Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinin resmi başlangıcı, 1958 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)’nin 6 ülke(Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya) tarafından kurulmasının ardından Türkiye’nin ortaklık için 31 Temmuz 1959’da yaptığı başvuruya dayanıyor. AET Bakanlar Konseyi Türkiye’nin ortaklık başvurusunu kabul etmiş ve yapılan hazırlık görüşmelerini takiben 12 Eylül 1963 tarihinde ‘Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında bir Ortaklık yaratan Anlaşma olan Ankara Anlaşması imzalanmıştır. 1950-60 yıllarında milletvekili çoğunluğunu elinde bulunduran bir iktidarın çatısı altında toplanan hükümet, o dönemde çeşitli uluslararası kuruluşlara başvurduğu gibi AET’ye de başvurmuştur. Fakat bu başvuru halkın bir isteğinden ziyade o dönemde Yunanistan ile yaşanan soğuk rekabetin neticesidir.
Ankara Anlaşması 3 devreden oluşmaktadır. Bu devreler hazırlık, geçiş ve nihai dönemdir. Gümrük Birliğinin tamamlanmasıyla geçiş dönemi sonlanacaktır. Anlaşmada öngörülen Hazırlık döneminin sona ermesiyle birlikte, 13 Kasım 1970 tarihinde imzalanan ve 1973 yılında yürürlüğe giren Katma Protokol‘de, geçiş döneminin hükümleri ve tarafların üstleneceği yükümlülükler belirlenmiştir. Ankara Anlaşması ile düzenli olarak toplanan Ortaklık Konseyi kurulmuştur. Söz konusu kurumsal çerçeve, gümrük birliğinin nihai aşamasının uygulamaya konulması ile birlikte genişletilmiştir.
1973’te Türkiye ile AB arasında yapılan Katma Protokolle sanayi ürünlerinde gümrük vergisi tamamen kaldırılmıştır ayrıca 3. ülkelere de AT koşullarında vergi uygulanmasına karar verilmiştir. İmzalanan Katma Protokol ile Türkiye AB’ye yönelik gümrük vergilerinin sanayi ürünleri için tamamen kaldırılması ve üçüncü ülkelere karşı ise AT ülkelerinin uyguladığı vergilerin uygulanmasını kabul etmiştir. Buna göre sanayi ürünleri için 12 yıllık vergi indirimi geçiş süresi ve rekabet gücü zayıf olan sanayi dalları içinse 22 yıllık vergi indirimi takvimi öngörülmüştür.
Fakat Türkiye beklenen performansı gösterememiş ve gümrük indirimlerini durdurmuştur. 1980 askeri darbesiyle kesintiye uğrayan ilişkiler, Türkiye’nin 14 Nisan 1987’de yılında yaptığı tam üyelik başvurusuyla ivme kazanmıştır. 1989 yılında Komisyon, Gümrük Birliği tamamlanmadan üye kabul etmeyeceğini açıklamıştır
AB-Türkiye ilişkileri, 1993 tarihinde Gümrük Birliği müzakerelerinin başlaması ile yeni bir boyut kazanmış ve iki yıllık müzakereler sonucunda Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği 1 Ocak 1996’da yürürlüğe girmiştir. AB Komisyonu tarafından Aralık 1999’da toplanan Türkiye, Helsinki Zirvesi ile AB’ye üyeliğe aday ülke olarak kabul edilmiştir. Burada alınan kararlar hem AB hem de Türkiye için dönüm noktası niteliğindedir. Diğer aday ülkeler gibi Helsinki sonrası Türkiye’de reformları desteklemeye ve teşvik etmeye başlamıştır.
AB ve Türkiye, yapılan yoğun görüşmelerin ardından 17 Aralık 2004’te üyelik müzakerelerinin koşulları hakkında bir anlaşmaya vardı. Brüksel’de 16-17 Aralık 2004 günlerinde yapılan Avrupa Konseyi Zirvesi sonrasında 17 Aralık Sonuç Bildirgesi yayımlandı ve tam üyelik müzakerelerinin 3 Ekim 2005 Çarşamba günü başlamasına oy birliğiyle karar verildi.
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.