Coğrafyanın Tarih ve Siyaset Üzerindeki Etkisi: “Mini Buzul Çağı”

1658
Yazarlık Başvurusu

İnsanlık ve ona paralel gelişen uygarlığın yaşadığı değişimler üzerinde etkili olan olgulardan birisi yaşanan buzul ve buzul arası dönemlerdir. Son büyük buzullaşma MÖ 10.000 ile 8000 yılları arasında yasanmış ve Dünya bu tarihten sonra ısınmaya başlamıştı. O günden bugüne gelen buzul arası devire Holosen veya Antroposen devir denmektedir. Dönem boyunca ara ara volkanlar patlıyor ve dünyayı farklı süreçlerin içine sokuyordu. O tarihten 1300’lere kadar ısınan dünya, 14.yy’dan 19.yy’a Mini Buzul Cağı yaşadı. Bu çağın yaşanmasındaki en büyük sebep Güneş lekelerindeki azalma olarak karşımıza çıkar. Burada anlatacaklarımızın amacı tarihe coğrafi yönden bir bakış açısı sunmaktır. Çünkü tarihi devirlerde yaşanan her olay fiziki ve beşeri çevreden etkilenmiş ve önemli değişimlere sebep olmuştur. 14.yy’a geldiğimizde Dünya, özellikle Avrupa ve Çin soğuk dalgalara yakalanıyor, buzullar ise tekrardan ilerleyip kalınlaşıyordu. Ekstrem hava olayları çoğalmış, Sonbaharda başlayan don Mayıs’a kadar sürüyor ve tarım büyüme devri kısalıyordu. Avrupa’da devasa kıtlık ve kuraklık vardı.

Çizelge 1. Küçük Buzul Çağı Süresince Gelişen Tarihsel Olaylar.

(Sagan, 2002; akt. Gönençgil ve Vural, 2017)

Yönümüzü Doğu Asya’ya çevirdiğimizde ise Çin, 1300’lerin sonunda devasa donanmaya sahipti. Hint Okyanusu, Doğu Afrika, Basra Körfezi, Kızıldeniz’e 27 bin askerlik gemilerle ulaşmışlar fakat bir anda gelen soğuk her şeyi alt üst etmeye yetti. Donanmalar hemen geri çağırıldı ve o zamanlar dünyanın en büyüğü olan Nanjing Tersanesi’ne, Ming yonetimi tüm gemilerin yakılmasını ve Büyük Çin Kanalında pirinç taşıyabilecek mavnaların yapılması talimatı verdi. Çünkü kuzey kesim soğuk ve kurak ile mücadele ediyor, akarsular kurumuş, mahsuller azalmış, toplumsal kargaşa çıkmıştı. Halbuki Çinliler neredeyse Ümit Burnu’nu dolaşıp Atlas Okyanusu’na geçmeye hazır gözüküyordu. Eğer bu olay gerçekleşseydi Ümit Burnu’nu 1488’de Bartolomeu Dias keşfetmeyecek, 1498’de Ümit Burnu’nu dolaşarak yol alacak ilk isim Vasco Da Gama olmayacaktı. Bu durum 14.yy gibi bir devirde yaşanabilecek iken coğrafya bu durumu ortalama 100 yıl ertelemiştir. Sadece bunu ertelemek ile kalmamış o zamanın siyasi tarihini komple değiştirme fırsatını Portekizli denizcilere vermiş ve dünyanın gelişen kesimi farklı bir bölge olmuştur. 100 yıl önce Çinlilerin keşfedeceği bu yol bugün tarih kitaplarının tamamen farklı yazılmasına neden olabilirdi. Coğrafya, insanların yeteneklerini tamamen belirleyemeyebilir ancak çevresel olaylar, tarihin seyrini etkileyebilecek kapasitededir.

Avrupa’da ise soğuğa bağlı olarak tarım için modernize çalışmaları yapılıyordu. Çünkü 17.yy Avrupa için daha kötü geçecek geçecekti. 17.yy boyunca şartlar, Güneydoğu Asya’da bir dizi volkanik püskürmeyle daha kötü hal almış, volkanlardan çıkan kül ve toz atmosferi kapatmış ve güneş ışınlarının gelmesini engellemiştir. Bu bağlamda 1650-1850 arası donem ise “gerçek” Küçük Buz Cağı adını alır. Çünkü ilerleyen zamanlarda şartlar iyice ağırlaşacaktır.

Gerçekten de 1675-1735 arası en soğuk devir yaşandı. Büyüme mevsimi 6 haftaya kadar düşmüş, limanlar buz kaplamış, yazın bile ulaşım zorlaşmış, Alp buzulları çok hızlı bir şekilde yerleşim yerlerine yaklaşmıştır. 1000 yılın en soğuk dönemi olarak nitelendirilen 1675-1735 Güneş lekelerinin azaldığı Maunder Minimumu anına denk geldiği düşünülür. Bu yıllarda ve öncesinde yaşanan Celali İsyanları ve diğer isyanlar aslında sadece beşeri nedenlere dayanmıyordu. Anadolu’da kuraklık nedeniyle bozulan tımar, yerel etkilerle de bir isyana dönüşmüştü. Dolayısıyla coğrafi olaylar ve interaktif katkıları her döneme önemli derecede etki etmeye müsait olgulardır. Yaşanan Celali İsyanları ve Anadolu’daki kıtlık, Osmanlı Devleti’nin iç ve dış politikalarını dahi etkilemiş, fiziki unsurlara bağlı olarak siyaset ve tarihte birçok değişim yaşanmıştır. En önemli örneklerden birisi; yaşanan kıtlığın Osmanlı Devleti’nde mezhep ayrılığını körüklemesi olarak karşımıza çıkar. Ayrıca bu dönemde Avrupa’da yaşanan kıtlık Amerika’ya göçü hızlandırmış milyonlarca İrlandalı kıtlık yüzünden göç etmiştir. Coğrafya, dünyanın kaderini değiştirmeyi çok sever. Çünkü her doğal etkinin tarihi sonucu ortaya çıkar. Osmanlı’da isyanların, Avrupa’da göçün tarihi sonuçları gibi..

1500’lerin ikinci yarısından sonra soğuk hava salınımlarının sıklaşmaya başlaması ile Anadolu’da sıklıkla ekimi yapılan kışlık buğday ve arpa bundan olumsuz etkilenirken, bu kuraklıklar sonucunda sadece tahıl ürünleri değil çiftlik hayvanları da etkilenmiştir. Sonuçta iklimsel etkiler ve yaratmış olduğu şoklar sonucunda imparatorluğun tedarik sisteminin olumsuz etkilenmesinin önü açılmıştır. Özellikle 1560’dan sonra Osmanlı İmparatorluğunu etkileyen bir dizi olay meydana gelmiş, 1591-1596 arasındaki soğuklara bağlı olarak son 600 yılın en kurak dönemi yaşanmıştır. Hatta 1621 yılına gelindiğinde ise yaşanan soğuk sebebiyle İstanbul Boğazının donduğu kayıt altına alınmıştır. Aynı tarihte, 1621’de Hotin Seferi 2. Osman öncülüğünde yapılmış ve başarısız olmuştur. Sultan bunun sebebini yeniçerilerin itaatsizliğine bağlamış ve bu olay 2.Osman’nın ölümüne kadar gitmiştir. Fakat bu olay üzerinde, Eylül-Ekim aylarında yapılan seferde kış şartlarının çok erken ve bir o kadar da ağır gelmesi de seferin başarısız olması üzerinde etkili olmuştur.

Çizelge 2. Küçük Buzul Çağı Süresince Gelişen Doğal ve İklimsel Olaylar.

(Sagan, 2002; akt. Gönençgil ve Vural, 2017)

Daha ileri bir tarihte, 1795-1820 arasında Dalton Minimumu damgasını vurmuş bu sefer soğuk tüm dünyada ciddi şekilde hissedilmiştir. Brian Fagan The Little İce Age kitabında buzulun yağmur ormanlarını kibrit çöpü gibi kırıp geçirdiğini, yamaç boyunca aşağı doğru taşıdığını anlatır. Bunların Avrupa ve Amerika’yı etkilemesinde 1783 İzlanda volkanik patlaması da etkilidir. 100 milyon ton kül, sülfür, vs atmosfere salınmış, Laki Püskürmesi Kuzey Amerika’da sıcaklığı 14 derece düşürmüştür. Bu soğuk salınımlar ve volkanik patlamalar Avrupa, Rusya, Kuzey Afrika’da bile zaten soğuyan havanın daha sert geçmesine neden oldu.

Avrupa’da 1784 de Ren nehri aşağı çığırı tamamen buzla kaplanmış, taşkınlara neden olmuş ve kıtlığa, ekonomik sıkıntılara yol açmıştır. Bati Avrupa’da 38 cm çapında dolular yağmış, ormanlar, ekinler mahvolmuştu. Bu bağlamda bir coğrafi neden sonuç ilişkisi daha ortaya çıkmış; 1789 Fransız İhtilali’nin ardında birçok neden olsa da zamanlaması yaşanan kıtlıklar ve ekonomik sorunlar ihtilalin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Tıpkı 1621 Hotin Seferi sırasında olduğu gibi coğrafyanın harp gücü üzerindeki etkisi Napolyon’un 1812’de Rusya’ya karşı harekatında da belirmiştir. Askeri Coğrafya açısından Napolyon savaş için çok yanlış zamanı seçmişti çünkü 1805-1820 arası dünya çok ciddi soğuyordu. Bu soğuk kendisine ve başkalarına onlarca yenilgi getirmiştir. Moskova’ya kadar ilerleyen Napolyon ağır kış şartları ve lojistik problemine dayanamayarak Rusya’dan çekilmiştir. Dolayısıyla coğrafya, Rus İmparatorluğu’nun tarih sahnesinden çekilmesine izin vermemiştir.

