ABD Destekli ‘Doğu Akdeniz Planı’

1210
Yazarlık Başvurusu

Doğu Akdeniz’de ABD’nin yönlendirdiği ‘şeytan üçgeni’, Türkiye ve KKTC’nin bütün hayati çıkarlarına saldıran bir şer ittifakı olarak öne çıkan İsrail, Yunanistan, GKRY arasında görüşmeler ve pazarlıklar, askeri tatbikatlar devam ediyor.

Soruyorum: Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin katılımıyla gerçekleştirilen Doğu Akdeniz’de bulunan doğal gaz işbirliği stratejik bir hamle mi yoksa hedef Türkiye ve KKTC’ye karşı taktiksel bir manevra mı?

Geçtiğimiz Nisan ayında önerilen, 10 milyar dolarlık kumar olan, Doğu Akdeniz yani East-Med boru hattının ilerlemesi ABD için jeostratejik bir önceliktir. İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı ittifakta bir araya geldi. ABD ise yeterli ilgi görmeyen ve istenilen mesajı veremeyen EastMed projesine “gaz” vermeye geldi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD’nin Doğu Akdeniz’deki enerji bağımsızlığını ve güvenliğini desteklemek ve dış etkilere karşı savunmak için artan işbirliğinin önemine dikkat çekerek; Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasındaki üçlü mekanizmaya verdiği desteği ve üçlü iş birliğini onayladığını vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Kudüs’te Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs’ın üçlü zirvesinde son derece stratejik ve sembolik bir hareketle, Doğu Akdeniz’e “geri döndükleri” mesajını gönderdi.

ABD, Doğu Akdeniz’deki Stratejisinde Köklü Değişikliklere Gidiyor

“Doğu Akdeniz’de Güvenlik ve Enerji İşbirliği 2019” isimli yasa tasarısının Amerikan Temsilciler Meclisi’ne sunulduğu ve kabul edildiği de bilinmekte.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, “Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Ortaklığı Yasası’nın uluslararası güvenlik yönleri, Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail ile işbirliği yaparak ele alınmalıdır.” açıklamasında bulundu.

Bu, Amerika ve AB’nin öngördüğü Akdeniz’deki doğalgaz paylaşımı planında Türkiye’ye yer yok anlamına geliyor.

Doğal gaz İsrail – G.Kıbrıs – Yunanistan aracılığıyla Avrupa pazarına açılacak ve Rusya’nın Avrupa üzerindeki enerji kozu da bitirilecek.

Türkiye istediği kadar ABD ile ilişkileri sıcak tutmaya çalışsın Doğu Akdeniz İsrail-ABD ortak çıkarları için güvenli hale gelene kadar ABD’nin Türkiye’ye karşı tutumu değişmeyecektir. 2019 Haziran ayının içerisinde gerçekleşen ikinci zirvenin konusu “enerji ve deniz güvenliği” idi ve Amerikan Dışişleri Bakanının varlığı kesinlikle Çipras, Anastasiadis ve Netanyahu’nun buluşmasına kesin bir çekim sağlamış, üçlü modelin sadece Avrupa için alternatif enerji kaynakları ile ilgili değil, aynı zamanda bu kritik süre zarfında bölgede istikrar ve güvenliği sağlama konusunda olduğu gibi bölge için yeni bir stratejik “resim” olacak diye ifade edildi.

Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilmenin S400 sorunu nedeniyle arttığı bir anda, Pompeo’nun bu üçlü zirveye katılımı, belki de diğer tehditlerden ayrı olarak Limassol Limanı’nın güneyindeki askeri tatbikatlar için yasa dışı yer olduğunu iddia eden Türkiye’ye en somut cevabıydı.

Amerikan Doğu Akdeniz Desteği

Pompeo’nun varlığı çok önem arz ediyor. ABD’nin İsrail’le geleneksel olarak sıcak ilişkilerinin yanı sıra, Amerikan elçiliğini Kudüs’e taşıma kararı ile sembolik bir süre zarfında, Trump yönetiminin İsrail yanlısı politikası da var.

Dahası, Trump’ın Netanyahu ile dostane ilişkisi ve Amerikan başkanının İsrail Başbakanı’nın yeniden seçilmesine yardım etmek istediği yapılan açıklamalardan anlaşılabilir. Bu anlamda Pompeo’nun varlığının, Netanyahu’nun seçimlerden önce “küresel lider” imajını destekleme çabasının bir parçası olduğu açık.

Öte yandan ABD dış politikasının bu aşamasında, Suriye’den çekilme konusu açıkken, Rusya ile yeni “soğuk savaş” yaşandı ve antagonize edildi fakat aynı zamanda diğer müttefiklerini İran’a karşı saldırgan bir politika için ikna etmekte zorlandı. Washington’un, kendi hedeflerine uygun savunma ittifakları oluşturma çabalarını olumlu olarak gördüğü açıktır.
ABD’nin, Amerikan şirketlerinin bu açığı kapatmak için zemin kazanması şartıyla, Avrupa’nın Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltma çabalarını desteklediği de açık.

Doğu Akdeniz – East Med Boru Hattı Projesi

Son yıllardaki keşifler nedeniyle petrol & gaz sanayii gelişmelerinin merkez üssü olan Doğu Akdeniz gazının en önemli ihracat projelerinden biri olan Doğu Akdeniz boru hattının; İsrail, Kıbrıs ve Yunanistan’ın ekonomik bölgesinden Yunanistan’a geçmesi Ve oradan bir deniz altı boru hattı üzerinden İtalya’ya bağlanması planlanıyor. Bu noktadan itibaren, Avrupa’ya tedarik sağlanabilecek.

East-Med Boru Hattı haritası

2200 km uzunluğa sahip, bu da derinliği ve zor deniz altı arazisi nedeniyle önemli teknik zorluklarla karşı karşıya kalan 10 milyar dolarlık önemli bir proje. ABD, Mısır’ın LNG tesisleri veya Kıbrıs’taki yeni bir LNG tesisi aracılığıyla doğal gaz ihraç etmenin alternatif yollarını hariç tutmadan, jeostratejik nedenlerle Doğu Akdeniz – East Med boru hattı projesini destekliyor. ABD için boru hattı, İsrail’in Avrupa ile olan bağlantısına kalıcı bir karakter verecek ve aynı zamanda Avrupa pazarına “Rus olmayan” gaz ile istikrarlı bir tedarik sağlayacaktır. Bununla birlikte, miktarları yalnızca Güney ve Güneydoğu Avrupa’nın ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olacak, böylece daha önce başlamış olan Amerikan LNG ihracatı için geniş bir alan bırakacak.

Amerikan dış politikasının stratejik planı, Pompeo’nun Houston’daki bir üst düzey enerji konferansında yaptığı konuşmada ve açıklamada ortaya çıktı denebilir. Pompeo, birçok ülkeden büyük petrol şirketlerinin ve enerji bakanlarının katılımıyla (aralarında Yunanistan, İsrail, Kıbrıs), enerjinin Amerikan dış politikasının belirlediği siyasi hedefleri destekleme aracı olarak kullanılmasını öncelikli hedef olarak belirledi.

Doğu Akdeniz’de Rusya ve Türkiye Faktörü

Rusya, projeden memnun değil çünkü daha ucuz olan Rus gazına Avrupa enerji bağımlılığını azaltacak alternatif bir rotaya karşı çıkıyor. Rusya, Türk Akımının Avrupa’ya genişlemesine stratejik olarak yatırım yapmakla birlikte Ukrayna’yı bir merkez olarak atlayarak Rusya’yı Almanya’ya bağlayan ve Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını genişleten Nord Stream yani Kuzey Akım 2’nin inşaatının nominal sürekliliğine de yatırım yapıyor.

Kuzey Akım haritası – Harita: Gazprom

Türkiye, aynı zamanda Güneydoğu Akdeniz gazının kendi topraklarında bir boru hattıyla ihracını da desteklediğinden boru hattına karşı çıkıyor. Türkiye, East-Med’in onu atladığını ve böylece bir enerji merkezi olarak stratejik rolünü azalttığını düşünüyor. Tabii ki Türkiye’nin Kıbrıs, İsrail ve Mısır ile olan ilişkileri, bölgede hidrokarbon yönetimi söz konusu olduğunda tekrar gündeme geldi. Bununla birlikte AB, Türkiye’nin güzergahları tekelleştirerek Hazar bölgesinden (TANAP), Rusya’dan (Türk Akımı’ndan), Kuzey Irak’tan ve Doğu Akdeniz’den doğal gaz enerji bağımlılığı elde etmesini istemez.

Mısır kamuoyu bu projeyi, Idku ve Damietta’daki mevcut LNG tesislerini kullanarak Doğu Akdeniz’de bir ihracat merkezi olma yönündeki hayallerine göre rakip olarak görüyor. Öyle ki İsrail’in zorlu siyasi kararını Arap ülkesine hatta dostane birine bile bağımlı hale getiriyor.

Avrupa’nın Yunan İlgisi

AB’nin projenin fizibilite ve yaşayabilirlik çalışması için 100 milyon Avro destek sağlarken, yatırımcı bulma sürecine başlatmak için bu sonbaharda fizibilite çalışmaları için adım atacağı belirtildi.

Proje ilk kez Yunanistan’ı, Doğu’daki bir enerji, ekonomik ve güvenlik ağında yer alan İsrail, Mısır ve Kıbrıs gibi diğer ülkelerle Akdeniz’de birleştiren gerçek bir enerji merkezi haline getirebilir.

İsrail için boru hattı, ülkeyi Avrupa’ya bağlayacağı ve büyük maliyetine rağmen İsrail gazını ihraç etmek için “bağımsız” bir seçim olduğu için büyük ölçüde politik öneme sahip.

Kıbrıs açısından ise, sözde münhasır ekonomik bölgesindeki yeni keşifler bunu uygulanabilir bir projeye dönüştürürse, çoğunlukla kendi topraklarında kurulacak LNG tesisi tarafından büyük fayda sağlayacak.

Sanayideki uzmanlar, şu ana kadar atılan adımlara göre yerel talebi ve ihracatı Mısır’ın LNG’si ve muhtemelen Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’deki bir LNG terminali yoluyla karşılamak için yeterli gaz bulunduğunu iddia ediyor.

Her halükarda Pompeo’nun üçlü zirveye katılımı, Doğu Akdeniz’de oluşturulan yeni güvenlik mimarisine Yunanistan, Kıbrıs, İsrail ve Mısır’ın yeni, yükseltilmiş varlığı ve katılımı için çok önemli bir nokta teşkil ediyor.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz