal sürtünme ortadan kaldırılacak, böylece her insan en yüksek insan potansiyelini elde edecektir.
Marx, 1875’te komünizmi özetlemek için “herkesin yeteneğinden ihtiyacına göre” ifadesini kullanmıştır.
Sosyalizm
Sosyalizm, demokratik olarak seçilmiş bir hükümet aracılığıyla her bireyin emek, girişimcilik, sermaye malları ve doğal kaynaklardan eşit bir pay aldığı ekonomik bir sistemdir. Özünde, sosyalizm, tüm insanların doğal olarak işbirliği yapmak istedikleri varsayımına dayanır, ancak bunu kapitalizmin rekabetçi doğasıyla yapmaktan kaçınır.
Sosyalizm, toplumdaki herkesin üretim faktörlerine eşit olarak sahip olduğu ekonomik bir sistemdir. Mülkiyet, demokratik olarak seçilmiş bir hükümet aracılığıyla elde edilir. Aynı zamanda herkesin hisse sahibi olduğu bir kooperatif veya kamu şirketi olabilir. Güdümlü ekonomide olduğu gibi, sosyalist hükümet de kaynakları hem bireylerin hem de bir bütün olarak toplumun ihtiyaçlarına göre tahsis etmek için merkezi bir planlama uygular. Ekonomik çıktı her bireyin kabiliyetine ve katkı düzeyine göre dağıtılır.
1980’de Amerikalı yazar ve sosyolog Gregory Paul, Marx’ın komünizmi tanımlarken kullandığı “herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre” ifadesini “herkesten yeteneğine göre, herkese katkısına göre” ifadesiyle değiştirerek sosyalizmi tanımlamış ve bir bakıma da Marx’a olan saygısını göstermiştir.
Sosyalist Demokrasi
Demokratik sosyalizm, hem toplumun hem de ekonominin demokratik bir şekilde yürütülmesi gerekirken, kapitalizmde olduğu gibi bireysel refahı teşvik etmek yerine, insanların bir bütün olarak ihtiyaçlarını karşılamaya adanmış olmalarını gerektiren ekonomik, sosyal ve politik bir ideolojidir. Demokratik sosyalistler, toplumun kapitalizmden sosyalizme geçişini, ortodoks Marksizm ile karakterize edilen devrimden ziyade mevcut katılımcı demokratik süreçlerle olabileceğini savunuyorlar. Konut, kamu hizmetleri, toplu taşıma ve sağlık gibi evrensel olarak kullanılan hizmetler hükümet tarafından, tüketim malları ise kapitalist bir serbest piyasa tarafından dağıtılır.
Yeşil Sosyalizm
Yakın zamandaki çevre hareketinin ve iklim değişikliği tartışmalarının artmasının bir sonucu olarak yeşil sosyalizm ya da “eko-sosyalizm” ekonomik vurgusunu doğal kaynakların korunması ve kullanılmasına yapmaktadır. Bunun ancak en fazla kaynak tüketen şirketlerin devlet mülkiyetine girmesiyle elde edilebileceğini belirtir. Yenilenebilir enerji, toplu taşıma ve yerel kaynaklı gıdalar gibi “yeşil” kaynakların kullanımı vurgulanır veya zorunlu tutulur. Ekonomik üretim, gereksiz tüketim mallarının boşa harcanması yerine insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanır. Yeşil sosyalizm, istihdam durumlarına bakılmaksızın, tüm vatandaşlara genellikle garantili asgari bir gelir sağlar.
Komünist Ülkeler
Ülkeleri komünist ya da sosyalist olarak sınıflandırmak zordur. Bazı ülkeler Komünist Parti tarafından yönetilirken, kendilerini sosyalist devlet olarak ilan ederler ve sosyalist ekonomi ve politikanın birçok yönünü kullanırlar. Küba, Çin ve Kuzey Kore siyasi yapıları nedeniyle genellikle komünist ülke olarak kabul edilir.
Çin
Çin Komünist Partisi, bütün endüstriyi kontrol ediyor ve başarılı bir şekilde büyüme sağlıyorlar. Sağlık ve ilköğretim hükümet tarafından halka ücretsiz sağlanıyor. Ancak konutlarda rekabetçi bir kapitalist sistem hüküm sürüyor.
