İran Devrimi’nden sonra devrik Şah, gezdiği bir kaç ülkeden sonra yakalandığı pankreas kanserinin tedavisi için ABD’ye gitti. Bu durum bir anlamda eski dostun vefasıydı. Ancak devrim sırasında zaten gerilmiş ABD-İran arasındaki ilişkileri daha da çıkmaza soktu. İran, Şah’ın yargılanmak üzere geri iade edilmesini ve Amerikan bankalarındaki varlıklarının İran devletine aktarılmasını talep etti. Bu talepler reddedilince üniversite öğrencileri arasında başlayan protestolar büyük halk gösterilerine döndü.
Ana hedef ABD Büyükelçiliğiydi. Güvenlik güçleri olaylara karşı pek önlem almadı. Zaten Humeyni tarafından ABD, ‘Büyük Şeytan’ olarak nitelendirildiğinden durum normal karşılanıyordu. Artan olayların kırılma noktası birkaç eylemcinin büyükelçilik kapısını aşması oldu. Kalabalık halk yığını bir hışımla elçiliğe girdi ve elçilikte çalışan 50’den fazla Amerikalıyı rehin aldı.
Bu olaydan sonra İran, çalışanların rehin alındığını ve taleplerini yenilediğini bildirdi. ABD talepleri reddederek, şantaja boyun eğmeyeceğini, İran’a karşı ambargo uyguladığını ve ABD’deki İran mallarına el koyulduğunu açıkladı. Anlaşmaya yanaşmayan Başkan Carter, rehinelerin kurtarılması için çalışmalara başladı. Bir operasyon düzenlendi. Helikopterler çöle inecek, yakıt ikmalinden sonra elçiliğe giderek rehineleri kurtaracaktı. Ancak operasyon kum fırtınası sebebiyle başarılı olmadı hatta helikopterlerin düşmesiyle 8 asker öldü.
Bu sürede Şah, Panama’ya gitmiş, daha sonrada gelen çağrı üzerine gittiği Kahire’de vefat etmişti. Artık ortada bir sebep kalmamıştı. Öte yandan Irak-İran savaşı başlamış, ambargo İran’ın belini büküyordu. Rehine krizi ve başarısız olan kurtarma operasyonu nedeniyle Carter, halk nezdinde güven kaybetmişti. Rakibi Reagan’ın ise en önemli vaadi rehinelerin serbest bırakılacağıydı. Reagan rehine krizi ile özel olarak ilgileniyor, kapalı kapılar ardında İran ile görüşmeler yapıyordu. Bunun sonucunda da seçimden galip çıktı.
Yapılan görüşmeler ve antlaşma sonucu rehinelerin bırakılması kabul edildi. Carter daha koltuğu, Reagan’a devretmemişti. Devir teslim gününde giderayak haberi kendisi vermek istiyordu. Ancak konuşması sırasında bir türlü haber gelmedi. Carter konuşmayı uzattıkça uzattı ancak haberin gelmemesi üzerine mikrofonu Reagan’a verdi. Reagan ilk konuşmasına başlar başlamaz İran, rehineleri Amerikalılara verdi. 444 gün sürdükten sonra rehine krizi son bulmuştu. İran, rehinelerin salınmasını geciktirerek süreç boyunca anlaşmaya yanaşmayan Carter’a gol atmıştı.
Daha sonradan çıkan belgelere göre İranlılarla yapılan antlaşmalarda Amerikalılar, sorunun çözümünü geciktirilmesini istemiş karşılığında da İran’a silah satmış, İran’da doğal olarak bu silahları Irak savaşında kullanmıştı. Ancak buradaki dikkat çeken nokta savaşın, ABD ve İran arasındaki gerilimden faydalanmak isteyen Saddam’ın, ABD’den üstü kapalı izin almasıyla başladığıydı. Bu savaşta ABD, kağıt üstünde Irak tarafında yer almış, Irak’a silah satmıştı.
Baskın sırasında elçilikten kaçan 6 çalışanın İran’dan kaçırılması ARGO adıyla filmleştirilmiş, İran sahneleri ise Türkiye’de çekilmiştir.
Şehmus Kızılkan
StratejikOrtak.com MİSAFİR YAZAR
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.