[irp posts=”30479″ name=”Küresel İklim ve Küresel Göç”]

Tüm şartlar Dünya için bu kadar kötüyken bir felaket daha gerçekleşti: 1815, Doğu Hint Adaları’ndan Sunmbawa Adasındaki Tambora yanardağı faaliyette geçti ve bölgedeki 12 bin nüfustan sadece 26 kişi kurtuldu. Öyle patlamalar yaşandı ki volkanın üstte kalan 1300 metresi yok olmuş ve bugünkü Endonezya topraklarının büyük kısmı bu döküntülerle kaplanmıştı. Haftalarca karanlık kalan bölgede zehirli gazlardan nefes dahi alınamamıştır. 10 milyonlarca ton kül atmosfere salındı, dünya bütünüyle kararma yaşıyordu. Çok ilginç olarak 1816’da yaz mevsimi yaşanmadı. Tarım sekteye uğradı, kıtlık yaşandı, isyanlar çıktı. Çünkü güneş ışığı dünyaya ulaşamıyor ve üretim yapılamıyordu. Coğrafi durumun bu yansıması edebiyat coğrafyasına da sirayet etmiş; Karanlık geçen yıl ile beraber insanların düşünceleri de etkilemiş ve insanlar korku hikayeleri anlatmaya yöneldi. Örneğin Frankenstein ve birçok karamsar eser, tablo bu yıl yazılmış ve çizilmiştir. Dolayısıyla coğrafi etki her alanda kendisini göstermiştir. Bu yıllardan sonra ise Dünya ısınmaya başlamış ve ısınma devam ederken doğal artışa endüstriyel ısınma da katılmıştır. Devasa medeniyetler kurulmuş ve nüfus tahmin edilemeyecek kadar artmıştır.

Coğrafyanın etkisi sınırsızdır çünkü dünyamız bir coğrafi parçadır ve çok hassas dengelere sahiptir. Bir volkan patlaması, bir yazsız yıl, birkaç yıllık soğuma devresi, aniden değişen güneş aktivitesi, bir meteor dünyanın kaderini sonsuza dek değiştirebilir, geri götürebilir. Bu bakış açılarıyla baktığımız zaman, siyasi, tarihi ve beşeri olaylarda coğrafyanın büyük bir etkisinin olduğunu ve bunun geleceğe yönelik değerlendirilmesinin yapılması gerekmektedir. Geçmişteki olayları tahlil edip geleceğe yönelik adımlar için her konuda coğrafya elzemdir. Nazilerin erken gelen ve çok soğuk bir kış nedeniyle Rusya’da yaşadığı bozgun, Fransız İhtilali, Celali İsyanları, Büyük Patates Kıtlığı, özellikle Avrupa ülkelerini coğrafi keşiflere sürükleyen nedenler ve daha birçok tarihsel olayı geleneksel tarih yaklaşımıyla, çevresel süreçleri dikkate almadan açıklamak, bu olayları gerektiği gibi değerlendirememek anlamına gelmektedir. Bu anlamda geleneksel tarihi, çevresel bir yaklaşımla anlamaya çalışmak gelecekte yaşanacak krizlerin çözümü açısından da bize önemli yöntem ve bakış açıları sunacak bir yaklaşım olarak görmek gerekir (Gönençgil ve Vural, 2016).

Ömer Emre Kuşçu
Stratejik Ortak Misafir Yazarı

KAYNAK

Blij, H. (2019). Coğrafya Neden Önemlidir. Ankara: Hece Yayınları.

Cho, J.-H. (2014). The Little Ice Age and the Coming of the Anthropocene. Asian Review Of World Histories 2:1, s. 1-16.

GÖNENÇGİL, B., VURAL, G. (2016). Çevre Tarihi Açısından Küçük Buzul Çağı ve Sosyal Etkileri, TÜCAUM Uluslararası Coğrafya Sempozyumu, 13-14.

Özdemir, M. A. (2004). İklim Değişmeleri Ve Uygarlık Üzerindeki Yansımalarına İlişkin Bazı Örnekler. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 2, Cilt VI, 173-192.

Özdemir, M. A., ve Bozyurt, O. (2007). Küresel İklim Değişiklikleri ve Toplumlar Üzerindeki Etkilerine Küçük Buzul Çağı Örneği. Türkiye İklim Değişikliği Kongresi-TİKDEK (s. 105-116). İstanbul: İTÜ.

Türkeş, M. (2018). Küresel ve Bölgesel Iklim Değişikliklerinin Anadolu Coğrafyasına Etkileri. Bilim ve Ütopya, 292: 37–44.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

1 Yorum Var

  1. Tarih öğretmeniyim ve hiç ilgili yüzyıllara ait kaynak okumalarında bu hususa yer verilmiyor.İlginç ve bir o kadar da endişe verici korkutucu bir süreç yaşamış insanlık

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz