Türkiye’nin sınır ötesinde terörle mücadelesi Suriye’de olduğu gibi Irak’ın kuzeyinde de devam ediyor. 22 Aralık’ta Hakurk, bir gün sonra da Metina bölgesindeki üslere sızma girişiminde bulunan teröristlerin saldırısında 12 askerimiz şehit düştü. Acı olayın etkisi henüz geçmemişken, geçen hafta yine Irak’ın kuzeyindeki Metina bölgesindeki Türk askeri üssüne yapılan saldırıda 9 askerin şehit olduğu bildirildi.
Üç haftada 21 askerin şehit düştüğü saldırıların ardından en çok konuşulan konu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyindeki varlığı oldu. Türkiye’nin sınır ötesinde üs noktaları oluşturmasındaki amaç ne? Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) yaklaşık 5 senedir bölgede neyi hedefliyor? Bu sorulara, anlaşılır bir dille cevap vermeye çalışacağım.
Öncelikle Irak’ın kuzeyindeki Türk askeri varlığından bahsedelim. Çoğumuz bunun yeni olduğunu düşünüyor. Oysa ki Kıbrıs’tan sonra ilk sınır ötesi operasyon 1983’te yapıldı. Sonrasındaki süreçte özellikle hava bombardımanlarıyla mücadele devam ederken, 90’larda neredeyse her yıl onlarca harekat düzenlendi. Bu operasyonlarda geçici askeri noktalar harekat boyunca kurulurken, harekat bittiğinde dağıtılıyordu. Yeni dönemde 40’tan fazla noktada askeri birlik konuşlandıran TSK, terör örgütünün alan hakimiyetini kısıtlamayı öncelikli hedef olarak belirledi.
Harekatlar Nerede Yapılıyor ve Neyi Amaçlıyor?
2016’dan itibaren IŞID ve Suriye’deki PKK’ya (YPG) yönelik operasyonlar icra eden, Irak’ın kuzeyinde ise tıpkı Suriye’deki gibi sınır güvenliğini sağlamaya yönelik harekatlar düzenleyen Türk ordusu, Mart 2018’de Kararlılık, 2019’da ise Pençe Harekatları ile yeni stratejinin ‘startını’ verdi.
Bu noktada biraz detaya gireceğim ama konuyu anlamamız adına bu şart. 27 Mayıs 2019’da Pençe-1 ve Pençe-2 ile Hakurk, aynı yıl Pençe-3 ile Haftanin’e sınır ötesi harekat düzenlendi. Buradaki ilerleyiş, PKK’nın sığınak ve kamplarının imhası ve temizlenen bölgelerdeki hakim tepelere askeri üsler kurularak devam etti.
Pençe-Kartal hava harekatı sonrası, Pençe-3 Harekatı’ndaki Haftanin’in daha da güneyine inilerek Pençe Kaplan Harekatı’nın başladığı duyuruldu.
2021’de Metina bölgesine Pençe-Şimşek, Avaşin-Basyan bölgesine ise Pençe-Yıldırım operasyonları düzenlendi.
Pençe Harekatları’nın farklı tarihlerdeki Kartal, Şimşek, Yıldırım ve Kılıç operasyonları ile Irak’ın 30 kilometre kadar içlerine girildiği belirtildi. Aslında haberlerde ya da bir tweet ile gördüğümüz “Pençe” harekatlarının her biri; derin, etkili ve zorlu bir mücadele örneği.
“Türkiye bu operasyonlarla teröristleri etkisiz hale getiriyorsa, neden Irak’ta üsler var? Benim askerim neden Irak’ta?” diye soruyor olabilirsiniz. Buna da ikinci başlıkta ele aldım.
Türkiye’nin Değişen Stratejisi ve Üslere Yönelik Tepki
Türkiye’nin savunma stratejisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘sınırlarımızdaki tehdide yerinde müdahale edeceğiz’ söyleminden sonra değişti diyebiliriz. Medyada “terörü kaynağında yok etme” stratejisi olarak tanımlanan harekatlar, öncekilerin aksine kalıcılık üzerine. Daha basit haliyle, önceden terör örgütü mensupları Türkiye sınırındaki askeri üslere saldırır ve Irak’ın içlerindeki kamplara çekilirdi. Bu kamplarda yeni saldırılarıların hazırlıkları yapılırdı. Türk askeri de düzenlenen operasyonlarla teröristleri takip eder ve etkisiz hale getirirdi. Şu an bu değişti. Türk askeri, operasyonlarla terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getiriyor ve bu bölgelerde askeri noktalar oluşturuyor. Fakat bu yeni “kalıcı olarak konuşlanma” stratejisine yönelik birçok eleştiri de mevcut. 90’larda birçok sınır ötesi harekatı yöneten emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun konuya ilişkin yorumu şöyle:
“Biz oralarda üsler kuruyoruz. Fakat bu üs meselesi ben Hakkari’ye atandığımdan beri kabul etmediğim, uygulamadığım bir şey. Çünkü, bizim toprakla ilgimiz yok. Biz gireriz, 2-3 günde darmadağınık ederiz. 3-4 günden fazla kalmayız. Gayrinizami çatışmada toprak önemli değil. Teröristin kendisi önemlidir, bize kendisi lazım. Hududu korumak başka bir şey, teröristleri bulup yok etmek başka bir şey. Gayrinizami harpte tek bir formül vardır: Ara, bul, yok et. Ne üssü? ABD, Vietnam’da üsleri basılarak 56 bin ölü verdi. Üs demek, sen sabitsin demek, sen gözetleniyorsun, sen takip ediliyorsun demek. ‘En zayıf anında mutlaka ben sana baskın yaparım’ demek.”
Eski operasyonlardan farklı olarak yeni harekatlar ile sınır ötesinde askeri üs bulunduran Türkiye, PKK’nın Haftanin, Avaşin, Zap ve Hakurk’taki ideolojik, lojistik ve eğitim kamplarındaki harekat kabiliyetini daraltırken, güvenlik güçlerinin istihbarat ile birlikte yeni operasyonları için alan açıyor. Operasyonlarla sınır hattının 30 km derinliğinde bir (güvenli) tampon bölge kurulması, örgütün 40 yıldır girilemeyen kamplarına müdahale edilerek psikolojik üstünlüğünün elde edilmesi ve örgütün lojistik ağının kesilerek Türkiye içerisine Irak’tan saldırı düzenlenmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Bu konuda başarılı olduğu da söylenebilir. Ancak, 90’larda dönemsel konuşlanmada işin doğası gereği çadırlarda kalan askerlerimizin, 2024 yılında, zorlu arazi şartlarında bile benzer şekilde konuşlanması büyük zafiyetler oluşturabiliyor.
Terörle mücadele kapsamında sahada varlık gösteren Türk ordusu, operasyonel becerisini bölge koşulları kapsamında geliştiriyor, terörü sınırın ötesinde karşılıyor. Değişen stratejiyi PKK’nın kırsal alandaki faaliyetleri üzerinden ele aldık ama tamamen bundan ibaret değil. Aslında PKK, son dönemde Suriye ve Irak’taki istikrarsız durumu kendi lehine çevirerek dağlardan şehire indi. Suriye’de ABD’nin desteğiyle ‘ordulaşma’ aşamasına gelirken; Irak’ta Sincar, Mahmur, Süleymaniye ve Kerkük’te etki alanını siyasi ve askeri olarak genişletti.
Türkiye’nin bu yeni stratejisini geniş perspektiften yorumlamamız, değişen bölgesel dinamikleri de masaya yatırdığımızda tehditleri sınırımızda karşılamamızın büyük riskler barındırdığını anlamamız büyük önem arz ediyor.
BAYDNO tarafından ele alınan yazı, 15 Ocak’ta BUNDLE’da yayınlanmıştır.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.