Türkiye ve Somali ilişkileri, 2011 yılında o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeye ziyareti ile önemli ölçüde gelişme gösterdi. Bu ziyaret Somali halkının deyimiyle “Somali için bir dönüm noktası” olmuştu. Somali nerededir, coğrafi-siyasi-askeri-toplumsal özellikleri nelerdir? Somali hakkında tüm bu soruların cevabını ve Türkiye-Somali ilişkilerine dair bilgileri sizler için haberimizde bir araya getirdik.
Somali’nin Coğrafi Yapısı
- Afrika’nın en büyük kıyı şeridine sahip ülkesi olan Somali, yaklaşık 3000 km’lik bir kıyı şeridine sahiptir.
- Konumu ve sahip olduğu kıyı şeridi itibariyle Orta Doğu petrollerinin en önemli geçiş güzergahında yer almaktadır.
- Somali 3 bölgeden oluşmaktadır. Ülkenin doğu kesiminde yer alan Somaliland bölgesi eski İngiliz sömürgesidir. Güney ve orta bölge (Somalia+Puntland) ise eski İtalyan sömürgesidir.
- Bugün Somaliland bağımsızlığını ilan etmiş durumdadır. Ancak herhangi bir ülke tarafından tanınmamaktadır. Güney ve Orta Somali ise Somali Federal Cumhuriyeti’ni oluşturmaktadır.
- Somali’nin kuzey bölgeleri dağlık alanlardan oluşmaktadır. Yükseklik 900-2000 metre arasında değişmektedir. Ülkenin %2’si tarım alanı, %72’si otlak ve %12’si ormanlık alanlardan oluşmaktadır. Somali’de doğal göl bulunmamaktadır. Suyun bulunduğu Jubaland ve Şabel nehri arasındaki bölge yeşillik ve otlaklarla kaplıdır. Bu bölgede bulunan bir toprak çeşidi vardır ki üzerinde yetişmeyen bitki bulunmamaktadır. Dünyanın en verimli topraklarından biridir
- Önemli bir ihracat kaynağı olan mangal kömürünün yapımı için ormanların büyük çoğunluğu yok edilmiştir. (Mangal kömürünün önemli bir gelir kaynağı olarak El-Şebab terör örgütüne gittiği iddia edilmektedir.)
Somali’nin Siyasi ve Sosyolojik Yapısı
- Somali’de en kapsamlı nüfus sayımı Mohamed Siad Barre döneminde 1975 yılında yapılmıştır. 1992 yılından bu yana ise ülkenin içinde bulunduğu iç savaş ortamından dolayı sayım yapılamamaktadır. Ancak T.C. Dışişleri Bakanlığı resmi internet sitesinde ülkenin nüfusu yaklaşık 12.360.000 olarak gösterilmiştir. Ayrıca Somali dışında mülteci olarak yaşana 1 milyona yakın Somali’li de bulunmaktadır. Bu mültecilerin büyük çoğunluğu Kenya’da bulunmaktadır.
- Ülkenin büyük kesimi Sünni Müslüman. Ülkenin %85’i Somalili, geri kalan %15’i ise Bantu ve Araplardan oluşmaktadır.
- Ülkede resmi dil Somalice ve Arapçadır. Ülkede okuma yazma oranı %50 civarındadır. Okuma yazma oranı düşük olduğundan ülkede marketlerin vitrinlerinde, duvarlarında ve camlarında yazılar değil, o markette satılan ürünlerin resimleri yer almaktadır.
- Ülke şuan 6 eyaletten oluşmaktadır. Güneyde 4 eyalet, ortada 5. eyalet olarak Puntland ve 6. eyalet olarak da Somaliland. Güneydeki 4 eyaletin ileride birleşerek Güney ve Orta Somali’yi oluşturması planlanmaktadır.
- Puntland eyaleti 1998 yılında özerklik ilan etti ancak Federal Hükümete de hala destek vermektedir.
- Mogadişu’da ise tam olarak benzemese de bir Washington DC yönetimi vardır. Mogadişu herhangi bir eyalete bağlı değildir. Tamamen ayrı bir bölgedir ve Merkezi Hükümete bağlıdır.
- Geçmişte Somali topraklarından kopartılan 3 bölge vardır. Wajir bölgesi 1948 yılında İngilizlerce Kenya’ya verilmiştir. Ogedan Bölgesi ise Etiyopya’ya verilmiştir. Cibuti ise Fransızlarca tartışmalı bir referandum ile Somali’den kopartılmıştır.
- Ogaden ve Wajir bölgesi çoğunlukla Somalililerden oluşmaktadır. Cibuti’de ise Somalililer ve Afarlar bir arada yaşamaktadır.
- Sahra Altı Afrika ülkelerinin bir çoğu Fransız etkisiyle 3 renkten oluşan bir bayrağa sahipken Somali’nin kendine özgü bir bayrağı vardır.
Somali’deki Klan Sistemi
- Ülkede milli şuurdan ziyade Klan sistemi hakimdir. Ülkede 4 büyük klan vardır. Hawiye, Darod, Dir ve Rahanweyn klanları en büyük dört klandır. Geri kalan klanların hepsi ise “Buçuk Klan” olarak adlandırılmaktadır. Yani ülkede 4,5 klan sistemi vardır.
- Yasama-Yürütme-Yargı gibi devlet faaliyetleri 4,5 klan tarafından yürütülmektedir. Yani örneğin milletvekili seçilecekse bu 4,5 klan sistemine göre sayılar ve simler belirlenmektedir.
- Türkiye de bu toplumsal yapıya saygı duymakla beraber uyum sağlamak adına kendi bünyesindeki okullara öğrenci seçerken bu 4,5 klan sistemine göre öğrenci alımı yapmaktadır.
- 1991 yılından bu yana Somali’de devletsiz dönemin başlamasıyla birlikte tüm toplum 4,5 klanın eline kalmıştır ve klan reisleri her alanda çok etkili kişilerdir.
- Somali dünyada deve yetiştiriciliğinde lider ülkeydi. Ancak yaşanan iç savaş, ülkenin bu özelliğini kaybetmesine sebep oldu.
- Halk arasında Türkiye’deki maraş otuna benzetebileceğimiz bir uyuşturucu maddeyi çiğnemek çok yaygındır. Bu uyuşturucu madde Yemen civarında da oldukça yaygındır. Özellikle askerler arasında oldukça yaygın.
- 1960 yılından bu yana Somali bağımsızlığını ilan etmiş ve devletleşme sürecine girmiştir. Ancak coğrafi yapı ve şartlar yüzünden göçebe yaşam tarzını hala terk edememişlerdir.
- Somalililer arasında çok kuvvetli aile bağları mevcuttur. Bu kuvvetli aile bağlarının bir olumlu bir de olumsuz etkisi vardır. Pozitif etkisi mevcut iç savaşım bireyler üzerindeki olumsuz etkisini azaltıyor olmasıdır. Negatif etkisi ise aralarında kuvvetli aile bağları olan klanların birbirleri ile sert mücadelelere girmesidir.
Somali’de Kadın Olmak
- 1975 yılında General Mohamed Siad Barre tarafından kadınlara bir takım haklar veren Medeni Kanun kabul edildi ancak bu kanun toplumda karşılık bulmadı.
- Ülkede çok eşlilik yaygındır. Bir erkeğin ikinci-üçüncü eş alabilmesi onun ekonomik durumuna ve sosyal statüsüne bağlıdır. Ayrıca boşanma vakaları da oldukça yaygın ve olağan bir durum. Öte yandan boşanmış bir kadının yeniden çok daha kolay bir şekilde evlilik yapabilmesine uygun bir sosyal yapı mevcuttur.
- Somali kadını kabile baskısı ve iç savaş yüzünden kazanımlarının bir çoğunu kaybetmiş durumda. Ama yine de toplumda kadın-erkek ilişkilerinde çok sert bir ayrım bulunmamaktadır. Ticarette, bürokraside, sosyal hayatta her alanda kadınları görmek mümkündür.
- UNICEF’in vermiş olduğu rakamlara göre Somali’de kadınların %95’i sünnet edilmektedir. Ancak son dönemde yapılan çalışmalar ile 1-14 yaş arası kızların sünnet edilme oranı %25’lere kadar gerilemiştir.
- Kadınların ancak %9’u sağlık kurumlarında doğum yapabilmektedir. Bu sebepten dolayı Somali, bebek ölümlerinin en yaygın olduğu ülkeler arasındadır.
- Parlamentodaki kadınların oranı yalnızca %7.5 kadardır. Bürokraside de kadınlara rastlamak mümkündür ama sayıları erkeklere göre hayli düşüktür.
Ekonomik Veriler
- Kişi başına düşen milli gelir 600$ civarında. Ülkede günde 1$ ücret ile çalışan kişi sayısı oldukça yüksek.
- GSYH’nın %59’unu tarım oluşturmaktadır. Somali, neredeyse ihtiyacının tamamını ithal eden bir ülkedir. Ülkede herhangi bir sanayileşme, üretim tesisi bulunmamaktadır.
- Ülkede hizmet ve mal dolaşımı dolar ile yapılmaktadır. Resmi para birimi olan Somali Şilini neredeyse hiç kullanılmamaktadır. Ülkenin içinde bulunduğu kötü ekonomik durum enflasyon oranının belirlenmesini de engellemektedir.
- İhracat yapılan ülkelerin başında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gelmektedir. İthalatta da BAE başı çekmekle beraber Cibuti, Hindistan, Kenya, Çin ve Pakistan’a da ihracat yapılmaktadır. Ülke ekonomisi açısında BAE önemli bir rol üstlenmektedir.
- 2011 yılında o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi ziyareti ile Türkiye-Somali ekonomik ilişkilerinde bir sıçrama yaşanmıştır. 2010 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 4 milyon 800 bin dolar iken, Erdoğan’ın ziyaretinden sonra bu rakam 2011 yılında 115 milyon dolar civarına çıktı.
- Balıkçılık ve hayvancılık ülkenin önemli ekonomik kaynaklarındandır. Ancak ülke halkının tarım bilgisi çok düşüktür. Ülkenin sadece %2’si tarıma elverişlidir ve bu alanın da sadece %2’sinde tarım yapılmaktadır.
- Ülke kıyıları Ton balığı açısından oldukça zengindir. Yaklaşık 2 ay önce Türkiye ve Somali bir ticaret anlaşması yaptılar. Anlaşmaya göre Türk balıkçılar ülke kıyılarında Ton balığı avlama hakkına sahip oldu. Bunun karşılığında ise Türkiye’nin de bir takım vaatleri oldu. Bu vaatlerin başında ise ülkeye bir sahil güvenlik komutanlığı kurulması gelmektedir.
- Ülkede petrol ve doğalgaz yatakları da bulunmaktadır. Yapılan araştırmalara göre 5-10 milyar metreküp civarında petrol ve doğalgaz yatakları olduğu düşünülmektedir. Ayrıca 1968 yılında bir yabancı gazetede ülkede geniş Uranyum ve Titanyum yatakları olduğu iddia edilmiştir. Ancak bu iddia kanıtlanmamıştır.
- Somali Diasporası, Somali’nin en büyük gelir kaynağı durumundadır. 2014 rakamlarına göre Somaliye gelen, diasporanın göndermiş olduğu rakam uluslararası toplumun yaptığı imar ve geliştirme yardımının 2 katı, insani yardımın ise 5 katıdır. Buradan yukarıda da izah edildiği gibi Somalililer arasındaki aile ve kabile bağlarının ne denli güçlü olduğu sonucuna da ulaşabiliriz.
Ülkenin Yakın Tarihinden Kısa Notlar
- 19. Yüzyıl sonlarına doğru ülkede Osmanlı hakimiyeti iyice zayıflamıştır. 1869 yılında Süveyş kanalının açılmasıyla birlikte İngilizler Kızıldeniz’den Aden Körfezine giden yolun güvenliğini sağlamak adına bölge ülkelerini işgal etmişlerdir. Ülkenin körfez kıyı şeridini işgal eden İngilizler, Güney bölgeleri ise İtalyanlara bırakmışlardır.
- 19 Yüzyılının sonundan 1948’e kadar geçen süreç sömürge dönemi olarak adlandırılabilir. bu tarihler arasında ülke İngiliz ve İtalyan sömürgesi altındadır.
- 1941 yılında ülkede savaşın başlamasıyla birlikte İngilizler İtalyanları ülkenin büyük bölümünden çıkarmışlardır. Savaş sonrasında İtalyanların bulunduğu bölgede Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde bir İtalyan bölgesi kurulmuştur.
- Somaliland bölgesinde ise İngiliz hakimiyeti devam etmiştir. 1948 yılında İngilizler Ogaden bölgesini Etiyopya’ya vermişlerdir.
- 1956 yılında İngilizler ülkenin bir kısmını Kenya’ya vermişlerdir.
- 1960 yılında 2 gün arayla önce İngiliz sömürü bölgesi olan Somaliland, ardından da İtalyan bölgeleri bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. 1 Temmuz 1960 tarihinde ise her iki bölge birleşerek Somali Cumhuriyeti’ni oluşturmuştur. İlk devlet başkanı olarak ise şuan Mogadişu havaalanına adını veren Aden Abdullah Osman Daar seçilmiştir.
- Başkan seçilen Aden Abdullah Osman, geçmişte Kenya’ya verilen Wajir bölgesine gerilla operasyonları başlatarak tekrar ülkeye bağlamak istemiştir.
- 1960-1969 yılları arası ülkede demokrasi dönemidir. O dönemde Somali’de Avrupai bir parlamenter sistem hakimdir. 1960-69 yılları arasında modernleşmeye ve kentleşmeye ağırlık verilse de bu çabalar toplumun geneline ulaşamamıştır.
- 1969 yılında Mohamed Sias Barre, askeri bir darbe ile yönetimi ele geçirmiş ve Sovyet yanlısı sosyalist bir rejim kurmuştur. Barre döneminde Etiyopya ABD yanlısı bir politika izlerken Somali Sovyet yanlısı bir politika izlemiştir.
- Bu dönemde ABD yanlısı olan Etiyopya’da bir darbe gerçekleşmiş ve Etiyopya’da da Sovyet yanlısı bir rejim kurulmuştur.
Mohamed Siad Barre Rejimi’nin Sonu
- 1976 yılında Ogaden bölgesinde isyanlar başlamıştır. İsyanların iyice artması üzerine 1977 yılında Somali ordusu Ogaden bölgesine müdahale etmiştir. O dönem Somali ordusu, Mısır’dan sonra Afrika ülkeleri arasındaki en güçlü ordu konumundadır. Ogaden bölgesinde önemli başarılar elde etmiştir.
- Ancak Sovyetler Birliği, Küba vasıtasıyla Etiyopya’ya destek vermeyi tercih edince Somali ordusu, Küba ve Etiyopya ordusundan oluşan ittifak karşısında yenilmiştir. Böylece Ogaden bölgesinden geri çekilmek zorunda kalmıştır.
- Yaşanan bu yenilgi, Mohamed Siad Barre rejiminin de sonunu hazırlamıştır. Barre, iktidarda kaldığı süre boyunca ülkedeki kabile-klan sistemini yıkmaya çalışmıştır. Ancak Etiyopya karşısında alınan yenilgi, kabile sisteminin daha da güçlenerek ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Barre’nin milliyetçi söylemleri toplumda ters tepmiştir. Bu durum Barre’nin sonunu hazırlayan en önemli etkenlerdendir.
- 1991 yılına gelindiğinde soğuk savaşın bitmesi ve Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla birlikte ülkede kurulan sosyalist rejim temelsiz kalmıştır ve Somali’nin siyasi ve toplumsal yaşantısı alt üst olmuştur.
- Ülkede oldukça etkili olan “Savaş Ağaları” Barre rejimine karşı ayaklanmıştır ve bu durum ülkede iç savaşın çıkmasına sebep olmuştur.
- İç savaşın başlangıcında BM Barre rejiminden taraf olmuştur. Ancak yine de Siad Barre, isyanlar karşısında tutunamamış ve ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır.
- Mısırlı eski bir diplomat olan, BM eski Genel Sekreteri Butros Gali, ülkede yaşana olaylar karşısında “Somali’de gıdadan çok silah var. Bu silahlar Somalililer tarafından üretilmedi. Onlara dış güçler tarafından dış güçlerin çıkarlarına hizmet etmesi için verildi. Bu silahları tedarik edenler bugün yaşanan suçların ortaklarıdır.” demiştir.
Somali’de İç Savaş Neden Bu Kadar Kanlı Oldu?
- Ülkede güçlü olan kabileler (Haviye ve Darot kabileleri ülkedeki en güçlü ve savaşçı kabilelerdir.), başta Mogadişu olmak üzere ülkedeki önemli şehir ve kırsal alanlar ile limanları işgal etmeye kalktılar. Bu politikadan dolayı üklede kabile sınırları değişti ve homojen yapı kayboldu.
- Sömürgeci devletler kendi çıkarları için ülkedeki kabile sistemini suistimal ettiler.
- Ortak doğal kaynakların yönetimi konusunda bir düzenleme yoktur. Kabileler oldukça politize olmuş durumdadır.
- Ülkede silaha ulaşmak çok kolaydır. Bugün Somali’den Yemen’e ve Yemen’den Somali’ye çok kolay bir şekilde silah ticareti yapmak mümkündür. Hatta bugün Yemen’de kullanılan silahların büyük çoğunluğunun Somali üzerinden Yemen’e sokulduğu düşünülmektedir.
- Kabileler arasında sert bir mücadele vardır. Maalesef ortak milli şuur gelişmemiştir.
AMİSOM(Africa Union Mission in Somalia), El Şebab ve Uluslararası Toplum’un Somali’deki Rolü
- Ülkede önüne geçilemeyen iç savaş yüzünden BM, ABD öncülüğünde bir operasyon düzenlemiştir. Bu operasyona Türkiye de katılmıştır. Somali’ye düzenlenen operasyon, Türkiye’nin Kore savaşından sonra uluslararası bir askeri güce sağlamış olduğu ilk katılımdır.
- 1994 yılında ABD tarafından Mogadişu’ya düzenlenen başarısız operasyon (Black Hawk Down filmine konu olmuştur) ABD’nin ülkeden çekilmesiyle neticelenmiştir.
- ABD’nin Somali’den çekilmesinin ardından 1995 yılında BM de ülkeden çekilmiş ve uluslararası toplum Somali’yi kendi kaderine terk etmiştir. Bu tarihten sonra Somali’de “Devletsiz Dönem” başlamıştır.
- 1991-2004 arasında ülkede 14 ayrı hükümet kurulmuştur, ancak kabileler arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden bu hükümetler dağılmıştır.
- 2006 yılına gelindiğinde “İslam Mahkemeleri Birliği” kurulmuş ve Mogadişu’daki savaş ağalarını temizlemiştir. İslam Mahkemeleri Birliği ülkede eğitim, sağlık gibi alanlarda bir düzen oturtmuştur.
- Ancak İslam Mahkemeleri Birliği’nin kurulduğu ve faaliyet gösterdiği dönem ABD’nin “Global War on Terror” politikası yürüttüğü döneme denk gelmiştir. Kenya ve Tanzanya’daki ABD büyükelçiliklerine yapılan saldırılar ve ardından İslam Mahkemeleri Birliğine düşman olan savaş ağalarının destek verdiği Etiyopya’nın “Burada bir şeriat rejimi kurulacak ve bu bütün bölgeye tehlike arz ediyor” söylemleri yeni bir savaşın başlamasına sebep olmuştur. Etiyopya 2006 yılında Mogadişu’yu işgal etmiştir. Bölgede çok kanlı savaşlar yaşanmıştır.
Terör Örgütü El-Şebab
- Yaşanan bu gelişmeler ve çatışma ortamı, İslam Mahkemeleri Birliği içerisinde yer alan El-Şebab’ın daha da güçlenerek bir terör örgütü olarak ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
- O dönemde El-Şebab’ın yaşanan savaştaki etkisi yüzünden halk üzerindeki tesiri hala devam etmektedir. Çünkü işgalci güçlere karşı verilen mücadelenin büyük kısmını o dönemde El-Şebab üstlenmiştir.
- Daha sonrasında ise İslam Mahkemeleri Birliği’nin ilk Cumhurbaşkanı olan Şeyh Şerif Ahmed, El-Şebab terör örgütü ile ters düşmüştür. Bu noktadan itibaren ise 2011 yılına kadar(AMİSOM ile El-Şebab arasındaki büyük Mogadişu savaşına kadar) süren mücadelelerde Mogadişu’nun 3’te biri El-Şebab terör örgütünün, 3’te biri Federal Hükümetin ve geri kalan 3’te biri ise Hizbul İslam adlı bir başka örgütün hakimiyetine girmiştir.
- 2011 yılında El-Şebab terör örgütü, taktik nedenlerden dolayı Mogadişu’dan çekildiğini açıkladı. Ama yine de örgüt, suikastler ve bombalama eylemleri ile bölgede varlığını sürdürmeye devam etti.
- Savaş sonrasında merkezi hükümet, giderek El-Şebab’ın alanını daraltmaya başladı. AMİSOM’un da katkılarıyla merkezi hükümet, 2017 yılında büyük ölçüde hakimiyeti sağlamıştı.
- 2012 yılında ülkede ilk seçimler gerçekleştirildi. Bu seçimlerde Hasan Şeyh Mahmud devlet başkanı seçildi ve 2017 Şubat ayına kadar görev yaptı. Aslında Hasan Şeyh Mahmud’un görev süresinin Ağustos 2016’da dolması gerekiyordu. Ancak ülkede seçimler güvenlik bahanesiyle sürekli ertelendi. Seçimlerin sürekli ertelenmesindeki asıl amaç Hasan Şeyh Mahmud’un gücünü konsolide etme ve rakiplerini ekarte etme çabasıydı. Bu sebepten dolayı parlamento seçimleri ancak Aralık 2016’da yapılabildi.
- 2017 Şubatında devlet başkanlığı seçimlerine 3 aday katıldı. Görev süresi dolan Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, eski Başbakan Muhammed Abdullah Fermacu ve eski Cumhurbaşkanı Şerif Şeyh Ahmed seçimlere katılan isimlerdi.
- Muhammed Abdullah Fermacu Somali’de devlet başkanı seçildi. O gün Somali sokaklarında büyük gürültü koptu. İlk başlarda silah ve doçka sesleri akıllara terör saldırısı ihtimalini getirse de aslında halk Muhammed Abdullah Fermacu’nun devlet başkanı seçilmesini büyük bir mutlulukla kutluyordu.
AMİSOM Nedir?
AMİSOM (Africa Union Mission in Somalia/Somali’deki Afrika Misyonu), 2009 yılında Etiyopya’nın Somali’den çıkışına müteakip Somali’de düzeni yeniden sağlamak amacıyla Afrika Birliği Kuvvetlerinden oluşturulan bir askeri yapıdır.
- AMİSOM’un ülkedeki kuvvet sayısı yaklaşık 22.000 civarındadır.
- AMİSOM kuvvetleri Uganda, Cibuti, Burundi, Kenya ve Etiyopya askerlerinden oluşmaktadır. Somali halkı, Etiyopya ve Kenya ile geçmişte yaşamış olduğu problemlerden dolayı bu ülke askerlerine iyi gözle bakmamaktadır. Bu yüzden de Mogadişu’da daha çok Uganda ve Burundi askerleri AMİSOM kapsamında görev yapmaktadır.
- AMİSOM kuvvetlerinin bir takım yapısal problemleri mevcuttur. Öncelikle AMİSOM kuvvetleri arasında emir komuta çok zayıftır. Öte yandan AMİSOM içerisindeki farklı ülkelerin farklı çıkar ve politikaları sebebiyle bir vizyon birliği bulunmamaktadır. Mesela birlik içindeki Etiyopya ve Cibuti kuvvetlerinin faaliyet ve politikaları birbirine taban tabana zıttır.
- Kuvvetler arası koordinasyon ve haberleşme çok zayıftır. Ayrıca AMİSOM’un hava harekat kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu açıdan ABD desteğine muhtaçtır.
- AMİSOM kuvvetlerinin maaşları AB tarafından ödenmektedir. AB, kuvvet askerlerine yaklaşık 2000$ civarında maaş yollamaktadır ancak kuvvet ülkeleri bu maaşların yarısına el koymaktadır ve AB’nin bu yardımını bir gelir kaynağı haline getirmektedir.
- AMİSOM askerleri arasında Somalili kadınlara tecavüz vakalarına sıklıkla rastlanmaktadır.
- Türkiye’nin de AMİSOM organizasyon şemasında bir tane askeri danışmanı bulunmaktadır. Bu askeri danışman Puntland’d görev yapmaktadır.
Somali’de Güvenlik ve Korsanlık Sorunu
- Somali’de dünya gündemini işgal eden bir başka husus ise ülkedeki korsanlık faaliyetleridir. Korsanlık faaliyetlerinin neden ortaya çıktığını anlamak sorunun çözümü açısından oldukça önemli.
- Somali’de balıkçılık önemli bir gelir kaynağıdır. Ülkede yaşana iç savaş ve karışıklıklar yüzünden balıkçıların hakkını koruyacak herhangi bir kurum mevcut değildir. Japonya, Hindistan ve Brezilya gibi büyük devletler, bu durumdan faydalanarak Somali kıyılarında hakları olmamasına rağmen hukuka aykırı bir biçimde balıkçılık yapmış ve adeta kıyıları talan etmiştir.
- Ülkede korsanlık faaliyetleri ilk başlarda bu durumu engellemek amacıyla ortaya çıkmıştır. Ancak daha sonraları bölgeye gelen gemileri rehin almanın ve fidye talep etmenin balıkçılıktan çok daha iyi kazandırdığının fark edilmesi ile birlikte büyük devletlere karşı bir tepki olarak ortaya çıkan direniş korsanlık faaliyetine dönüşmüştür.
- BM, NATO, AB ve Türkiye’nin girişimleri ile bölgede korsanlığa karşı bir görev gücü oluşturulmuştur ve korsanlık sorunu neredeyse tamamen ortadan kaldırılmıştır.
- Geçtiğimiz sene yalnızca 2 defa korsanlığa teşebbüs edilmiş, bu teşebbüsler de kısa sürede bastırılmıştır.
- Ülkede güvenlik günden güne artmaktadır. Neredeyse haftada bir olan bombalı saldırılar artık ayda bire, hatta iki ayda bire düşmüştür.
- Ancak denizin karşı kıyısı olan Yemen’de bir savaş mevcuttur. Bu durum da güvenliği tehdit etmektedir. Suudi Arabistan ve BAE’nin dahliyle Yemen’de devam eden savaş yüzünden Yemen’den Somali’ye tersine göç yaşanmaktadır. Eskiden Somali’li mülteciler Yemen’e giderlerken şimdi Somali sokaklarında Yemen’li mültecilere rastlamak oldukça normal bir durum. Yani günümüzde Somali, Yemen’den çok daha güvenli bir ülke konumundadır.
Bu haberde yalnızca Somali hakkında bilgi derlemesi yapılmıştır. Türkiye-Somali ilişkileri ve Türkiye’nin Somali’de artan rolü, ayrı bir başlık altında ileride işlenecektir.
Stratejik Ortak Haber Masası – Mahmut Nedim SUİÇMEZ
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.
Türkiye’nin kuzey kıyılarında bulunan, Ukrayna, Belarus, Litvanya, Lettonya, Estonya ile mutlaka ilişkilerimizi geliştirmemizde fayda vardır. Bu güzergah bizleri Karadenizden Baltık denizine ulaştıracaktır. Buradaki amacımız karşlıklı çıkarlara ve barışa dayalı ticarettir.
Basra ve Umman Körfezine hakim olan Umman, İran ve Pakistan devletleri ile ilişkileri en üst düzeye çıkarmak ve her daim ilişkileri sıcak tutmak, bölge barışı ve güvenli petrol sevkiyatı acısında çok önemli devletlerdir.
Türkiye olarak Somali , Yemen ve Umman devletleri ile mutlaka ilişkilerimizi gelecek için çok iyi geliştirmeliyiz çünkü Aden Körfezine hakimdir.
1 Kasim 2018 tarihi itibariyle not dusuyorum; Somali ile Turkiye’nin iliskileri bozulma yolundadir. Ozellile Ekim ayinda Somali devlet yonetim kademesinda hizli bir sekilde Suudi Arabistan ve BAE bloguna ciddi bir kayma vardir. Hernekadar halk arasinda Turkiye sempatisinde bir degisme olmamakla birlikte, Turk vatandaslarina ve resmi kisi ve kurumlarina yakin zamanda gundeme getirilecek zorluk ve engellemelere sahit oldugumuzda halk ile kurulan koprunun buna dayanamayacagi da asikardir.
Milyonlarca dolar ve Turk insanin degeri olculemeyecek emekleri malesef kanatlanmis, ucmaktadir. Somali devlet baskaninin Istanbul Havaalani acilisinda bulunmamasi bunun isaret fiseklerinden biridir. Gelmekte olan bir baska tehlike de Somali deki Turk yatirimlarinin ; ornegin Mogadishu Limaninin; elkonularak Turklerden alinip, Almanlara verilecek olmasi gibi elden gitmesidir.
Umarim Turkiye Cumhuriyeti bunun farkindadir ve “yaziklar olsun, kadir kiymet bilmediler” moduna gelmeden para ve emeklerin ucup gitmesine seyirci Kalamazoo.
Uluslararası ilişkiler öğrencisi olarak yazınız bölgeleri gezmeden öğrenebilicek düzeyde olduğu için teşekkür ederim. Farklı Afrika ülkelerini de böyle analiz ederseniz mutluluk duyarım.
Şey ayrı yazılmaz mı?
Bizden kırma eleme makinaları istiyorlar,
İç kesimleri, kıyıları daha emniyetli
Ayrıca 1989-90 arası ben THY delhi istasyon md. İken belki 1000 üzerinde Somali li öğrenciyi değişik yollardan avrupaya, prag üzerinden amsterdama gönderdim. Senin adını mogidişuda caddeye vereceğiz derlerdi. Tabii o zaman Somali li bir sevgilim vardı. Faydası olur mu bilmem