Seküler Türk Milliyetçiliğinin İncelenmesi
1799 Fransız İhtilali ile Avrupa’da milliyetçi duygular yükselmeye başlamıştır. Fakat aynı zamanda bu ihtilalin din adamlarının çeşitli sömürülerine bir başkaldırı niteliği taşıması sebebiyle sekülerizm-laiklik fikirleri de ortaya çıkmıştır. Bu da gösteriyor ki modern dünyada milliyetçilik dendiğinde anlaşılan kavram, aslında sekülerizm ile iç içe bir durumdadır (1). Fakat Türkiye’deki milliyetçiliği incelediğimizde özellikle Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) gibi partilerde dini vurgunun çok fazla yapıldığı göze çarpmaktadır. Okuyor olduğunuz bu makalede bu iki parti dışında kalan milliyetçi grup olan seküler değerlere bağlı Türk milliyetçiliği incelenmektedir.
1. Sekülerleşmenin Gelişimi
MHP’nin gelişiminde önemli rol oynadığı Türk-İslam Sentezi fikri, Milli Görüş çizgisinden gelen AK Parti’nin 20 yılı aşkın süredir devam eden iktidarı döneminde güçlenmemiş aksine önemli derecede kan kaybetmiştir. Bu kaybın en somut göstergesi parti içerisinde bulunan daha Atatürkçü-Seküler milliyetçiliği destekleyen kanadın 2017’de ayrılarak İYİ Parti’yi kurması ve henüz 1 yıllık bir parti iken %7 gibi bir oy alması gösterilebilir (2).
AK Parti hükümetinin inanç ile kurduğu ilişki kendilerinin sıklıkla eleştirilmesine sebep olmuştur. Bu eleştiriler 2007 yılında gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingleri ile Türkiye’nin İran veya Malezya gibi olacağı endişesi ile toplumun verdiği reaksiyonlardan birisidir. Sonraki süreçte AK Parti’ye açılan kapatma davası da sürecin somut tezahürü olarak değerlendirilebilir (3).
AK Parti yönetiminin Erdoğan’ın söylemiyle “dindar ve kindar nesil yetiştirmek” hedefi doğrultusunda imam-hatip okullarının sayısını artırması, bazı heykelleri müstehcen olduğu gerekçesi ile kaldırması, yüksek hızlı trenlerde alkollü içecek satışını yasaklaması, alkol reklamlarının yasaklanması, kadınlara özel plaj açılması, devlet kanallarında yılbaşı programlarını yasaklaması ancak mevlit programlarının sıklığının sürekli artırılması, karma yurtların yerine kız-erkek ayrı yurt uygulamasına geçilmesi, alkollü mekanların şehir merkezlerinden uzaklaştırılmasına dair kamuoyu yoklamaları gibi uygulamalarına rağmen yeni neslin inanç terimlerine dair bakışında beklenilen değişim gerçekleşmediğinden rahatsızlık duyulmaktadır (3).
Beklenen değişimin gerçekleşmemesinin sebepleri incelendiğinde pek çok sosyoloğa göre şehirleşme/modernleşme ve okur-yazar oranının artması ile sekülerleşme arasında doğru orantı olduğu fikridir (10). Şehirleşmenin artması ile beraber insanlar kendi kültürü dışından insanlarla çok daha sık iletişim kurmak mecburiyetinde kalmış ve bunun sonucunda fonksiyonel kavramlar üzerinde uzlaşmak zorunda kalmışlardır. Böylece farklı dünya görüşlerini tanımış ve bireyler gündelik yaşamlarındaki sinir uçları törpülemişlerdir.
Eğitim seviyesinin artması sonucu da olayları yorumlarken kurulan neden-sonuç ilişkisi inanç ve metafizik algısından, deney ve gözlem algısına kaymıştır. Bunu bir örnek ile açıklamak gerekirse, birisi çocuk istediğinde eskiden türbelere gidiyorken bugün tüp bebek merkezlerini tercih ediyorsa, sosyologlara göre bunda sekülerleşmenin ve okur-yazarlığın artmasının etkisi vardır (3).
Sekülerleşme dinsizleşme olarak algılanmamalıdır. Bir birey dine inanmaya devam edip gündelik hayatında ona daha az yer verebilir. Örneğin, bir bireyin annesi işe başlamadan önce namaz kılıp, dua edip, besmele çekip öyle başlıyorsa ancak evladı sadece besmele çekip başlıyorsa bu da bir sekülerleşmedir (3).
Yeni doğan nesillerin şehir hayatının içine doğmuş olmaları ve bu sekülerleşmeye doğdukları andan itibaren maruz kalmaları sonucu milliyetçilik ve inanç gibi olguları ebeveynlerine ziyade daha farklı yorumlamışlardır.
2. Siyasi Arenada Seküler Milliyetçilik
2.1 İYİ Parti ve Zafer Partisi
MHP’nin 1 Kasım 2015’te gerçekleşen genel seçimde halktaki desteğinin düşmesi sonucu parti içinde bulunan muhalefet artık Devlet Bahçeli’nin görevi bırakması gerektiği ile ilgili fikirler ortaya atmaya başlamış ve bu uğurda olağanüstü kongre talebinde bulunmaya başlamıştı. Bu esnada 15 Temmuz 2016 tarihinde gelen darbe teşebbüsü ile Bahçeli, beka endişesi gerekçesi ile siyasi duruşunda keskin bir değişim yaparak AK Parti ile ortak hareket etme kararı almıştır. Bu karar sonrasında Erdoğan’ın eli daha da güçlenmiş ve OHAL devam ediyorken 16 Nisan 2017’de hükümet sistemini değiştirecek referandumu yapmıştır.
Türkiye referanduma giderken MHP içerisindeki muhalifler OHAL esnasında seçime gitmenin gayrihukuki olduğu ve bu sistem değişikliğinin hatalı olduğu gerekçeleriyle MHP’nin belirlediği politikalara uymamış ve “Hayır” oyu için çalışmalar yapmışlardır. Referandum sonucunda %51,6 ile “Evet” çıkmış olmasına rağmen 2015 seçimlerine kıyasla Evetçi partilerin %10 oy kaybettiği ve bunun MHP’li seçmende daha çok gözlemlenmesi sonucu MHP’li muhalifler kendi partilerini kurmak için uygun bir ortam oluştuğuna kanaat getirip 25 Ekim 2017’de İYİ Parti’yi kurmuşlardır (4, 8).
2018 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunda henüz birinci yılını tamamlamamış olan İYİ Parti’nin %10 civarına gelmiş olması ve gelen oyların çoğunlukla Ege ve Akdeniz bölgesindeki şehirli (seküler) MHP’lilerden gelmiş olması İYİ Parti’nin seküler milliyetçiliğin Türk siyasetindeki temsilcisi olduğunun düşüncesinin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir (4).
Zafer Partisi ise kurucusu Ümit Özdağ’ın İYİ Parti içerisinde illegal bağlantıları bulunan kişilerin olduğu iddiası ve AK Parti’den ayrılan merkez sağ seçmeni kendilerine çekmek için milliyetçi politikalardan taviz verildiği iddiası ile 26 Ağustos 2021’de kurulmuştur. İYİ Parti içerisindeki milliyetçi hassasiyeti nispeten daha yüksek olan seküler kanada hitap eden Parti, özellikle sığınmacılar ve kaçaklar ile ilgili politikaları ile taraftar bulmaktadır (6).
3. Seküler Milliyetçiliğin Doktrinleşmesi
Türk-İslam Sentezci Milliyetçilik, Sünni İslam’ın, Hz. Muhammet’in ve dört halife devrinin üzerine kurulmuş Osmanlı tarihinin ön plana çıkartılması ile söylemleşmiş bir ideolojidir. Seküler Milliyetçilik ise felsefi yaklaşımları temel alıp modernizmi referans gösteren faaliyetler ile ön plana çıkmaktadır (5).
Milliyetçiliğe seküler bakış ilk olarak H. Nihal Atsız ve Reha Oğuz Türkkan gibi isimlerden gelmiştir. Milliyetçiliğin ikinci kuşağını oluşturan bu isimler birinci nesil Osmanlı Türkçülerine kıyasla (Ziya Gökalp, Yusuf Akçura) soy milliyetçiliğini daha fazla öne çıkartmış ve kültürel milliyetçiliği ikinci plana atmışlardır (9). Birinci nesil milliyetçilerden olan Yusuf Akçura’nın milliyetçiliğinde ortak kültüre vurgu yapılsa da Ziya Gökalp’e kıyasla seküler değerlere vurgu daha fazladır (1).
İkinci nesil milliyetçiler veya diğer bir adıyla Türkçü-Turancı milliyetçiler, soy ile din kavramlarını keskin bir şekilde birbirinden ayırmışlardır. Onlara göre ideolojiler toplumların çıkarlarını gözetler. Örneğin, Liberalizm İngilizlerin, Komünizm Slavların, İslamcılık ise Arapların çıkarlarını gözetir. Bu nedenle İslam, toplumsal ahlak bakımından çeşitli faydalar içermesine rağmen, Arap milliyetçiliğine hizmet etmektedir ve Türklerin milli bilincine zarar vermektedir.Ayrıca, başka dinlere inanan ve farklı mezheplere göre ibadet eden Türkler de bulunmaktadır ve bu gibi sebeplerle hiçbir Türk diğerlerine kıyasla ötekileştirilmemelidir. Bunlara ek olarak, Atsız gibi bazı Türkçüler, On Birinci Yüzyıldan Kurtuluş Savaşı’na kadarki süreçte Türklerin İslamiyet’i tek başına koruduğunu, İslamiyet’in Türklere borçlu olduğunu düşünmüşlerdir (9).
Milliyetçilik düşüncesinin olduğu gibi inançların da milliyetçilik ile anlaşmakta problemleri vardır. Çünkü İlahi dinlerin çoğu evrensel oldukları iddiası içerdiklerinden milliyetçilik düşüncesi ile kavgalıdırlar. Bunun bir diğer sebebi de milliyetçilik kavramının dünyaya ait olması ve ahiret vurgusu yapan dinlerin dünyevileşmeyi ayıp görmesidir (1).
Yeni nesil Türk Milliyetçiliği olan Seküler Türk Milliyetçiliği ise Kemalizm’i temel alarak din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması esasına net bir şekilde bağlıdır ve ikinci nesilde bulunan militarizm vurgusu yerine demokratik değerlere vurgu öne çıkmaktadır (1, 9).
Seküler Türk Milliyetçileri her ne kadar demokratik değerlere bağlı olsalar da Avrupa Birliği (AB) üyeliğine pek sıcak bakmamakta, onun yerine Turan fikri üzerine gidilmesinin daha yararlı olacağı kanaatindedirler (1).
Günümüz Seküler Milliyetçiliğin önemli figürlerinden Bahadırhan Dinçaslan’a göre dini değerlerin yanı sıra metafizik inançların da kamusal alana müdahale etmesi son derece tehlikelidir. Dinçlaslan, Türkiye’deki vatandaşların tamamının ulus kimliğinin Türk olduğunu belirtmesine rağmen bu ulus kimliğinin bütün milleti içermediğini ifade eder. İfade ettiği şey ise devlet aidiyetidir (7).
Dinçaslan, Seküler Türk Milliyetçiliğinin kesin bir ifade özgürlüğü ve vatandaşın çıkarı gözetilmeden devlet faydasının gözetilemeyeceği şeklindedir. Bu ideoloji demokratik temellere dayanması sebebiyle hukukun üstünlüğünün katıksız bir savunucusudur ve bu sebepledir ki aile kurmanın hukuki müessesi olan evliliğin eşcinseller için engellenmesini gayri-hukuki görür. Ayrıca kadınların toplum hayatındaki yaşantısının adil olmadığı ve bunun için milliyetçi feministlerin faaliyetlerde bulunması gerektiğini vurgular (7).
Turan fikrinin ise Seküler Milliyetçiliğin ana meselelerinden birisi olduğu belirtilmektedir. Turan’daki hedef, nasıl ki Amerika Birleşik Devletleri dendiğinde pek çok farklı devletten oluşmasına rağmen tekil bir toplum akla geliyorsa, Turan denildiğinde de aynı tekillikte bir toplumun akıllara gelmesidir (7).
Şu an toplumda gelişmekte olan yeni nesil milliyetçi düşünce, devlet gibi soyut kavramların ilahlaştırılarak bireyi baskılama aracı olarak kullanılmasına karşı çıkmaktadır. Ekonomik olarak ise serbest piyasanın rekabetine güvenmek gerektiğini ve devletin bu piyasada tekellerin oluşmasını önlemek amacıyla düzenlemeler yapması gerektiğini savunmaktadır (7).
Ayrıca sığınmacı ve kaçakların ülkeden çıkartılmasının elzem olduğunu savunmaktadırlar (7).
Sonuç
Seküler Türk Milliyetçiliği Anadolu halkının şehirleşmesi sayesinde Atatürk’ün belirttiği milliyetçilik fikrinin anlaşıldığı ve demokratik değerlere bağlı, seküler hassasiyeti yüksek olan milliyetçiliği temel aldığı iddiası taşımaktadır. Bazı siyasi partiler de toplumdaki bu talebe yönelik hareket etme eğilimindedirler. Henüz çok genç bir hareket olması sebebiyle üzerine daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
KAYNAK
KAYNAKÇA
- Şevkli, S. (2009). Resmi söylemden kültürel kimliğe Türkiye’de seküler milliyetçilik(Doctoral dissertation, İstanbul Bilgi Üniversitesi).
- KONDA, (2017). “16 Nisan Halkoylaması Sandık ve Seçmen Analiz Raporu.” İstanbul: KONDA. http://konda.com.tr/tr/rapor/16-nisan-halkoylamasi-sandik-ve-secmen-analiz-raporu/.
- Ertit, V. (2017). Din (İslam) merkezli sekülerleşme kavramı yerine metafizik merkezli sekülerleşme kavramı. Mütefekkir, 4(8), 297-312.
- Hatem, E. T. E. (2018). 24 Haziran seçimleri: Yeni sistemin siyaseti ve sosyoloji. Muhafazakar Düşünce Dergisi, 15(54), 293-321.
- Abdulkerim, Ş. E. N. (2018). Müfredata Hâkimiyet Mücadelesi: Seküler-Milliyetçiliğe Karşı Muhafazakâr-Milliyetçilik. Mülkiye Dergisi, 42(3), 321-345.
- Kanal, U. (2020). Ümit Özdağ:”İyi Parti HDP ile anayasa çalışması yaptı”.
- https://www.tamgaturk.com/yazar/m-bahadirhan-dincaslan/
- Erbaş, V. (2018). Türk siyasetinde Meral Akşener(Master’s thesis, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü).
- BÖLÜKBAŞI, Y. Z. (2018). TÜRKÇÜ-TURANCI MİLLİYETÇİLİĞİN DÜŞÜNSEL TEMELLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME. Akademik Hassasiyetler, 5(10), 45-60.
- EKİNCİ, İ. (2018). Sekülerleşme ve din. Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(1), 320-337.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
6 oka tamamı ile bağlı ve 6 oku içselleştirmiş, antikapitalist ulusalcı bir fikirdir.
Liberalizm ile kapitalizm ile uzaktan yakından ilgisi yoktur!
Sol düşünceyi düşman olarak görmez.
Atatürk’ün 6 okundaki Milliyetçilik ilkesi yavaş yavaş doğal halini buluyor anlaşılan. Fakat bence diğer 5 ilkeden yoksun olduğu sürece tek başına devlet yönetiminde uzun süre yer edinebilmesi zor.
Bu bir değerlendirmeden çok yeni bir milliyetçilik anlayışının manifestosu gibi olmuş. Alisiz alevilik gibi ülküsü İslâmsız ülkücülük gibi…