Bilgi Savaşının Davranışsal Silahları

417

“Savaş alanındaki en zayıf nokta askerin zihnidir, çünkü diğer her şey zırhla kaplanabilir.”

Savaş, bazen gri bölgelere ve yeraltına inmekte. Bu gri alanı içeren savaşların “yeni” mühimmatı çoğunlukla anlatı ve inandırıcılıktır. Bu savaşlarda, yüksek miktarda zırhlı birliğe, çok sayıda askere ve konvansiyonelliğe ihtiyaç yok. Yeni nesil gri savaşların fiziki sahasında manevra kabiliyeti yüksek, az sayıdan oluşan, çoğunlukla yüksek profilli operasyonlar düzenleyen, özel şirketlere veya resmi orduya mensup birlikler bulunmaktadır. Bu birliklerin faaliyetleri çoğu zaman örtülebilir, gizlenebilir ve makul inkar edilebilirliği yüksek seviyede olması beklenir. Sahada yer alacak olan geleneksel şiddet (savaş araçlarının hızlı değişimi, düzensiz savaş araçlarını dahi gelenekselleştirebilir) uygulayıcıları dışında, bu yazı daha çok davranış ve psikoloji temelinde dolaylı “şiddetin” kullanım araçlarını inceleyecektir.

Modern koşullar altında durmadan değişen ve “gelişen” teknoloji, bilgi yayma hızını ve kapasitesini istikrarlı şekilde artırmaktadır. Büyük kitlelerin, bilgiye ulaşım olanakları her geçen gün gelişmektedir. Bu mevcut durum her şeyden önce bilgi savaşı, çatışması ve güvenliğiyle ilgilidir (Taddeo, 2011).

Siyasal iktidarların iç ve dış siyaset sahalarında bilgi savaşı yürütebilme kabiliyetine olan bağımlılığının artması reddedilemez bir gerçektir. Bilgi çatışması, düşmana karşı bilgi üstünlüğü elde etmek için gerçekleştirilen tüm bilgi yeteneklerinin kullanıldığı bir çatışmadır. Üstünlük elde etmenin ana yolu, ulusal ve ulusaşırı kitle iletişim araçlarının yanı sıra bir bireyin ve bir bütün olarak toplumun dünya görüşünü, siyasi görüşlerini, hukuk bilincini, zihniyetini, değer tutumlarını ve maddi-manevi ideallerini etkileyebilecek tüm bilgi ağlarını ifade etmektedir (Yurcik, 2000).

Bilgi savaşı klasik olarak psikolojik savaş, ekonomik savaş, elektronik savaş ve siber savaş gibi çeşitli şekillerde kategorize edilse de, bilgi savaşı gibi disiplinlerde keskin ve spesifik şekilde kategorizasyonu arzu etmek, sürekli revize edilmesi gereken bir uğraşı işaret etmektedir. Bu anlamda paradoksal şekilde birbirine benzeyen alt sınıflar oluşturmak yerine görece net algılanan alanlarda çalışmalar yapmak daha sonuç odaklı olmaktadır (Molander, Riddile, & Wilson, 1996).

Yazının temelini oluşturacak olan ve psikolojik savaşın alt sınıfı olarak kendine net bir yer bulabilen davranışsal savaşlar, kitle, grup ve bireysel bilinci değiştirmeyi amaçlayan içerik savaşlarıdır. Bu süreçte akıl, değer ve tutum için bir mücadele vardır. Düşmanın gerçeklik algısına müdahale edilirse, düşman, zafer için kullanılabilecek stratejik hatalar yapmaya itilebilir. Aynı zamanda söz konusu gerçeklik algısına müdahale ile savunmadan da söz edilebilir.

Tarihsel olarak psikolojik savaşlar siber savaşlardan çok önce yapıldı, onlarca değil binlerce yıl ile açıklanabilecek bir geçmişi var. Günümüzde davranışsal savaşlar, “bilgi lojistiğinin” hızı dolayısıyla faaliyeti artmış bir disiplindir. Çevrimiçi ortam, bu savaşları, nitelik olarak yeni bir etkinlik, ölçek ve yoğunluk düzeyine aktarmıştır. Psikolojiyi ve davranış silahlarını içeren bir siber savaş, yalnızca herkese açık interneti değil, aynı zamanda hükümet ağları, askeri ağları, ve özel ağları da kapsayan bir elektronik alanda yürütülen savaş türüdür. Bu savaşın kendi araçları, yöntemleri, taktikleri, stratejileri ve karşı faaliyetleri bulunmaktadır. (Molander, Riddile, & Wilson, 1996)