Küba
Küba Komünist Partisi sanayinin çoğuna sahip ve halk devlet için çalışıyor. Sağlık ve ilköğretim ücretsiz olarak devlet tarafından karşılanıyor. Konutlar ya ücretsiz olarak halka veriliyor ya da devlet bu konuda maddi yardım sağlıyor.
Kuzey Kore
Komünist Parti tarafından 1946’ya kadar yönetilen Kuzey Kore artık “Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Sosyalist Anayasası” altında faaliyet gösteriyor. Hükümet, tüm tarım arazilerini, işçileri ve gıda dağıtım kanallarını yönetmektedir. Devlet tüm vatandaşlarına ücretsiz sağlık ve eğitim hizmeti vermektedir. Özel mülkiyet yasaktır. Bunun yerine, hükümet insanlara devlete ait evleri atama ile verir.
Laos
Lao Demokratik Cumhuriyeti, Vietnam ve Sovyetler Birliği’nin desteklediği bir devrimin ardından 1975’te komünist bir ülke oldu. Ülke önceden monarşiyle yönetiliyordu. Hükümet büyük ölçüde Marksist ideallere dayanan tek partili bir sistemi destekleyen askeri generaller tarafından yönetiliyor. 1988 yılında, ülkede bazı özel mülkiyet biçimlerine izin verilmeye başladı ve 2013 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne katıldı.
Vietnam
Vietnam, Birinci Çinhindi Savaşı’ndan sonra gerçekleştirilen 1954’deki bir konferansda bölündü. Bölünmenin geçici olması bekleniyordu fakat Sovyetler Birliği tarafından desteklenen Kuzey Vietnam komünist bir ülke oldu.
Yirmi yıl süren savaşın ardından, Kuzey ve Güney Vietnam birleşerek tek bir komünist ülke haline geldi. Diğer komünist ülkeler gibi Vietnam da son yıllarda kapitalist bir piyasa ekonomisine yönelmeye başladı.
KAYNAK
The Differences Between Communism and Socialism by Robert Longley
Engels, Frederick (1847). “Principles of Communism.”
Bukharin, Nikoli. (1920). “The ABCs of Communism.”
Lenin, Vladimir (1917). “The State and Revolution Chapter 5, Section 3.”
“The Difference Between Communism and Socialism.” Investopedia (2018).
Marx, Karl (1875). “The Critique of the Gotha Programme (From each according to his ability, to each according to his needs)”
Paul, Gregory and Stuart, Robert C. “Comparing Economic Systems in the Twenty-First Century.” Cengage Learning (1980). ISBN: 9780618261819.
Heilbroner, Robert. “Socialism.” Library of Economics and Liberty.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Ben okuyorum okuyorum hala sosyalikst nedir komisisat nedir anlamadım. O kadar uzatarak anlatiyolarki kafam karisiyo tek bir cümle kurulsa sade yalin bir dille anlatilsa.uzatiyolarda uzatiyolar
Sosyalist ekonomi, merkezden yönetilen plan ekonomisidir. Komunizm bu sistemin siyasi adıdır. Bu sistem 70 yıl denendi ve çöktü gitti. Şimdi yapılması gereken, ülkeler insanlarını refah içinde yaşatmak için örneğin konut sorununu temelden çözmeli. Bu dünyaya nasıl baktığımızla ilgili. Konut sorunu çözülen insanlar ekonomik verimliliği daha yukarı çıkarırlar. İlkel yaşamla kapital ekonomisi çok ileri gidemez. Sürekli sosyal desteklerle insanların ayakta kalmaları sağlanmalı ve üretime umutla devam etmesi sağlanmalı.
Ben iktisat öğrenimimi Almanya’da yaptım. Hocam, Polonya’dan kaçan bir yahudi profesördü. Polonyada üniversitede yıllarca marksizmi ders olarak öğreten birisiydi. Marks o zamanlar yazdıklarıyla 150 yıl sonra ne olacağını nasıl hesaplayabilirdi !! Marks’ın birçok yanlışlıklar yaptığını bize formüller üzerinde yaptığı açıklamalarla ispat ediyordu. Yukarda sözüm ona sosyalizmle komünizmi kıyaslaması ve içerikleri konusundaki açıklamalar tam anlamıyla zavallı uydurmalar.