Suriye’de Rejime Kim, Neden Destek Veriyor?

6412
Yazarlık Başvurusu

Suriye’de ki iç savaş başladığında, tarafların pozisyonu daha çok diktatörlüğe karşı demokrasi gibi gözüküyordu. Hatta Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) grupların da Aleviler bile bulunabiliyordu. Ancak bu görünüm pek uzun sürmedi. Sonradan yılların biriktirdiği öfke ile rejim karşıtı grupların hemen hemen hepsi cihatçılarla doldu taştı ve sonrasında ÖSO dışında pek çok cihatçı örgüt oluştu. Bunların bazıları şimdilerde ÖSO’dan çok daha güçlü konumlara geldiler.
Bu öfkenin sebebini daha önce “Savaş Öncesinde Suriye’de İnsan Hakları nasıldı?” isimli yazımda anlatmıştım. Ancak rejimin yanında bazen mecburiyetten bazende gönüllü olarak duran halklarda var. Peki bunların gerekçeleri nedir? Bir de bunu anlamamız gerekiyor.

1-) Aleviler

Arap Alevi’si dediğimiz Nusayri halkı savaş öncesi Suriye’nin %12’sini oluşturuyor. Alevi halkı genel itibari ile rejimin yanında duruyor ancak sebepler kişiden kişiye değişiyor. Bu konu hakkında yapılan araştırmalar ve röportajlar toplumun genel olarak Esad ailesine bir alternatif göremediği için onu desteklediğini gösteriyor. Aslında onlarda rejimin inanılmaz yolsuzluklar içinde olduğunu ve alevi halkının rejim için kurban edildiğinin farkındalar. Fakat Esad giderse kim gelecek, IŞİD veya El-Nusra mı? Ve gelenlerin Alevilere yönelik tutumu ne olacak? İşte bu soru savaşta alevi halkı için kilit soru.

Radikalleşmiş örgütlerin iktidarı ele geçirmesi durumunda, hem savaş öncesi durumun hemde savaşın getirdiği öfkenin sonucu olarak alevi halkı üzerine soykırım veya baskı oluşması ihtimali Alevileri korkutuyor. Bu durum Alevilerin tutumunu belirliyor. Yani onların Esad’ı destekleme sebebi karşılarında sadece iki seçenek olması. Ya Baasçılar ya da şeriatçılar.

Demokrasi vaadi de işe yaramıyor. Çünkü Irak’ta yaşananları görüyoruz. Saddam’ın düşmesi ile beraber Irak’ta ilk demokratik seçimde iktidara Şii çoğunluk geldi ve Sünniler ikinci plana düştükleri gibi Şii intikamcılara daha kolay hedef oldular. Buda Suriye’de yapılabilecek ilk seçimde Sünni çoğunluğun iktidara gelip intikam girişimine başlayacağı hissini verdirtiyor. Bu yüzden demokrasiyi sağlayabilecek bir ortamda Suriye de yok ne yazık ki!

Rejimi gönülden destekleyenler ise ya baas ideolojisine kapılanlar ya da rejimin sayesinde kamuda istihdam ayrıcalığını yaşamış ve rejimin çökmesi sonucu kamu ayrıcalıklarını kaybedecek kesimler oluyor.

2-) Dürziler

Dürzilik inancının mensupları, savaş öncesi Suriye nüfusunun %4’ü gibi ufak bir kesimi oluşturuyorlar. Ancak genel nüfusa oranları az da olsa savaşın güney cephesinde önemli bir aktör olarak yer alıyorlar. Dürziler alevi halkı gibi ayrıcalıklara sahip değiller, yani rejimle duygusal bir bağları yok. Aksine Esad karşıtı dini liderlerin suikastlara kurban gitmesi onları sinirlendiriyor. Ama aleviler için geçerli olan korku Dürziler içinde geçerli. Cihatçı gruplar Dürzi halkını genel olarak sosyalist görüşlere sahip olmasından ötürü sevmiyor. Zaten Lübnan iç savaşı(1975-1990) sırasında Dürziler Sovyet desteği alabilmek için sosyalist bir örgütlenme yoluna gitmişlerdi. Aslında Sosyalist olmasalar bile Dürzi olmaları sevilmemek için yeterli. Eğer Baas rejimi düşerse bu Dürziler içinde bir soykırım veya baskı ihtimali anlamına geliyor. Bu yüzden sevseler de sevmeseler de kendilerini rejimin yanında kalmak zorunda hissediyorlar.

suriye-karikaturr
Suriye’de her iki tarafın ateşi de halkı vuruyor!

3-) Hristiyanlar

Savaş öncesi Suriye nüfusunun %10’u Hristiyanlardan meydana geliyor. Bunların 5’te 1’i Ermeni(1. dünya savaşı sırasında tehcir edilenler), kalanı da genel olarak Araplardan oluşuyor. Bir kısımda da Süryaniler bulunuyor.

Ermenilerin ve Süryanilerin desteği yaşadıkları alanın kime ait olduğuna göre değişiyor. Eğer yaşadıkları bölge rejim kontrolünde ise rejimin yanında, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolünde ise SDG’nin yanında.(SDG: PYD’nin de içinde bulunduğu oluşum) Zaten onları çıkarınca geriye cihatçı örgütler kalıyor. Daha önce “Suriye’de Esad Ailesinin İktidara Geliş Hikayesi” adlı yazımda, Hafız Esad’ın taraftarlarını arttırmak için Dürzilere ve Hristiyanlara “benimle bir olun, sizi Sünnilerden koruyacağım” dediğini aktarmıştım. İşte bu söz Arap Hristiyanların tıpkı Dürziler gibi Baas partisini, cihatçılara karşı bir sigorta olarak görmesine sebep oluyor. Ancak Dürziler gibi sinirli bir şekilde değil, daha istekli bir biçimde.

4-) Şiiler

Suriye’de %2 oranında Şii azınlık mensup. Bunlar genelde Lübnan sınırlarında yaşıyorlar ve çoğunluğu Şiiliğin İsmailiye koluna mensuplar ama az sayıda Caferi olanları da var. Normalde Caferilere göre Zeydiye ve İsmailiye batıldır ama Sünniler ve Yahudilere karşı bölünmemek için yinede birbirlerini destekliyorlar.

İran da bu yüzden Lübnan merkezli Hizbullah örgütünü destekliyor ve Hizbullah, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesini sağlamış bir örgüt.

İsrail’e karşı bu başarılarına rağmen körfez ülkeleri tarafından terörist görülmeleri üzücü. Onların bu mücadelesi Esad rejiminden de aldıkları destek sayesinde sürüyor. İran’da önemli ölçüde Suriye üzerinden bu desteği veriyor ama eğer Esad iktidardan düşerse Hizbullah bu desteği alamayacak. İşte bu yüzden Hizbullah Suriye de 2013’ten beridir rejimin yanında savaşıyor.

Suriye deki Şii halkta Hizbullah’ın bu tavrı nedeniyle rejimin yanında duruyor.

5-) Filistinliler

Filistinliler iç savaş öncesinde Suriye de yarım milyon kadardı. Savaşla birlikte onlarda bölündüler. FDKC, FHKC, El-Fetih, Kara Eylül, El-Aksa ŞT ve FKÖ gibi Marksist grupların etkisi altında ki Filistinliler rejimin yanında durdular. Çünkü İsrail ile mücadelelerinde en önemli destekçileri Baas partisi idi. Filistinlilerde sol hareketlerin çok güçlü olmasına şaşırmayın, bunun sebeplerini “Yahudilerin Stalin’e Yaşattığı Hayal Kırıklığı” isimli yazımda tam olmasa da belirtmeye çalışmıştım. Ancak Hamas ve El-Cihad gibi grupların etkisindeki Filistinliler ise cihatçı örgütlerin yanında saf tuttular. Ancak onların duruşu diğerlerinin ki gibi destek görmelerinden değil gönüllü olmalarından kaynaklanıyor. Filistinli mültecilerin çoğunun Marksist örgütlerin etkisi altında olması sebebi ile toplumun genelinin Baas partisinin yanında olduğu görülüyor. Çünkü Filistin halkı da Esad rejiminin düşmesi halinde İsrail’in güçleneceğini biliyorlar.

filistin suriye

Son olarak, Suriye de rejimin Sünni halkın da büyük bir kısmından destek gördüğünü unutmayalım. Bu desteklerin de sebebi değişiklik arz ediyor.

1-) Laiklik

Sünni toplumun bir kısmı laikliğe verdiği önemden dolayı, muhaliflerin cihatçı tavrından rahatsızlık duyuyor.

2-) Baasçılık

Baas Partisi’nin İdeolojisi ve Tarihi” adlı yazımda bu ideolojiden bahsetmiştim. Bu ideoloji Sünnilerde pek rağbet görmüyor ancak taraftarı yokta değil.

3-) Bıkkınlık

Pek çok kişi savaşın artık bitmesini arzuluyor. Esad rejimi her şeye rağmen hala tarafların en güçlüsü yani savaşı bitirmeye en yakın olan onlar. Bu yüzden savaşın getirdiği idari ve ekonomik sorunlardan bıkanlar muhalifleri bile destekleseler bu işin ancak Esad ile bitebileceğini biliyorlar.

Özet olarak şöyle bir tespite varmak mümkün. İnsanlar genel olarak rejime bir alternatif göremedikleri için Esad’ı destekliyorlar. Yani;

“Esad’ın bu savaşta en büyük destekçisi düşmanları.”

Muhammed Ali Çalışkan

StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

12 YORUMLAR

    • şuan güney lübnanda israil ordusu var mı? yok.
      2000 yılında çekildiler. onları çekilmeye zorlayanda hizbullahın gerilla savaşıydı.

  1. Bazıları öyle bir yorum yapmış ki şaşırmamak elde değil.Suriye de azınlık yani alevi kesim yıllarca çoğunluğa yani sunni kesime baskı ve zulüm uygulamış.Böyle düşünenlere soruyorum Türkiyede de çoğunluk yıllarca azınlıklara baskı ve zulümün dışında katliama varan uygulamalarda bulunmuştur.Siz kendi yaptıklarınızı görmüyorsunuz ama başka ülkelerdede ahkam kesmesini iyi biliyorsunuz.Ben size söyleyim bu savaş ne Esad la ilgili nede zulümle ilgili.Tek nedeni Beşar Esad ın Amerikan emperyalizminin ülkesine geçişine engel olmasından kaynaklıydı.Çünkü Amerika için sizin alevi veya sunni yada bir başkası olmanız onlar için bir anlam ifade etmiyor.Amerikan çıkarlarına hizmet ettiğiniz sürece el üstünde tutulursunuz karşı çıktığınızda ise yok edilirsiniz.Suriyedeki savaşın ana sebebi budur.Geri kalan şeyler bahanedir.

  2. suriyede amma karışık ülkeymiş her türden insan var.
    hem dini çeşitlilik(ezidi,dürzi,isevi,müslim)
    hem mezhebi çeşitlilik(alevi,şii,sünni,selefi)
    hemde ırki çeşitlilik(arap,ermeni,türkmen,kürt,süryani,çerkes)
    baya heterojen bir ülke.

      • eğer kürtleri de sayarsak ki zaten saymamız gerekir o zaman sünniler yaklaşık %70-72 falan ediyor. ama kürtleri ve türkmenleri çıkarınca sünni araplar %50’ye baya yaklaşıyor.
        ne de olsa suriyenin alevileri dürzileri ve hristiyanlarınında çoğu arap ama suriyenin sünnilerinin ezici çoğunluğu arap değil, türkmeni var kürdü var azıcık çerkezi var.
        (savaş öncesine göre konuşuyorum tabi ki. savaş sonrasında bu rakamların hepsi çok daha farklı olacaktır.)

  3. Sunnilerin hiçbiri Esadi desteklemiyor.Ne bir örgüt ne de Sünni halk.Yıllarca azınlığın çoğunluğa yaptığı zulüm den bahsetmeyip “sunniler başa gelirse azınlığa zulüm eder” demek ne kadar doğru ?

    • 1- Sünnilerin hiçbiri desteklemiyor demek zor. Esad’ı destekleyenleri de çok.
      Esad’ın eşi bile Sünnidir çünkü babası Sünni iş adamlarının piyasa desteğini alabilmek için onu iş adamının kızıyla evlendirdi.
      2- Azınlığın çoğunluğa yaptığı zulümden zaten önceden bahsetmiştim ilk paragrafta ki verilen linke tıklarsanız görürsünüz. Daha önce ki yazımda bu zulmü yazdığım için şimdi tekrar yazma gereksinimi duymadım.
      3-Sünniler yıllardır gördükleri baskı sebebi ile iktidara geldiklerin de tabi ki o öfke patlaması sebebiyle baskı uygulayacaklardır(cihatçı olanları) zaten şu an kendi kontrolü altındaki bölgelerde azınlıklara nasıl davrandıklarını görüyoruz.

  4. İsrail Esad’ı desteklemiyor. Bunu da nereden çıkardın İsrail sürekli Suriye ordusuna ve Hizbullah’a yönelik sabotajlar yapıyor. Eğer İsrail’in bu sabotajları olmasa şimdi rejim ve Hizbullah çok daha güçlü konumda olurdu.
    Asıl sen ideolojik düşünüyorsun gözlerinizi öyle bir Esad düşmanlığı kaplamış ki onu İsrail’le yakıştırıyorsunuz.
    Tamam bende Esad’a iyi birisi demiyorum yazılarımda Esad’la ilgili görüşlerim ortadadır. Linkleri bu yazıda da mevcut ama biraz araştırarak damga vurun bari.

  5. Savaşı bitirmeye en müsait olan Esed 5 yıldır tenezzül edememiş mi ? İsrail e karşı ne tür yaptırımları var ki mücadele ettiğini söyleyebiliyoruz. Aksine İsrail tarafından desek görüyor. Seninki biraz ideolojik görüş.

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz