Uluslararası ilişkiler disiplininde en önemli konuların başında azınlıklar kavramı yer almaktadır. Azınlık ulus-devletlerin oluşmasıyla ortaya çıkmıştır. Azınlık tanımı uluslararası hukukta I. Dünya Savaşından sonra belirli devletlerde kalan farklı din, ırk ve dine sahip olan toplumsal grupların korunmasını düzenleyen U.S.A.D.’ca [1] bir devlette yerleşmiş bulunan ve nüfusu ayrı bir ırk, dil ya da dinden oluşan toplumsal gruplar, şeklinde tanımlanmıştır [2]. Sosyolojik açıdan azınlık, bir toplulukta sayısal bakımdan azınlık oluşturan, başat olmayan, çoğunluktan farklı niteliklere sahip olan gruba denir. Azınlık kavramına yönelik ortak kabul görmüş tanım olmamakla birlikte, azınlık kavramının sahip olduğu özellikler vardır: sayısal açıdan az olma, dinsel, dilsel ve etnik farklılıklardır. Azınlık kavramı bazı nesnel özelliklere sahip olsa da uluslararası hukukta kabul görmüş tanımının olmaması, hak talep etmeleri durumunda engelleyici unsurların çıkmasına sebep olmaktadır.
Avrupa Birliği Azınlık Haklarının Tarihsel Gelişimi
Soğuk Savaşın sona ermesi ile birlikte AB azınlıklar konusunda bazı adımlar atmaya başlamıştır. AB aday ülkelerin üyelik kriteri olarak azınlık haklarına saygı duyulması ve korunması gerektiği ilkesi sunmuştur. Fakat her ülke azınlık konusunda kendi belirlediği politikaları uygulamaktadır. AB demokrasi ve insan haklarına saygı çerçevesinde iki ilke temelli kurulmuştur [3]. Azınlıklar konusunu insan hakları bağlamında ele alan AB, 1990’lı yıllara kadar insan hakları konusuyla doğrudan ilgilenmesine rağmen azınlıklar konusu üzerine fazlaca yoğunlaşmamıştır. Sovyetler Birliğinin parçalanmasıyla (Çekoslovakya, Yugoslavya) ulusçuluk hareketleri artmış azınlıklar Avrupa için tehdit oluşturma potansiyeli kazanmıştır.
1990’lı yılların sonlarında azınlık haklarına yönelik düzenlemeler artmaya başlamıştır. Avrupa azınlık haklarına yönelik iki görüş ortaya çıkmıştır:[4] İlki Almanya ve Avusturya gibi devletlerin benimsediği azınlıklara uluslararası alanda kolektif haklar tanımak, ikincisi ise Fransa ve Yunanistan gibi devletlerin savunduğu ülkesel bütünlük ve siyasi istikrarın öneminin öne çıkartılarak azınlık haklarının ikincil konumunun sürdürülmesi ve azınlık meselelerinin iç siyaset alanında tutulmasıdır. Bu iki görüş arasında Avrupa Birliği’nin net bir tercihi yoktur. Avrupa Birliği devletlerin insan hakları kurallarına uymasını beklerken bir yandan da azınlıkların bulundukları bölgenin devletinin toprak bütünlüğüne saygı duymasını beklemektedir.
Devletlerin yanında uluslararası örgütler de azınlık hakları konusunda çalışmalar yapmıştır; Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik Ve İşbirliği Teşkilatı azınlıklara pozitif haklar ve ayrıcalıklar tanıyan birçok uluslararası belgeye imza atmışlardır [5]. Üyeleri Her iki kuruluşundan üyesi olan AB, sınırlarının içinde gerçekleşen fakat kendi iradesi dışında gelişen normatif girişime kayıtsız kalmayarak, azınlık haklarını genişletme politikasına dâhil etmiştir.
1957 Roma da imzalana Avrupa Topluluğunu Kuran antlaşmada ‘uyruk esasına dayalı ayrımcılığın yasak olduğu’ belirtilmiştir. Bu anlaşmada Avrupa Parlamentosuna danışarak din, dil, ırk, cinsiyet veya diğer konularda ayrımcılıklarla mücadele etmek için harekete geçilebilir şeklinde bir hüküm yer almaktadır [6]. Başka bir hükümde ise; “Topluluğun üye devlet kültürlerinin, ortak kültür mirasını da dikkate alarak, ulusal ve bölgesel çeşitliklerine saygı kapsamında yaygınlaşmasına katkıda bulunacağının” ve “Avrupa kültürlerinin devam eden farklılıklarını garanti etmenin” önemine dikkat çekmiştir. İlk defa Avrupa Birliği somut olarak kültürel çeşitlilik yolu ile azınlıkları ima etmiştir. Bu ima ile azınlıklara yönelik proje ve faaliyetlerin desteklenmesinin söz konusu olduğu belirtilmiştir. 1990 yılından sonra Avrupa Birliğinin azınlıklar konusunda değişimler geçirdiği ve adımlar atığı belirtilmiştir. 7 Aralık 2000 Temel Haklar Şartı bunun bir örneğini oluşturmaktadır. Köln Zirvesindeki bilgilerle hazırlanana Temel Haklar Şartı 7 bölüm 53 maddeden oluşmaktadır. Temel Haklar Şartının 21. maddesinde “ayrımcılık yapmama” ilkesine yer verilmiştir.
Bu ilkeye göre; [7] cinsiyet, ırk, renk, etnik ve sosyal köken, genetik özellikler, dil, din veya inanç, siyasi veya diğer her türlü düşünce bir ulusal azınlığa mensubiyet, servet, doğum, sakatlık, yaş veya cinsel eğilime dayalı her türlü ayrımcılık yasaktır. AB’ye üye ve aday üye devletler 29 Ekim’de Roma da Anayasa Taslağının Nihai Senetlini imzalamış, taslağın ‘Birliğin Politikaları Ve İşleyişi’ başlıklı bölümde ‘ayrım yapmama ve vatandaşlık’ hükümleri düzenlenmiştir. Anayasanın kabulüne ilişkin referandumda Fransa ve Hollanda hayır cevabını vermiştir lakin 1 Aralık 2009 tarihinde Lizbon Antlaşması ile yürürlüğe girmiştir.
Avrupa Birliği Üyesi Ülkelerde Azınlık Hakları
1 Mayıs 2004 tarihinin en büyük genişleme hamlesini gerçekleştiren Avrupa Birliği’ne üye yirmi beş ülke tüm ülkelerde uygulanan azınlık politikası birliğini günümüzde de sağlayamamıştır. Azınlıklar halen ülkeler için bir tehdit unsuru olarak görülmektedir bu nedenle azınlık politikalarında birlik sağlanamamaktadır. Azınlıkları tehdit unsuru olarak algılayan ülkelerden bir tanesi Slovakya’dır [8]. Kurulduğu günden bu yana sürekli Macaristan’dan ve Macar azınlık tarafından gelebilecek irredantizmden korkmuş, Macar azınlığın ülkeyi bölünmeye ya da iki uluslu devlete götürmesi endişesini taşımıştır.
Yunanistan Batı Trakya’da bulunan Türkleri görmezden gelerek asimilasyon politikası izlemiştir. Fransa ülkesinde azınlık bulunmadığını iddia ederek asimilasyon politikası izlemiştir. Günümüzde Çin Uygur Türklerine karşı izlediği politika da ciddi bir etnik kıyım ve asimile politikası olarak değerlendirebilir.
Avrupa Birliği içerisinde azınlık haklarına yönelik her devletin farklı uygulamaları olduğu bilmekle birlikte İspanya, özerk toplulukları kültürel bir miras saymış ve haklını koruma altına almıştır. İtalyan, Belçika Anayasası yine azınlık haklarını güvence altına almıştır [9]. İsveç ise 1999’da çıkardığı “İsveç’teki Ulusal Azınlıklar Yasası” gibi birçok yasa ve yürürlüğe koyduğu Ulusal Azınlıklar Çerçeve Sözleşmesi ve Bölge ya da Azınlık Dilleri Avrupa Şartı gibi pek çok uluslararası belge ile Birlik içerisinde ideale yakın bir azınlıklar rejimi benimsemiştir.
Avrupa Birliği Konseyi Çerçevesinde Yapılan Çalışmalar
Avrupa Birliği’nin en önemli karar alma mekanizmasını oluşturan Avrupa Konseyi’dir. Avrupa Konseyi insan hakları ve özellikle azınlık haklarına yönelik çalışmalar yürütmektedir [10]. Bu kapsamda 1987 yılında Konsey bünyesinde AB’nin dış ilişkilerinde insan hakları meselelerinden sorumlu ‘İnsan Hakları Çalışma Grubu’ oluşturulmuştur. Bu komisyon yılda iki kez toplanmak, dünyada olan insan hakları ihlalleri hakkında bilgi toplamak ve değerlendirmek görevini yerine getirmektedir. Avrupa Birliği azınlıklara yönelik 1993 yılında gerçekleştirdiği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’dir. AB’ye aday olan ülkelerin katılımları dört madde çerçevesinde değerlendirilecektir:
- İstikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin var olması
- Hukuk devleti ve hukuk üstünlüğü
- İnsan haklarına saygı
- Azınlıkların korunması
Avrupa Birliği Konseyi, 2000 yılında [11] ırk ve etnik kökene bakılmaksızın kişilere eşit muamele edilmesi ilkesinin uygulamaya konmasına ilişkin 2000/43/EC sayılı Avrupa Birliği Konseyi direktifidir. Bu ırk Ayrımcılığına Karşı kabul edilen direktif, ırk veya etnik kökene dayalı ayrımcılıkla mücadelenin çerçevesini belirlemiştir. Üye devletlerin ayrımcılığa karşı eşit muamele ilkesini yerleşmesini sağlayacak kurum ve kuruluşlar kurmasını insan hakları koruma görevini üstlenmesini beklemektedir. Avrupa Birliği Konseyinin yayınlanan direktifinde;
- Irk ve etnik kökenlere bakılmaksızın insanlar arasında eşit muamele ilkesinin uygulanmasını
- İstihdam, eğitim, sosyal koruma, sosyal yardımlar, işçi, işveren örgütlerine üyelik, mallara ve hizmetlere erişimde mallara ayrımcılığa karşı koyma
- Doğrudan veya dolaylı ayrımcılık tacizci tanımlama ve mağdurlaştırma ile ayrımcı muamele yönünde talimatları yasaklama
- Uygulamada eşitliği gerçekleştirmek üzere geçici olumlu önlem alınmasına izin verme
- Ayrımcılık mağdurlarına ayrımcılığa karşı uygun yaptırımları içere yargısal veya idari usuller kapsamında başvuru hakkı tanınması,
- Eşit muamele ilkesine ırk veya etnik kökenin gerçek ve belirleyici bir mesleki gereklilik kapsamında farklı muameleye tabi tutulmasına sınırlama getirilmesi,
Son olarak da;[12] Her üye ülkede eşit muamele ilkesinin gerçekleştirilmesi ve ırk ayrımcılığı mağdurlarına bağımsız destek sunmak amaçlı olarak kurumların oluşturulması” amacına ilişkin düzenlemeler içermektedir. Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı Avrupa Birliği sınırları içerisinde ırkçı, yabancı düşmanlığına karşı değerlendirmelerde bulunmuştur.
Avrupa Birliği Azınlık Politikası
AB 1990’lı yıllardan itibaren uyguladığı Doğu Genişleme Politikası ile azınlıkları politik bir tehdit olarak algılamış Kosova ve Bosna’daki etnik kıyımın mülteci akımına sebep olacağını etnik savaşların güvenlik endişesine sebep olması AB’nin azınlık haklarına yönelik politikalarında etkili olmuştur [13]. AB örneğinde, Sasse tarafından “güvenlik-haklar bağı” (security-rights nexus) olarak kavramsallaştırılan şekliyle, azınlıklara hakları verilerek giderilmeye çalışılmaktadır. AB’nin azınlık hakları politikası üç şekilde incelenmiştir; temel haklar, çeşitlilik yanlısı politikalar ve vatandaşlık haklarına yönelik düzenlemeler içermektedir.
Azınlık haklarına yönelik üzerinde durduğu konular şu cümle altında ifade ediliştir:[14] “Azınlıkların dilsel ve kültürel kimliklerinin eğitim sistemi yoluyla sürdürülmesi, azınlık dilinde eğitimin sağlanması, azınlık dillerinin kamusal alanda kullanılması, nüfusun yüzde 20’sini geçen azınlıkların kamu idaresi ile kendi dillerinde resmi yazışma yapabilmeleri, azınlıkların siyasi temsili ve günlük yaşamda ayrımcılığa uğramamaları için gerekli zeminin oluşturulması.
Ayrıca vatandaşlık konularında, azınlıkların vatandaşlığa geçişinin ve dil sınavlarının kolaylaştırılması, vatandaşlığa başvuru ücretlerinin makul seviyelerde olması, belirli yaş gruplarının vatandaşlık prosedüründen muaf tutulması” yer almıştır.
Sonuç
Azınlık hakları meselesi uluslararası düzeyde çetrefilli ve net bir çözümü olmayan bir konu olarak yerini almaktadır. Geçmişten günümüze AB’nin azınlık haklarının korunması meselesine yaklaşımında; pasif kaldığını veya etkin rol oynadığına yönelik görüşler yer almaktadır. Azınlık haklarının korunmasına yönelik çalışmalar Soğuk Savaş Sonrasında başlamıştır. AB, AK, AGİT gibi örgütler azınlık haklarının temellendirmeye yönelik çalışmalara yapmıştır. AB’nin çalışmalarına bakıldığında güvenlik endişesi taşıyan ve bu sebeple azınlık haklarının korunmasına yönelik politikalar izlediği belirtilmiştir. Avrupa’da tüm ülkeleri kapsayan eşitlik ilkesi uygulaması tüm ülkelerde azınlık hakları standardına ulaşamamıştır.
AB üyeliği için Doğu Genişlemesi ülkelerine katı azınlık şartı sunmuştur. AB’nin uyguladığı şart genel manada azınlık haklına yönelik avantajlar sağlamıştır. Örneğin;[15] azınlıklara mali programlara dâhil olma, serbest dolaşım ve AB yönetişimin katılma, AB ile ilişki kurarken kendi dillerini kullanma olanakları sağlanmıştır. Serbest dolaşım özellikle sınır azınlıklarının olduğu bölgelerde önemli hale gelmiştir. AB’nin azınlık hakları koruma konusunda aday ülkelere sunduğu şartların azınlıklar konusunda değişime sebep olduğu görülmektedir. Avrupa Birliği başta olmak üzere diğer uluslararası örgütlerinde çalışmaları azınlık haklarına yönelik olumlu değişimlere sebep olsa da her ülke azınlıklara yönelik kendi politikasını uygulamaya devam etmektedir.
Aybüke Erturhan
Stratejik Ortak Misafir Yazarı
[irp posts=”32818″ name=”Avrupa Birliği ve Azınlık Hakları”]
KAYNAK
Dipnotlar
[1] Bkz. U.S.A.D ’nın Arnavutluk’taki Yunan Azınlık Okulları konusundaki 6.4.1935tarihli danışma görüşü: C.P.J.I, Serie A/B, 1935, No. 64, s.17.
[2] Uluslararası Hukuk ve Politika Cilt 2, No: 8 ss.25-35 2007
[3] (Kurubaş, 2006:124-125)
[4] Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi Cilt:14, No:2 (Yıl: 2015), s.109-122 AVRUPA’DA AZINLIKLAR VE AZINLIK HAKLARI Gözde YILMAZ*
[5] Dilek Kurban ‘Avrupa Birliği’nin Anayasal Düzende Azınlık Hakları: Açılımlar, Fırsatlar, Olasılıklar’ Türkiye’de Çoğunluk Ve Azınlık Politikaları: AB Sürecinde Yurttaşlık Tartışmaları ,Der , :Ayhan Kaya, Turgut Tarhanlı ,İstanbul, Tesev Yayınları, 2.bs.2006, s.287-288.
[6] ATA, md. 151
[7] AVRUPA BİRLİĞİNİN AZINLIK YAKLAŞIMI VE ROMANLAR TÜLİN YANIKDAĞ (YÜKSEK LİSANS TEZİ)
[8] Hüseyin KALAYCI: ‘AB Azınlıklardan Sınıfta Kaldı’, Stratejik Analiz, C. 6, s. 70, (Şubat 2006), s.47.
[9] Dilek KURBAN: a.g.m. 219; Erol KURUBAŞ: a.g.e. s.252
[10] AVRUPA BİRLİĞİNİN AZINLIK YAKLAŞIMI VE ROMANLAR TÜLİN YANIKDAĞ (YÜKSEK LİSANS TEZİ)
[11] Official Journal L 180, “Council Directive 2000/43/EC of 29 June 2000 implementing the principle of equal treatman between persons irrespective of racial or ethnic origin”,P .0022-0026,Brussels,2000
[12] Ulaş Karan, Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı Ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara,2009,s.44-45
[13] Gwendolyn Sasse, “Securitization or Securing Rights? Exploring Conceptual Foundations of Policies towards Minorities and Migrants in Europe”, JCMS, Cilt 43, No.4, 2005, s.673-693.
[14] Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi Cilt:14, No:2 (Yıl: 2015), s.109-122 AVRUPA’DA AZINLIKLAR VE AZINLIK HAKLARI Gözde YILMAZ
[15] Toggenburg, “Minority Protection in a Supranational Context”, s.18-19
Kaynaklar
Bkz. U.S.A.D ’nın Arnavutluk’taki Yunan Azınlık Okulları konusundaki 6.4.1935tarihli danışma görüşü: C.P.J.I, Serie A/B, 1935, No. 64, s.17.
Uluslararası Hukuk Hüseyin Pazarcı 221-223
Uluslararası Hukuk ve Politika Cilt 2, No: 8 ss.25-35 2007 (Kurubaş, 2006:124-125)
Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi Cilt:14, No:2 (Yıl: 2015), s.109-122 AVRUPA’DA AZINLIKLAR VE AZINLIK HAKLARI Gözde YILMAZ*
Dilek Kurban ‘Avrupa Birliği’nin Anayasal Düzende Azınlık Hakları: Açılımlar, Fırsatlar, Olasılıklar’ Türkiye’de Çoğunluk Ve Azınlık Politikaları: AB Sürecinde Yurttaşlık Tartışmaları ,Der , :Ayhan Kaya, Turgut Tarhanlı ,İstanbul, Tesev Yayınları, 2.bs.2006, s.287-288.
ATA, md. 151 AVRUPA BİRLİĞİNİN AZINLIK YAKLAŞIMI VE ROMANLAR TÜLİN YANIKDAĞ (YÜKSEK LİSANS TEZİ)
Hüseyin KALAYCI: ‘AB Azınlıklardan Sınıfta Kaldı’, Stratejik Analiz, C. 6, s. 70, (Şubat 2006), s.47.
Dilek KURBAN: a.g.m. 219; Erol KURUBAŞ: a.g.e. s.252
Official Journal L 180, “Council Directive 2000/43/EC of 29 June 2000 implementing the principle of equal treatman between persons irrespective of racial or ethnic origin”,P .0022-0026,Brussels,2000
Ulaş Karan, Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı Ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara,2009,s.44-45
Gwendolyn Sasse, “Securitization or Securing Rights? Exploring Conceptual Foundations of Policies towards Minorities and Migrants in Europe”, JCMS, Cilt 43, No.4, 2005, s.673-693.
Toggenburg, “Minority Protection in a Supranational Context”, s.18-19
Köksoy, F., (2019). “Avrupa Birliği’nin Azınlık Politikaları Çerçevesinde Fransa’da Romanlar: Nicholas Sarkozy Dönemi” Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bililmler Enstitüsü Dergisi, sayı 34, Denizli, s. 97- 112.
Uluslararası Hukuk ve Politika Cilt 2, No: 8 ss.25-35 2007 Avrupa Birliği ve Türkiye Perspektifinden Azınlık Hakları Sorunu Hakan TAŞDEMİR* , Murat SARAÇLI
Yazgan, Hatice, “Avrupa Birliği Genişlemesinde Azınlık Koşulu: Doğu Genişlemesi ve Türkiye”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 12, Sayı 47, s. 99-114.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.