Henüz popüler olmamış ve üzerine çok çalışılmayan “davranışsal savaşlar”, büyük/küçük kitlelerin ve bireylerin davranışları hakkında büyük miktarda bilginin birikmesiyle çalışılma sıklığı yükselecek bir disiplin haline gelecektir. Bu biriken bilgilerin çoğu, devasa bir davranış arşivi olan internet içerisinde yer almaktadır. (Mackay & Tatham, 2009)

Davranışsal savaş, bilişsel hesaplama, büyük veri (big data) ve davranış bilimlerinin disiplinlerarası sınırlarının kesiştiği noktada geliştirilen araçlarla ilişkilidir. İnsan davranışının büyük ölçüde sadece fikirlerimiz, değerlerimiz, inançlarımıza değil, aynı zamanda temelde klişelere, alışkanlıklara, davranış kalıplarına da dayanırken, resmi ve gayriresmi sosyal kurumların etkisi altında da değişim gösterebilmektedir. Psikofizyolojik olarak bir kişi sorunları minimum şekilde enerji ve kaynak harcayarak çözmeye meyillidir. Bu nedenle, araştırmaların ortaya koyduğu gibi, davranışlarımızın önemli bir kısmı alışkanlıklara ve klişelere dayanan bir tür yarı otomatik modda gerçekleştirilir. Bu durum sadece temel davranış fonksiyonları ve standart yaşam durumları için geçerli değildir. Alışkanlıklarımız, davranış kalıplarımız, kültürel kalıp yargılarımız görünüşte derin düşünmeyi ve bilinç kaynaklarının seferber edilmesini gerektiren zor seçim durumlarında bile “yarı otomatik” halin ciddi bir etkisi bulunmaktadır.

“Yeni” sayılabilecek bir bilgi savaşı türü olarak davranışsal savaşların mühimmatı, kelimenin en geniş anlamıyla toplum tarafından içimize yerleştirilmiş davranış algoritmalarını, alışkanlıkları ve faaliyet kalıplarını değiştirmeye ve manipüle etmeye yönelik teknolojilere dayanmaktadır. Basit haliyle, davranışsal savaşların araç takımını şu örnek oluşturabilmektedir: Bir alışkanlığı şekillendiren yerleşik faaliyet türünü değiştirmek ve diğer hedeflere ulaşmak için davranış kalıplarını kullanmak. (Rhee, 2014)

Sürekli “doğru yola” yönlendirildiğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Bilişsel her türlü savaş, hedef kitlede belirlenen amacı gerçekleştirmek için “yumuşak” araçların kullanımını içerir. Zihinsel değişiklikler davranışta her zaman bir değişikliğe yol açmaktadır. Bu bağlamda davranışsal savaşlar, insanların verilerinin durmadan biriktiği bir atmosferde popülerleşecek bir savaş türüdür. Bu savaşın amaçladığı şey genellikle silahlarla değil, başka “gri” yollarla davranışsal yöntemleri anlayıp zafer elde etmektir. Günümüz zamanı bilgi etkisi altındadır. Bu bilgi etkisi, ekonomi, finans, politika, teknoloji içeriklerinin bir silah olarak kullanılıp “savaşın” bir unsuru haline getirilmesidir. Bütün bu unsurlar insanların davranışlarıyla etki edilebilecek unsurlardır. Geleneksel anlamda fiili bir savaşın arasındaki “barış” boşluğu, ihmal edilmeyecek kadar önemlidir. Sürekli dikkat gerektiren rekabetlerle kendini göstermektedir. Bu boşluk süresince kendini “yumuşak güç” enstrümanlarıyla donatmalı ve “hakikat ötesi” çağın gereksinimlerini sağlamak gereklidir.

KAYNAK

Mackay, A., & Tatham, S. (2009). Behavioural Conflict: From General to Strategic Corporal. Cranfield: Defence Academy of the United Kingdom.

Molander, R., Riddile, A., & Wilson, P. (1996). Strategic Information Warfare: A New Face of War. California: RAND Corporation.

Rhee, B. H. (2014). Understanding behavior: application of the reasoned-action approach in legitimacy-building influence operations.

Taddeo, M. (2011). Information Warfare: A Philosophical Perspective. Philosophy and Geography, 105-120.

Yurcik, W. (2000). Information Warfare Survivability: Is The Best Defense a Good Offense?

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz