Savaşın ve Orduların Özelleşmesi: Dış Kaynak Kullanımı

979
Yazarlık Başvurusu

Eski çağlarda savaşlar onur ve zafer kavramları üzerinden devlet için yapılmaktaydı. Bu devlet anlayışı şu ankinden bir hayli farklıydı. Her vatandaşın savaşa katılma eğilimi ya da devleti savunmak gibi bir görevi olduğu fikrini, Yunan şehir devletlerinde gözlemlemek mümkündü. Ancak Roma İmparatorluğu döneminde bu tür fikirler ortadan kalktı. Her ne kadar Roma kitlesi –hemen hemen- tamamıyla militarize olmuş ve devlet dışı aktörler tarafından çevrelenmiş olsa da, emperyal bir ordunun, şiddetin tek sahibi olduğu fikri hakimdi. Roma’nın çöküşünden ve Batı Avrupa’nın Orta Çağ’a girişinden sonra savaş kâr getiren bir girişim haline gelerek, kral/kraliçe ve soylular arasında bir iş ortaklığı haline büründü.

Roma ordusu

İngiliz Kraliyet Donanması, 1708 Kruvazör ve Konvoy Yasası kapsamında bir para ödülü sistemi üzerine faaliyet gösterdi. Bu yasaya göre denizde ele geçirilen gemi ganimetleri onu yakalayan geminin mürettebatına aitti.

İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, şirket kapsamında faaliyet gösteren özelleştirilmiş bir askeri gücün tarihsel örneklerinden biriydi. Bu dönemde şirketler, İngiliz İmparatorluğu’nun sınırları dışındayken kendilerini koruma ihtiyaçlarını karşılamaları gerekiyordu ve Doğu Hindistan Şirketi, bu zaman içerisinde en efektif ve bağımsız askeri güçlerden biriydi. Toprakları ele geçirmek, savunmak ve en önemlisi ele geçirdiği toprakları idare etmek gibi faaliyetleri bulunmaktaydı. 1801 yılına kadar Doğu Hindistan Şirketi yaklaşık 120 gemiye sahipti ve dünyadaki her donanmaya karşı kendini savunabiliyordu. İngiliz Kraliyet Donanması, 1917’ye kadar yarı özelleşmiş bir güç olarak kaldı.

İngiliz Doğu Hindistan Şirketi

Bugün savaşın özelleşmesi bağlamında özel şirketler, ulusların kaderlerini etkileyen hatta belirleyen askeri karar alımlarında başat aktör olarak katılabilmektedirler. Blackwater(güncel ismiyle Academi), Aegis Defense Services, DynCorp ve Military Professional Resources Inc. (MPRI) gibi özel askeri şirketlerin, bulunduğu ülkeye ait Savunma Bakanlıklarındaki konumları ve etkileri açıkça gözlemlenebilmektedir. Özel askeri şirketler toplam askeri-endüstriyel sektörün nispeten küçük bir yapısı olarak gözükse de, eğitimli askeri personeller, doktrin ve disipline sahip büyük savaşlar içerisine özel kuvvet personelleri sağlayabilen, helikopter ve uçaklara sahip olan büyük uluslararası işletmelerden oluşmaktadır. Özel askeri şirketlerin kapsamına teknoloji(füze sistemleri, veri merkezleri kurulumu vb.) girse de bu şirketlerin sözleşme görevleri genellikle savaş alanı hizmetleri olarak tanımlanmaktadır. Kimi durumlarda, özel askeri şirketlerin kabiliyetleri bazı askeri hedeflere ulaşmayı mümkün kılar ve bu sebeple egemen uluslar özel askeri şirketlere güvenmek durumunda kalır. Özel askeri şirketlerin karar verici konumundaki etkisi, büyük ölçüde özel şirketlerin yapısı gereği içinde barındırdığı rekabet üzerine gelişim metodundan ve devletin resmi askeri gücüyle özel askeri şirketler arasındaki ilişkiler yoluyla şekillenmiştir.

Mart 2004’te Felluce’daki Blackwater’ın dört çalışanının öldürülmesi sonrası ABD Başkanı George W. Bush, ABD’nin bu saldırıya cevapsız kalamayacağını açıkladı. ABD, pragmatik gerekçelerle gerekli görülen misillemeyi gerçekleştirerek sert bir şekilde karşılık verdi. Misilleme gerçekleştirilmemiş olsaydı, kamuoyu içerisinde özel askeri şirketlerin verimliliğinin sorgulanması ve bunun sonucunda etkinliğinin azaltılması olasılıklar çerçevesi içerisine girebilirdi.

Blackwater Personelleri

Ebu Gureyb skandalıyla altı doldurulan Blackwater’ın dört personelinin öldürülmesi ve ABD’nin Irak’ta özel askeri şirketlere olan bağımlılığını arttırması ile birlikte ABD medyası, özel askeri şirketlerin bölgesel boyutta endişe doğurmasıyla ilgili raporlar yayımlamaya başladı. İngiliz medyası ise Kraliyet Ordusu’nun yasadışı operasyonlar gerçekleştirmek adına özel askeri şirketlere faaliyet devrettiğini yazdı.

Ebu Gureyb Hapishanesi

Özel askeri şirketler askeri operasyonlar için tam anlamıyla zorunlu hale geldi, çünkü geleneksel askeri faaliyetin  mümkün, yararlı ve etkin olmadığı coğrafyalarda faaliyetler yerine getirebiliyorlardı.

Özel askeri şirketler birçok yönden tutku ve ideolojik bağlılık içermektedir. Özel askeri şirket kurucuları, takip ettikleri hedeflere, sağladıkları hizmetlere, askeri disiplinin ideallerine, askeri yaşamın zorluklarına bağlılıklarından ötürü ideolojik olarak bağlanma eğilimi içerisindedirler. Kurdukları özel askeri şirketler karakterlerini yakından yansıtmakta ve kişisel eğilimlerini şirketle koordineli hale getirmektedir. Özel askeri şirketler tarafından istihdam edilen eski ordu personelleri, gaziler, teknik uzmanlığı bulunan sivillerin istihdamı aynı zamanda bu oluşturulan ideolojiye de personel bulmaktadır. Askeri yaşam kültürüne bağlılık ve ideolojik bir arka planın varlığı, N. Machiavelli’nin güvenilirliklerini sorguladığı “condottiere”lerden bu bağlamda ayrılmaktadır.

Günümüzde, yalnızca en son teknolojinin uygulanması üzerine geliştirilen stratejiler başarılı olmamaktadır. Düzenli ve resmi ulus orduları, karmaşık gündemler, operasyon bölgesindeki savaşçı ve siviller arasındaki bulanık sınırları içeren düşük yoğunluklu çatışmalar için ne eğitilmiş ne de donatılmıştır.

1990’ların ortalarında özel askeri şirketler çizgilerini net şekilde “ticari girişim” olarak çizmişlerdi. Özellikle iç siyasi krizlerle ve “diktatör” aktörlere yönelik tehditlere karşı karşıya olan ve gelişmekte olan ülkeleri habitat belirlemişlerdi. Gelişmekte olan bölgelerde güvenliği artırmak, ticari çıkarlarını korumaya ve doğal kaynak akışını sürdürmeye yardımcı olmak amacıyla faaliyet yürüttüler. Özel askeri şirketleri yoğun olarak kullanan ülkeler bu şirketlere karşı nadiren muhalefette bulundular, çünkü ulusal çıkarların açıkça tehlikeye girmediği durumlarda özel askeri şirketler ulusal orduyu zarara sokma durumunu kısıtladı. Özel askeri şirketler böylece hükümetlerin örtülü olarak onayladığı, ancak askeri, politik ve finansal problemler yaratabilme ihtimaline karşın, kendilerinin uygulamaktan çekindikleri hizmetleri gerçekleştirmektedirler.

Soğuk Savaş’ın sonunda yaratılan, askeri hizmetlerin kapsamlı bir şekilde özelleştirilmesini teşvik eden dış politika yöntemleri, savaşta “koruyucuları koruyan özel koruyucular”ı yarattı.

KAYNAK

Brauer, Jurgen (1999), “An Economic Perspective on Mercenaries, Military Companies and the Privatization of Force,”

Dunar, Charles J., Jared L. Mitchell and Donald L. Robbins (2007), “Private Military Industry Analysis: Private and Public Companies.”

Kaldor, Mary (1999), New and Old Wars: Organized Violence in a Global Era

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz