Trump’ın generalleri ve ABD’de Militarizm Tartışmaları

361
Yazarlık Başvurusu

Trump’ın kabine tercihlerinin çoğu ciddi kaygılara ve tartışmalara yol açıyor. Bu noktada en öne çıkan konulardan biri, Trump’ın tercihlerini emekli yüksek rütbeli subaylardan yana kullanıyor olması.

Son bir aydır Türkiye’de hepimiz, Trump‘ın dışişleri bakanı tercihinin ne olacağına dair endişeli bir halde tahminlerde bulunmaya çalışırken, seçilmiş başkan da kabinesinin geri kalanını oluşturmakla meşguldü. Trump’ın tercihlerinin çoğu, çeşitli sebeplerden ciddi kaygılara ve tartışmalara yol açıyor. Ancak, bu noktada en öne çıkan konulardan biri, Trump’ın tercihlerini belirgin bir şekilde emekli yüksek rütbeli subaylardan yana kullanıyor olması. Trump şu ana kadar üç eski yüksek rütbeli subayı güvenlikle ilgili görevlere getirdi: James Mattis savunma bakanı, John Kelly iç güvenlik bakanı ve Michael Flynn ulusal güvenlik danışmanı olarak tayin edildi.

Zannedildiğinin aksine, Amerika’da asker kökenli kişilerin, askeri kariyerlerini sonlandırdıktan sonra siyasi konumlarda hizmet etmeleri, uzun bir geçmişe sahip bir uygulama. Buna rağmen, siyasetin üstünde askeri nüfuzun olması, ABD’de her zaman tüyleri diken diken eden bir konu. Sivil siyasetçiler kendi nüfuz bölgelerini saldırgan bir şekilde müdafaa ederler. Ne askeri ihtişam ne de omuzlardaki ‘yıldızlar’ Kongre’de yahut basın karşısında ellerinin rahat olacağının teminatı.

Ordudan Beyaz Saray’a

Emekli askerlerin siyasete girmesi, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına kadar geri gidiyor. ABD’nin ‘kurucu babalarından’ en meşhuru olan George Washington, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nda görev yapmış bir generaldi. Daha sonra yeni kurulmuş devletin ilk lideri oldu ve sekiz sene vazife yapacağı yeni konumuna geçti. Birlik Güçlerini komuta eden general olarak Amerikan İç Savaşı’nı (1861-1865) sona erdiren Ulysses S. Grant, ABD tarihinin bu en kanlı çatışmasının üstünden daha beş yıl geçmeden başkan seçildi ve iki dönem görev yaptı. Theodore Roosevelt‘in İspanya-Amerika Savaşı esnasında ortaya koyduğu cesaretli davranışlar, halk nezdinde itibar sahibi olmasını sağladı. Roosevelt 1900 yılında William McKinley’in başkan yardımcısı olarak seçildikten sonra, McKinley’in 1901’in sonlarında bir suikasta kurban gitmesinden sonra başkan oldu. Roosevelt daha sonra 1904 başkanlık seçimlerini de açık ara kazandı.

George Washington

Nazilere karşı İkinci Dünya Savaşı’nda Müttefiklerin kazandığı zaferin organize edilmesini sağlayan meşhur Amerikalı general ve kariyer danışmanı George C. Marshall, siyasete büyük bir nefret duyduğunu itiraf etmesine rağmen sonradan içişleri bakanı ve savunma bakanı olarak görev yaptı. Dwight D. Eisenhower, İkinci Dünya Savaşı sırasında Müttefiklerin Avrupa komutanı olarak görev yaptı ve (‘Operation Overlord’ isimli) D-Day olarak bilinen işgali planladı; daha sonra İkinci Dünya Savaşı başarılarını siyasete taşıyarak oya tahvil etti ve 1950’lerde iki dönem ABD başkanlık koltuğunda oturdu. Başkanlığı Ocak 1961’de sona erdiği sıralarda, Eisenhower’ın ABD’nin siyasi kararlarına giderek artan derecede etki eden ‘askeri-sınai kompleks’ ile ilgili yaptığı uyarı meşhurdur.

George C. Marshall

George H. W. Bush, 1980’de Ronald Reagan‘ın başkan yardımcısı olmadan çok önce, İkinci Dünya Savaşı’nda asker olarak savaşmıştı. Baba Bush, 1988 yılında ise başkan seçildi. Özetle, eski askeri şahsiyetlerin ABD sivil siyaset hiyerarşisi içindeki en yüksek mevkileri üstlenmelerinin pek çok örneği var.

George H. W. Bush

Generallerin tayini tartışılıyor

Bu örneklere rağmen, ABD sivil siyaset saflarına askerlerin kabul edilişi daima çetrefilli bir konu olmuştur. Bu yüzden seçilmiş Başkan Donald Trump‘ın emekli askerlere yönelik belirgin muhabbeti o derece tartışmalara yol açıyor ki Politico dergisi geçtiğimiz cuma günü Trump’ın eski askerleri tercih etmesi ve Amerika’nın konuyla ilgili çene çalan sınıflarının buna tepkileriyle ilgili uzun bir makale yayınladı. Makalede Trump’ın kabinedeki çeşitli mevkilere toplamda beş eski askeri tayin edebileceği açıklanıyor. Bu durum Cumhuriyetçileri dahi hayrete düşürüyor.

Politico‘daki makalenin en ilgi çekici yönü, Trump‘a yakın kaynaklardan gelen ve isimsiz yorumlar içeren görüşlerdi. Yorumların hepsinde gençliğinde New York’ta gittiği askeri lisede gençlik heyecanıyla yaşadıklarından beri ABD ordusu hakkında ayakları yere basmayan bir romantiklik içerisinde olan bir seçilmiş cumhurbaşkanından bahsediliyor. Makaleden edinilen intiba, sürekli esip gürleyen emlak kralının altında, aceleci davranışlar sergileyen ve fevri kararlar alan bir asker özentisinin gizli olduğu. Görünen o ki Trump askerlerde, olduğunu hayal ettiği kişiyi görüyor.

Kaygıları artıran diğer bir unsur, Trump’ın, görünüşe göre, askeri gücün doğasına dair fantezileri. Birkaç farklı haberde verilen bilgilere göre, Trump’ın en sevdiği filmlerden biri “Patton”. Başrolünü George C. Scott’ın oynadığı 1970 yapımı film, İkinci Dünya Savaşı’nda görev yapmış ABD’li generallerden birinin hayatının meşhur bir Hollywood uyarlaması. ABD dışında daha az bilinen bir figür olan Patton, insan öldürme işine yönelik kaba, savaşçı, pratik ve ciddi yaklaşımından dolayı bazı kimselerce en sonunda bir idol haline getirilmişti.

Militarizm ve İslam karşıtlığı

Trump kabinesine atanan diğer isimlerin de genel tavırları göz önüne alındığında mesele iyice sevimsizleşiyor. Trump’ın ve subay-bakanlarının bu vazifelere dünden razı ve militarist tavrına Trump’ın tayin ettiği diğer bazı kişilerden gelen Müslüman karşıtı yorumları da dahil ettiğimizde, gerçekten rahatsız edici bir tablo ortaya çıkıyor. Trump’ın tayin ettiği bazı kişiler Müslüman karşıtı görüşlerini açıkça ifade ettiler. Bu zevatın arasında olan, Trump’ın ulusal güvenlik danışmanlığı konusundaki tercihi Michael Flynn’in American Enterprise Institute’un önde gelen neoconlarından Michael Ledeen ile yazdığı “Radical Islam” isimli bir kitabı da bulunuyor. İmar ve Şehircilik Bakanı olarak Trump tarafından tayin edilen Ben Carson da, İslam’la ilgili bir takım tartışmalı açıklamalarda bulunmuştu. Genel olarak, Trump kabinesinin şimdiye kadarki kadrosu itibarıyla en öne çıkan bileşenleri duygusuz bir militarizm ve tepkisel İslam karşıtı bir ruh hali.

Müslüman karşıtı sözleriyle sık sık gündeme gelen Donald Trump, seçim kampanyası sırasında “İslam bizden nefret ediyor” dedi ve Müslümanları ülkeye alınmaması gerektiğini söylemişti.

Salı günü Trump’ın dışişleri bakanı tercihi olarak duyurulan Rex Tillerson da şimdi bu karışıma dahil oluyor. Tillerson, Exxon Mobil’in patronu. Bu dev petrol firmasındaki kariyeri Tillerson’a çok büyük bir yurtdışı tecrübesi kazandırdı, ama bu tecrübe, dünyanın en kıymetli metaı petrolün peşinde kazanıldı. Dışişleri bakanı olarak Tillerson, Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgeye nasıl bir yaklaşım getirecek?

Sivil-asker ilişkilerinin geleceği

Trump’ın eski askeri figürleri tayiniyle, ABD’nin sivil-asker ilişkilerinde bir değişiklik yaşanacağını düşünmek için şu an itibarıyla bir sebep bulunmuyor. Sonuçta, Eisenhower meşhur uyarısını 50 seneden uzun bir zaman önce yaptı ve asker-siyaset ilişkileri bu zaman zarfında sadece daha da derinleşti. Trump’ın emekli askerleri tercih etmesi, sivil siyasi kararların üstündeki asker etkisinde bir artış anlamında köklü bir değişim gibi durmuyor; en azından son 50 senenin bize gösterdiğinden önemli ölçüde bir değişiklik olacak gibi görünmüyor.

Fakat kabineye baktığımızda görünen, savaş mefhumu hakkında yüzeysel bir anlayışa sahip bir başkan, meşhur, şahin tutumlu askeri danışmanlar, petrol merkezli çıkar çatışmalarına aşina bir dışişleri bakanı ve gemi azıya almış Müslüman karşıtı duyguların kombinasyonu, çok huzur kaçırıcı bir tablo ortaya koyuyor. Sadece Trump’ta değil, ona yakın olanlarda ve tayin ettiği kişilerde de gözlenen, basına birbiriyle çelişen açıklamalar yapma ve fikirlerinden siyasi maslahata göre anında çark etme eğilimi, Trump hükümetinin Türkiye’ye, bölgeye ve Müslüman dünyasına yönelik nihai duruşunun ne olacağına dair tahminlerde bulunmayı son derece güç kılmakla birlikte şu kadarı var ki, şimdiye kadar şahit olduklarımız pek hayra yorulacak gibi değil.

Kaynak: AA

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz