Türkiye’ye Savaş Uçağı Verilmezse Neler Olacak?

348

ABD’nin Türkiye’yi F-35 projesinden çıkarıp, bu yetmezmiş gibi bir de yeni model F-16 satışı gerçekleştirmek istememesi ve mevcut filodaki uçakları modernize etme konusunda uzak durması, Türk Hava Kuvvetleri’nin mevcut durumu ile ilgili çeşitli sorunları gün yüzüne çıkarıyor.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Eurofighter savaş uçakları ile ilgili çalışma olduğunu, Almanya’nın ‘vetosu’ kalkarsa 40 tane Eurofighter uçağı almayı planladıklarını söyledi. Aslında Türkiye’nin Eurofighter Typhoon savaş uçaklarına olan ilgisi ilk olarak Güler’in açıklamasıyla medyaya yansımış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyaretinde yaptığı, “Şansölye Eurofighter konusuna hiç girmedi. Yani ‘veririz vermeyiz’ noktasında yorum yapmadı. Biz zaten cevabımızı açık bir şekilde verdik. Bu uçakları bize verirlerse verirler, vermezlerse çalacağımız kapı mı yok? Çok.” yorumuyla devam etmişti. F-35 projesinden çıkarılan Türkiye, ABD’nin yeni nesil F-16 satışı ve modernizasyonu konusuna uzak durmasıyla arayışını artırdı. Çünkü Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki savaş uçakları 40’a yakın F-4 ve 250 kadar F-16’dan oluşuyor. Bu savaş uçakları da bilindiği gibi ABD menşeili. Peki ABD’nin Türkiye’ye karşı süren hasmane tutumu, Türk Hava Kuvvetleri’ni nasıl etkileyecek? Bu yazıda hem bu sorunun cevabını, hem de Türk Hava Kuvvetleri’nin gelecek dönemdeki stratejisini ele alacağım.

Öncelikle ABD’nin satmadığı yeni model F-16 Block 70 savaş uçağını ve uçaklardaki modernizasyonunu basit haliyle anlatacağım. Tek yazıda tüm meseleyi anlayacaksınız.

Hava Kuvvetleri’ndeki Savaş Uçakları Ne Durumda?

1970’li yıllarda ilk kez 40 uçakla Türkiye’nin envanterine giren F-4’ler, uzun bir süre boyunca Türk Hava Kuvvetleri’nin ana muharip gücünü oluşturdu. Ta ki 1987’de F-16’ların Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmesine kadar.

Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki savaş uçakları 30’a yakın F-4 ve 250 kadar F-16’dan oluşuyor. F-16’lar ise farklı modelleriyle envanterde bulunuyor. İlk olarak F-16’nın Blok 30 modelini envantere dahil eden Türkiye, yıllar geçtikçe daha gelişmiş modellerle muharip gücünü yeni nesil teknolojilerle modernize etti. Şu anda Hava Kuvvetleri’ndeki en gelişmiş varyasyon F-16 Blok 50+’lar. F-16’nın en üst seviye teknolojiye sahip modelleri ise Blok70/72’ler, bilinen adıyla F-16 Viper. Türkiye de işte bu modellere ulaşmak, elindeki F-16 savaş uçaklarını en üst seviyeye çıkarmak istiyor.

Çünkü gelişmiş F-16’lar 4 ve 4+ nesilden oluşabiliyor. Hızları büyük oranda artırılan modeller, her türlü hava koşulunda takip yeteneğiyle donatıldı. Ayrıca en üst model F-16’lar, F-35’lerle aynı radara sahip ve bu nedenle 4+ nesil kategorisinde değerlendirilebiliyor. Fakat F-35’lerin radarlarının görünmezlik ve sensör kabiliyeti, onları 5. nesil içerisine dahil ediyor. Haberlerde duyduğumuz modernizasyon olayını anlamışsınızdır umarım. Şimdi gelelim Türkiye’nin sorununa.

Türkiye’nin Savaş Uçakları Konusunda Stratejisi

F-35 projesine ilk adımı 1999’da atan ve projenin dokuz ortağından biri olan Türkiye, 100 adet savaş uçağı alacağını taahhüt etmişti. İlk olarak 2018’de dört F-35 uçağının mülkiyeti Türkiye’ye verilmiş, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini satın almasını bahane eden ABD, 2021’de Türkiye’yi resmen projeden çıkarmıştı. Bu projeden çıkarılmadan önce Türkiye’nin Hava Kuvvetleri’ne yönelik planlaması şu şekildeydi;

  • Birçok ülkenin envanterden çıkardığı F-4 savaş uçaklarını rafa kaldırmak.
  • Yeni model F-16 Block 70 savaş uçağı satın almak.
  • Envanterdeki F-16’ları modernize etmek.
  • Yeni F-35’lerle hava kuvvetlerinde en üst nesil savaş uçaklarına sahip olmak.

Ancak F-35 projesinden çıkarılınca 5. nesil savaş uçağı arayışına giren Türkiye, bu arayış konusunda ciddi adım atamadan, ABD’nin F-16 konusunda da sessiz kalmasıyla tamamen ‘ters köşe’ oldu. Belki de F-35 programından çıkarılmaktan daha kötü bir durum yaşandı.

Çünkü yeni model F-16’ların kullanım ömrü 2060’lı yıllara kadar çıkartıldı. Yani bu süre zarfında Türkiye 5. ve 6. nesil savaş uçakları konusunda çalışmalar yürütebilirdi. ABD hem yeni uçak satmıyor hem de mevcut uçaklara modernizasyon desteği vermiyor. Bunun üzerine Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu 2023 yılı Ekim ayında Pakistan’da Çin yapımı J-10 savaş uçağını incelemişti. Eski Birleşik Krallık Savunma Bakanı Ben Wallace ise Eurofighter savaş uçaklarının satışı konusunda sık sık Türkiye’ye gelmişti. Türkiye’nin şu anda yeni uçak almak istemesinin en büyük nedeni, mevcut F-16’ların modernizasyonunu yapamaması ve teknolojide geri kalma korkusu. Yani Türkiye, milli savaş uçakları HÜRJET ve KAAN’ın envantere girmesine kadarki süreçte ara formül arayışında.

Yeni uçak alımından ziyade mevcut savaş uçaklarının modernizasyonunun daha önemli olduğunu vurgulayan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, “Türkiye’nin Yunanistan veya başka ülkeyle silahlanma yarışına girmesine gerek yok. İlave uçağa da ihtiyaç yok. Ama modernizasyona gelince; olması uygun olur. Uçakların modernizasyonu kitleri ABD’den satın alınsa da Türkiye’de yapılacak. Modernizasyon her zaman bir ihtiyaç ama ilave uçak olsa da olur, olmasa da olur. Mevcut sayı, yeni uçak almayı gerektirmiyor” yorumunu yapıyor.

Türkiye şu anda F-16’nın en eski modeli Block 30’ları “ÖZGÜR” projesiyle modernize edebiliyor. Geliştirilen milli teknolojilerle Block40 ve Block50’lere de “ÖZGÜR-2” projesiyle modernize etmek için imzalar atıldı. Tabi ki bu proje de uzun bir zaman diliminde tamamlanacak.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) CEO’su Temel Kotil’e göre her şey planlandığı gibi giderse her yıl ortalama 24 uçak üretilecek ve 5. nesil savaş uçaklarının Türk Hava Kuvvetleri’ndeki mevcut filonun yerini alması 2040’ı bulacak.

Kısa Vadede Riskli Olan Süreç Türkiye’yi ‘Ev Sahibi’ Yapabilir

Özetle ABD’nin Türkiye’ye hem savaş uçağı vermemesi hem de modernizasyon konusunda adım atmaması kısa ve orta vadede Türkiye’yi büyük bir zorluğun içerisinde bırakacak. Bu süreçte olası bir savaş durumu oluşması halinde sürdürülebilirlik açısından Hava Kuvvetlerimizin eksik bir operasyonel kabiliyet gösterebileceği düşünülebilir. Bu durum da büyük risk taşımaktadır.

Türkiye’nin F-16’lara alternatif ya da filoya katkı sağlamak amacıyla sürdürdüğü yeni savaş uçağı konusundaki diplomasinin nerede son bulacağı merak konusu. Proje mülkiyetinin %33’ü İngiltere, %33’ü Almanya, %21’i İtalya ve %13’ü İspanya olan Eurofighter savaş uçaklarının, Almanya vetosu kalktığında Türk Hava Kuvvetleri’ne dahil edilecek öncelikli savaş uçağı olacağını söylemek mümkün. Ancak ABD ile yürütülen diplomasi trafiği konusunda başarısız olan Türkiye’nin, bu sürecin sonunda “kötü ev sahibi, kiracıyı ev sahibi yapar” atasözündeki gibi yerli ve dışa bağımlı olmadan milli bir filo oluşturacak gibi duruyor.

BAYDNO, bu yazıyı 11 Aralık’ta Bundle’da yayınladı.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz