Milli Savunma Bakanı Akar’ın Kasım 2018’de Libya’ya resmi ziyaret gerçekleştirdi. Akar’ın ziyaretinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, TİKA Başkanı Serdar Çam, Türkiye’nin Libya Özel Temsilcisi ve AK Partili bazı vekiller de yer aldı. Birleşmiş Milletler’in resmi olarak tanıdığı Trablus hükümetine bağlı hem Savunma Bakanı hem de Başkanlık Konseyi Başkanı olan Fayiz es-Serrac ve Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Abdurrahman Omran el-Taweele ile görüştü. Açıklamada iki ülke arasındaki askeri iş birliğin önemi vurgulandı.
Görüşmede Hulusi Akar, Libya hükümetine Akdeniz’deki yetki alanlarını hatırlatarak, Kaddafi sonrası karışıklıktan faydalanarak 39 bin kilometrekarelik Libya’nın deniz alanını sahiplenen Yunanistan’a karşı beraber hareket etme çağrısı yaptı. Masaya haritalar konuldu ve Türkiye ve Libya’nın deniz komşusu olduğu ifade edildi.
Yunanistan ile Libya Arasındaki Sorun Nedir?
Yunanistan, Libya’da Kaddafi’nin öldürüldüğü 2011’den bu yana devam eden krizi fırsata çevirerek 2014 yılında, Girit Adası’nı baz alarak Libya’nın 39 kilometrekarelik alanını kara suları ilan etmişti. Oysa ki o alanın Libya’ya ait olduğu, adalar üzerinden kara suyu ilan etmek için ana karaya sahip ülkenin olmaması gerektiği biliniyor. Yunanistan’ın bu alanı sahiplenerek doğal gaz araması ve Doğu Akdeniz’de çıkarılan gazın Avrupa’ya taşıma projesini gerçekleştireceği düşünülüyor.
Yunanistan, Kuzey Denizi Kıta Sahanlığı Davaları’nı hiçe sayarak ana karayı esas almayan ve Girit, Kerpe, Kaşot, Rodos ve Meis adalarının MEB alanlarını belirlemesiyle bölge ülkelerini çok küçük alanlara hapsediyor.
Dr. Cihat Yaycı’ya göre Türkiye ile Libya, MEB sınırlandırma anlaşmasını “Türkiye’nin Marmaris, Fethiye ve Kaş kıyıları ile Libya’nın Derne, Tobruk ve Bordiya kıyılarının karşılıklı kıyılar olarak alınması suretiyle” hayata geçirmeli. Akdeniz’deki diğer ülkelerden Mısır da Libya gibi Yunanistan ile “adalar üzerinden ortay hat” anlaşması yapar ise Akdeniz’deki yetki alanları daralacak ve Atina tarafından gasp edilecek.
Kerkenna ve Cerbe Adası Sorunu: Libya Haklı Bulundu
Libya, daha önce Malta ve Tunus ile aynı sorunları yaşadı. 1982’de Tunus’un adalar üzerinden belirlediği deniz sınırları Uluslararası Adalet Divanı’na taşınmıştı. 1982’de Tununs-Libya davasında mahkeme Tunus sahillerindeki Kerkenna ve Cerbe adaları ile ilgili şu kararı verdi;
- Kerkenna’ya yarım etki alanı tanınmalı.
- Cerbe Adası’na ise deniz yetki alanı tanımadan ortay hat çizilmeli.
Yine Libya’nın Malta ile yaşadığı benzer sorunda; aynı mahkeme deniz alanlarının belirlenmesinde taraf olan ana karaya sahip ülke ile ada üzerinden hak talep eden ülke arasındaki davada, ana kara sahibi ülke olan Libya’yı, ada üzerinden hak talep eden Malta’ya karşı haklı bulmuştur.
Konuyla ilgili birçok dava sonucuna göre Yunanistan ada üzerinden hak talep edip Libya’nın alanını sahiplenmesi gasp etmek anlamı taşıyor. Örnek davalardan bazıları;
Kuzey Denizi Davası (1969), İngiltere-Fransa Davası (1977), Gine-Gine Bissau Davası (1983), Libya-Malta Davası (1984), Libya-Tunus Davası (1984), Eritre-Yemen Davası (1999), Romanya-Ukrayna Davası (2009) ve Bangladeş-Myanmar Davası (2012)
Öte yandan Fas, Suriye ve Lübnan gibi Libya da Akdeniz’de MEB ilanını daha önce yapmıştı.
‘Libya, Yunanistan’a nota verdi’
Milli Savunma Bakanı Akar’ın Libya ziyaretinden yaklaşık bir yıl sonra National Pride isimli Yunan haber sitesi, Libya’daki Trablus hükümetinin Yunanistan’a sözlü bir nota vererek, “Libya’daki İslami Hükümet’in Yunanistan’a sözlü bir nota verdiği, Girit’in güney ve güney batısında yaptığı araştırma faaliyetlerinden duyulan rahatsızlığın iletildiği” belirtildi. Haberde BM tarafından meşru olarak tanınan Trablus hükümeti, ‘İslami hükümet’ olarak nitelendirildi ve Türkiye tarafından desteklendiği belirtildi. Yunanistan’ın Libya’daki siyasi krizde General Halife Hafter’e bağlı Tobruk hükümetinin desteklemesi konusunda neden beklediği soruldu.
[irp posts=”3433″ name=”Libya Son Durum Haritası (2019)”]
Türkiye ile Libya Anlaşırsa Ne Olacak?
Yunanistan, hem Türkiye’nin hem de Libya’nın deniz alanlarını tanımıyor. Libya, kendisine ait olan ve Yunanistan’ın Girit Adası’nı dikkate alarak sahiplendiği deniz alanı konusunda somut adım atabilir. Böylece Türkiye ile deniz komşusu olacak olan ülke, uluslararası hukuka aykırı olarak hareket eden Yunanistan’ın adalar üzerinden deniz alanı belirlemesinin önüne geçecek.
Türkiye de ülkenin yeniden imarı, askeri gücünün yeniden oluşturulmasına ilişkin çabalarda katkı sunmaya hazır olduğunu açıkladığı Libya ile Akdeniz’de deniz hukuku sınırlarını bilerek Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi-Mısır üçlüsünün Doğu Akdeniz’de Türkiye ve Libya’yı saf dışı bırakan ittifakının önüne geçilmiş olacak. Bunun için Türkiye ve Libya’nın MEB alanını açıklaması gerekiyor.
Yunanistan’ın Girit Adası’nı kullanarak tek taraflı olarak Libya’ya ait olan 39 bin kilometrekarelik alanı karasuları ilan etmesinin önüne geçilirse, Doğu Akdeniz’den çıkarılan doğal gazın gayri resmi bir şekilde Avrupa pazarına taşınması engellenecektir.
Yunanistan’ın eski istihbaratçılarından Savas Kalenderisis, konuyla ilgili Yunan internet sitelerine verdiği demeçte, Yunanistan’ın biran önce Libya üzerinde etki kurması gerektiğinibelirterek, Türkiye’nin Libya’daki Trablus hükümeti ile MEB anlaşması yapmasının Yunanistan için büyük yenilgi olacağını söyledi.
Türk Deniz Kuvvetleri’nin 2002 yılından başlayarak 14 yılda 14 yabancı bayraklı gemiyi kendi alanında durdurduğu, son 2 yılda ise Türkiye’nin deniz yetki alanlarında izinsiz araştırma faaliyetlerinde bulunmaya çalışan farklı ülkelere ait 1 sondaj platformu ve 6 geminin engellendiği bildirildi.
Kaynak: StratejikOrtak.com
E-BÜLTENE ABONE OLUN
Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.
Abone oldunuz, teşekkürler.
Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.