Türk Keneşi ve Geleceği

1445

1992 yılında SSCB’nin dağılmasıyla beraber bağımsızlığını ilan eden beş Türk Cumhuriyetindeki ve Türkiye’deki yöneticilerin harekete geçmesiyle birlikte Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi olarak başlatılan bu girişim, bazı tarihlerdeki kesintilerle beraber 17 yıl kadar sürmüş ve 3 Ekim 2009’da yapılan Nahçıvan Anlaşmasıyla beraber bu girişim yerini pek çok alt kuruluşa sahip olan Türk Konseyi’ne bırakmıştır.

…Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi”, “Türk Konseyi” ya da “Türk Keneşi” olarak adlandırılan devletlerarası yapı, devlet başkanları konseyi, dışişleri bakanları konseyi, her ülkeden gelen akil insanlardan oluşan aksakallar konseyi, kıdemli memurlar komitesi ve merkezi İstanbul’da bulunan sekretaryadan oluşuyor. Türk Konseyinin kurulmasından bu yana devlet başkanlarının katılımıyla 6 zirve düzenlendi. Türk Keneşi aynı zamanda Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Türk İş Konseyi, Türk Akademisi ve Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Türk Dünyası Ortak Odalar ve Borsalar Birliği gibi mevcut iş birliği mekanizmaları için de bir şemsiye kuruluş vazifesi görüyor… (Yüzbaşıoğlu, Nazlı. “Türk Dünyasının Stratejik Çatı Kuruluşu: Türk Keneşi.”)

2009’dan beri etkisini düşük seviyede de olsa artıran Türk Konseyi’nin alt kuruluşu olan TÜRKSOY’dan 2015’te yaşanan uçak kriziyle beraber gözlemci üye olarak bulunan Rusyadaki Türk kökenli Muhtar Cumhuriyetlerden olan Altay Özerk Cumhuriyeti, Hakasya Özerk Cumhuriyeti, Tuva Özerk Cumhuriyeti, Yakut Özerk Cumhuriyeti ve Başkurtistan Özerk Cumhuriyeti ayrılma kararı almışlardır. Muhtar cumhuriyetlerden yalnızca Tataristan gözlemci üyelik statüsünü muhafaza etmiştir. Yaşanan uçak krizinden bu yana Rusya ile olan ilişkilerin krizden önceki zamana göre daha iyi bir duruma geldiği günümüzde, yaşanan krizden sonra TÜRKSOY’dan ayrılan muhtar cumhuriyetlerin öncelikle TÜRKSOY’a tekrardan dahil edilmesi için gerekli girişimlerde bulunulması sağlanmalı ve Türk dili konuşan diğer muhtar cumhuriyetlerden olan Çuvaşistan Özerk Cumhuriyeti, Dağıstan Özerk Cumhuriyeti Karaçay-Çerkesya Özerk Cumhuriyeti ve Kabardino-Balkar Özerk Cumhuriyeti’nin de dahil edilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmalar yapıldığı takdirde bağımsız ve özerk tüm Türk devletleri TÜRKSOY çatısı altında toplanmış olacaktır.

Türk Keneşi bayrağı

Aynı şekilde bu özerk devletlerin bağlı olduğu Rusya ve Gagavuzya’nın da bağlı olduğu Moldova ile bu özerk devletlerin konseye katılımını sağlayan bir anlaşma yapıldığı takdirde Türk Konseyi de gücüne güç katabilecek ve etkinlik alanını artırabilecektir.

…Türk Keneşi’nin genişlemesini bağımsız Türk Cumhuriyetleriyle sınırlandırmakla kalmayıp dünyada Türk azınlıkların ve diasporalarının yaşadığı devletlerle işbirliği geliştirmeye, onları örgüte gözlemci üye yapmaya ve bu şekilde örgütün uluslararası alandaki ağırlığını arttırmaya çalışması önemli bir adım olacaktır. Nitekim, Afganistan, İran, Rusya, Çin ve Almanya gibi pek çok ülkede azımsanmayacak sayıda Türk yaşamaktadır. Türk Keneşi, dünyadaki bütün Türk halklarının hamisi olma hedefleri doğrultusunda bünyesinde Diaspora Daire Başkanlığı kurarak bu yöndeki çalışmalarına hız verebilir. Türk Keneşi’nin gelecek yıllardaki zirvelerinde bu konuya ağırlık vermesi ve gerekirse zirvelerden birini “Dünyada Türk Diasporası” başlığında gerçekleştirmesi de söz konusu olabilir… (Isakov, Abdrasul. “Türk Keneşi Güçleniyor.”)

2016 yılında Özbekistan’ın Kurucu Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un ölümüyle beraber uzun yıllar boyu iyi ilişkiler geliştirilemeyen Özbekistan ile de yeni bir döneme girilmiştir. Halefi Şevket Mirziyoyev ile ilişkilerin düzelmeye başlamasıyla beraber Türkiye ve diğer devletlerin de teşvikiyle Özbekistan Türk Keneşi’ne 14 Ekim 2019 tarihinde katılmıştır.

Bölgesel siyaset açısından sıkışmışlıklar yaşayan ve ekonomik krizin derinleştiği Türkmenistan’ın da yıllardır BM nezdinde imzalanan Tarafsızlık Anlaşmasını öne sürerek Türk Keneşi’ne katılmadığı bir süreçten 14 Ekim 2019 tarihinde gözlemci üye olarak Türk Konseyinde yer aldığı bir sürece gelinmesi birliğe katılmayan Türkmenistan’ın da gelecekte birliğin üyesi olma ihtimalinin güçlendiğini göstermektedir.

…Daimi tarafsızlık statütüsünden dolayı uluslararası anlaşmalara imzacı olmaktan çekinen Türkmenistan, yine de Türk Konseyi’ne yakın bir gelecekte katılım kararı alabilir. Hem Çavuşoğlu hem de Amreyev konu ile ilgili Türkmenistan’dan olumlu dönüş aldıklarına dair açıklamalarda bulundular. Son dönemde özellikle doğalgaz satışı/dağıtımı konusunda oldukça ciddi problemler yaşayan Türkmenistan, yeni işbirliği olanakları aramaktadır. Bu konuda Türk Konseyi, Aşkabat yönetimi için önemli bir ortak haline gelebilir… (Çalışkan, Burak. “Bir Gelecek Tasavvuru Olarak Türk Konseyi”, İNSAMER, 26.09.2019.)

…Kırgızistan’ın Çolpon-Ata kentinde geçen yıl düzenlenen Türk Keneşi 6. Zirvesi sırasında Macaristan, Türk Keneşine gözlemci ülke olarak katıldı. Macaristan’ın Türk Keneşine üyelik sürecinde Türk cumhuriyetleriyle özellikle ekonomik ilişkileri güçlendirme hedefinin yanı sıra Macar halkının Türk tarihi, kültürü ve dili ile kurduğu bağ da etkili oldu. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Türk Keneşinin 6. Zirvesi’ndeki konuşmasında, Macarların kendilerini Hun İmparatorluğu Hükümdarı Atilla’nın soyundan gördüğünü ve Hun-Türk kökenlere dayandığını belirtti. Macarcanın Türk dili ile akrabalığı olduğunu vurgulayan Orban, “Biz Macarca konuşuyoruz. Bu Türk diliyle bağlantısı olan eşsiz bir dil. Hristiyan dinini aldık fakat Kıpçak-Türk ilkeleri üzerinde duruyoruz.” ifadelerini kullandı. Macaristan’ın gözlemci üyelik statüsü almasının ardından, Budapeşte’de Türk Keneşi Avrupa Temsiliciliğinin açılması da kararlaştırıldı. Temsilciliğin, Türk Keneşi 7. Devlet Başkanları Zirvesi’nden önce açılması ve Macaristan’ın yanı sıra AB ile AGİT, OECD, Vişegrad Grubu gibi diğer Avrupa kurumlarıyla da ilişkilerin güçlendirilmesi ile Keneş’in Avrupa’daki görünürlüğünün artmasına yardımcı olması hedefleniyor… (Yüzbaşıoğlu, Nazlı. “Türk Dünyasının Stratejik Çatı Kuruluşu: Türk Keneşi.”)

Geçtiğimiz yıl Türk Keneşi’ne gözlemci üye olan Macaristan’ı daimi üye olarak bu birliğe almak dolayısıyla Avrupa kıtasından bir ülkeyi bu birliğe dahil etmek dünyada Türk Keneşi adına olumlu bir intiba bırakacak ve çeşitli ülkelerin bu birliği Pantürkizm temelli emperyalist bir oluşum olarak görmesini engelleyecektir. Böylelikle Konseyin doğu-batı arasındaki köprü olma rolü ve etkinliği kendisini daha güçlü şekilde hissettirecektir. Bu durum dış ticaretinin büyük bölümünü Avrupa ülkeleriyle gerçekleştiren Türkiye açısından da AB kurumsal sistemine verilecek önemli bir mesaj olacaktır.

Türk Konseyi Dışişleri Bakanları

Dış politikamızda daha serbest ve daha güçlü hareket edebilmemiz için ise ticari bir yönden çok kültürel ve siyasi yönü ağır basan Türk Keneşi’nin daha etkili bir hale getirilmesi lazımdır, bunun için de üye ülkeler arasındaki ticaret hacmini artırmak şarttır. Bu hedefi  gerçekleştirebilmek için üye ülkeler arasında serbest ticaret bölgesi anlaşmasının yapılması sağlanmalı ve gelecekte olası bir ortak pazarın oluşması için gerekli çalışmalara başlanılmalıdır.

1992’deki zirvede ortaya konulan hedeflerden biri olan tüm doğal kaynakların Türkiye üzerinden Avrupa’ya sevk edilmesi konusu da birliğin ekonomik yönünü güçlendirilmesinde oldukça önemli bir yere sahip bir konudur. Bu alanda yıllardır yürütülen başarılı projelere rağmen Türkmenistan’ın doğal kaynaklarının Avrupa’ya sevk edilmesi konusunda büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Uzun yıllardır bir sonuca varılamayan Hazar Denizi hakkındaki sorunların 12 Ağustos 2018 tarihinde yapılan bir anlaşmayla çözülmesi Türkmen doğalgazının Trans-Hazar Boru Hattı projesiyle Azerbaycan üzerinden Avrupa’ya aktarılmasını kolaylaştıracaktır. Bu konuda Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkmenistan arasında geliştirilmesi muhtemel iş birliği sayesinde Azerbaycan’a aktarılacak olan Türkmen doğalgazı kolaylıkla pazarlanabilir hale gelecek ve bu durum ekonomik krizlerle boğuşan Rusya, İran ve Çin arasında hassas bir denge yürütmek zorunda kalan Türkmenistan’ın elini önemli ölçüde güçlendirecektir.

Ülkeler arası ilişkileri pekiştirmek için üye ülkelerin kendi aralarında üçlü işbirliği mekanizmaları oluşturması da birliğin geleceği için önem teşkil edecektir. Bu kapsamda Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan arasında yıllardır başarıyla yürütülen üçlü iş birliği modelinin Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan, Türkiye-Kazakistan-Kırgızistan ve diğer üye ülkeler arasında da yürütülebilecek üçlü iş birliği mekanizmalarının oluşturulması önem arz etmektedir.

Üye ülkeler arası kültürel iş birliğini artırmak için de öncelikle üye ülke halklarını ortak paydada birleştirecek ortak bir konuşma dilinin geliştirilmesi önem arz etmektedir. Bu paydada birleşen devletler bundan sonra ortak bir eğitim politikası geliştirebilecek ve genç kuşaklar arasındaki etkileşimin artmasını sağlayacaktır.

Kerem Demir

Stratejik Ortak Misafir Yazar

KAYNAKLAR

https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/turk-dunyasinin-stratejik-cati-kurulusu-turk-kenesi/1544776

Türk Keneşi Güçleniyor

https://insamer.com/tr/bir-gelecek-tasavvuru-olarak-turk-konseyi_2378.html

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

E-BÜLTENE ABONE OLUN

Stratejik Ortak yazarlarının makalesi ve haritalar ücretsiz e-postanıza gelsin.

Abone oldunuz, teşekkürler.

Bir şeyler yanlış oldu. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Yazarlık Başvurusu

Yorum Yaz

Lütffen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz